AK Gençliğin Buluşma Noktası
Darbeler ve Darbe Girişimleri Darbeler ve darbe girişimleri hakkında bütün haber ve duyuruları bu bölümde paylaşalım.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-30-2012, 22:26   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart 28 Şubat'ın Zindanları Bile Hazırmış
28 Şubat'ın zindanları bile hazırmış



28 Şubat sürecinde Çevik Bir'in özel çabasıyla tutuklanan Erbakan'ın iki koruması, 2.5 ay boyunca konuldukları hapishanede bilinmeyen bir hazırlığa şahit oldular.

23 Mayıs 1997'de dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'nın katıldığı, Kocaeli'deki Deniz Hava Üs Komutanlığı'ndaki gemi indirme töreninde yaşanan protokol krizi, Başbakan'ın koruma ekibinde yer alan Fuat Sarıtaş ve Vahap Kanıtoğlu için kâbusa dönüştü. Sarıtaş ve Kanıtoğlu hakkında Çevik Bir tarafından çıkarılan yakalama kararı ve sonrasında Gölcük Donanma Komutanlığı'ndaki Konca Askeri Cezaevi'nde geçen 2.5 ay, 28 Şubat dönemine dair bilinmeyenleri ortaya koydu.

28 Şubat sürecinde, Refahyol Hükümeti'nin 18 Haziran 1997'de istifasından kısa bir süre önce yaşanan olayda, Erbakan'ın koruma ekibindeki Fuat Sarıtaş ve Vahap Kanıtoğlu, isimleri protokol isim listesinde yer almasına rağmen bir binbaşı tarafından törene alınmadılar. Kısa süren tartışmanın ardından Sarıtaş ve Kanıtoğlu, nizamiye kapısından ayrıldılar. Refahyol'un istifasının ardından, Çevik Bir'in talimatıyla her iki isim hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Birkaç ay sonra teslim olan ikili, 12 Eylül'de sivillerin hapsedildiği Gölcük'teki Konca Askerî Cezaevi'ne konuldular. 2.5 ay tutuklu kaldıkları cezaevindeki günlerini Yeni Şafak'a anlatan Sarıtaş ve Kanıtoğlu, hapishanenin darbe için hazırlandığına şahit olduklarını söyledi. Sarıtaş, 'Askerler bize cezaevini darbe için hazırladıklarını söyledi.' derken, Kanıtoğlu ise 'Cezaevinde 15-20 yıldır girilmeyen mahzenleri darbede siviller gelir diye temizlediler.' diye konuştu.

Cenazeye Baskın

Refahyol Hükümeti'nin istifa ettirilmesinin ardından haklarında yakalama kararı çıkarıldığını anlatan Fuat Sarıtaş, 'Cezaevine girmemek için 3 ay kaçtım. Bu dönemde Erbakan'ın şoförü olan kardeşim Nihat, denizde hayatını kaybetti. Beni yakalamak için kardeşimin cenazesini Batı Çalışma Grubu'ndan askerler ve emniyet terörle mücadeleden polisler bastı. Cenazeden kaçtım. Mezarlığa gidemedim. Daha sonra terörle mücadeleden gelen polisler beni alamadıkları için sorguya çekildiler.' diye konuştu.

İşkence Yapmayın Teslim Olayım

Sarıtaş, teslim olma sürecinde ise siyasi bağlantılarla Refahyol'un istifasının sonra kurulan Anasol-D Hükümeti'nin Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'ya ulaştıklarını belirterek, 'İşkence görmemek şartıyla o zamanki Oltan Sungurlu'dan teminat aldık. İşkence görmemek ve basın gelmemesi şartıyla teslim oldum. 12 Eylül'den sonra Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yatan ilk siviller olduk.' dedi.

Cezaevinde kimseyle konuşturulmadıklarını ve komutanların başlarına nöbetçi diktiğini ifade eden Sarıtaş, cezaevinin darbe için hazırlandığını gördüğünü ve komutanların da bunu kendilerine söylediğini belirterek, 'Alt katları gösterdiler. Alt katların darbe için hazırlandığı söylendi. Hatta oradaki komutan, 'Dua edin sizin için telefonlar geldi. Yoksa farklı olurdu.' dedi' diye konuştu.

Mahzenler Siviller İçin

Vahap Kanıtoğlu da haklarındaki yakalama kararını televizyon haberlerinden öğrendiğini belirterek, "Evlerimizi, iş yerlerimizi polis bastı. Sonra 'Zaten suçumuz yok' diye gidip teslim olduk. Gölcük Askeri Komutanlığı'nda tutukladılar' dedi. Donanma Komutanlığı'nın içindeki Konca Askeri Cezaevî'nde kaldıklarını anlatan Kanıtoğlu, şunları söyledi: 'Biz yatmadan birkaç ay önce, 15-20 yıldır açmadıkları mahzenleri bodrumları açıp temizlemişler, 'Darbe yapınca milleti oraya dolduracaklar' diye. Bunu bize askerler söyledi. Hazırlıklarını yapmışlardı. Bizim kaldığımız yer iyi değildi. 'Bizi neden aşağıya indirmiyorsunuz?' deyince, 'Merak etmeyin, öbürleri gelince siz aşağıya inersiniz' dediler.'

Binbaşı BÇG Üyesi Çıktı


Mahkeme sürecinde askerî hâkim ve savcıların kendilerini 'kafalarına göre' yargıladığını ifade eden Kanıtoğlu, 'Bizi donanmaya almayan binbaşı kendi açıkladı. Batı Çalışma Grubu üyesiymiş.' dedi. Çevik Bir, tutuklanınca konuşmaya karar verdiğini söyleyen Kanıtoğlu, 'Ceza almasını istiyorum.' diye konuştu.

İşlem yapın yoksa...


28 Şubat sürecinde Refahyol'a karşı yürütülen kampanyanın en önemli örneklerinden biri olan protokol krizi, Erbakan'ın küçük düşürülmesi amacıyla psikolojik harekât operasyonuna dönüştürüldü. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Sarıtaş ve Kanıtoğlu'nun yakalanması için İçişleri Bakanlığı'na ve Başbakanlık'a 'tehdit' ve 'uyarı' niteliğinde bir mektup yazdı. Mektupta, "İlgili personel hakkında ivedilikle işlem yapılmasını, aksi takdirde Genelkurmay Başkanlığı'nca doğrudan gerekli yasal işlemlere başlanacaktır." ifadelerine yer verildi. Olaylar tıpkı Bir'in istediği gibi gelişti.

1 Numara Çevik Bir

Fuat Sarıtaş, askerî savcılığa teslim olmadan önce bir yakınının dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'ya ulaşıp ricacı olduğunu belirterek, şunları ifade etti: "'Birinci adam Erkaya, ikinci adam Çevik Bir' diyorlar. Hayır, birinci adam Çevik Bir'dir. İsmail Hakkı Karadayı'ya ulaştı bir ağabeyimiz. 'Bu adamları bıraksınlar' dedi. Karadayı'nın cevabı aynen şu: 'Çevik Bir'in talimatı var. Bu çocuklar gitsin, yatsın çıksınlar. 'Bu durumda kim olur şimdi 1 numara?' Sarıtaş, cezaevinden çıktıktan sonra yaşadıklarını ise şöyle anlattı: 'İnşaatlarımızı fişlediler, 'Erbakan'ın koruması' diye. Maddi olarak giden gitti de, manevi olarak davacıyım Çevik Bir'den.'

İstesem 1 ay dans ettiririm

Fuat Sarıtaş, askerî mahkemedeki duruşmada avukatı Burhan Apaydın ile askerî hâkim arasında yaşanan ilginç bir diyalogu anlattı. Apaydın'ın hâkime, 'Bu adamları burada yargılamanız suçtur.' dediğini anlatan Sarıtaş, hâkimin ise 'Bırak yargılamayı, istesem bu adamları karşımda 1 ay dansettiririm, kralı da karışamaz.' dediğini söyledi. Hapisteyken Adalet Eski Bakanı Şevket Kazan'ın ziyaret için gönderdiği adamların bile donanmadan içeri alınmadığını ifade eden Sarıtaş, şunları söyledi: '28 Şubat soruşturmasına müdahil olacağım. 'Davacı olmayacağız, hakkımızı öte dünyaya bırakıyoruz' diyenler var. Ne olursa olsun ben müdahil olacağım. İnşallah sonuna kadar giderler. Alınıp birkaç gün sonra bırakılırlarsa bırakanlar vebal altına girerler. Başbakan'ı tebrik ediyorum. Tek yürekli onu gördüm. Sonuna kadar gidilmeli ve hesap sorulmalı.'

Kaynak

Haber 7 24.04.2012

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım