AK Gençliğin Buluşma Noktası
Hikayeler Hoşumuza giden hikayeleri burada paylaşıyoruz.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-27-2022, 16:47   #1
Kullanıcı Adı
DOST1
Standart Bir Ananaın Mektubu
BİR ANANIN MEKTUBU

Benim adım Zübeyde. Yarım asrı aşkın bir yaşım var. Bu güne kadar ailecek namusumuzla, gururumuzla, bize vatan olan Türkiye’de bulunmanın onuruyla yaşadık. Vatandaşlık görevimizi tam olarak yaptık, yapmaya çalıştık. 4 evlat sahibiyim. En küçük ve tek oğlum Fatih henüz 20 yaşında, fiziğiyle ahlakıyla dikkat çeken bir çocuktu. Vatan sevgisi ile doluydu yüreği. Onun için de gönlünde yatan tek meslek askerlikti. Hava harp Okulunda bilgisayar mühendisliği okuyordu.
14 Temmuz günü her zamanki olağan günü geçirdikten sonra yatmışlar. Gece gelen bir emirle kalkmışlar. Bir talim olacağı söylenmiş. Zaman zaman yapıldığı için hiç şüphelenmeden belirtilen yerde toplanmışlar. Komutanların asıl hedefi hepsini almak olsa da yeterli yer olmadığı içim isimler okunarak seçilmiş, oğlumun da içinde olduğu asker öğrenciler yola çıkmışlar. Ne zaman ki İstanbul yoluna gittiğini fark etmişler, saygı çerçevesinde sorgulamaya başlamışlar komutanları onları susturmuş. Ta ki köprünün başında durana dek ne olduğunu bile bilmiyorlarmış. Otobüsün önü bin küsur sivil halk tarafından kapatılmış. Komutan ateş emrini vermiş ama öğrenciler itiraz ederek emri dinlememişler. Komutan havaya ateş ederek halkı dağıtmaya çalışmış. Tam o sıralarda kargo kamyonlarından ellerinde silahlar, bombalar olan başka siviller çıkmış. Rastgele ateş etmeye başlamışlar. Öğrencilerin bulunduğu otobüs alev almış. Çocuklar dışarı çıkmaya mecbur kalmışlar. Otobüsün arkasına saklanmaya çalışırken iki arkadaşları halk tarafından linç edilmiş. Bir kısım arkadaşları da yaralanmış. Bu gencecik çocuklar gördüklerinden sonra iyice korkmaya başlamışlar. Kendilerini komutanlarının gelip kurtaracaklarını düşünürken iki komutanın darbe girişimi hakkında konuştuklarını duymuşlar. Polise teslim olmaya karar vermişler.
Götürüldükleri yerde yeniden aynı şoka uğramışlar. Kimseye silah çekmeyen, sivil halkı korumak için okuldan atılma pahasına da olsa komutanlarına bile karşı koyan bu çocuklar gözaltında kaldıkları süre içinde işkenceye tabi tutulmuş. 3 gün yemek ve su verilmemiş. Daha sonra tutuklanma kararı çıkmış ve Silivri cezaevine gönderilmişler. Üstünden aylar geçtiği halde yargılanmaları yapılmamış, birçok mağduriyet içinde sonlarını beklemekteler.
Bunlar çocuğumun ve diğer çocukların ailelerine anlattıklarından aklımda kalanlardır.
Şimdi ne kadar zor olsa da düşüncelerimi, duygularımı, isteklerimi dile getirmeye çalışacağım. Evet, zor, zira duygularımı anlatacak kelimeler yok, bulamıyorum. Hüzün desem yetersiz, kaygı desem yetersiz, üzüntü desem yetersiz… Oğlumun suçlu olduğuna inanmıyorum, onun için hislerimi anlatmaktan acizim. Onu tanıyan kimse de inanmıyor. Doğduğundan beri vatan aşkıyla ve İslam’ın gerektirdiği gibi yetiştirdik onu. Bu güne kadar tek bir yanlışı olmadı ne bize ne de tanıdıklarımıza karşı. Anlattıklarına inanıyoruz zira şimdiye kadar yalan da söylemedi. Üstelik oğlum ve arkadaşları henüz çocukluktan çıkmış birer öğrenciydi. Askerliğin olmazsa olmazı emirlere uymaktı, kaldı ki yapılanın yanlış olduğuna kanaat getirdiklerinde verilen emre karşı koymuşlar ve sivil halka tek bir mermi bile sıkmamışlar. Karşı durmadan emniyet görevlilerine teslim olmuşlar. Kim inanır bu çocukların suçlu olduğuna.
Şimdiye kadar hiçbir örgüte, cemaate, tarikata bağlı olmadık. Bize yetecek kadar bildiğimiz bir inancımız vardı, elimizden geldiğince onu yaptık. Cemaat üyesi oldukları söyleniyor, yalan, iftira! Kaldı ki ülkeyi yönetenler bile bir zaman aldandıklarını açıkça söylerken gencecik çocukların, cahil halkın kandırılmış olması daha olası değil mi? Neden onlar ceza çekmek zorunda kalıyorlar? Kandırılmak bir suç ise önce kandıranları ( elebaşlarını) sonra da ülkeyi idare edenleri cezalandırsınlar.
Bu çocukların bir okul dönemini harcadılar, okulları kapatıldı belki gelecekleri de harcanacak. Adil bir yargılama yapılsa tahliye olacaklarından eminiz. Gencecik delikanlıların bilincine korkuyu, şüpheyi, güvensizliği işlediler. Serbest kalsalar bile ne kadar sağlıklı düşünen bir nesil olacaklar? Sadece bekletiliyorlar, yargılanmıyorlar da. Onlar korku içinde, aileleri olarak bizler de kaygı içindeyiz. Bizi bu durumdan bir nebze kurtaracak olan şey yargılanmaları ve gerçek adaletin tecellisidir.
Mağdur yokmuş… Mağdur da var, mazlum da var, vatan hainleri de… Mağdur; aileler, mazlum; sadece asker oldukları için karşı koyamayıp gittikleri için öğrenciler, hainlerse bu olayları tezgâhlayıp uygulamaya koyanlardır.
Arzumuz ve dileğimiz suçluların yakalanması ve mazlumların alınlarındaki hain damgasının silinmesidir.

AFET İNCE KIRAT

 

DOST1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




çarşamba çilingir webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım