|
01-09-2009, 18:27 | #1 |
“Çok geç olmadan İsrail lağvedilmelidir!”
“Çok geç olmadan İsrail lağvedilmelidir!” Ünlü İsrailli müzisyen Gilad Atzmon, Gazze’deki katliamların, Eski Ahit’teki Tanrı’nın ayetlerini kullanan Siyonistler olduğunu ve İsrail’in dünya için tehdit olduğunu söyledi. Haber Merkezi / TIMETURK ESKİ AHİT VE GAZZE’DEKİ SOYKIRIM Gilad Atzmon* “Düşmanlarınızı kovalayacaksınız. Kılıç darbeleriyle önünüzde yere serilecekler. Beşiniz yüz kişinin, yüzünüz on bin kişinin hakkından gelecek. Düşmanlarınız kılıç darbeleriyle önünüzde yere serilecek” Leviler (Leviticus) 26:7-8 Tanrınız RAB mülk edinmek üzere gideceğiniz ülkeye sizi götürdüğünde, önünüzden birçok ulusu … kovacak. Tanrınız RAB bu ulusları elinize teslim ettiğinde, onları bozguna uğrattığınızda, tümünü yok etmelisiniz. Bu uluslarla antlaşma yapmayacaksınız, onlara acımayacaksınız Yasanın Tekrarı (Deuteronomy) 7:1-2, “… soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız. Tanrınız RAB'bin size buyurduğu gibi, onları … tümüyle yok edeceksiniz.” Yasanın Tekrarı (Deuteronomy) 20:16-17 İncil alimleri arasında Yahudi İncil’inin (Eski Ahit), bazılarının neredeyse soykırım çağrısına ulaşan oldukça tahripkar etik-dışı önermelere sahip olduğu konusunda çok az şüphe vardır. İncil alimlerinden Raymund Schwager, Eski Ahit’te, açık şiddet içeren 600 pasaj, Tanrı’nın azabıyla ilgili 1000 betimsel ayet, Tanrı’nın açıkça insanları öldürmelerini emreden 100 pasaj bulmuştur. Açıkça, şiddet Yahudi İncil’inde (Eski Ahit) en sık adı geçen edimdir. Ne kadar yıkıcı olursa olsun, Yahudi İncil’inin şiddet ve diğerlerinin yok edilmesiyle yoğrulması, Yahudi devletinin hâlihazırda Gazze’de gerçekleştirdiği dehşetengiz soykırıma biraz ışık tutabilir. Güpegündüz IDF (Israel Defence Forces), sanki asıl amaçları “hiç merhamet” göstermeden Gazzelileri “yok etmek”miş gibi siviller üzerine en ölümcül metotları uyguluyor. İlginçtir ki İsrail kendisini laik bir devlet olarak tanımlar. Ehud Barak, yetkin bir Haham olmadığı gibi Tzip Livni de, bir Haham karısı değildir. Buna göre, İsrail siyasi ve askeri liderlerini savaş suçlularına doğrudan dönüştüren şeyin Yahudiliğin bizatihi kendisi olmadığını varsaymak durumundayız. Daha da ötesi, ilk Siyonistler, ulusal bir vatanda Yahudilerin “diğer insanlarla aynı” olacaklarına inandılar, yani medeni ve ahlaklı. Bu bağlamda, İsrail gerçekliği oldukça laiktir. İbrani laik Yahudiler, Tanrı’larını bırakmayı başarmış, birçoğu Yahudi şeriatını takip etmiyor olabilir, buna rağmen kolektif olarak Yahudi kimliğini soykırımsal bir misyon olarak yorumlayabilir. Yahudi İncil’ini (Eski Ahit) ruhsal bir metinden kan-içkin bir tapu senedine başarıyla dönüştürmeyi başarmışlardır. Onlar orada Zion’da, yani Filistin’de, toprakları işgal etmek ve yerli sakinleri yok etmek, açlıktan öldürmek ve kapatmak için bulunurlar. Buna göre, iki gün önce kuzey Gazze’yi haritadan silen topçu komutanlar ve IAF (Israel Air Force) pilotları eğer Deuteronomy 20:16’yı izliyorlarsa, öyle görünüyor ki yaptıkları “nefes alan hiçbir şeyi hayatta bırakmamak”tır. Yine de bir soru cevapsızdır. Neden laik bir komutan Deuteronomy ayetlerini ya da diğer Ahit metnini takip eder? Sol içerisinde yer alan tek tük Yahudi sesler, bize Yahudiliğin doğasında cinayetin zorunlu olmadığını anlatmakta ısrar etmektedir. Onların kendi sözlerini özgün ve samimi bulduklarına inanma eğilimindeyim. Ancak o zaman Yahudi devletini eşi görülmemiş şekilde acımasız yapan şey nedir? Konunun özü gerçekten çok üzücüdür. Görebildiğimiz kadarıyla, Siyonizm, etraftaki yegane laik ve siyasi Yahudi girişimdir ve bu hafta sapına kadar soykırımcı olduğunu ispatlamıştır. Soykırım hesaba katıldığında Yahudilik ve Siyonizm arasındaki fark şu şekilde betimlenebilir: Yahudi İncil konteksti, özellikle Tanrı adına soykırımsal referanslarla doluyken, Siyonist bağlamda Yahudiler Filistinlileri kendi adlarına, yani “Yahudi halkı” için öldürmektedir. Bu gerçekten de Siyonist devrimin nihai başarısıdır. Yahudilere kendilerine inanmayı öğretmişti. Yahudi devletine inanmayı. “İsrailliler İsrail’in Tanrı’sıdır”. Buna göre İsrailli, “kendi güvenliği” için, “kendi demokrasisi” için öldürür. İsrailli “teröre karşı savaş” ve “Amerikaları” adına yok eder. Görünen o ki Yahudi devleti içerisinde, İbrani bir konu eşlik edecek uygun bir “isim” ayarlandığında, kitlesel öldürmeye dönüşür. Bu bize spekülasyon için çok fazla yer bırakmıyor. Yahudi devleti insanlığa ve hümanizm nosyonumuza en büyük tehdittir. Hıristiyanlık, İslam ve hümanizm, Yahudi kabile köktendinciliğini dönüştürmek ve onu evrensel ahlakla değiştirmek için geldi. Aydınlanma, liberalizm ve eşit haklar, kadim kabilesel üstünlükçü özelliklerinden Yahudileri kurtarmaya izin verdi. 19’ncu yüzyılın ortalarından itibaren birçok Yahudi kültürel ve kabilesel zincirlerini kırmaya başlamıştı. Oldukça trajik şekilde Siyonizm birçok Yahudi’yi geri çekmeyi başardı. Halihazırda, İsrail ve Siyonizm Yahudiler için yegane ortak sestir. Filistin sivil halkına karşı acımasız saldırının son 12 günü tartışmaya yer bırakmıyor. İsrail dünya barışına en ölümcül tehlikedir. Açıkça uluslar 1947’de ırkçı odaklı bir kimliğin hevesine devlet kurma şansı vererek trajik bir hata yapmıştır. Ancak ulusların şimdiki görevi çok geç olmadan bu devleti lağvetmektir. Yahudi devleti ve dünyadaki güçlü lobileri banal bir popülist ideoloji (demokrasi, terörle savaş, kültür çatışması vs) “adına” küresel bir savaş içine çekmeden önce bunu yapmak zorundayız. Tek ve yegâne gezegenimizi nefret kazanına dönüştürmeden önce uyanmak zorundayız. GILAD ATZMON'UN DİĞER YAZISI:
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|