AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-07-2010, 11:37   #1
Kullanıcı Adı
Ömer Bekir
Standart
Kardeşim;5 vakit namaz kılan Kominist konusu geldi geldi;şeriat tartışmasına dayandı..Buradaki bütün kendini geliştirmiş,bilgin ve ilim sahibi olan arkadaşlar(bende dahil)yanlış biliyor;sen doğru biliyorsun..Çoğu kardeşim gibi sana sordum bende;tarihte bir tane kominist liderin iyi birşey yaptığını gösterir misin.?Yada tarihte bir kere kominist bir ülkenin vatandaşlarına faydalı bir yönünü anlatır mısın,varsa.?

Ben o koministlerden değilim diyip duruyorsun..Yahu kardeşim;siz o zaman kominizmi anlatan (Marksizm-Leninizm) ilk yasaları bilmiyorsun demek ki..17. yüzyılda Yunanistanda kanuni olarak ortaya çıkan bu akımın nesini savunuyorsunuz anlamış değilim..

 


Konu Ömer Bekir tarafından (04-07-2010 Saat 11:44 ) değiştirilmiştir..
Ömer Bekir isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-07-2010, 12:51   #2
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Komunizm hiçbir getirisi olmayan halkı koyun gibi gören...
Sürü psikolojisidir...
Bu sistemin dünya'ya geçmişte ve gelecektede hiç bir faidesi olmayacağı gayet açık ve nettir...
bildiğim Komunist sistem kan gözyaşı ve acı getirmektedir...
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-07-2010, 12:56   #3
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Benim ailemde de gençken Komünist olup sonradan Müslüman olan var...
Ahirete,Dine,Allaha inanmayan bir ideolojiyi benimseyip 5 vakit namaz kılmak Darwin'in teorisinden bile saçma yahu (:

Arkadaş herhalde Komünistlerin "Biz barış istiyoruz,halkın ezilmesini istemiyoruz,kardeş gibi geçinmek istiyoruz v.s" teranelerine kanmış hemde Komünizmin ne mal olduğu ortaya çıkan şu çağda yazık..

Dinsiz olmaları bir yana ülkeyi kurtarmak (!) için dağa çıkıp Pkkn'ın yerini almaya çekinmeyecek bir zihniyetten bahsediyoruz...

1970'li yıllar da dağa çıkma sloganları çok yaygın dı bir kısmı çıktı Pkk ya katıldı şimdi yol bulsalar yine çıkmak isterler diyeceğim ama zaten Pkkn'ın için de en çok Marksizt ve Komünist düşünce yapısında olanlar yokmu..?
depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-07-2010, 12:59   #4
Kullanıcı Adı
novek
Standart
Alıntı:
depare Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Benim ailemde de gençken Komünist olup sonradan Müslüman olan var...
Ahirete,Dine,Allaha inanmayan bir ideolojiyi benimseyip 5 vakit namaz kılmak Darwin'in teorisinden bile saçma yahu (:
Bulgaristanda sosyalizm varken
CAMİ VE KİLİSE VARDI diyorum.
Ama hala allaha inanmayan diyorsunuz.



Konu novek tarafından (04-07-2010 Saat 13:01 ) değiştirilmiştir..
novek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-07-2010, 13:01   #5
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Alıntı:
novek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
VALLAHİ billahi sizin gözleriniz kapalı bulgaristanda sosyalizm varken
CAMİ VE KİLİSE VARDI diyorum.
Ama hala allaha inanmayan diyorsunuz.
çok ilginçsiniz gerçekten.
İki gündür Aynı kelimeyi söyleyip duruyorsun biraz...
Bizde diyoruz ki işte uygulamaları ile Komunizm'in Din Karşıtlığı...
Alıntı:
Din karşıtı uygulamaların en şiddetlilerinden biri de Arnavutluk'ta yaşandı. Arnavutluk'un komünist lideri ve dinsizliği ile tanınan Enver Hoca 1967'de Arnavutluk'u dünyanın ilk dinsiz ülkesi ilan etti. Din adamları sebepsiz yere gözaltına alındılar, bir kısmı gözaltındayken öldürüldü. 1948 yılında iki piskopos 5000 din adamı ile birlikte kurşuna dizildi. Aynı şekilde müslümanlar da öldürülüyorlardı. Ülkenin Nendori gazetesi de, 327'si Katolik mabet olmak üzere, toplam 2 bin 169 cami ve kilisenin kapatıldığını duyurdu.
Tüm bu uygulamaların nedeni kuşkusuz, komünizmin Allah'ın varlığını körü körüne inkar eden, dinden tamamen kopmuş, sadece maddeye inanan ve maddeye değer veren toplumlar oluşturma hedefiydi. Aslında komünizmin en büyük amaçlarından biri buydu çünkü komünist liderler, ancak makineleşmiş, duygusuz, duyarsız, en önemlisi Allah'tan korkmayan kitleleri diledikleri gibi yönlendirebileceklerini, onlara istedikleri kadar cinayet işlettirerek zulüm yaptırabileceklerini biliyorlardı. Bu noktada evrim teorisi, ateizmi sözde bilimsel bir gerçek gibi göstererek, komünizme büyük bir destek sağladı. Darwinizm'in ateizmi destekleyen ve dine göre yasak olan her türlü zulüm, baskı, çatışma ve kıyımı meşrulaştıran iddiaları, 20. yüzyılın bütün kan döken, insan hayatını hiçe sayan ideolojilerini bu şekilde teşvik etti. Geçtiğimiz yüzyıl, işte bu nedenle ardı arkası kesilmeyen savaşlar, katliamlar, ayaklanmalar, şiddet eylemleri, kavgalar ve düşmanlıklarla doludur.
Neymiş Komunizmde cami vardır Ama kapatılır demektir...
Atıl durumdadır demektir...
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-07-2010, 13:04   #6
Kullanıcı Adı
novek
Standart
Alıntı:
Noktaların Efendisi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İki gündür Aynı kelimeyi söyleyip duruyorsun biraz...
Bizde diyoruz ki işte uygulamaları ile Komunizm'in Din Karşıtlığı...

Neymiş Komunizmde cami vardır Ama kapatılır demektir...
Atıl durumdadır demektir...
Atıl durumdamı Bulgaristanda turk koyleri vardı ve her turk koyunde cami vardı
EZANDA OKUNURDU. namazda kılınırdı. ayrıca komunistler gerçekten camileri yasaklasalar bile siz yasaklamazsınız olur biter. bir ekonomik sistemi alırken dine Olan bakışınıda kabul edin kim diyor size?
dini bayramlarda kutlanır ramazan gibi. kurban gibi.
ŞUMNU-BULGARİSTAN CAMİ GÖRÜNÜŞ




Konu novek tarafından (04-07-2010 Saat 13:07 ) değiştirilmiştir..
novek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-07-2010, 13:09   #7
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Alıntı:
novek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Atıl durumdamı Bulgaristanda turk koyleri vardı ve her turk koyunde cami vardı
EZANDA OKUNURDU. namazda kılınırdı. ayrıca komunistler gerçekten camileri yasaklasalar bile siz yasaklamazsınız olur biter. bir ekonomik sistemi alırken dine Olan bakışınıda kabul edin kim diyor size?
dini bayramlarda kutlanır ramazan gibi. kurban gibi.
ŞUMNU-BULGARİSTAN CAMİ GÖRÜNÜŞ
Evet bak bunu yapanda Komunist Bulgar Yönetimi...
Alıntı:
13.03.1972 tarihinde Paşmaklının Berotin, Dospat adlı köylerine baskın yapmışlar, asker ile polisler tank, kamyon, köpekler ve itfaiye araçları ile saldırmışlardır. Böylece Rodop Türklerinin adlarını değiştirmek için korkunç bir zulüm başlatılmış ve her tarafa ateş açılarak Rodop toprakları Türk kanına bulanmıştır. Barotin köyünde 14 ile 17 mart arası köylüler ile milisler arasında şiddetli bir çarpışma olmuştur. Fakat halk topların karşısında dayanamamış, yaralı kardeşlerini orada bırakarak kaçmak zorunda kalmıştır. Askerler ve milisler köylerde Türkleri köpeklerle kovalamışlar, takip etmişlerdir. Bu olayları düşünerek Pomaklar hakkında ona göre konuşmak gerekir.

Fakat ne yazık ki, Bulgaristan Türklerinin acı feryadı dünya kamuoyunda da Türkiye'de de yeterince duyulamamıştır. Bu suskunluktan cesaret alan komünist yönetimi 1984 yılında bu hareketi sonuçlandırmak için tüm Bulgaristan'a yaymıştır.

