|
12-03-2007, 23:35 | #1 |
3.Hafta Maçı = ÇIĞLIK --- Ehl i münazara
Konu:Evlilik aşkı öldürür mü? ..
Hükümet :Evet... Öldürür... [color=blue]ÇIĞLIK( ak_saliha-ak_mavish) Saat= 10:30-14:30 Muhalefet :Hayır.. Öldürmez... ehl i münazara (Selahattin_Ay---TÜRK EVLADI---ümitli_bekleyiş) Saat= 00:00--04:00 Lütfen takımlar yukarıda yazılı saatler aralığında mesajlarını eklesinler... Bu saatler dışında mesaj eklemek kabul edilmeyecek.. Eklenirse mesaj silinecektir..
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-04-2007, 12:53 | #2 |
3.Hafta Maçı = ÇIĞLIK --- Ehl i münazara
Öncelikle bu konunun fikir babası kim söyleyin tebrik etmek istiyoruz hükümet ekibi olarak . Daha sonra da bir soruyla başlıyoruz.
Aşk nedir arkadaşlar? Süründüren bir şey mi yoksa ağlatan yoksa dünyanın en mutlu insanı yapan bir duygu mu? Yoksa eskilerin dediği gibi "İstersin, ulaşamazsın, aşk olur" mu? Ne oluyor da, birbiri için bir zamanlar çılgına dönen çiftler zamanla kedi köpek gibi kavga etmeye başlıyor? El ele, diz dize, göz göze başlayan aşklar neden evlendikten sonra aynı sihrini koruyamıyor? Aşk, yeni doğmuş bir bebek gibi saf ve temizken, neden çirkinleşiyor, ölüyor ve cenazesi onu doğuranlar tarafından acımasızca kaldırılıyor. Aşkı diri tutan bizce heyecanımız. Liseli bir kızın heyecanıdır belki de aşk. Biraz sakızın içinden çıkan laflar gibi oldu ama gerçek bu. “Yarın onu görebilecek miyim” veya “şu elbisemi giysem beni güzel bulur mu” ya da “ o da bana âşık mı” diye heyecanla merak etmek aşkı güçlü tutar. Ona ulaşmak istemek aşkı diri tutar. Evliliğe gelince o zaman zaten ona kavuşmuşsundur. İki genç kız olarak takdir edersiniz ki biz de ömrümüzün sonuna kadar aşk olsun isteriz. Ama gerçekleri görmezden gelmek o gerçekle karşılaşınca daha büyük yıkımdan başka bir şey değildir. Bu bakımdan gerçekleri biraz daha anlatmaya devam edelim. Mutlu bir düğünle evleniriz. Çok güzel bir gelin ve yakışıklı bir damat bir ömür boyu mutlu olacaklar. Kulağa masal gibi geliyor gerçekten ama durum biraz farklı. İlk önce hayat gailesi giriyor araya. İş, güç, ekmek parası… Bunlarla bitse yine iyi belki kaç yıldır tanıdığın kişinin hiç bilmediğin ve belki de hiç hoşlanmayacağın huylarını öğreniyorsun. Sonra birbirinizi idare etme moduna geçiyor ilişkiniz. Boşuna ‘evlilik kurumu’ dememişler. Evlilik bir kurumdur. Bir işleyişi sistemi mevcuttur ve bunu aşkla yürütemezsiniz. Bunu sevgiyle, sadakatle, güvenle yürütürsünüz. Dolayısıyla çiftler aşklarını sevgiye güvene çevirirler. Aşkın öldürürken evliliklerini sürdürebilecek başka duygular edinirler. Biz evlilik ve aşk ikilemi için böyle düşünüyor ve evliliğin aşkı öldürdüğünü tekrar ederek sözü muhalefet ekibimize zevkle bırakıyoruz. AK_MAVISH&AK_SALİHA |
|
12-05-2007, 02:54 | #3 |
3.Hafta Maçı = ÇIĞLIK --- Ehl i münazara
Sevgili arkadaşlar;
Tekrar yeni bir konuyla hepinizi selamlıyoruz. Aşkın tanımı ile başlamış sevgili hükümetimiz.Biz de bir şiir ile anımsayalım . Aşk Derler Kesildi mi ayakların yerden? Açtın mı başka alemlere yelken? Ağlıyor musun onu düşünürken? İşte buna aşk derler; aşk. Gözün görmez hiçbirşeyi, Ne yaptığını bilmezsin; kimi ve neyi, Yüzbinlerce görürsün birtaneyi, İşte buna aşk derler; aşk. Takmazsın çıksa dünya karşına, Deli olur dönersin şaşkına, Bazen olur çıkarsın bin arşına, İşte buna aşk derler; aşk. Bazen kendini sokaklara vurursun, Dağ-bayır demez deli gibi yürürsün, Ara sıra durgun su gibi