![]() |
#1 |
![]() 52 STK'dan Ortak Tepki!
Diyarbakır'da bir araya gelen 52 Sivil Toplum Kuruluşu, Elazığ İhya-Der üye ve yöneticilerine verilen 150 yıllık cezanın Yargıtay 9. Ağır Ceza Mahkemesince onanmasını kınayarak, verilen cezanın tüm Sivil Toplum Örgütlerine verilen bir gözdağı olduğuna dikkat çekti. DİYARBAKIR - Elazığ İhya-Der üye ve yöneticilerine verilen 150 yıllık cezanın Yargıtay 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nce onanmasına tepkiler gidiyor büyüyor. Mustazaf Der, Özgür Der, Mazlum Der ve Memur Sen'in de aralarında bulunduğu 52 STK, Diyarbakır'ın Sur İlçesindeki Dağkapı Meydanı'nda bulunan Selahaddin-i Eyyübi çarşısı üzerinde bir araya gelerek, verilen kararı kınadı. Saat:11.00'de başlayan protesto eylemi ve basın açıklamasına binlerce kişi katıldı. Grup, sık sık "Zalimler İçin Yaşasın Cehennem", "Zulme Karşı Omuz Omuza" şeklinde slogan atarken, "Sakın Allah'ı Zalimlerin yaptıklarından Habersiz Sanma! Ancak, Allah Onları Korkularından Gözlerin Dışa Fırlayacağı Bir Güne Erteliyor (İbrahim 42)", "Meşru Hakların Suç Sayılması Zulümdür" şeklinde afişler açıldı ve "Polis Devletine Hayır! Derinler İş Başında, Herkese Açılım Bize Baskın, Terörist değiliz İslami STK'larız" şeklinde pankartlar açıldı. 25 Dakika Arayla İki Farklı Karar! Basın açıklamasını 52 STK adına Yunus Memiş okudu. Memiş, 27 Nisan 2009 tarihinde Elazığ ve Malatya'da yapılan operasyonlarla bu illerdeki İhya-Der merkez ve şube binalarıyla dernek yönetici ve üyelerinin evlerine yönelik baskınlar ve gözaltıların yaşandığını hatırlattı. Ardından Malatya Şubesinden 20, Elazığ merkez ve ilçe şubelerinden 23 kişi hakkında TCK 314/1 ve 2. maddelere göre ayrı ayrı davalar açıldığını belirten Memiş, Malatya İhya Der üyelerine 14 Ocak 2010 tarihinde beraat kararı veren Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25 dakika sonra Elazığ İhya Der yönetici ve üyelerine yasadışı örgüt yönetici ve üyesi olmak suçundan dernek başkanı M. Fatih Demirtaş'a 15 yıl diğer 17 üyeye de yasadışı örgüt üyeliğinden ayrı ayrı 7,5 yıl, toplam da 150 yıl hapis cezası verdiğini söyledi. Tüm Etkinlikler İzin Alınarak Yapılmış Memiş sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugüne kadar bütün etkinliklerini yetkili makamlardan izin alarak yapmış ve yaptığı hiçbir faaliyeti soruşturmaya dahi konu olmamış olan İhya Der dava dosyasında ceza gerekçesi olacak ve suç unsuru sayılabilecek bir çakı dahi bulunmamıştır. Ne yazık ki alt mahkemenin verdiği bu haksız ve keyfi cezayı Yargıtay da onamış bulunmaktadır. Yargıtay artık özel ve istisnai suç tipi olarak öngördüğü TCK 314. maddeyi çok geniş yorumlamakta ve her türlü sivil faaliyeti dilediğinde terör faaliyeti hazırlık aşaması olarak kabul emektedir. Bu keyfi ve geniş yorum yargının yasama organı yerine geçmesi anlamına gelmektedir." İddianame ve Mütalaadaki Suç Unsurları Memiş, dosyada örgüt yöneticiliğinden ceza alan M. Fatih Demirtaş'ın 15 yıl ceza almasını gerektirir suçların iddianame ve mütalaada şu şekilde sıralandığını söyledi; 1. 04.04.2009 tarihinde Kutlu Doğum Haftası Düzenlemek 2. 10.01.2009 tarihinde Hz. Hüseyin ve Kerbela tiyatrosu 3. 28.12.2008 günü İzzet Paşa Camiinde Filistinliler için gıyabi Cenaze Namazı Kılmak 4. 08.03.2011 tarihinde İstasyon Meydanında Kutlu Doğum Etkinliğine Katılmak 5. 23.01.2009 tarihinde Palu İlçesinde Filistin'e Destek Eylemi Organize Edip Katılmak 6. 31.12.2008 tarihinde Mekke'nin Fethi Gecesi Organize Edip Katılmak 7. 