28 Şubat'ın temelini atan belge çıktı

28 Şubat sürecinde muvazzaf subay ve astsubayların yanı sıra sivil vatandaşları fişleyen Batı Çalışma Grubu zihniyetinin, Refah-Yol hükümetinin kurulmasından çok önce düğmeye bastığı ortaya çıktı. İşte o belge:



Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (DKK) bünyesinde faaliyet gösteren ve 28 Şubat sürecinde muvazzaf subay ve astsubayların yanı sıra sivil vatandaşları fişleyen Batı Çalışma Grubu (BÇG) zihniyetinin, Refah-Yol hükümetinin kurulmasından çok önce düğmeye bastığı ortaya çıktı.

BÇG'nin kurucusu Güven Erkaya'dan önceki Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Oramiral Vural Bayazıt'ın, 26 Mayıs 1994'te yayınladığı emir, cadı avının nasıl başladığını gözler önüne seriyor. Söz konusu belgenin eklerinde ismi verilen ve irticai faaliyetler içinde olduğu iddia edilen personelin gerek bulunduğu birlik içinde gerekse özel hayatında komutanlar tarafından takip edilmesi isteniyor.

28 ŞUBAT'TAN 4 YIL ÖNCE

Refah-Yol hükümetinin iktidardan düşmesiyle sonuçlanan 28 Şubat 1997'deki MKG toplantısından alan süreçte, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya tarafından kurulan BÇG, binlerce kişiyi fişledi. Dini hassasiyeti olan çok sayıda subay ve astsubay ordudan atıldı. Yeni Şafak'ın ulaştığı ve Milli Savunma Bakanlığı, Donanma Komutanlığı, Güney Deniz Saha Komutanlığı, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı, Deniz Eğitim Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na gönderilen 1994 tarihli Oramiral Vural Beyazıt imzalı belge ise 28 Şubat sürecinin aslında 4 yıl önce temelinin atıldığını ortaya koyuyor.

DİNİ GÖRÜŞ YAYILAMAZ

Erkaya'dan önce DKK Komutanlığı yapan Oramiral Vural Bayazıt imzalı 1994 tarihli belgede, "Atatürk ilke ve inkılaplarının yılmaz bekçisi TSK'nın ayrılmaz bir parçası olana Deniz Kuvvetleri'nde, dini görüşlerini yaymak, bir başkasına bu görüşleri empoze etmek, bunu bir yaşam tarzı olarak benimsemek ve bu amaçla örgütlenmek yasal bir davranış olarak kabul edilemez" deniyor.

LİSTEDEKİLERİ TAKİP EDİN

Belgede bu ifadelerin hemen ardından da irticai faaliyetler içinde bulunduğu iddia edilen subay ve astsubayların takip edilmesi isteniyor. Takibin sadece birlik içiyle sınırlı kalmaması da gerektiği vurgulanıyor.

Belgede şöyle deniyor: "Ek listede kimlikleri yazılı personel ile varsa diğer personeli birlik içi ve dışında çok yakından takip ve kontrol edilecek, faaliyetleri ile ilgili kanaat oluşturulacak, tespit ettiği hususları belgeleyerek tekemmül ettirdikleri evraklara ilgili yönerge/yönetmelik esaslarına göre işlem yapacak veya işlem yapılmak üzere Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na göndereceklerdir."



YENİŞAFAK
2 Nisan 2010 Cuma

Toplum mühendisliği yaparak tek tip insan üretme bunların genetiğinde var.

Artık asker muvazzafından, muvazzaf üstünden, iktidar muhalefetten, siyasiler birbirinden ve en kötüsü fikirler- ideolojiler dinden intikam almayı bıraksın..............

Yaşanılabilir bir Türkiye hepimize yeter.....Biz nelerle zaman kaybediyoruz.El i kendimize güldürmeyelim................

DİNİ GÖRÜŞ YAYILAMAZ mış...

Utanmaz arlanmaz!

Senin gücün yeter mi İslam dininin yayılmasına?

Ebu Cehillerin gücü yetmedi sen kimsin?

bin yıl sürecek dediler 10 yıl bile sürmedi :D

Hala sürüyor ama etkin değil , tank'ın yerini rütbenin yerini siyasi aymazlar ,ideolojik hukuk almış ahtopot gibi köklüdür bu ruh ama eninde sonunda tasviye olacaktır.

ben katılmıyorum bittiğine.

hala devam ediyor, hala direniyor.

Hukuk adına yapılan komiklikler hala devam ettiğinin göstergesidir diye düşünüyorum.

HSYK ve Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere bir çok muhalif cephedeki kurumların yaptğı bütün hukuksuzluklar 28 şubat sürecinin devam ettiğinin en büyük delilidir bence. HSYK ve AnayasaMahkemesinin bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olması en büyük hukuksuzluk ve kuralsızlıktır.