durursun, İşte buna aşk derler; aşk. Dinlersin en dertli şarkıları, Aşk dendimi; olur rengin sapsarı, Onu gördünmü; unutursun tüm acıları, İşte buna aşk derler; aşk. Düşünürsün, düşündükçe düşünür, Yüreğini ateş gibi sevda bürür, Ne işitirsin ne de gözlerin görür, İşte buna aşk derler; aşk. Bahadır Bolat "Evlilik aşkı öldürür mü?" sorusu fikirlerin gelişmesiyle, aşkta farklı arayışların ortaya çıktığının göstergesidir.Belki de aşkı tam anlamıyla bilmediğimiz veya yaşayamadığımız için ona zaman ve mekan sınırı koyuyoruz.Gerçek aşk bir imza ile silinecek bir kavram mıdır? Aşkın bitmesi sizin elinizde…Eğer bu kadar çabuk bitebiliyorsa evliliğinizde aşkınız;demek ki siz aşka da aşık değilsiniz ;) Bazı somut kavramları bunun önüne geçirip geçirmemek tam anlamıyla siz de biter.Gerçekten sevdiğinizin değerini her geçen gün anlamıyorsanız,varlığına yanınızda olmasına rağmen daha da ihtiyaç duymuyor ve şükredip kıymetini bilmiyorsanız aşkı da çoktan kaybetmişsiniz demektir.Siz sadece aşık olduğunuzu zannedip hayatınızı birleştirmişsiniz. Aşktan gittikçe uzaklaşanların gözünden bakalım bir de isterseniz. Bitmiş olması sizin,aşk heyecanının sadece gençken varolduğunu düşünmenizden kaynaklanıyor olabilir.” .Bizden geçti ne aşkı…”, “ Aşk karın doyurmuyor,faturaları ödemiyor…” gibi düşünceler ve buna benzer sebepler… Aşkın hayatınıza kattığı anlamı artık umursamıyor da olabilirsiniz. Ya da tek taraflı ilerlemeyeceğini düşünüp baştan pes etmişte olabilirsiniz. Şimdi gelelim bizim fikirlerimize…Yukarıda bahsettiğimiz bizim için geçerli sebepler olmasa da bunlar hayatta karşılaştığımız çeşitli örneklerde mevcut. Başlangıç olarak siz aşkın bir su ,hava gibi ihtiyaç olduğu döşüncesin de değilsinizdir.Sadece aşkın anlamını bilmeden tanımlamaya kalkmışsınızdır.Ya da sevgililik,nişanlılık döneminde karşılıklı sadece iyi yönlerinizi göstermiş, pahalı hediyeler ve sürprizlerle gönlünüzü hoş eylemiş olabilirsiniz.Baştan dürüst başlanmayan bir ilişki aşk gibi görünüp sizi evliliğe itince de evlilikte aşkın bittiğini düşünebilirsiniz.Yeterince denk olmayan ama duygularını aşk zanneden çiftlerde de sıklıkla görülebilen bir durumdur bu bitiş. Bir Hadis-i Şerif te Efendimiz (S.A.V) şöyle buyuruyor: “Kadınlarınızın hayırlısı ile evlenmeye bakın. Denginiz olanlarla evlenin! Birbirlerine denk olanları evlendirin”.. Evlenince bunların biraz daha eksilmesi aşkınızda sarsıntılara neden olmuş olabilir.Evlenince duygularınızın ,ilginizin, hoşgörünüzün, bağlılığınızın aynı şekilde devam etmesi için mücadele etmeniz gerekir. Tek taraflı başarılacak bir şey değildir.Karşılıklı bir fedakarlık ve sadakat gerektirir.Böylelikle eşinize ve aşkınıza bağlılığınız her geçen gün artacaktır. Ayrıca evlilik İslam’ın tavsiye ettiği şekilde yaşanırsa aşkı öldürmez, aksine arttırır, canlı tutar.. Biz “evlilik aşkı öldürmez “diyenlerdeniz.Ortada bir katil var ise o da sizin tutarsız davranışlarınız,duygularınız ve aşka olan sadakatsizliğinizdir. Saygılarımızla. Selahattin_ay & ümitli_bekleyiş |
|
12-05-2007, 13:46 | #4 | |
3.Hafta Maçı = ÇIĞLIK --- Ehl i münazara
Merhabalar;
Öncelikle şiirinizi çok beğendik.Paylaştığınız için teşekkür ederiz. Lafı uzatmadan hemen başlıyoruz. Alıntı:
''Evlilik; ev arkadaşlığı, kankalık, sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik, ayrı kökenlerin birleşmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık ilişkisidir.'' diyor Can Dündar.. Evlilik; sadece aşk değildir.Tabi ki bizde isteriz aşkın ömür boyu sürmesini.Hayatımıza biri girince hep onunla sonsuz bir aşk hayal ederiz. Hep güzel hayaller kurarız zannediriz ki yanyana olunca hayat iki katı daha güzel olacak. O yüzden evlenmek için acele ederiz. Şunu unutmayalım hayallerin dışında da gerçek bir hayat var.Evlililikte bu gerçek hayatı gözardı etmemeliyiz. Evlilik bir peri masalı değildir.Belki de evlenince insanlar daha rahat oluyorlar, sözlerini davranışlarını kısıtlamadan hareket ediyorlar. Eşim zaten benim, kaybetme korkum yok düşüncesiyle rahat oluyorlar. Bu da aşkı yıpratıyor yok olmaya mahkum ediyor yavaş yavaş... Tabi ki sorunlar olacak.Mesela para,sağlık problemleri vb..Bir süre sonra çocuklar girecek bu ortak hayata.işte o zaman aşkınızı hatırlamıycaksınız bile.Hadi hemen boşanın demiyoruz tabi ki.Aşk bitecek ama ardında çok büyük ve sağlam bir sevgi bırakacak.İşte evlilikleri yıllarca sürdüren insanların sırları bu.Kocaman bir sevgi.. Çok güzel bir hadis paylaşmışsınız bizlerle.Çok teşekkür ederiz.Ama zaten dengimizle evlenmemiz gerektiği konusunda hemfikiriz.Bu evliliğin aşkı öldürmediği anlamına gelmez.Yukarıda detaylı açıklama yaptık zaten. Yani sonuç olarak evlilik güzeldir.Aşkı öldürür ama gerçek sevgiyi asla..Seviyorsan ve seviliyorsan evliliğin gayet düzgün ilerler.İnsan daha ne isterki..Diyoruz ve sözü muhalefet üyelerimize bırakıyoruz. |
||
12-06-2007, 04:27 | #5 |
3.Hafta Maçı = ÇIĞLIK --- Ehl i münazara
Merhaba !!!
Basta sevgili juri uyelerimize, hukumet ekibimize ve takip eden degerli uyelerimize saygilarimizi sunuyoruz. Tabi ki sorunlar olacak.Mesela para,sağlık problemleri vb..Bir süre sonra çocuklar girecek bu ortak hayata.işte o zaman aşkınızı hatırlamıycaksınız bile.Hadi hemen boşanın demiyoruz tabi ki.Aşk bitecek ama ardında çok büyük ve sağlam bir sevgi bırakacak.İşte evlilikleri yıllarca sürdüren insanların sırları bu.Kocaman bir sevgi.. Arkadaslar burada bir seyi yanlis aktariyoruz. Asik oldugunuzu zannederseniz, evlendiginiz kisiyi hayat ortaginiz olarak gorurseniz. Ilk dalgalanmada sizin ask zannettiginiz biter, evlilik biter. Ask hayat ortagi bulmak degildir. Ask diger yarini bulmaktir. Bizler asksiz tam degil, butun degiliz. Eger olaya ortak bulmak gozu ile bakarsak hataya duseriz. Evlilik; ev arkadaşlığı, kankalık, sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik, ayrı kökenlerin birleşmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık ilişkisidir. Evlilik kavramini ev arkadasligi, ayni evin paylasilmasi, birlesme , akrabalik diye tarif eden Can Dundar ìn sozlerine katilmak elbette mumkun degil. Onun gordugu, bize cizdigi bosanan insanlarin ilk gunleridir. Allah rizasi icin yapilan evliliklerin belirli bir hedefi vardir. Allah u Teala nin rizasini kazanmak olan bu hedef dogrultusunda ask gun be gun katlanir. Dinimizin evlilik üzerine emirleri, aşka doğrudan pozitif yönde katkı sağlayacak olgulardır.Efendimiz(s.a.v)'in evlilik hayatından bir kesit ile devam edelim. "Peygamberimiz eşlerine karşı özel bir ilgi gösterirdi. Onları sevdiğine dair sevgi sözcüklerini kullanmaktan çekinmezdi. Aişe'ye özel bir sevgi sözcüğü vardı: "göz bebeğim" Göz bebeğiydi eşleri onun. Onları öyle severdi. Onları öyle korurdu. Öyle sakınırdı. Tüm kem gözlerden saklardı. O göz bebeklerini hiç kırmadı. Hiç incitmedi. Hiç üzmedi. Hiç ağlatmadı. Hiç azarlamadı. Göz bebeği Aişe'ye derdi bazen: "Ya Aişe konuş, gönlümüz açılsın." Aişe'si konuşurdu. Eşinin konuşmasını isteyen bir eşti. Eşinin konuşmasından içi ferahlayan bir eş. Peygamberliğin ağır yüküyle sıkıldığı zamanlarda Aişe'sinin elini tutardı. "Ferahlat ya Aişe"derdi. Aişe'sinin eliyle ferahlardı. O aynaydı. Yardımcı, arkadaş, yoldaş, nazik, dost olan Refik'in..." Sizce eşler birbirine Efendimiz'in örneklerinden istifade ederek bu şekilde davransa hic aşk biter mi Size bilimsel bir arastirmadan bahsetmek istiyorum. Arastirmaya gore beynimizin alt tarafi hayvani arzularimizin, bedenimizin ihtiyaclarini karsilamak icin vardir. Ust bolumu ise dikkat, empati, ahlak, dinsel degerler gibi insana has davranislarimizi kontrol eder. Yani bizim ask dedigimiz sey beynimizin ust bolgesindeki degerler ile uyusmalidir. Eger oyle ise ne zaman ne de evlilik ona zarar verebilir, baska bir duyguya donusturebilir. Arkadaslarimiz evlenince bir rahatlik hissine girildiginden bahsetmisler. Ben bu goruse kesinlikle katilmiyorum. Evlenmeden oncedir butun rahatlik. Evlendikten sonra garantiye alinmis bir sey yoktur. Bosanmak evli iken olan bir kavramdir, zor olani da budur. Ayrilik ise evlenmeden once kolay olandir. Mutlu bir düğünle evleniriz. Çok güzel bir gelin ve yakışıklı bir damat bir ömür boyu mutlu olacaklar. Kulağa masal gibi geliyor gerçekten ama durum biraz farklı. İlk önce hayat gailesi giriyor araya. İş, güç, ekmek parası… Bunlarla bitse yine iyi belki kaç yıldır tanıdığın kişinin hiç bilmediğin ve belki de hiç hoşlanmayacağın huylarını öğreniyorsun. Sonra birbirinizi idare etme moduna geçiyor ilişkiniz. Boşuna ‘evlilik kurumu’ dememişler. Evlilik bir kurumdur. Bir işleyişi sistemi mevcuttur ve bunu aşkla yürütemezsiniz. Bunu sevgiyle, sadakatle, güvenle yürütürsünüz. Dolayısıyla çiftler aşklarını sevgiye güvene çevirirler. Aşkın öldürürken evliliklerini sürdürebilecek başka duygular edinirler. Hukumet kanadinin ilk yazisindan alinti yaptigimiz bu bolumu iki paragraf ile anlatmaya calisacagiz. Birinci bolumde evlendikten sonra birbirlerinin sevmedigi ozelliklerinin cikabileceginden bahsetmisler. Arkadaslar bu orneginizi saglayan bir zaman dilimi yok. Onceden oldugu gibi insanlar birbirlerini gormeden evlendiklerinde dahi bir kabullenme, sahiplenme ile bu olayin olmasi beklenemez. Zamanimizda tanisma, nisanli kalma derken zaten yeterince insanlar birbirini taniyor. Butun yonlerini ogreniyorlar birbirlerinin yani bugun olmasi da imkansiz. Bu soylediklerimiz arada hic askin olmadigi durumlardi. Bir de asik oldugumuzu dusunursek bu soyledikleriniz imkansiz gorunuyor. Bunu saglayan tek bir durum vardir. Birbirleri ile tek ortak yanlarinin evli kalma, bir cati sahibi olma arzusu olan ciftlerdir. Boyle ciftlerin ya catisi coker ya da o cati altinda bogulurlar. Bu bahsettiginiz konunun ask ya da evlilik ile alakasi yoktur. Karsilikli ihtiyaclarin giderilmesidir olan sadece. Ask, sevginin daha derin halidir. Ask, sadakat, guven ve sevgiyi de kapsar. Hukumet kanadi hepsini bir birinden ayirmis. Sizin evliligin yurumesi icin elzem gordugunuz seyleri birlestirince askin temeli ortaya cikacaktir. Yukarida da anlatmaya calistigimiz gibi evlilik, zaman degildir aski olduren. Insanlar yaptiklari ile aski kendileri oldururler. Saglicakla kalin Ehl-i Munazara Umitli Bekleyis - Selahattin AY |
|
12-06-2007, 11:32 | #6 | ||
3.Hafta Maçı = ÇIĞLIK --- Ehl i münazara
Merhabalar!
İlk olarak peygamber efendimiz (s.a.v) ile ilgili örneğinizden başlamak istiyoruz.Hepimiz nacizane kullar olarak onu elbette örnek almaya çalışıyoruz.Hayatımıza tatbik etmeye çalışıyoruz.Ama efendimiz (s.av) yaratılmışların en şereflisidir.Sahabeler bile tırnağı olamazken kendimizi efendimizle kıyaslamak çok uç bir örnek olur ve bizce konuyu saptırır.Ayrıca efendimizin birden fazla eşi vardı.Hepsine mi aşıktı?Gerçek aşk deyip durduğunuz aşk birden çok kişiye olabilir mi?Sözlerinizde de belirttiğiniz gibi "O aynaydı. Yardımcı, arkadaş, yoldaş, nazik, dost olan Refik'in..." Bizim de değindiğimiz gibi Efendimiz(sav)in evliliğini de dostluk ,yoldaşlık devam ettiriyor. Alıntı:
Konu böyle duygusal bir konu olunca şiirden alıntı yapmadan olmaz AŞK bir yıl sürer SEVGİ bir ömür AŞK gözünde büyütür SEVGİ razı olur AŞK aldatır SEVGİ ikna eder AŞK ( aşık) kıskanır SEVGİ (sevgili) güvenir AŞK seni de onu da ikiye böler SEVGİ ikinizi bir eder AŞK zehir gibidir SEVGİ ilaç AŞK ay gibidir hep bir karanlık yüzü var senden gizlenen SEVGİ güneş gibidir hep sana bakar içini ısıtır AŞK gider (isteyince) SEVGİ kalır (isteyerek) AŞK çeker, ezer, cesaret kırar SEVGİ iter, teşvik eder, yüreklendirir. AŞK ise; o senin için hedeftir SEVGİ ise; ikiniz de aynı hedefe koşan oklarsınız. Alıntı:
Teşekkür ediyor,sevgi dolu bir hayat diliyoruz... ÇIĞLIK AK_MAVISH&AK_SALİHA |
|||
12-07-2007, 04:51 | #7 |
3.Hafta Maçı = ÇIĞLIK --- Ehl i münazara
Merhaba !!!
Basta sevgili juri uyelerimize, hukumet ekibimize ve takip eden degerli uyelerimize saygilarimizi sunuyoruz. AŞKA DÖNÜŞ Dönebilmek o dönüşü olmayan yollardan Sürekli bir aldanış bir daha bir daha Hiç bitmeyecek gecelerden bir sabaha Çıkabilmek ve sevmek durmadan usanmadan Konuşmak konuşmak gözlerle fısıltılarla Duymak büyülü sıcaklığını beyaz ellerin Her geçen dakika var olduğunu anlamak için Yaşamak arzu dolu dudaklarda, şarkılarla Unutmak ne varsa kötülükten yana İnmek sevilen gözlerin derinliğine Öyle mutlu, öyle sarhoş, alabildiğine Bin yıl içmek o sulardan kana kana Her gün ona koşmak dağlardan tepelerden Her yerde, her zaman onsuz edememek O en tatlı hayal, en büyük gerçek Anlarsın taşan o günlerden gecelerden Sonra bir gün o bütün karanlıkları yırtasın gelir Başını alıp gidesin gelir uzak denizlere Artık her şey boş ve yalan sevdin ya bir kere Her yerinden bir buğu halinde o yükselir Sen yoksun artık anla yeryüzünde bir o var Onun elleri var, gözleri, dudakları Anlarsın tenin beslediği zaman toprakları Ve hala seversin zaman bitinceye kadar Yeniden var oluştur ya da bir başka türlü oluştur bu Nice aldanmalardan sonra bir aşka dönüştür bu. Ask heyecandir, baslangictir demissiniz. Arkadaslar ask dogru anlasilir hissedilir ise sadece baslama dudugu degildir. O da sevgi gibi bir surectir. Birbirimizin sevgisini nasil bitiriyorsak askimizida bitiririz. Ama bunun icin yapmamiz gereken onu dogru tahlil etmek, dogru analiz etmektir. Her carpintiyi ask carpintisi sanmamak, kucumsememek gerekir. Ozellikle ihtiyaclarimizi giderme amaci olarak gormemek. Aşk, içimizdeki sevginin değişmesine yardım eder. Herşeye, herkese duyulan sevgi boyutundan çıkmasını sağlar. Aşk bitip yerini sevgiye bırakmaz.Eğer böyle olursa bu sevgide diğerleri gibi normal bir sevgi olur. Aşk ile beslenen sevgi içinizdeki güç demektir. Yaşam kaynağınız demektir.Birlikteliğin ömrü demektir. İlişkinizin dış etkenlere karşı kalkanı demektir. Aşk ve sevgiyi birbirinden ayırmak ikisini de öldürmüktir bence. Kotu davranislarimiz evliligimizi oldurur cok buyuk ihtimalle askimizi da oldurur demissiniz. Arkadaslar siz de cok buyuk bir ihtimalle inaniyorsunuz galiba. Evliligi bu kadar kucumsemeyelim, cansiz bir kurum olarak gormeyelim. Soyut olan her seyi boyle degerlendiremeyiz. Evlilik davranislarimizin oneminin bir kat daha arttigi, konusabilme, anlayabilme, dusunebilme, paylasmanin onem kazandigi kutsal bir degerdir. Bakiniz hic de cansiz degilmis. Sahabeler bile tırnağı olamazken kendimizi efendimizle kıyaslamak çok uç bir örnek olur ve bizce konuyu saptırır. Efendimiz’i örnek alalım onun yolunda iken var olan aşk eksilir mi hiç dedik biz.Konuyu saptırmak dediğiniz bu ise bizce yanlış düşünce. Ayrıca efendimizin birden fazla eşi vardı.Hepsine mi aşıktı?Gerçek aşk deyip durduğunuz aşk birden çok kişiye olabilir mi? Aişe'ye özel bir sevgi sözcüğü vardı: "göz bebeğim". Her örnek aldığımız kişiyle kendimizi kıyaslamayız. Bizden üstün olduğunu zaten kabul etmiş ve örnek almaya çalışmışızdır. Örnekte bahsedildiği gibi bütün eşlerini seviyor ama neden Aişe’ ye gözbebeğim diyor Efendimiz (s.a.v)? Biz hepsine aşık iddiasında zaten bulunmadık hepsini seviyor tabi ki fakat Aişe’ ye duyduğu başka bir şey olmalı? Daha yoğun, güçlü ve sürekli kendini yenileyen ..Örnek davranışları ile her geçen gün artırdıkları bir şey ! Son olarak askimizi evlilik bitiremez gerektirdiklerini yapalim, dogru tahlil edelim. Saglicakla kalin. Ehl-i Munazara Umitli Bekleyis - Selahattin AY |
|
12-07-2007, 14:51 | #8 | |
3.Hafta Maçı = ÇIĞLIK --- Ehl i münazara
Merhabalar
Alıntı:
Asla bizim yaptığımız evlilik kurumunu küçültmek değil bilakis onun çok sağlam temellerle yıllarca sürebileceğini göstermek.İlk önce şu noktayı aydınlatalım.Evlilik kurumu cansızdır derken biz insanlar canlı hale getiririz demiştik.Yanlış anlamışsınız Evet evlilikle ilgili tanımlamalarınıza katılıyoruz.Ama evliliğin böyle olması için aşka gerek yok diyoruz. Aslında konumuz evlilik için aşk gerekli mi değil,evliliğin aşkı öldürdüğü. Arkadaşlar burayı şöyle açıklayalım: Aşık olduğumuz biriyle de evlenebiliriz, görücü usulü uygun gördüğümüz biriyle de evlenebiliriz. Görücü usulü kalmadı demeyin sakın.Belki eskisi gibi sadece fotoğraftan görüp evlenmiyorlar.Bunun biraz daha ileri hali,dünür başları tanıştırıyor uygun bulurlarsa çiftler birbirlerini evleniyorlar. Evlilik davranislarimizin oneminin bir kat daha arttigi, konusabilme, anlayabilme, dusunebilme, paylasmanin onem kazandigi kutsal bir degerdir. Diye tanımladığınız şekilde evliliklerin gerçekleşebilmesi için aşk değil saygı ve sevgi gerekiyor. Biz bekârız konuşması kolay geliyor ama etrafınızdaki evli çiftlere sorarsanız evliliği sevgi ve özellikle de saygı ilerletiyor derler. Bu bakımdan da çiftler aşklarını dönüştürürler sevgiye.Bu kötü bir şey değildir.Aşk biter ya da pasifize olur yerini sevgi ve mutlu bir aile ortamına bırakır.Biz de bunu biraz daha can alıcı klişe bir laf olsun diye ‘aşk öldü’ diye tanımlarız. Aşk sevginin süblimleşmiş halidir; sevgi katıdır ,aşk işe uçucudur. Yani uzun lafın kısası biz diyoruz ki;evlilik aşkın katilidir. Sevgilerle ÇIĞLIK AK_SALİHA_AK_MAVİSH |
||
12-08-2007, 04:47 | #9 |
3.Hafta Maçı = ÇIĞLIK --- Ehl i münazara
Sevgili Arkadaşlar ;
Hepinizi saygıyla selamlıyoruz.Hemen konumuza geçiyoruz. "Ama evliliğin böyle olması için aşka gerek yok diyoruz." Biz sevgiyi yok sayarak sadece aşkın üzerine evlilik kuralım demiyoruz.Sevginin üzerini kapatalım sadece aşk yeter de demiyoruz.Zaten mevzuumuz “evlilik aşkı öldürür mü? “.Tamam sağlam bir sevgi gerekli evlilik için bunu kimse inkar etmiyor.Ama şöyle bir durum var ki bir süre sonra evliliğiniz monotonluğa girecektir.Zaten varolan bir aşktan bahsediyoruz.Öyleyse yeterli özveriyi gösterirsek ve Rabbimizin rızası için uğraşan,emirlerine uymaya çalışan kullar olursak var olan güzel şeyler neden eksilsin? Hepimiz evlenince bazı sorumlulukların ağırlık kazandığında hemfikiriz, ama bizim üzerinde durduğumuz konu bu sorumluluklara yenik düşmemeliyiz.Eğer yaşadığımız gerçek aşk ise…Kim aynı heyecanı kaybetmek ister ki.Herkes böyle olsun ister ama çabaya sıra gelince sorumluluklar var (!) Bunun çok güzel örnekleri de mevcutken sadece olumsuz örneklerden birkaç şey alıp engelleri kendimiz oluşturuyoruz.Neymiş efendim sorumluluk artınca aşk azalırmış.Sevgi azalır mı ?-Hayır.Ee peki aşk neden azalır ? Tabi ki kendi çizdiğim sınırlardan ,şartlandırmalardan… Arkadaşlarımızın ilk yazısında değindikleri bir noktadan örnek verelim mesela ; “İki genç kız olarak takdir edersiniz ki biz de ömrümüzün sonuna kadar aşk olsun isteriz. Ama gerçekleri görmezden gelmek o gerçekle karşılaşınca daha büyük yıkımdan başka bir şey değildir.”demişlerdi.İşte bakın sevgili arkadaşlarımız da ister tabi ki ama bu da bir önyargı değil midir? Evliliğin aşkı öldürmesine baştan teslimiyet değil midir? Aşk lay lay lom değildir ki sonrasında (evlilikte) hayal kırıklığı beklesin sizi.Aşıkken hiçbir sorumluluk yoktu da evlenirken mi çıktı? Öncesinde hiç sorumluluğunuz yokmuş gibi şaşırılacağı inancında değiliz.Biraz artabilir.Eğer yılacaksanız neden aşığız dediniz.O zaman aşkın anlamını bilmiyorsunuzdur.Tabi bazı günümüz gençlerinin aşk diye adlandırdıkları iki günlük hoşlantıdan bahsetmiyoruz burada ... Günümüzde aşk adı altında yapılan birçok yanlışlığın hepimiz farkındayız.Bazı kavramları tam sindiremeyen insanların “kısa süreli beğeni” nin adını aşk koyması bizim şu an bunları tartışıyor ve eleştiriyor olmamıza sebep olmuştur.Eğer ki biz aşkın gerçek anlamını toplum olarak kavrayabilseydik, aşka zaman, yer ,kişi hududu koymazdık.Hele de “Evlilik aşkın katili “diyemezdik.Çünkü bilirdik ki ,aşkın olduğu yerde sınır yoktur.Hiç bir olgunun onu ezeceğini iddia etmezdik.Peki ama biz aşkı gerçekten biliyoruz ve yaşıyoruz diyorsunuzdur şu an eminiz ki. Bazı kesimler gibi olgu karmaşasında boğulmadık (!) Ee o zaman “Aşkımıza hangi cellat balta vurabilir?” Madem aşık olduk , değerini bilmemizi ne engelleyebilir?Soruyorum siz sevgili üyelerimize,evliliğiniz aşkınızı öldürür mü bu durumda ?? Sorumluluklarımız varken nasıl aşka zaman ayırabiliriz, bu arada aşk çürüyüp gider demeyin ! Vitamini kabuğunda onun ,beraber yemelisiniz ;) Şiir geleneğimizi bozmayalım .Böylece yazımıza şimdilik son vermiş olalım Özlem Bir gece, Gecede bir uyku.. Uykunun içinde ben... Uyuyorum, Uykudayım, Yanımda sen. Uykunun içinde bir rüya, Rüyamda bir gece, Gecede ben... Bir yere gidiyorum, Delice... aklımda sen. Ben seni seviyorum, Gizlice... El-pençe duruyorum, Yüzüne bakıyorum, Söylemeden, Tek hece. Seni yitiriyorum Çok karanlık bir anda... Birden uyanıyorum, Bakıyorum aydınlık; Uyuyorsun yanımda... Güzelce. ÖZDEMİR ASAF Rabbimiz,cümlemize yakınımızdayken bile özlediğimiz eş, sevgili ve hiç bitmeyen aşk dolu bir evlilik nasip etsin Sağlıcakla kalın Saygılarımızla Selahattin_Ay & Ümitli_bekleyiş EHL-i MÜNAZARA |
|
12-08-2007, 14:22 | #10 | |
3.Hafta Maçı = ÇIĞLIK --- Ehl i münazara
Hayırlı günler arkadaşlar
Hemen konumuza giriş yapıyoruz. Arkadaşlar hemen ilk paragrafınızdan bir kesit almak istiyoruz."Zaten varolan bir aşktan bahsediyoruz.Öyleyse yeterli özveriyi gösterirsek ve Rabbimizin rızası için uğraşan,emirlerine uymaya çalışan kullar olursak var olan güzel şeyler neden eksilsin? Hepimiz evlenince bazı sorumlulukların ağırlık kazandığında hemfikiriz, ama bizim üzerinde durduğumuz konu bu sorumluluklara yenik düşmemeliyiz.Eğer yaşadığımız gerçek aşk ise"demişsiniz.Peki gayrimüslümler ya da ataistler aşık olmuyorlar mı?Aşk evrensel birşeydir.Ve illaki Allah rızası için birşeyler yaparak,efendimiz(s.a.v) örnek alarak devam ettiremezsiniz.O zaman sadece müslümanlar aşık ve mutlu olurdu.Ayrıca yazılarınızda sürekli 'gerçek aşk' diyorsunuz.Nedir bunun kıstası?Kime göre aşk?Ben aşık oldum diyorsam aşık olmuşumdur.Kişinin içinde hissettiklerine 'hayır canım o aşk değil sen bilmezsin ben bilirim' diyemezsiniz ki.Siz o varolan aşk bitince diyorsunuz ki 'yok o zaten aşk değildi o dolayısıyla da bitmedi'.Bu bize mantıksız geliyor kusura bakmayın :-[ Alıntı:
Arkadaşlar bu bizim kapanış yazımız olduğundan dolayı son olarak düşüncelerimizi özetlemek istiyoruz:Aşk hepimizin kalbini dolduran,heyecan veren bir duygu.Hepimiz yaşamak isteriz elbette.Aşık olduğumuz kişiyle evleniriz.Çoğu zaman hepimizin sıklıkla yaptığı hatalar aşkı katleder.Peki bu evlilikler nasıl devam ediyor diyebilirsiniz.Hata yapılmayan evlilikler aşk üzerine kurulmuyor.Aşk evet vardı ve güzeldi.Fakat defaatle tekrarladığımız gibi mutlu evlilikler için çiftler aşklarını sevgi ve sadakate dönüştürüyor.Aşkı öldürürken mutlu bir evliliği doğuruyorlar. Bu münazaranın güzelliklerinden biri de aşık atışmaları gibi olması olacak sanırım.Ama aşk herzaman sizin şiirlerinizdekiler gibi olmuyor.Bu da bizden olsun ;) Aşk Öldü Başı belli,sonu belli bir aşkın,garip inatçı ama çaresiz yolcularıydık biz; Farkında olmadan bulduk birbirimizi birbirimizin içinde.. Kalbimin az hasarlı bir sayfasını çevirdim Eline kanımdan dolu bir kalem verdim Dilediğince karala diye. Ne güzel resimler çiziyordun önceleri Mutluluk bir çocuk Umut yıkılmaz bir kaleydi sayfanda Hayalleri görmüyordum bile Onlar gözlerinde bas bas bağırıyorlardı Duyulmaması imkansız. Bir rüzgar olup gökte buluşacaktık Elelle verip dinlecektik evimizin en sıcak köşesinde Ama neden sonra canımı yakmaya başladı çizdiğin her resim Kana bulandı kalbim Çocuk öldü Umut yıkıldı Hayaller kör Rüzgar dindi Aşk bitti Ağlayan..... Bekleyen.... Özleyen..... .....Gülen .....Gelmeyen .....Özleten Ben...... ÇIĞLIK AK_MAVİSH&AK_SALİHA |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|