AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-08-2008, 10:50   #1
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart 5 derste nasıl darbeci olunmaz! (Ertuğrul ÖZKÖK)
GEÇEN hafta bir sabah toplantısında arkadaşlara şakayla sordum:

"Siz telefonda darbe geyiği yapmayan bir Türk tanıyor musunuz?"

Arkadaşlar merakla yüzüme bakarken, "Ben bir kişi tanıyorum" deyip devam ettim:

"Ben..."

Telefonlarımın 20 yıldır dinlendiğini çok iyi biliyorum.

Her Türk vatandaşının "Telefonum dinleniyor" paranoyası vardır.

Bu paranoya bende hakikate dönüşmüştür.

O nedenle telefon konuşmalarında, her şeyin şakasını yaparım, bir tek "darbe şakası" yapmam.

* * *

Ancak artık korkumuz dinlenmenin ötesine geçti.

Şimdiki korkumuz, "Konuştuğumuz şeyler acaba hangi tarafa çekilir, altında neler aranır, nelere yorulur ve hangi dosyalara sağlam delil olarak girer" endişesidir.

Mustafa Balbay’ın sorgulaması, bu endişemizin yersiz olmadığını hepimize ispatladı.

Önce bu soru ve "belgelerle" bir insan nasıl gözaltına alınır diye şaşırdım.

Asıl vahimi ise arkasından geldi: Bu soru ve belgelerle bir insan nasıl "tutuklanma" istemiyle mahkemeye sevk edilir?

Buna inanamadığım için aklıma şu soru geliyor:

Acaba Balbay, kendisine sorulan soruları ve gösterilen belgeleri tam olarak anlatmadı mı?

Eğer anlattıysa ben bu sorgulamadan şu sonuçları çıkaracağım:

Bir:

Artık hiçbirimiz kendimizi emniyette hissedemeyiz. Hepimiz her an evimizden alınıp götürülebiliriz.

İki:

Artık telefonda bırakın darbe şakası yapmayı, Ak Parti’ye yönelik en küçük eleştiriyi bile yapmamalıyız.

Çünkü bu eleştiri, yarın bir gün önümüze "darbe delili" olarak çıkabilir.

Üç:

Okuyuculardan gelen fakslara, gönderilen davetiyelere çok dikkat etmemiz gerekir. Çünkü, herhangi birinin bize gönderdiği davetiye, bir yorum, tutuklanma nedenimiz olabilir.

Dört:

Kimlerle konuştuğumuza, davet edildiğimiz yerlerde kimlerle yan yana geldiğimize dikkat etmeliyiz. Çünkü o insanlardan herhangi biri terör örgütü mensubu ilan edilirse, bu bize de bulaşabilir. Zaten "Medya ayağı eksik" diyen bir koro, her gün gammazlamaya devam ediyor, hayatımız anında kayabilir.

Beş:

Yabancı büyükelçiliklerden, özellikle de ABD Büyükelçiliği’nden gelen davetlere kesinlikle katılmamalıyız. Hatta mümkünse, davetiyeleri geri gönderip, bunu da dinlenen telefonumuz aracılığıyla hakkımızda dosya hazırlayanlara iletmeliyiz.

Tabii bütün bunları yapmak yine de yeterli olmayabilir.

Başka biri başka biriyle konuşması sırasında, sizin adınızı da telaffuz etti mi, ayvayı yediniz demektir.

Çünkü işleyen mantık, "O söylemişse doğrudur" mantığıdır.

Tabii bir de şansınıza, kimliği belirsiz bir "gizli tanık" düşmemişse...

* * *

Orta ve lise döneminde en çok dinlediğimiz hikáyelerden biri Abdülhamid dönemi jurnalciliği ve istihbaratçılığıydı.

Bunun nasıl bir duygu olduğunu bir türlü anlamazdım.

Artık anlıyorum.

Güya "derin devleti" çökertmeye çalışıyoruz ama yerine gelen devletin ondan daha sığ, daha müşfik olacağı konusundaki umudumuz da giderek azalıyor.

Yine de içimde hálá, bekleyip iddianameyi görmemiz gerektiğini söyleyen iyimser bazı kırıntılar kaldı.

Bu yazdıklarımı art niyetli bir yaklaşım olarak da okuyabilirsiniz, iyi niyetli ve yapıcı bir eleştiri olarak da...

Ben samimi olarak, yaratılan bu ürkütücü havanın, "Ergenekon" denilen ilişkiler ağını ortaya çıkaracak sağlam bir soruşturmanın itibarını ve gücünü azaltacak endişesiyle yazıyorum.

Devlet içinde böyle bir örgütlenme varsa bunun ortaya çıkarılması hepimizin lehinedir.

Ama şu ana kadar soruşturmanın yürütülüş biçimi, sızdırma yöntemleri, uçurulan balonlar ve bazı sorgulamalarda belge diye ortaya konan şeyler, sorulan sorular, bizde samimi bir araştırmadan çok, etkili bir "sindirme" operasyonu izlenimi yarattı.

Öte yandan Genelkurmay’a gelen gazetecilerin konuşmalarının görüntüleriyle kaydedilmesi, başka komutanlara ait özel bilgilerin özel arşivlerde saklanması, bir takım hareket planlarının hazırlanması da insanı ürkütüyor.

Böyle olunca da ister istemez insanın aklına Devlet Bahçeli’nin tespiti geliyor:

"Ülkemiz gerçekten bir korku imparatorluğuna mı dönüştürülüyor?"

Ertuğrul ÖZKÖK
Hürriyet

 

Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi