AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-14-2012, 20:53   #1
Kullanıcı Adı
LâHuTî
Standart 28 Şubat için hesap vakti
Adem Yavuz ARSLAN
13 Nisan 2012 Cuma


Uzun zamandır konuşulan, hazırlıkları yapılan 28 Şubat soruşturmasında dün sabah itibariyle yeni bir safhaya geçildi.

Aralarında E. Org Çevik Bir'in de bulunduğu 31 isim hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıktı. Akşam saatlerine kadar süren koşuşturmaca uzunca bir süre daha sürecek.

Bu haber piyasaya düştüğünde biz HSYK'nın üst yönetimi ile birlikteydik. Aslında o toplantı başlı başına çok önemliydi. Çünkü dairenin üst yönetimi basının karşısına çıkmış ve 'faaliyet raporunu' anlatıyordu.

Türkiye'nin 2007'den bu yana yargı merkezli tartışmalarla yatıp kalktığını düşünürsek HSYK'nın bu tarz bir toplantı yapması daha da önemli hale gelmişti.

Fakat 28 Şubat gözaltıları başlayınca bütün gözler başka bir alana kaydı.

Nitekim HSYK Başkan Vekili Ahmet Hamsici de şakayla karışık "Başsavcılık düğmeye basacak başka gün bulamamış mı' diye serzenişte de bulundu. Gerçi böyle bir toplantının HSYK tarafından yapılmış olması bile çok önemli bir adımdı. HSYK bu toplantıları kurumsallaştırırsa herkesin faydasına olacaktır.

28 Şubat'a geri dönersek...

Postmodern darbenin mimarlarından Çevik Bir'in gözaltına alındığı haberi son dakika olarak piyasaya düştüğünde çok da sürpriz sayılmadı. Çünkü 28 Şubat'la ilgili süren bir soruşturma vardı.

Dün başlayan ilk dalga -ki darbenin ayaklarını düşünürsek bu tip dalgaların süreceğini öngörmek mümkün- Batı Çalışma Grubu ayağı ile ilgili.

Yani çekirdek kadroya dokunuldu.

Olumsuz örnekler ders oldu

Görünen o ki ilk dalga daha çok BÇG ile ilgili somut verilere dayanıyor. Aksi takdirde 28 Şubat'ın sembolleşmiş isimlerinin de listede olması gerekirdi.

Kulislerde muhtelif rakamlar, dalga periyotları konuşuluyor. Ancak bu tip tartışmalarda hassas olmak şart. Çünkü darbe soruşturmaları geniş ve artçı sarsıntıları büyük operasyonlar.

Usul tartışmalarının esasın önüne geçmemesi gerekiyor. Nitekim başsavcılığın da önceki olumsuz örneklerden ders aldığı görülüyor.

Yarından tezi yok Ergenekon'a karşı olanlar, Balyoz'u tiye alanlar, 12 Eylül yargılamasını tiyatro diyerek itibarsızlaştırmaya çalışanlar 28 Şubat yargılaması için de aynı numaralara başvuracaklardır.

Ergenekon için 'çok yavaş', Balyoz yargılamaları için 'çok hızlı', 12 Eylül için 'çok geç' diyenler 28 Şubat için de bir bahane bulur nasıl olsa.

CHP liderinin 'intikam' söyleminin yaygın olarak kullanılacağı da açık.

Bu zihniyet yargılaması

Nasıl olsa bu değirmene su taşıyacak çok kişi çıkar. Hatta yaşadıklarını unutup Stockholm Sendromu'na yakalananlar bile olur.

Oysa tıpkı 12 Eylül yargılaması gibi 28 Şubat da bir zihniyet yargılaması olmalı. Doğrudur, darbeye fiilen katılanlar mutlaka yargı önüne çıkartılmalı ve hesabını vermeli. Ama 'zihniyet'e destek veren, süreci besleyenler de yargılanmalı ki tekrar etmesin.

O dönemde neler olduğu herkesin malumu.

Fişlemeler yapıldı, hakimler, savcılar Genelkurmay brifinglerine koşa koşa gitti, kendine sivil toplum diyen bazı kurumlar darbeye zemin hazırladı, medyadan 'daha ne duruyorsunuz' diye askere gaz verenler oldu.
Fırsat bu fırsat deyip bankaları hortumlayanları da unutmamak lazım.

Yani savcıların işi zor. İncelemeleri gereken evrak, dinlemeleri gereken şahit ve mağdur mebzul miktarda var.

Dolayısıyla biz de günlerce belki aylarca bu konuyu konuşacağız.

Fakat dün itibariyle çerçeve çizersek karşımızda şöyle bir tablo var. Eğer hukuksuz, kanunsuz bir iş yaparsanız hesabını mutlaka verirsiniz.

Kendinize ve destekçilerinize çok güvenip '1000 yıl sürecek' dediğiniz postmodern müdahaleler on yıl bile dolmadan bitebilir. Çünkü millet iradesinin, hukukun üstünde bir güç olmaz.

Darbeciler de er ya da geç yaptıklarının hesabını verirler. Nitekim hesap günü geldi.

Dün gözaltına alınanlar içerisinde bir isim var ki onun için parantez açmakta fayda var. Hatırlanacağı gibi 28 Şubat'ın karargâhı Deniz Kuvvetleri içerisindeydi. Orada da özellikle Albay Eser Şahan'ın ismi ön plana çıkıyordu.

Hatta telekulak skandalı nedeniyle tutuklanan Bülent Orakoğlu'na mavi tulum giydirip mahkemeye çıkarmıştı. Kaderin cilvesine bakın ki 15 yıl sonra o albay gözaltında.
Yani er ya da geç hesap vermeniz kaçınılmazdır.

 

LâHuTî isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta