|
06-07-2009, 16:10 | #1 |
82 Anayasası'nın Meşruluğu Varmı?
SAMİ SELÇUK'A GÖRE YENİ BİR ANAYASA ŞART Yargıtay Onursal Başkanı Selçuk, 1982 Anayasası'nın zoraki kabul ettirildiğini belirterek, bu anayasanın hem içerik, hem de biçimsel açıdan bir meşruluğunun olmadığını söyledi. Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, 1982 Anayasası'nın zoraki kabul ettirildiğini belirterek, bu anayasanın hem içerik, hem de biçimsel açıdan bir meşruluğunun olmadığını söyledi. Mevcut Anayasa'nın kabul edilmemesi durumunda halka askeri rejimin devam edeceğinin söylendiğini aktaran Sami Selçuk, "Millete ölümü gösterdiler, sıtmaya razı ettiler." değerlendirmesinde bulundu. Hukuki Araştırmalar Derneği Konya Şubesi tarafından düzenlenen "Yeni ama nasıl bir Anayasa" konulu panel, Mevlana Kültür Merkezi Sultan Velet Salonu'nda yapıldı. Panele konuşmacı olarak, Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, Hak İş Genel Başkanı Salim Uslu, Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Atar ve Gaziosmanpaşa Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Tekin katıldı. Çok sayıda hukuk öğrencisi ve öğretim üyesinin dinleyici olarak yer aldığı panelde konuşmacılar, yeni bir anayasanın şart olduğuna görüşünde birleşti. Türkiye'nin mevcut anayasayı reddettiğini belirten Prof. Dr. Sami Selçuk, bunda tüm milletin hemfikir olduğunu aktardı. Mevcut Anayasa ile Türkiye'de batılı anlamda demokrasi kurulamayacağını ifade eden Selçuk, bu Anayasa ile Avrupa Birliği'ne de girilemeyeceğine değindi. Bunun farkına varılması gerektiğini söyleyen Yargıtay Onursal Başkanı Selçuk, halkın kendi temsilcilerine yeni bir anayasa konusunda gereken baskıyı yapması gerektiğine işaret etti. Mevcut Anayasa'nın dilini de eleştiren Selçuk, bunu yazan kişinin dil sınavından kalacağını belirtti. Türk milletinin çok sabırlı olduğunu, fakat bu anayasaya millet olarak sabır gösterilmemesi gerektiğini belirten Selçuk, "Türkiye, benim kanımca 1982 anayasasının maddi meşruluğunun, içerik meşruluğunun bulunmadığını artık anlamıştır. 2000'li yıllara böyle bir anayasa ile girmek büyük bir talihsizlik olmuştur. Bu anayasa biçimsel açısından da meşru değildir. Mevcut anayasanın kabul ediliş şekli son derece berbattır. Zoraki kabul edilmiştir. Eğer anayasayı kabul etmezsek askeri rejim devam edecek diye söylendi. Yani ölümü gösterdi sıtmaya razı olmamıza neden oldu. Bu anayasa isterse yüzde 100 oy alsın bir anlamı ifade etmez. Saddam da adaylığını koyduğunda yüzde 99 oy alıyordu. Kimse kendisini aldatmasın, tehditlerle kabul edilen bir metin sözleşme değildir. Çünkü sözleşmede iradelerin özgür olması gerekir. Bu anlamda 1982 anayasası özgür irade ile kabul edilmiş bir anayasa değildir." dedi. Bu Anayasanın meşruluk açısından iki temel sorunu içinde barındırdığını belirten Hak İş Genel Başkanı Salim Uslu da anayasada yapılış itibariyle bir meşruiyet sorununun olduğuna değindi. Anayasa'nın içerik açısından demokratik olmadığını söyleyen Uslu, "Bu anayasanın kabul edildiği günü hepimiz iyi hatırlıyoruz. Anayasa hiç tartışılmamıştı ve cılız çıkan karşı fikirler bastırılmıştı. Doğru anayasa yüzde 80 onay aldı. Bunun tek bir açıklaması var oda vatandaşların belirsizliği ortadan kaldırmak istemelerinden kaynaklanıyor." diye konuştu. Demokratik bir anayasanın birinci maddesi insan onurunun her şeyden üstündür ve dokunulmaz olması gerektiğini ifade eden Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Atar ise yeni anayasanın bireyi esas alması gerektiği üzerinde durdu. Toplumda artık darbeler çağının geçtiğini söyleyen Atar, artık halkın seçtiklerinin yeni anayasa yapması gerektiğini sözlerine ekledi. CİHAN
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
06-07-2009, 16:16 | #2 |
Yeni bir Anayasa'nın şart olduğu herkesce bilimekte.
Tek sorun bu Anayasa'yı kmin yapacağıdır. Hükümet ve Muhalefetin uzlaşması mümkün gözükmüyor. Yeni bir Anayasa ile Türkiye'de ki bir çok Hukuksuzluğun, içi boş kararların önüne geçilebilir. Muhalefet 82 Anayasa'sının değişmesini istemiyor. Çünkü 82 Anayasası sol tabanlı Anayasa'dır. Açıkçası yeni bir Anayasa'yı ben görmem. Buna ömrüm yetmez.Yeni bir Anayasa'da uzlaşmak demek; Kamplaşmanın bittiği, sen ben ayrımının yapılmadığı, demokrasinin gerçek anlamıyla işlediği bir ülkeye kavuşmak demektir. Şu an için mümkünatı gözükmüyor. |
|
06-09-2009, 11:41 | #3 |
Darbeli Anayasa İnsanların saygı duyacağı, kendilerine ait hissedilebilecekleri, sahiplenebilecekleri ve grurla "Bu bizimdir" diyebileceği bir anayasa bu ülkeye hiç uğramadı.Özellikle 1961 ve 1982 Anayasaları, kapalı kapılar ardında hazırlanmış topluma dayatılmış darbe ürünlerinden başka birşey değildir. Belki yeni yapılacak olan anayasaya "bu bizimdir" diyebileceğimiz bir içerik taşımayabilir.Ancak 27 Mayıs ve 12 Eylül hukuksuzluğunun ürünü olan anayasaları tasfiye edecek en ufak bir girişimin bile büyük önem taşıması gerekir. Türkiye'de demokratikleşme maalesef merkez solla birlikte değil, ona rağmen gerçekleştirilmek zorundadır. 82 Anayasası 1978'den bugüne çok köklü değişikliklere uğramasına rağmen halkın taleplerini karşılamaktan hala aciz.Bunun en önemli nededi anayasada yer alan muğlak ifadelerin yargıçlar ve hakimler tarafından tümüyle halkın aleyhine yorumlanması.Sivil anayasa yapılmasıyla bu millet belkide son asırda ilk defa kendini yönetme kabiliyetinin sahip olduğunu görsterme fırsatı bulacak. Şuan ki anayasanın laikçi saplantısı yüzünden 3 trilyon dolara varan "helal gıda" pazarında Türkiye hala yok.buna anayasanın eşitlik,din ve vicdan hürriyeti, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gibi maddelerle böyle bir pazara girmenin ayrımcılığı körükleyeceğini şeklinde iddialar ortaya atılıyor. |
|
09-24-2009, 21:30 | #4 |
Bence yok çünkü verdiğimiz her kararı AİHM aleyhimizde bozuyor ve tazminata mahkum oluyoruz.Kesinlikle 2009'un gerektirdiği gibi bi anayasa lazım ama nerede o kadar yürekli parti(Sosyalist,özgürlükçü geçinen DTP bile kabul etmedi).
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|