AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-15-2011, 00:42   #1
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart 10 Kasım | Ümit Aktaş-Milat
Bir 10 Kasım’ı daha geride bıraktık. 10 Kasım’ın anlamı tam olarak nedir, doğrusu bilememekteyim. Bu bir kutlama mıdır, yas mı tutulur, yoksa bir anma günü müdür? Ortada ciddi ve “teolojik” bir sorun bulunmaktadır aslında. Çünkü ölümsüz olduğu söylenen Atatürk, tam da o gün ölmüştür ve bu ölüm yıldönümü nedeniyle dünyanın en trajikomik sahneleri yaşanır. Geçenlerde bir haber okudum. Hani “Atatürk ölmedi, içimizde yaşıyor”ya. Bir çocuk su içmiyormuş; içerisinde olan Atatürk ölmesin diye.

Bir de bakıyorsunuz ki otobanlarda trafik kesilmekte, oturan insanlar ayağa kalkmakta, yürüyenler durmakta, bayrağını alan sokaklara fırlamakta ve hatta turistler bile bu garip seremoniye katılmaya icbar edilmekte ve “bak, ne saygılı adamlar, Atamızı da çok sevmekteler; sevmeyenlerin gözleri kör olsun, yedikleri içtikleri zehir zıkkım olsun” denilmekte. Peki, bunlar ne için yapılır? Aslında laik bir zihniyetin savaşçısı olan bir insanı kutsallaştırmak için mi? Dolayısıyla temel kutsalcılık açısından değişen bir şey yoksa o zaman Atatürk’ü önemli ve farklı kılan ne?

En çok şaşırdığım da insanların bu teamüle kuzu kuzu riayet etmesi. Koskoca adamların sokak ortasında aniden çakılmış gibi durakalması oldukça göz yaşartıcı. Hele daha düne kadar Atatürk’ün adını ağızlarına almayan AKP’li gazetelerin o mahcup Atatürkçü manşetleri, Atatürk’ü şirinleştirme çabaları ise doğrusu insana oldukça hüzün veriyor. Bu adamların Atatürk’ü günahları kadar sevmediklerini bilmesem umursamayacağım. Tipik şarklı ikiyüzlülüğü deyip geçeceğim. Yok efendim Atatürk’ün arzuladığı memleket manzaralarıymış, çağdaş uygarlık seviyeleriymiş falan. Kim kimi kandırıyor bilemem. Belki de kendi kendini kandırmanın tiksinçliğinin hazzı yaşanmakta. O da nasıl bir şeyse.

Tüm bunların kahrolası bir iktidar hatırına olması ise ayrı bir garabet. Sanki Atatürk yalakalığı yapmasalar iktidarları gidecekmiş gibi ellerinden. Sanki aslında çökmekte olan cumhuriyeti Müslüman sosyopolitiğin sırtına basarak kurtaran onlar değilmiş de, Atatürkçüler onları kurtarmış gibi. Ha, bir de bir yandan Atatürk’e övgüler dizip öte yandan her fırsatta Kemalizm’e sataşmak için ellerinden geleni artlarına koymamaları da ayrı bir acayiplik. Sanki bir tarafta Atatürk diye oldukça demokrat, liberal, muhafazakâr ve hatta “dindar” bir lider varmış da, öte yanda ise Mustafa Kemal diye ceberut, totaliter, din düşmanı ve halkın değerlerini karşısına alan başka biri varmış gibi.

Bir de son zamanlarda bir Atatürk İnönü karşıtlığı icat edip, İnönü’ye atıp tutarak Atatürkçü kredilerini artırma gayretleri ve mürailikleri peyda oldu. Sanki İnönü Atatürk’ün en önemli dava arkadaşı, Başbakanı ve onun mirasının sürdürücüsü değilmiş gibi. Yani hiç kimse çıkıp da “yahu Atatürk hâlâ varlığını sürdüren bir siyasal partinin lideriydi, ama ben farklı bir siyasal anlayışı savunmaktayım, Atatürk’ün izlediği siyasal eğilimle ben aynı anlayışta değilim” neden diyemez? Bir yandan Atatürk’ün kendi siyasal anlayışına muhalif bulduğu için kapattığı Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı savunup, kendisini o gelenek içerisinde mütalaa ederken, öte yandan da aynı Atatürk’e toz kondurmayanlara ise şaşmamak elde değil.
Kısacası dünya değişiyor, ölümsüz denilen liderler bir bir ölüyor, ama bizim ülkemizde değişen bir şey yok. Bunları söylerken Mustafa Kemal’i görmezlikten gelelim, silip atalım falan gibi bir fikri amaçlıyor değilim. Sadece insanların ikiyüzlülüklerinden duyduğum rahatsızlığı ifade etmekteyim. Yoksa Atatürk’ü doğal olarak sevenler de eleştirenler de olabilir. Bundan tabii de başka bir şey de olamaz. Ama seven ne için sevdiğini, eleştiren de ne için eleştirdiğini söylemezse, söyleyemezse ve bu bizim iki yüzlü tavrımız böyle ilelebet sürüp giderse, korkarım ki memlekette dev gibi gökdelenler, yayla gibi duble yollar yapılsa da, o idealize edilen muasır medeniyetten sittin sene nasibimizi alamayız. Çünkü “muasır medeniyet”in en önemli vasfı özgürlükçü ve eleştirel düşüncedir. Yoksa iktidarda kalmak adına gerçek düşüncelerini saklayarak ikiyüzlü siyasetler izlemek ya da pozitivizme iman etmiş (!) bir insanı kutsallaştırmak için her 10 Kasım’da önünde bir putmuş gibi dikilmek değil.

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 11-15-2011, 00:42   #2
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Thumbs up 10 Kasım | Ümit Aktaş | Milat Gazetesi |