19.04.2009 tarihinde Ergani Kutlu Doğum Etkinliğine Katılmak 8. Kurban bayramında kurban eti dağıtmak, dergi ve gazete satışı yapmak, komisyonlar kurmak 9. Dernekte haftalık seminerler düzenlemek. Herkes Tepkilerini Ortaya Koymalı Diğer dernek üyelerine de aynı gerekçeyle 7 yıl 6'şar ay ceza verildiğini hatırlatan Memiş, "TCK 314. Madde, terör örgütü üyeliği ve yöneticiliği suçu için somut terör faaliyeti içinde olmayı şart koşmasına rağmen Yargıtay, anılan sivil faaliyetleri var olan bir örgütle bağ kurmak suretiyle terör faaliyetinin hazırlık aşaması olarak değerlendirmektedir. Bu ise kurmaca bağlarla, istenildiği zaman her derneğin sivil faaliyetlerinin terör faaliyeti olarak cezalandırılmasına kapı açmaktadır. İhya Der üyelerine verilen bu 150 yıllık ceza diğer tüm sivil toplum kuruluşları faaliyetleri için de emsal niteliğinde kabul edilebilecektir. Bu nedenle tüm sivil toplum örgütlerini hükümeti yasal düzenlemeye zorlayacak bir baskı oluşturmaları için bu kararı kınamaya ve tepkilerini ortaya koymaya çağırıyoruz" diye konuştu. Bu Yanlıştan Biran Önce Dönülmeli Diyarbakır'da faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri olarak İhya Der üye ve yöneticilerine verilen bu haksız ve ağır cezayı kınadıklarını belirten Memiş, bu kararın 28 Şubat uygulamalarından farksız olmadığını ve bu yanlıştan dönülmesini istedi. Yargının bu yorumunun ülkedeki sivil toplum faaliyetlerinin sonunu hazırlayacak nitelikte ağır, keyfi ve hukuka aykırı olduğunu açıkça ifade ettiklerini belirten Memiş, bu tarz tehditkâr cezaların kendilerini asla yıldıramayacağını vurguladı. Hükümet'in bir an önce, yargıdaki bu keyfiliği önleyecek somut adımlar atması gerektiğini ifade eden Memiş, "sivil toplum örgütleri üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıp duran ve onları faaliyetsiz bırakacak olan böylesi bir tehdidi ortadan kaldıracak yasal düzenlemeleri hayata geçirmelidir" dedi. Yapılan açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı. (M. Salih Keskin - İLKHA) ![]() ![]() ![]()
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Allahtan korkmayan istediğini yapsın...
Dağdan inen teröristi affeden devlet dernekler kanununca yasal olan derneklerin mensuplarını terörist gibi içeri atıyor... |
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() tağutları zalimleri ve murtedleri rahatsız etmeyen islami çalışma eksik demektir. Kafiri rahatsız etmeyen imanından şüphe etmelidir.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() 'Tepkilerimizi En Üst Düzeyde Gösterelim'
Yargıtay 9. Ağır Ceza Mahkemesinin Elazığ İhya-Der üye ve yöneticilerine verilen 150 yıllık cezayı onaylaması nedeniyle açıklama yapan Edip Gümüş, yapılanların programlı bir senaryonun ürünü olduğuna dikkat çekerek, duyarlı tüm Müslümanlardan bu haksızlığa karşı tepkilerini en üst düzeyde göstermelerini istedi. ![]() Bismillahirrahmanirrahim Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a (cc) mahsustur. Salat ve selam Kâinatın Efendisi Hz. Muhammad ‘e (sav), âline, ashabına ve kıyamete kadar tüm Müslümanların üzerine olsun. Elazığ’da, tamamen sivil toplum faaliyetleri kapsamında ve legal düzeyde faaliyet yürüten ve bu faaliyetlerinden dolayı halkın gönlünde yer alan ve sevgisini kazanan Müslüman kardeşlerimize yönelik açılan mahkeme çok sayıda kişinin ceza almasıyla sonuçlanmış bulunmaktadır. Evet, Kutlu Doğum etkinlikleriyle binlerce insanı bir araya toplayıp Resulullah’ın (sav) sevgisini, mühabettini, sünneti seniyesini anlatarak O’na tabi olmamız gerektiğini anlatan ve salavatlarla kendisini anan; Müslümanlara yapılan zulmü protesto eden ve zulme uğrayanların yanında olduklarını ilan etmek için bir araya gelen; mağdur, muhtaç insanlara el uzatmak, bir nebze de olsa dertlerine ortak olmak için bir çaba içerisine girmiş olan kardeşlerimiz, can dostlarımız, sevdiklerimiz cezalandırılmıştır. Biz vicdanen rahatız, ceza alan kardeşler vicdanen rahattır. Zira yaptıkları işler, söyledikleri sözler ve yazdıkları yazılar Allah (cc) ve Resulü’nün (sav) razı olduğu, müminlerin razı olduğu şeylerden müteşekkildir. Bu kardeşlerimize yapılanlar, kendilerini İslami faaliyetlerinden alıkoymak ve bu uğurda yaptıklarından dolayı kendilerini cezalandırmak için gaddarca ve düşmanca düzenlenmiş planlı proğramlı bir senaryonun ürünüdür. Bu mahkeme kesinlikle hiçbir kardeşimizin, ağabeyimizin isabetsiz söylem, yazı, icraat ve uygulamaları neticesinde açılmamıştır. İslam düşmanları bu senaryolarına her ne kadar hukuki bir kılıf giydirmeye çalışsalar da, bu gerçeği bizzat mağdur edilen kardeşlerimiz, onlarla birlikte canla başla çalışanlar, yapılan hayırlı faaliyetlere katkısı olanlar, tüm dostlar, akrabalar, komşular ve hemşerileri bunu çok iyi bilmektedirler. Kurgusunu tasarlayanlar, senaryosunu yazanlar ve senaryoyu uygulayıp kuzuyu kurdun önüne bırakırcasına bu insanları İslam ve Müslümanların düşmanı zalim ve gaddarlara teslim edenleri Allah’a (cc) havale ediyoruz. Bu olayla nifakın küfürden daha şedid olduğu ilahi hakikatine bir kez daha tanık olduk. Özellikle 2005’lerden bu yana Müslümanlara yapılan operasyon, tutuklama ve cezalar hep bu minval üzeri olmuştur. Dünyanın değişik coğrafyalarında İslam’a ve Müslümanlara hizmet eden, Rablerinin istediği çizgide hareket eden Müslümanlar aynı zihniyet sahipleri tarafından topluca şehit edilirken, coğrafyamızda ise İslam ve Müslümanlara hizmet eden Müslümanlar topluca sorguya alınıyor ve cezaevlerine konuluyorlar. Dolaysıyla karşılaşılan bu musibet Dünyadaki diğer Müslüman kardeşlerimizin karşılaştıklarına göre daha hafif kalıyor. Geçmişte zulmün çok daha ağırıyla karşılaşıldığı halde Müslümanlar inandıklarından ve davalarından vazgeçmemiştir. Hiç kimse Müslümanların inancını ve davasını terk etmesi gibi beyhude bir beklenti içerisine girmesin. Geçmişte nasıl İslam’a ve Müslüman halkımıza hizmet edilmiş ise, bugün de daha bir azim ve şevkle bu hizmetlere devam edilecektir. Rabbimizi razı etmek, bizden sonrakilere hayırlı bir çığır açmak ve gelecek nesillerin bizleri hayırla yâd etmeleri için bu hizmetlere devam edilecektir. Hadisi şerifte hasenelerin on mislinden 700 misline kadar hatta daha fazlasıyla kat kat sevap ile mükâfatlandırılacağı rivayet edilmektedir. Böylece Allah Teala’nın rızası uğruna mağdur olan bir kardeşimizin üyelik miktarı beş yıl zindanda kalması hadisi şerife göre en düşük sevap artırımıyla 50 yıla bedeldir. İlk 15 yıl bir insan üzerinde şerii teklif yoktur. Böylece inşaallah bu ceza tüm ömrü boyunca günahlarının kefareti olur. Aynı şekilde onunla beraber mağduriyet çeken tüm aile ve yakınları da bu sevaba dâhildir. Rabbim bizleri haktan ayırmasın. Gayretimizi fazlalaştırsın, ittihat ve uhuvvetimizi fazlalaştırsın ve daimi kılsın. Rabbimden temennim; duyarlı tüm Müslümanların, sadece Allah (cc) rızasını dileyerek İslam ve Müslümanlara hizmet ettikleri için cezaya çarptırılan, tahkir ve taciz edilen Müslümanların dert ve sıkıntılarını kendilerine dert edinerek onların mükâfatlarına ortak olmalarıdır. Bunun en güzel göstergesi ise uygun görülen her platformda bu haksızlığa karşı tepkilerini en üst düzeyde göstermeleridir. Bu vesileyle ceza alan bütün kardeşlerime selam ve muhabbetlerimi iletiyorum. Bizi dualarınızdan mahrum etmeyin. Allah’a (cc) emanet olun. Allah (cc) yar ve yardımcımız olsun. Edip Gümüş |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Molla bi zindan gulistandır bize koyda bende eve gidince dinlerim
![]() |
|
![]() |
![]() |
#6 | |
![]() Alıntı:
![]() ![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Yazıklar olsun, yazıklar..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Yargıya müdahale lazım..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() siz koyduğum ezgiyi dinleyin. taaa 15-20 yıl önce ne güzel dile getirmişler.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 | |||
![]()
Zalimler , Kafirler , Müstekbirler , Sahtekar Mollalar , Yardakçı sufistler , Koyunlar , Kuzular , Uşaklar ... Hepsinin hesaba çekileceği bir gün var. Grup Genç ne güzel yazmış Zulmedenler müstekbirler Zulmü görense müminler Tüm dünyaya yazacağız Daimen ALLAHU EKBER ! |
||||
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|