Ardından Pomak Türkleri canlarını ve kimliklerini koruyabilmek için Türkiye'ye göç eden Oğuz Türklerinin (Osmanlı'dan kalanların) evlerini satın olarak yerleşmeye başlamışlardır.
İyi oku Komunistlerin ne yaptıklarını oku...
Alıntı:
Komünist yönetim
Bulgaristan, 1908'den 1946 yılına kadar monarşi ile idare edildi. 1908-1923 yılları arasında Bulgaristan'da iktidara gelen hükümetler uluslararası anlaşmalardan doğan ve azınlıkların haklarını düzenleyen anlaşmalara sadık kaldılar. En azından savaş yılları hariç azınlık haklarını alenen ihlalden kaçındılar. Ancak 1923'te Stamboliski hükümetinin devrilmesiyle birlikte Müslüman Türk azınlık için huzursuz günler de başladı. Tsankov (1923-1926) ve Lyapçev (1926-1931) hükümetleri Türk azınlığı ulusal bütünlüğü tehdit unsuru olarak gördüler. Bu hükümetler döneminde, Türk okullarına uygulanan özel statü ve sağlanan finansman iptal edildi. Türkçe yayın yapan bazı gazeteler ve dergilerden bazıları kapatıldı. 1930'lu yıllar boyunca Rodna Zaştita gibi faşist birliklerin, Türklere uyguladı baskı ve eziyetler, 1934 askeri darbesi ve 1935'de Kral III. Boris'in kontrolü tamamen ele geçirmesiyle artarak devam etti. 1923 yılında parlamentoda on Türk milletvekili bulunurken, bu sayı, 1925'de beşe, 1933'te dörde düşmüş ve 1934'de anayasa ve parlamenter sistemin askıya alınması sebebiyle fiilen sonlandı.
İkinci Cihan Harbi'nin ardından, Balkanlardaki diğer ülkeler gibi Bulgaristan'da da komünistler iktidarı ele geçirerek, sosyalist cumhuriyet rejimini kurdular. Komünist rejim ile birlikte 1980'lerin sonuna kadar devam eden en geniş kapsamlı baskı sürecide başlamış oldu. Ülkedeki Türklerin, başta Türkiye olmak üzere, NATO ve ABD tarafından, Bulgaristan içişlerine müdahale aracı kullanılabileceği kaygısı ve Marksist ideolojinin dini ve etnik ayrımından uzak "tek sosyalist ulus" oluşturma gayesi komünist rejimin, Müslüman Türklere uyguladığı baskının en önemli sebepleriydi. 1947 yılında onaylanan Dimitrov Anayasasıyla Türk azınlığın din ve vicdan hürriyeti açıkça garanti altına alınmış olmasına rağmen hükümet, Müslümanların dini inançlarını yerine getirmesini engellemeye çalıştı. Cami ve vakıf topraklarına el konuldu, Kur'an kursları yasaklandı, dini eğitim veren okullara kısıtlamalar getirildi. Bulgar yetkililer, 1948'den itibaren Pomakların, inançlarından vazgeçmeleri ve sosyalist Bulgar devleti ile bütünleşmeleri için birçok girişimde bulundular. Bazı Pomaklar 1952'de başka bölgelere özellikle, Balkan dağlarının Zlatoritsa yakınlarındaki güney tepelerinde kurulan Hadjiyksa köyüne yerleştirildiler.
İyi oku...
Komunist Yönetim neler yapmış...

Konu EpiVaTeS tarafından (04-07-2010 Saat 13:12 ) değiştirilmiştir..
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-07-2010, 13:05   #8
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Alıntı:
Şeflik döneminde camiler cemaate satılarak kurtarıldı
Cumhuriyet Halk Partisi'nin tek başına iktidar olduğu 1940-1950'li yıllarda çok sayıda cami çeşitli gerekçelerle kapatıldı. Birçok cami ise minareleri yıkılarak samanlık veya hayvan barınağına dönüştürüldü. Baskının olduğu dönemlerde camileri iş hanına dönüştüren hayırseverler, Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinin ardından ilgili camileri yeniden ibadete açtı.
Bazıları kabul etmek istemese de, ‘Şeflik Dönemi’nde dine ve inanca yönelik çok ağır yaptırımlar yaşandı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) tek başına iktidar olduğu 1940-1950’li yıllarda çok sayıda cami çeşitli gerekçelerle kapatıldı. Birçok caminin minareleri yıkılarak samanlık veya hayvan barınağına dönüştürüldü. Buna tahammül edemeyen vatandaşlar da, tepkilerine karşılık alamayınca ilginç çözümler ortaya koydu. Bir araya gelen hayırseverler, camilerin mülkiyetini ya satın alarak ya da kiralayarak yıkılmaktan kurtardı. Baskının yoğun olduğu dönemlerde camileri işhanına dönüştüren hayırseverler, Demokrat Parti’nin (DP) iktidara gelmesinin ardından bu camileri yeniden ibadete açtı.
1940’lı yıllar Türkiye’de ‘şeflik yılları’ olarak anılıyor. Bu dönemde zellikle Müslümanlara yönelik baskılar hikayelere hatta filmlere konu oldu. İsmet İnönü’nün başında bulunduğu CHP, insanların ibadetlerini rahatça yapmalarını engellemek için çeşitli baskılar uyguladı. Halkın tepkisine rağmen çoğu İsmet İnönü’nün emriyle olmak üzere Türkiye’nin değişik illerinde yaklaşık 900 cami ve mescit ibadete kapatılırken bazıları yıkıldı. İbadete kapatılan camiler, yıllarca samanlık, depo ve askerî sevkıyatlarda kullanılan atların barınma mekanı olarak kullanıldı. Türkiye’nin kıtlık yıllarında onca yoksulluğa rağmen bir araya gelen vatandaşlar, camileri satın alarak mülkiyetlerine geçirdi. Bazı camiler ise işyeri ya da han adı altında kiralanarak kurtarıldı. Şanslı olmayan camiler 1950’ye kadar ya yıkıldı ya da ibadete kapalı tutuldu.
Kırşehir Çarşı Camii yıkılmaktan kurtulan şanslı camilerden biri. Yıkılmayan ancak ibadete kapatılan camii, bir süre buğday-arpa ambarı olarak kullanıldı. Ancak caminin bu durumda olmasını içlerine sindiremeyen çarşı esnafından 5 kişi 50’şer lira vererek camiyi satın aldı. Özel mülkiyete geçtiği için kurtulan cami, DP’nin iktidara geldiği yıllarda yeniden ibadete açıldı. Aynı cami, daha sonra CHP’li Kırşehir Belediyesi eski başkanlarından Kemal Hotamaroğlu tarafından yeniden yıkılmak istenince, vârislerden Hasan Yüceer camiyi ‘kırlangıç tavan’ olmasından dolayı âsâr-ı atika raporu çıkararak yıkılmaktan kurtardı. 1864’te yapılan Osmanlı’nın son dönem eserlerinden Çarşı Camii, Kale Camii ile birlikte tahıl ambarı olarak kullanıldı. İsminin açıklanmasını istemeyen bir esnaf, “Yakın tarihte biz kalorifer tesisatı döşetmek için caminin tabanındaki tahtaları söktük. Bu tahtaların altından buğday çıktı. Büyüklerimiz buranın Kale Camii ile birlikte İsmet İnönü zamanında tahıl ambarı olarak kullanıldığını söylüyorlardı.” diye konuşuyor. O yıllarda Kırşehir’de kent planlaması adı altında yaklaşık 20 cami ile birlikte 1 bedesten ve 1 medresenin yıkıldığı ifade ediliyor.
O dönemin şanssız camilerden biri de Eskişehir’deki Alaattin Camii’ydi. Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaattin Bey adına 1236’da yaptırılan cami, Osmanlı padişahlarının en çok hürmet gösterdikleri eserlerin başında geliyordu. Birçok cami gibi kapısına kilit vurulan camii, yaklaşık 20 yıl boyunca depo, cezaevi, marangozhane, sevkıyat yeri olarak kullanıldı. Depo olarak kullanılan caminin minaresine tahammül edilmediği için yıkılmak istendiğini belirten cami cemaatinden 85 yaşındaki Yaşar Yürüyen’in söyledikleri düşündürücü: “Burası daha sonra askerler tarafından barınak olarak kullanıldı. Bir ara minaresini yıkmak için caminin şerefesinden 3- 4 parmak kalınlığında bir halat bağlayıp yıkmak istediler. Çok uğraştılar; ama yıkamadılar. DP iktidara gelince caminin boşaltılması emri verildi. Harabeye dönen caminin içinde pislikten geçilmiyordu. Kendi imkanlarımızla camiyi temizleyip yeniden ibadete açtık. Cemaat buraya gözü gibi bakıyor.”
Adana Siyavuşpaşa Camii de CHP’nin gazabından nasibini alan ibadethanelerden. Kapısına kilit vurularak ibadete kapatılan cami daha sonra satıldı. Bugün eski görüntüsünden iz bulunmayan cami halen han olarak kullanılıyor. Aynı dönemde kapatılan Yeşil Mescit ve Alidede camileri ise biraz daha şanslı. Yıllarca ahır olarak kullanılan Yeşil Mescit, 1952 yılında yeniden ibadete açıldı. Alidede Camii ise yıllarca CHP’nin Adana İl Başkanlığı binası olarak hizmet verdi. Cami, DP’nin iktidara geldiği yıllarda yeniden açıldı. Bursa’da yıkılan Sarıgüzel Camii’nden bugüne sadece isminin verildiği sokak kaldı. İstanbul Karaköy Camii’nin kaderi bu camiden pek farklı değil. Şehir meydanında kaldığı gerekçesiyle kaldırılmak istenen cami, halktan gelen tepkiler üzerine ‘Adalar’da kurulacak’ denilerek yıkılmış; ancak kendisinden daha sonra hiçbir iz kalmamış. Deniz Müzesi olarak uzun süre kullanılan Dolmabahçe Camii ise Adnan Menderes döneminde tekrar ibadete açıldı. Gaziantep’teki Mehmetpaşa Camii ve Konya’daki Alaattin Camii de bu dönemde atların bağlandığı camiler arasında yer aldı.
Sanat tarihçisi İsmet İpek, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Osmanlı’ya ait eserlere yönelik acımasız bir tavır takınıldığını dile getiriyor. “Özellikle 1935 yılında Vakıflar Kanunu’nda yapılan değişiklikle camilerin kamulaştırılarak satılması öngörüldü. Bu şekilde yurt çapında 950 civarında cami ve mescit şahıs ve kuruluşlara satıldı. Bazı camiler yıkıldı. O dönemde yıkılmaktan kurtulan camiler daha sonra ibadete açılırken, bazıları ise ya kaderine terk edildi ya da işyeri, han olarak kullanıldı ve halen kullanılmaya devam ediliyor.” diyor.
Tarihçi-yazar Mustafa Armağan, 1940’lı yılların tarih mirası açısından çok talihsiz bir dönem olduğunu belirtiyor ve “Tarihî kıymeti olan bu eserlere daha saygılı olunabilirdi. Ancak böyle bir hassasiyet olmadığı için ne yazık ki hemen her şehir ve kasabada çok sayıda cami, mescit ve tarihî bina ortadan kaldırıldı.” değerlendirmesinde bulunuyor
Buda Türkiye'deki Komunistlerin Materyalistlerin Marksistlerin Mezalimidir...
Bana gelip burda cami vardı mavalları okuma...
İçi boşken Cami neye yarar...
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-07-2010, 13:09   #9
Kullanıcı Adı
novek
Standart
Alıntı:
Noktaların Efendisi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Buda Türkiye'deki Komunistlerin Materyalistlerin Marksistlerin Mezalimidir...
Bana gelip burda cami vardı mavalları okuma...
İçi boşken Cami neye yarar...
diyecek birşey bulamıyorum size ben size elleriniz gozunuzun ustunden çekin diyorum siz yok ben kaptıcam diyorsunuz.
novek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-07-2010, 13:22   #10
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Bugün yönetimi ve halkın'ın çoğunluğu Ateist olan ülkelerde de cami var bu neyi değiştirir...?

Dış ülkelerden gelebilecek baskılar nedeniyle bu müsamahayı gösteriyorlar...

Komünizm vahşetin'in Dünya da milyonlarca insan'ın katledilmesine sebep olması bu ideolojin'in savunulacak bir yönü olmadığını göstermiyor mu..?

Burada hikaye okumaya gerek yok Tarih arkanda aç bi bak ideoloji de önün de daha ne diye bu hezeyan..!
depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi