04-11-2008, 00:44 | #1 |
Sebataylar ve Mum Söndü (tavsiyemdir)
Bektaşi Urbasındaki Sebataylar ve Mum Söndü 07.12.2006
Yazar: Yusuf Gezgin Her alanı kontrol etme hırsındaki Sebatayların pek çoğu (güya) ihtida ederken en rahat hareket alanı sunan Bektaşi toplulukları içinde gizlenmeyi tercih etmişler, bir tasavvuf, sevgi, insanlık yolu olan Bektaşiliği de deforme etmişlerdir. “Ali-siz Alevilik” gibi yaklaşımlarda bunların rolü olduğunu düşünüyorum. Provokatif olaylarla sürekli beslenen Alevi-Sünni gerilimi de Sebatayların kullandığı malzemelerdendir. İnsan ve dost canlısı, kalender bir İslam yorumu olan Türk Aleviliğini toplumun diğer kesimlerine karşı geren Sebataycılar mezhep endeksli cepheleşmeyi sürekli körüklemişlerdir. Son yıllarda güç kaybeden Sebataylar ülkenin kaderine hükmeden stratejik noktaları tutmakta zorlanmaktadırlar. Kara Türklerin her alanda artan etkinliğini ve uyanışını kıramamaktadırlar. Buna çözüm olarak Alevilere yatırım yapmaktadırlar. Yorum farkından dolayı dini duyarlılıkları daha az olan Aleviler laik-çi cephenin ana malzemesi olarak sunulmakta; körüklenen düşmanlıklarla bu kesim Sebataycıların etki alanında tutulmaya çalışılmaktadır. Her türlü milli, dini gelişmeye muhalefet etmede, Bektaşileri öne süren Sebataylar gerçekte kendi politikalarını uygulamaktadırlar. Nüfus artışında ciddi problemler yaşayan, kendi gençlerini Türkiye’nin hayati müesseselerine yönlendirmekte ve oralarda tutmakta sıkıntı çeken ve bu nedenle sürekli mevzi kaybeden Sebataylar bu açıklarını Alevi kesimle ve kontrol edebildikleri diğer kripto ecnebilerle doldurmaya çalışmaktadırlar. Bu nedenle Alevi vatandaşlarımızın devletin en kritik kurumlarına girmeleri ve oralarda tutunmaları için yol açmaktadırlar. Ne var ki Aleviler de Anadolu evladı ve Karatürktürler. Bu nedenle Alevilere güvenin ve dayanmanın bir sınırı vardır. Hassas kurum ve kuruluşlarda en tepe noktalara kendileri yerleşirken Alevi kökenlileri ancak bir noktaya kadar çıkartmakta, oradan öteye yol vermemektedirler. Böylece hem en tepeleri tutmaya devam etmekte, hem de altlarını boş bırakmamaktadırlar. Yani Alevileri dolgu malzemesi olarak kullanmaktadırlar. Sabetaycı Yahudiler Alevilerin içine 19.-20. yüzyıldan itibaren sızmış, Alevilerin güvenini kazanarak temel öğretilerini değiştirmiş, Alevilik tarihi kitapları yazarak Aleviliği mecraından saptırmışlardır. Alevi gençlerin pek çoğunu kültürel değerlerinden kopararak rijit, protest birer ateist haline getirmeyi başarmışlardır. Toplumda yanlış olarak Bektaşilere mal edilen “mum söndü” olayı da aslında Sebataylara ait dini bir ritüeldir. “Dört Gönül Bayramı” veya “Mum Söndü” diye de bilinen Kuzu bayramı 22 Adar’da (Mart) yapılır. Her sene kuzu eti ilk defa bu bayram münasebeti ile ve hususi merasimle yenir. Bu merasimde en aşağısı ikisi erkek ikisi kadın olmak şartıyla evli dört kişinin bulunması lazımdır. Bu çiftlerin sayısı artırılabilir. Kadınlar iyi giyinmiş ve süslenmiş oldukları halde sofra hizmetinde bulunurlar. Yemekten sonra biraz eğlenilir ve muayyen zamanda ışıklar söndürülerek karanlıkta kalınır… Bu bayram vesilesi ile doğacak çocuklar bir nevi kutsiyeti haiz tanınırlar.” (Gövsa, Sabatay Sevi, S. 64) Ilgaz Zorlu da “toplu seks ve mum söndü olayının Tanah’taki birtakım dualardan kaynaklandığını” vurgulamakta, (Zorlu, Evet Ben Selanikliyim, S.51), hatta; “bazı Sabataycı din adamlarının Lut örneğinden hareketle ensest ilişkiyi meşru kabul eden kararlar verdiklerini” ifede etmektedir. (Zorlu, a.g.e.S.62) “Mum söndü”yü Sebataycılar “Sevi Mesih”in gelmesi için dini bir rükün olarak yapmaktadırlar. İnançlarına göre günahlar ne kadar yayılırsa kurtarıcı Mesihin gelmesi o kadar kolaylaşacaktır. Bundan dolayı ahlaksızlıkların ve dejenerasyonun arkasında bu kesim bulunmaktadır. Alevilik İslamın bir yorumudur. Gerçek dedeler Hz. Ali evladıdırlar. Dedelerin soyları yakın zamana kadar tutulmakta ve bilinmekte idi. Ancak son 100-150 yıldır Sebataycıların bu kesime yönelmesinden sonra bu silsilede de karışıklılar olmuştur. Pek çok Alevi derneğinin başına, Bektaşi tekkelerine dede olduğunu iddia eden Sebataylar geçmeye başlamıştır. Aleviler inançları ve gelenekleri ile oynanarak istismara açık hale getirilmişlerdir. Alevi kardeşlerimizin; inançlarını tahrip ederek kendilerini toplumun diğer kesimleriyle kavgalı hale getiren yabancı unsurlarla mücadele etmeleri, istismar edilmekten kurtulmaları ve gerçek Aleviliğe yönelmeleri gerekmektedir. Bu yaziya bir baska blogtan şerh: Alevilik, yani “Anadolu Aleviligi” denilen sazli-sozlu Hurufiligi “Islamin bir yorumu” saymasi haricinde itiraz noktasi olmayan bir yazi; “Sabataist sizma” ancak boyle “Islami yorumlara” sizar, bunuda burada gorduk… Bir ilave de yapmak isterim; Bu hurufistler ile Sia’nin “galat” olanlarinin uzerinde “galat”liklarina yolacan, Sabatayist degil Yahudi tesiri vardir. Sapla saman karistirilmasin diye eklmek istedim. ******************** MUM SÖNDÜ Bu söylencenin gerçek mucidleri ise bildiğiniz üzere MASONLAR’dır. İSRAİLOĞULLARI’dır. Bu mum söndü halen uygulanmaktadır, İşte mum söndü ile ilgili gerçekler; *** Önce dönmeliğin ne demek olduğunu açıklayıp daha sonra da Yahudi dönmeleri tarafından “adar-kuzu bayramı” olarak anılan mum söndüye açıklık getirelim. Yahudi dönmelerin mesih kabul ettikleri Sabatay Sevi, 17. yüzyılın sonlarına doğru Kudüs’e yapmış olduğu seyehatte, ikinci mesih kabul edilen Nathan’la tanıştı. Nathan kudüste çok iyi tanındığından kendisinin peygamber, Sevi’nin de mesih olduğunu Yahudi halkına ilan etti. Bu hususta vahiyler aldıklarını, İsrailoğulları’na