Ümit Aktaş

umitaktas24@gmail.com


Bir 10 Kasım’ı daha geride bıraktık. 10 Kasım’ın anlamı tam olarak nedir, doğrusu bilememekteyim. Bu bir kutlama mıdır, yas mı tutulur, yoksa bir anma günü müdür? Ortada ciddi ve “teolojik” bir sorun bulunmaktadır aslında. Çünkü ölümsüz olduğu söylenen Atatürk, tam da o gün ölmüştür ve bu ölüm yıldönümü nedeniyle dünyanın en trajikomik sahneleri yaşanır. Geçenlerde bir haber okudum. Hani “Atatürk ölmedi, içimizde yaşıyor”ya. Bir çocuk su içmiyormuş; içerisinde olan Atatürk ölmesin diye.
Bir de bakıyorsunuz ki otobanlarda trafik kesilmekte, oturan insanlar ayağa kalkmakta, yürüyenler durmakta, bayrağını alan sokaklara fırlamakta ve hatta turistler bile bu garip seremoniye katılmaya icbar edilmekte ve “bak, ne saygılı adamlar, Atamızı da çok sevmekteler; sevmeyenlerin gözleri kör olsun, yedikleri içtikleri zehir zıkkım olsun” denilmekte. Peki, bunlar ne için yapılır? Aslında laik bir zihniyetin savaşçısı olan bir insanı kutsallaştırmak için mi? Dolayısıyla temel kutsalcılık açısından değişen bir şey yoksa o zaman Atatürk’ü önemli ve farklı kılan ne?
En çok şaşırdığım da insanların bu teamüle kuzu kuzu riayet etmesi. Koskoca adamların sokak ortasında aniden çakılmış gibi durakalması oldukça göz yaşartıcı. Hele daha düne kadar Atatürk’ün adını ağızlarına almayan AKP’li gazetelerin o mahcup Atatürkçü manşetleri, Atatürk’ü şirinleştirme çabaları ise doğrusu insana oldukça hüzün veriyor. Bu adamların Atatürk’ü günahları kadar sevmediklerini bilmesem umursamayacağım. Tipik şarklı ikiyüzlülüğü deyip geçeceğim. Yok efendim Atatürk’ün arzuladığı memleket manzaralarıymış, çağdaş uygarlık seviyeleriymiş falan. Kim kimi kandırıyor bilemem. Belki de kendi kendini kandırmanın tiksinçliğinin hazzı yaşanmakta. O da nasıl bir şeyse.
Tüm bunların kahrolası bir iktidar hatırına olması ise ayrı bir garabet. Sanki Atatürk yalakalığı yapmasalar iktidarları gidecekmiş gibi ellerinden. Sanki aslında çökmekte olan cumhuriyeti Müslüman sosyopolitiğin sırtına basarak kurtaran onlar değilmiş de, Atatürkçüler onları kurtarmış gibi. Ha, bir de bir yandan Atatürk’e övgüler dizip öte yandan her fırsatta Kemalizm’e sataşmak için ellerinden geleni artlarına koymamaları da ayrı bir acayiplik. Sanki bir tarafta Atatürk diye oldukça demokrat, liberal, muhafazakâr ve hatta “dindar” bir lider varmış da, öte yanda ise Mustafa Kemal diye ceberut, totaliter, din düşmanı ve halkın değerlerini karşısına alan başka biri varmış gibi.
Bir de son zamanlarda bir Atatürk İnönü karşıtlığı icat edip, İnönü’ye atıp tutarak Atatürkçü kredilerini artırma gayretleri ve mürailikleri peyda oldu. Sanki İnönü Atatürk’ün en önemli dava arkadaşı, Başbakanı ve onun mirasının sürdürücüsü değilmiş gibi. Yani hiç kimse çıkıp da “yahu Atatürk hâlâ varlığını sürdüren bir siyasal partinin lideriydi, ama ben farklı bir siyasal anlayışı savunmaktayım, Atatürk’ün izlediği siyasal eğilimle ben aynı anlayışta değilim” neden diyemez? Bir yandan Atatürk’ün kendi siyasal anlayışına muhalif bulduğu için kapattığı Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı savunup, kendisini o gelenek içerisinde mütalaa ederken, öte yandan da aynı Atatürk’e toz kondurmayanlara ise şaşmamak elde değil.
Kısacası dünya değişiyor, ölümsüz denilen liderler bir bir ölüyor, ama bizim ülkemizde değişen bir şey yok. Bunları söylerken Mustafa Kemal’i görmezlikten gelelim, silip atalım falan gibi bir fikri amaçlıyor değilim. Sadece insanların ikiyüzlülüklerinden duyduğum rahatsızlığı ifade etmekteyim. Yoksa Atatürk’ü doğal olarak sevenler de eleştirenler de olabilir. Bundan tabii de başka bir şey de olamaz. Ama seven ne için sevdiğini, eleştiren de ne için eleştirdiğini söylemezse, söyleyemezse ve bu bizim iki yüzlü tavrımız böyle ilelebet sürüp giderse, korkarım ki memlekette dev gibi gökdelenler, yayla gibi duble yollar yapılsa da, o idealize edilen muasır medeniyetten sittin sene nasibimizi alamayız. Çünkü “muasır medeniyet”in en önemli vasfı özgürlükçü ve eleştirel düşüncedir. Yoksa iktidarda kalmak adına gerçek düşüncelerini saklayarak ikiyüzlü siyasetler izlemek ya da pozitivizme iman etmiş (!) bir insanı kutsallaştırmak için her 10 Kasım’da önünde bir putmuş gibi dikilmek değil.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-15-2011, 00:45   #3
Kullanıcı Adı
onurcan
Standart
aynı konu mevcut birini silelim...
onurcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-15-2011, 00:48   #4
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
benimkini silin...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-15-2011, 00:49   #5
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Standart
hayır benimkini silin.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-15-2011, 01:06   #6
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Silmeye gönlüm elvermedi, konuları birleştirdim. (: Akıncı konuyu daha önce açmış sanırım. Bu nedenle onun konusu üste geldi.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-15-2011, 01:08   #7
Kullanıcı Adı
onurcan
Standart
engin tevazu sahipleri severim sizleri...
onurcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-15-2011, 01:12   #8
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Köşe yazısında en çok dikkatimi "AKP" kelimesi çekti. Bu ne demek ki?
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-15-2011, 02:04   #9
Kullanıcı Adı
nebiye serin
Standart
M.K.Atatürk ten rahatszlık duyanlara gerçektn acıyrm çünkü o her zaman var olacak..yazıkkkk
nebiye serin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-15-2011, 02:06   #10
Kullanıcı Adı
Mavera
Standart
Alıntı:
nebiye serin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
M.K.Atatürk ten rahatszlık duyanlara gerçektn acıyrm çünkü o her zaman var olacak..yazıkkkk
kardes fikirleri var olacak desen anlardim ama ölenle, ölünmüyor..
Mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi