2008’den beklentilerimiz

Karşılaştığımız herkes “2008’den ne bekliyorsunuz?” sorusunu yöneltiyor. Biz gazeteciler kamu görevi yaptığımız için bireysel beklentilerimizi değil toplumsal beklentileri ortaya koymaya çalışıyoruz.
Ben 2008 yılının ülkemiz ve milletimiz için 2007’den daha iyi bir yıl olacağı beklentisi içerisindeyim. Elde mevcut verileri ve gelişmeleri değerlendirdiğimizde böyle bir sonuca ulaşıyoruz. 2007’de çok sıkıntılar çektik. Enerjimizi ve ülkemizin potansiyel gücünü kısır çekişmelere harcadık. Ben 2008’in; ekonomi, demokratikleşme ve özgürlükler, AB süreci ile bölücü terörle mücadelemiz açısından daha iyi bir yıl olacağını düşünüyorum. Bugünkü yazımda 2008’de hangi sorunlara daha fazla mesai ve enerji harcamamız gerektiğini değerlendirmek istiyorum.
1- 2008’deki en önemli sorunumuz küresel ısınma nedeniyle ortaya çıkacak enerji darboğazı ve su ihtiyacı. Bu alanda çıkabilecek muhtemel olumsuzlukları çözmek için hükümetin elini çabuk tutması gerekiyor. Bu iki alanda hemen yatırım yapıp kısa sürede sonuç almak zor bir iş. Yerleşim alanlarında insanların su ihtiyacının karşılanması yatırıma ve zamana ihtiyaç gösteriyor. Yine 2008 yaz ortalarından itibaren ülkemizin elektrik ihtiyacı hat safhaya çıkıyor. Mevcut yapının bu ihtiyacı tam olarak karşılaması zor görünüyor. Bu alanda da hükümetin yatırım yapması ve yarından tezi yok tedbir alması gerekiyor.
2- Türkiye akılcı politikalar ve yoğun diplomatik faaliyetler ve kararlı askerî mücadele ile 2007’de bölücü örgüt PKK’ya inanılmaz darbeler indirdi. Her alanda bu mücadeleyi sürdürmeye devam ediyor. Diplomatik ataklarla terörün dış desteği zayıflatıldı. TSK, kar-kış demeden askerî alandaki mücadeleyi kesintisiz devam ettiriyor. 2008 yılında rehavete kapılmadan, eli kanlı örgütün sözde ateşkes gibi numaralarına itibar etmeden bu mücadele her alanda artırılarak devam ettirilmelidir. Unutulmamalıdır ki; bölücü örgütün dış desteği ve halk desteği bitirildiğinde örgüt kendiliğinden bitecektir. Bölücü örgütün halk desteğini bitirmenin yolu halkı kazanmaktır. Halkı kazanan mücadeleyi kazanır. Halkı kazanmanın yolu da terörle mücadelenin ekonomik, kültürel, siyasi ve sosyal yönüne ağırlık vermektir. Bölge halkının sorunlarını çözüp devlete karşı aidiyet duygusunu güçlendirmek gerekiyor. İşsizliği azaltmak, halkın gelir düzeyini yükseltmek, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak, altyapı yatırımlarını tamamlamak, kültürel hakların kullanılmasına imkan vermek, bölgeyi cazibe merkezi haline getirmek, demokratik her türlü hakkı vermek, bölge ve bölge insanı ile yakından ilgilenmek, teröre bulaşmış ama silah kullanmamış, pişmanlık duyan örgüt üyelerini topluma kazandırmak için gerekli düzenlemeleri yapmak bu tedbirlerden bazılarıdır. T.C. Devleti hiçbir komplekse ve korkuya kapılmadan alacağı tedbirlerle vatandaşlarının terörle bağını koparacak düzenlemeler yapmalıdır. Ayrıca tüm siyasi partiler nutuk atmayı bırakıp bugünden itibaren yerel seçimler için bölgeyi karış karış dolaşmalıdırlar.
3- 2008 yılında hükümet AB projesine daha fazla mesai ve enerji harcamalıdır. Hükümet AB projesinden kopmamalıdır. 2008’de bu alanda daha fazla mesafe kaydetmeliyiz. Eksik kalan reformlar 2008’de tamamlanmalıdır.
4- Ülkemizin yeni Anayasa ihtiyacı herkesin hemfikir olduğu bir konudur. Hükümet yeni Anayasa tartışmalarını kullanarak tekrar gündeme gelmek isteyecek olan siyaset mühendislerine fırsat vermemelidir. Bu konu bir an önce gündeme getirilmeli, tüm toplum kesimlerinin talepleri-görüşleri dikkate alınmalı. Hükümet yeni Anayasayı hazırlarken aldığı yüzde 47’lik oya güvenmemeli. Toplumun büyük bir bölümünün desteğini alacak bir hazırlık yapılmalı ve belediye seçimleri ile birlikte yeni Anayasa referanduma sunulmalıdır.
5- Ekonomideki mali disiplin devam ettirilmeli. Yüzde 6’lık büyüme hedeflerinin altına düşmemeli, faizler indirilmelidir.
Bu alanlar önemli. Bu noktalara dikkat etmek ve şimdiden tedbir almak gerekiyor.


Neler Oluyor
Nuri Elibol