inandırdılar. Nathan’ın sahte peygamberliği ve Sevi’nin mesihliği o yıllarda vatansız olan ve dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan yahudilere hızla yayıldı. Kudüsten izmire dönen sabatay sevi, nathan’ın kendisinde verdiği büyük destekle, Osmanlı Padişahını devirme planları yapmaya koyuldu. Sevi’nin yapmış olduğu bu gizli planı haber alan Osmanlı idaresinin yetkilileri (osmanlının istihbarat gücü, bilinmeyen bir nedenden ötürü çok yüksekti) bu sahte mesihi izmirden istanbul’a getirterek Sultan’ın huzuruna çıkardılar. kAdı ve şeyhülislam önünde ya padişah fermanı ölümü, ya da tövbe etmeyi tercih etmekle karşı karşıya kalan Sabatay Sevi, Yahudiliği bırakıp İslamiyeti kabullenerek ölümden kurtulur… Bu dönmelik anında “mehmet aziz efendi” adını alan sabatay sevi, böylesi göstermelik teba değiştirmesiyle kabbalacılığın ilk temsilcisi sayılmıştır. Kabbalacılık bir toplumun göstermelik din v miliyet değiştirerek, gerçekte gizlilik içerisinde kendi dünya görüşünü sürdürmesidir. … Yahudi dönmelerin ilk yerleşim merkesleri İzmir, İstanbul ve Edirne olmuştur. İzmir Kudüsten sonra sabatay sevinin hayatındaki önemli bir yer olduğundan, dönme ailelerin buraya yerleşmelerinden doğal ne olabilir ki? İzmir de ve İstanbulda halen varlıklarını sürdüren (existance) bu aileleri Kapancılar, Karakaşlar, Yalmanlar, İzmirliler ve İpekçiler olarak tanımlayabiliriz. Kapancı, Yalman ve İpekçiler evlilik yoluyla içlerinde çözülmeler oluşmuşsa da, Karakaşlar kabbala geleneklerine halen sıkı sıkıya sarılmaktadırlar. Yahudi dönmelerin önderi Sabatay Sevi, bütün günahları mübah saydığından “mum söndü ayinleri” onunla başlamıştır. Günah teorisinin önderi Sevi’nin kendi müritlerine ilan ettiği “eş değiştirme” mum söndü ayini, Yahudi yayın kuruluşu ŞALOM gazetesinden şöyle anlatılmakta: “Bu bayram yahudilere düşman olanların koz olarak kullandıkları bir kutlama günüdür. Bu bayramda kutlama gecesi için katılanların mutlaka evli olmaları gerekir. Bekar olanlar erkek veya kız hiçbir şekilde kabul edilemez. Hatta bu bayram hakkında bekarlara bilgi dahi verilmez. O geceye katılan evli çiftleren şık giysilerini giyerler. Hanımlar kıymetli takılarının yanında, ziyafet masasındaki eşlere servis yaparlar. Bir müddet sonra hep birlikte eğlenildikten sonra, mum söndü ayinine geçilerek bütün ışıklar söndürülür. Evli çiftlerden kadın ve erkek istediğini tercih etmekte serbesttir.” Sabatay Sevinin ardından Judah Toba Levi ile bu sapkın ayin bu günlere kadar ulaşmıştır. Mum söndü “22 adar” bayramı olarak halen kutlanılmaktadır. Artık sabayat Sevi ve Judah TOba dünyayı terk-i salat ettiklerinden, yeni nesiller bu mum söndünün en alasını yaparak, atalarının ilkelerine bağlılıklarını ispatlamaktadırlar. Hristiyanlarda noel Aralık ayınınson haftasına rastgeldiğine göre “Adar 22″ bir önceki haftadır ki bu tarih Yahudi dönmelerinin mum söndü ayinlerinin kutlandığı günlere tesanüd eder. 1995 Aralık ayına kadar bu ayini Türkiyede Ca. ailesi düzenlemiş, organizasyonlarını yapmıştı. Ca. kardeşlerden madenci ve mason Tony Ca.’nin eşleri Sedef Hanım kabbalacılığı ele alarak, İstanbul gecelerinde atalarının günah teorisi mum söndüyü, en modern bir şekilde tertiplemeyi ilke edinmişti. Zaman zaman bekarlarında bu törene katılması istenmiş ve bekarlar için de “mum söndü” ayini yapmak için “muta nikahı” ön görülmüştür. Ülkemizdeki manevi değerleri yıkmaya ant içmiş yahudi dönmeleri ve mason ailelerin gençleri, son yıllarda “saokın tarikatı “adıyla bir grup oluşturup, başkanlığına da Serhan Ç.’i getirirler. Kızıl imam lakablı Serhan Ç. bütün eylemlerini Ziya S.’le birlikte yürütmüşlerdir. Bir dönem İstanbul üniversitesi işletme bölümünde okuyan Serhan Ç., Ulus’taki evini sapkın tarikatının karanlık işleri için üs olarak kullanmıştı. Tarikatın güzel konuklar sitesi *.Blok No:* Ulus’taki tekkesi, mason çocukları ve yahudi dönmelerinden teşekkül etmiştir. Bu tarikat tanınmış ailelerin kız çocuklarını (yahudi dönmesi ve mason) kendi tarikatlarına üye yapmayı prensip edinmektedir. Bekarlar için “muta” nikahı kıyarlar. Artık bunlar yasal olarak bekar olsalarda mutaya göre evlidirler. Bu tarikata göre hiçbir eş birbirleriyle 1.5 yıldan fazla evli kalamaz. Muta nikahı evlileri tarikat başı Serhan Ç.’in emriyle eş değiştirebilir. Buradaki yazılarımda bazı aileleri mutazarrır etmek istemediğimdn, lise çağında olan genç kızlarımızın isimlerini açıklamak da istemiyorum… Bütün bu gayri ahlaki durumların mucidi olan siyonist felsefe ve masonizm Türkiyemizin olduğu kadar, dünya ahlakının da en büyük tehlikesidir. Ne demek adar bayramı? Ne demek muta nikahı? böylesi kabbalacı yahudi dönmesi mum söndü ayinleri ve muta nikahlarıyla bu ülkeyi taciz etmeye hiçbir toplumun hakkı yoktur… Yahudi Hahambaşları “Yahudi ırkı en üstün ırktır” diye fetva vereceğine, çıksın bu dönmelerin sorumluluğunu da üzerine alarak bunlara savaş açsın. Ama neden Neve Şalom’dan çıkıp başlarını ağrıtsınlar ki? Nasıl olsa bu pisliği Türkiye çekiyor. İsrailoğullarının kurdukları siyonizme bağımlı mason locaları, o ülkelerin sırtında hamutlu semer olmuşsa, dünya yansa kafalarına takmazlar. Biliyorlar ki zaman denen acımasız takvim “siyonizm” den yana ibre göstermekte. Bir şeyi unutuyorlar, asırlar öncesi vatansız kalmışlardı. Yarım asır önce küçük devletlerini kurup palazlandılar. Dünya’ya kargaşa teorisini masonizmle sokayım derken yeniden vatansız kalırlarsa hiç şaşırmasınlar…
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-11-2008, 00:47 | #2 |
Sebataylar ve Mum Söndü (tavsiyemdir)
Sitedeki yorumlar dikkatimi çekmişti,eklemek isterim.
---------- On Mart 14, 2007 at 11:53 am Sally Said: Bir Alevi olarak hayatimda duydugum en sacma sey. Butun aleviler turk degildir. Ben kurt alevisiyim. Mum sondu olayida muslumanlarin alevileri asagilamak icin kullandiklari bir yalandir. Zira cem de mum yoktur. ciragi vardir ve yakilir sondurulmez. ana dolu aleviligi de ne demek ?? Butun aleviler, Turku de Kurdu de, bilirki soyumuz Horasana dayanir. Hangi aleviye sorsaniz ayni seyi duyarsiniz. Dedelik sulale boyu devam edem bir seydir. Okulu yoktur. Ve herkes dedesini tanir.Tum sede sulalerinin de nereden geldigi bellidir. Corum lu bir alevinin dedesi Erzurumluda olabilir Corumluda. Bu yuz yillardir devam eden bir seydir. muslumanlar kendi ic hesaplasmalarini lutfen alevilige de bulastirmasinlar.Ne dende turkiyede ahkam kesen lerin hepsi sunnidir. Yok efendim Alevilik ilslamin yorumuymusta neymis. Once aleviligim semah donmekten ibaret olamdigini ogrenin ondam sonra fikir belirtim. Ayrica bir insanin Yahudu yada muslumanlarin dedigi gibi “donme” olmasi bizim ici hic fark etmez. Sonucta aleviler cektik leri acilari unutmaz. Onun icin de baskalrinin acilarini cok iyi arlar. Tukiyede musluman olmamanin ne demek oldugunu biz cok iyi biliyoruz. Bizim de nufus cuzdanimizda musluman yazar ama herkes aslini cok iyi bilir. ---------- On Mayıs 7, 2007 at 8:40 am burak Said: Allah öbür dünyada bu topluluğun cezasını verecektir ayrıca bu dünyadada onlara gereken ceza verilecektir bundan emin olun sapıklıklar sürdükçe ilerledikçe onlar cenabı Allah tarafından bir müsibetle cezalandırılmıştır tarih boyunca.sabatay ve sürükledikleri sapıtmışlar lut kavminden ve diğer örneklerinden ibret almalıdırlar.Şüphesizki Allah c.c. hayasızlığı fenalığı azgınlığı yasaklar.tutasınız diye sizlere öğüt verir.(bu dünyanın bakar körleri battığınız bu batak ve kölesi olduğunuz şeytanada lanet olsun) ---------- On Mayıs 16, 2007 at 3:39 pm binnaz Said: gerçek alevilerin çok iyi insanlar olduklarını biliyorum sünniler gibi iabdetlerini yaptıklarını biliyorum bu fikre katılmayan sözde alevilerinde aslında sabetayist oldukları aşikar. ---------- On Mayıs 23, 2007 at 3:31 pm ykp Said: bir yorumda mum söndünün “Müslümanların Alevileri aşağılamak için kullandıkları bir malzeme” diye bir arkadaşımız bahsetmiş. sayfadaki haberin tamamen okunması halinde mum söndünün alevi-sünni birliğini parçalamak isteyen masonlar tarafından çıkarıldığı ıspatlanarak verilmiştir. Ayrıca arkadaşımız “müslümanlar….aşağılama…” diye başalyan cümleyi tahlil edersek Müslümanların aşağılaması demek: Alevilerin Müslüman olmadığı anlamına gelir ki bu yanlıştır. Çıkarılan bu oyuna gelmememiz lazım ben sünni olarak çok üzüldüm. biz dinimizle kitabımızla biriz, bunu parçalamak isteyenlere meyil vermememiz lazım. biz birbirimizi bir mason bir hıristıyana göre daha iyi tanırız. selametle… ---------- On Mayıs 23, 2007 at 10:42 pm hüsiin Said: alevi vatandas, bu elestiriyi yaparken hic düsündünmü, aleviligin cikis sebebini, ha unutmadan alevilik esittir bektasilik düsüncesinin yanlis oldugunu?? aleviligin horasana nasil geldigini?? alevi oldunu iddia ediyorsun anladik ama neoldugunu sende merak edersin artik. Buülkede aleviler kadar sünni kesimde sömürülen ezilen insanlar oldugunu unutmasan iyi olur. Ne mülümanlik ne hristiyanlik, yahudilik nede alevilik inanis acisindan gelecek nesillere düsmanlik yapmak icin cikmamis. ama senin gibi pozitif veya negatif önyargilarla dolu birilerine bunlari anlatmak zordur. ---------- On Haziran 8, 2007 at 11:06 pm yasemin Said: bunlar ne biçim yorumlar böyle.yorum yapabilmek için belirli bir kültüre,bilgiye sahip olmak lazım.yukarıdaki yorumu yazan kürt alevisi kardeşimiz daha yazı yazmayı bilmiyor,kaldı ki bilgi sahibi olsun.alevi-sünni,türk-kürt düşmanlığı yartmak yerine biraz da bu işin arkasında kimlerin,hangi güçlerin olduğunu araştırsınlar.e tabi okumak lazım.bu konuları bilmek ve yorum yapmak için bu konularla ilgilenmek lazım.birikim sahibi olmak lazım.o zaman alevi-sünni yapay düşmanlığının arkasında yahudi,sabetaist,masonun,türk-kürt yapay düşmanlığının arkasında amerikanın olduğunu bilirlerdi.bir konu hakkında bilgin yoksa yorum yapma ki gülünç duruma düşme. ---------- On Haziran 10, 2007 at 11:40 pm nirvana616 Said: güzel bi yazı olmuş. ama ilk yorum yapan arkadaş biraz saçmalamış müslümanların uydurmaları falan demiş. bunlar işte sabatayların yapmak istediği müslümanları ve diğer meshepden olanları birbirine düşürmek şu yazıyı okuyup nasıl böyle bi yorum yaparsın anlamak mümkün değil bir ülkeyi savaş yoluyla bölemezsin savaş açarsan daha çok birleşirler hele bizim gibi bi ülke. ancak böyle çok rahat bölebilirsin hem masrafsız hem işe yarar bi yöntemdir. tekrar teşekkür ederim yazıyı hazırlayan arkadaşa ---------- On Temmuz 21, 2007 at 12:40 pm mapex Said: Aleviliği savunan insanların bilgi yoksunluklarına şaşmamak lazım gelmektedir.Alevilik bir alt kültürdür.Ne bir dindir,ne de tarikat…Kızacaklar ama folklorik öğeleri ağır kaçan (Şaman inancından çokça etkilenilmiştir) bir alt kültürdür.Aleviliğin en önemli adamlarından biri (hatta şia nın kurucularından kabul edilir) Abdullah bin sebe bir yahudi dönmesidir. Tarihi Kerbela dönemecinde 2 tarafı ayrı ayrı provake ederek,bugünkü husumetin temellerini atmıştır.Dolayısıyla Alevilik zaman içinde yahudilikten etkilenmiştir.Ama bunu yapanlar Aleviler hiçbir zaman olmamıştır.Sabetayist toplulukların en fazla sızdıkları grup Alevi-bektaşi gruplarıdır.Kendi inançlarını bu süreçte empoze etmeye çalışmış ve de başarmışlardır.Koca ülkeleri bile etki alanlarına alabildikten sonra inaçları da kendi istekleri doğrultusunda formalize etmeleri bana çelişkili gelmemektedir.Alevilerin komplekslerinden arınıp her inancın birbirini iyi ya da kötü şekilde etkileyebileceği bilincine ermeleri gerekmektedir.Hoş şu anda yaşanan İslam inancının bile Hristyanlaştırılmaya çalışıldığını düşünürsek pek hata etmiş olmayız. |
|
04-11-2008, 00:49 | #3 |
Sebataylar ve Mum Söndü (tavsiyemdir)
Mehmet çok uzun ya :'(
Özünü yazsaydın ya keşke... |
|
04-11-2008, 00:55 | #4 |
Sebataylar ve Mum Söndü (tavsiyemdir)
Valla dün ak parti sitesi kapalı olunca vurdum kendi bu tür sitelere,uzun ama çok faydalı,özünü yazsam pek bir faydası olcanı düşünmedim.Bu yüzden de yorumları dahi ekledim farkındaysan :-*
Uzun diyip geçme,emin ol baya önemli bilgiler var,bence işin olmadığı bir vakit oku :-* |
|
04-12-2008, 15:39 | #5 |
Sebataylar ve Mum Söndü (tavsiyemdir)
gerçekten faydalı bi yazıymış.. bence aleviler neye inandıklarını bilmiyorlar ya neyse.. +
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|