--------------------------------------------------------------------------------



“Şu makamdaki kişi de gözaltına alınır mı, bu yaştaki kişinin de evi aranır mı” muhabbeti gırla gidiyor!
Biz de “o kişi”leri, suçları işlerken deşifre ediyorduk: “Böyle bir tehdit yapılabilinir mi, böyle bir hakaret yapılabilinir mi? Böyle bir çağrı, suç değil midir?” diye..
O tarihlerde savcılardan ses gelmiyordu.
Yeni yeni gelmeye başladı..
Ses gelmeye başlayınca da, bu sefer suçu işleyenler, eylemlerini gizleyip, “Canım o adamlar şu makama gelmiş, bu yaşta insanlar. Bunları niye gözaltına alıyorlar ki?” diye saf numaralarına yatıyorlar!
“Bu kişi niye gözaltına alınmadı” anlamında değil, ama daha ne suçlar işlendiği halde, gözaltına alınmayan isimler olduğunu hatırlatmak için tek bir örnek vereceğim..
YÖKBaşkanı Erdoğan Teziç..
Yeni YÖKBaşkanı olduğu tarihlerdeki şaşaalı döneminde, o malum kesimden hemen herkesin sarfettiği “Yaptırmayız. O kanunu çıkarttırmayız. Bu kanun çıkmaz.Çıkarılamaz” şeklindeki tehditlerle dolu sözlerini değil, daha yakın tarihteki bazı sözlerini hatırlatacağım.
Evet, YÖKBaşkanı oldu ve “YÖKKanunu’nu değiştirtmeyiz, virgülüne bile dokunamazlar” tehdidini, TBMM’ye dayattı ve eylemini tastamam tamamladı. Bence YÖKKanunu’nun, 2003-2007 döneminde değiştirilememesi sebebiyle, tüm YÖK üyelerinin, tüm açıklama yapan rektörlerin “TBMM’nin görev yapmasını engelleme” amaçlı hareketleri sebebi ile yargılanmaları gerekir..
Ama biz, daha karanlık ilişkiler ima eden tehditleri ele alalım..
Yakın tarihlerde internet sitelerine düşmüştü. Kendisi de çıkıp yalanlayamamıştı.
O konuşmalarda, Cumhurbaşkanı seçiminden hemen önce, bakın Erdoğan Teziç, bir kişi ile konuşurken neler diyordu: “O bildiri (e-muhtıra) orada duruyor. Web sayfasında da duruyor, açıp okuyun onu. Genelkurmay’ın metni orada duruyor. Tankla tüfekle yürümeye lüzum var mı?”
Ne demek şimdi bu?
Ne anlama geliyor, “Tankla tüfekle yürümeye lüzum var mı?” demek?
“Şu bilim adamı gözaltına nasıl alınır? Bu rektörün suçu ne?” diye soranlar, cevap versinler, YÖKBaşkanlığı yapan bir anayasa hukukçusu, “Tankla tüfekle yürümeye lüzum var mı” ifadesini nasıl kullanır?
Bu tehdidi nasıl yapar?
O zamanlar kendilerine biraz fazla güveniyorlardı.. Onun için de tehditleri pervasızca yapıyorlardı..
Devamında da bakın, aynı prof’un ne tehditleri var daha: “Hadi bakalım, sıkıysa Çankaya’ya, birini bindirsin arabaya da, yemin ettirip göndermeye kalksın.”
TufanTürenç’inden tutun, DenizSom’una kadar, “Son dalga da biraz sulandı” diyenlere kadar, herkes cevap versin: “Ne diyor bu beyefendi?”
“Sıkıysa” diyor..
Bu ifadenin suç olmadığını, tehdit olmadığını söyleyecek bir tane hukukçu var mı acaba?
Bu ülke insanlarının seçtiği Meclis’i azarlayan bu adamın tehditleri, o günlerde gayet normal gelebilirdi. Çünkü kartel medyası ile, öyle bir hava estiriliyordu.
Ama bugün o sözleri bir daha okuyun, böyle rezilce cümleler kullanan adamın yeri, Sedat Peker gibi mafya babalarının yanı değil de, neresidir?
“Sıkıysa” imiş!
“Sıkıysa” ile de bitmiyor adamın tehditleri..
Şimdi Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesi ile daha anlamlı bir hale gelen bir tehdidi daha var bu anayasa hukukçusunun(!): “Yolda kaza olur… Yolda kaza olur, elektrik kesilir... Neler olur...”
Şimdi söyleyin, Muhsin başkanın kazası, gerçekten sıradan bir kaza mı?
Bakın adam ne anlatıyor.. Ne mesaj veriyor?.. “Yolda kaza olur” diyor.. Daha ne desin ki? Evet, Muhsin başkan değil Çankaya’ya seçilen.. Ama, hiçbir menfaat beklemeden o seçime destek veren bir isimdi o! “Kaza”lara, ondan başlanılmadığı, ne malum?
“Elektrik kesilir” diyerek, ne kastediyor acaba Teziç? Pratik olarak düşündüğünüzde, elektrik yarım saatliğine kesilirse, elektrik geldiğinde yine yola devam edilir. Çankaya’ya seçimi engellemez ki, elektrik kesilmesi..
O halde, başka bir anlamı olabilir “elektrik kesintisi”nin..
Kimbilir belki de, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın öldürülmesi planındaki gibi, önce elektrikleri kesip, sonra makam arabasını makineli tüfeklerle tarama işlemini hatırlatıyordur Teziç efendi..
Şimdi buyrun, bu konuşmaları yapanların, cezaevine girmemesi gerektiğini söyleyin.
Utanmayın utanmayın, söyleyin ahlaksızlar.. Kuldan utanmaz, Allah’tan korkmaz vicdansızlar..


Ali Karahasanoğlu - Vakit
[email protected]