![]() |
#1 |
![]() 28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağını protesto eden, o dönemde öğrenci olan Nuray Canan Bezirgan, polis müdahalesine maruz kalmış ve çocuğunu düşürmüştü!.. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite rektörleriyle yaptığı toplantı sırasında Başbakan'ı protesto eden solcu gençlere polis müdahalesi gündemdeki yerini korurken dikkat çekici bir açıklama 28 Şubat sürecinin başörtülü mağduru Nuray Canan Bezirgan'dan geldi. 28 Şubat darbesine giden süreçte Nuray Canan Bezirgan eylemlerde polis müdahalesine maruz kalmış ve çocuğunu düşürmüştü. Çocuğunu kaybetmenin acısının ardından bir de 6 ay mahkûmiyet kararı alan Bezirgan eşiyle birlikte Kanada'ya iltica etmiş ve iki yıl önce tekrar Türkiye'ye dönmüştü. Bugün öğrencilerden yana tavır takınan kartel medyasının geçmişte hiç de özgürlük yanlısı bir tutum takınmadığına dikkat çekiliyor. “BİZE ‘PROVOKATÖR' DİYORLARDI!” “O dönemde başörtülü öğrencilerin eğitim haklarının gasp edilmesine karşın medya cuntacılardan yana tavır alıp bizleri topyekün provokatör olarak yansıtma gayreti içerisindeydi. Şu an demokrasiden, insan haklarından dem vuranlar o günlerde bizlerin okulların kapılarında yaptığı oturma eylemlerini görmezden gelip ancak bir arbede çıktıysa, gözaltılar olduysa haberlerine taşıyordu” diyen Bezirgan bugünkü protestoculara karşı özgürlükçü bir tutum sergilenirken bunun kendilerinden esirgendiğini söyledi. İŞTE KARTEL GAZETELERİNİNGÖRMEDİĞİ İŞKENCELER Medyanın mağdurlara ideolojik bir gözle tavır takındığını söyleyen Bezirgan “İdeolojisinin ne olduğu önemli değil. İlle de taraf olunacaksa; bu kimliğine, ideolojisine bakılmaksızın mazlumun tarafında olabilmektir” ifadelerini kullandı. Polisin öğrencilere müdahalesini sert bulduğunu ancak medyanın bunu abartmaktaki gayesinin AK Parti iktidarını yıpratmak olduğunu kaydeden Canan Bezirgan, polisin müdahalelerinde daha dikkatli davranması gerektiğini söyledi. Gazetelerin hamile kızın hayat biçimini seküler yaşamın bir ürünü olduğu için desteklediğini ifade eden Bezirgan, 28 Şubat döneminde çocuk düşürmesine sebep olan polis müdahalesini ise şu şekilde anlattı: “Sadece 12 yıl önce değil geçen yıl da polis tarafından darp edildiğimde de bir kısım medya bu olayı yok sayarken diğeri olayın üzerine giderek yine ikiye ayrılmıştı. Evet 12 yıl önce de başörtüsüne özgürlük eylemlerinde eylem alanında olmadığım halde 17 kişiyle beraber gözaltına alınmıştım. İkiz bebek beklemekteydim ancak polisin şiddetli müdahalesi neticesinde bir bebeğimin kalbi durdu. Diğer bebeğim ise (Abdusselam) ölü kardeşiyle beraber 5 ay boyunca risk altında dünyaya gelebildi. Bu olay olduğunda sabaha kadar hastanede kaldım ve iki polis memuru gözaltında olduğum gerekçesiyle odamın kapısında sabaha dek nöbet tuttular. Ertesi sabah doktorların izin vermemesine rağmen zorla beni hastaneden çıkartıp kolumdaki serumları söktürterek Sultanahmet Adliyesi'ne hakim karşısına çıkarttılar. Üstüne üstlük bana bunu yapan polis memurları da kendilerinin de darp edildiğini öne sürerek Adli Tıp'tan rapor almışlardı. Ben onların aleyhine dava açtığımda ise yapılan şantajlar sebebiyle Kanada'ya gitmek zorunda kalmıştım.” Yeni Akit
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() malum kartelın yapacağı ancak böyle olur
demokrasi laiklik ve özgürlükten yoksun demokrasi laiklik ve özgürlükçüler |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|