06-29-2011, 19:28 | #1 |
“Edepsizliğe prim”!...
Yok canım, başlıktaki ifade benim değil.
Bu tür kelimeleri pek kullanmayı sevmediğimi bilirsiniz.. Hele başlığa çıkarmayı, aklımın ucundan bile geçirmem. Ama gün oluyor, öyle çifte standartlar, öyle ikiyüzlülüklere şahit oluyorsunuz ki; başkalarının nezaket dışı ifadelerini, alıntılayarak kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Başlıktaki kelimeler de, bu kapsamda alıntıladığım bir ifade.. Telif hakkı, dün TBMM’yi en yaşlı üye sıfatı ile açan Oktay Ekşi’ye ait. Ne için söylemiş, ne zaman söylemiş, kime söylemiş, bu ifadeyi?.. Hemen aktaralım.. “Edepsizliğe prim” ifadesi, Bay Ekşi’nin 19 Aralık 2009 tarihli yazısının başlığı.. Devamında da şunları yazmış, en yaşlı üye: “Bu kardeşlerimiz ne istiyorlarsa söylesinler de devletimizin işleyişini ve beğenmedikleri kuralları ona göre değiştirelim. Öyle ya... Eski DTP milletvekilleri Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, Emine Ayna, Sebahat Tuncel ve Selahattin Demirtaş, bugün ve yarın yapılacak duruşmaları için mahkemenin yaptığı çağrıya uymayacaklarmış. Bilindiği gibi bu milletvekilleri, Anayasa’nın 14’üncü maddesi kapsamına giren suç işledikleri iddiasıyla -bu durumda milletvekili dokunulmazlığı söz konusu olmuyor- Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davaların, geride kalan mayıs ayında yapılan duruşmalarına katılmamışlardı.” Tırnak içindeki bölümün tamamı, Oktay beye ait. Hani arada, “Bu durumda milletvekili dokunulmazlığı söz konusu olmuyor” ifadesi var ya.. O da dahil, değerlendirmelerin tamamını, Bay Ekşi’nin kendi yazısından bire bir alıntıladım... Bugünlerde Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal için CHP’lilerin sözleri ne ise, 2009 sonunda da, DTP’li milletvekillerinin söylemleri aynı idi. DTP’li 8 kişi, milletvekili oldukları halde, dokunulmazlıklarının “anayasayı değiştirme suçları”nda geçerli olmadığı sebebiyle, mahkemeye ifadeye çağırılıyorlardı.. O zaman Oktay bey, DTP’lilerin direnmelerini eleştirirken, “Edepsizliğe bakın” diye söze girip, yukarıdaki ifadelerle alaya alarak yorumluyordu. “Bu kardeşlerimiz ne istiyorlarsa söylesinler de devletimizin işleyişini ve beğenmedikleri kuralları ona göre değiştirelim” diyerek, DTP’lileri kendine göre tiye alıyordu.... Dün aynı noktaya, kendisi düştü.. CHP’li iki milletvekilinin durumu, 2009’daki DTP’li 8 milletvekili ile aynı. Dün DTP’li milletvekilleri, “Bizim dokunulmazlığımız var, mahkeme bizi ifadeye çağırmaz” diyorlardı.. Bugün de CHP yönetimi, “Haberal ve Balbay milletvekilidir. Tutukluluğunun devamına karar verilemez” diyorlar.. DTP’nin dediği ile CHP’nin dedikleri aynı. İkisi de, mahkemenin kararını beğenmiyor.. İkisi de, dokunulmazlığın kapsamını anayasadaki ifadeden daha geniş yorumluyor.. Devam ediyordu o günkü yazısına, Oktay bey: “Katılmamakla kalmamış, ‘Bundan sonraki duruşmalara da gitmeyeceğiz. İsterlerse gelip bizi zorla götürsünler’ diyerek devletin kuralına, yargının kararına, polisin zor kullanma yetkisine meydan okumuşlardı. Onlar ‘yiğitlik’ tasladı diye mahkeme yolundan sapacak değildi. Nitekim Mahkeme Başkanı bu milletvekillerinin ‘zorla’ getirilmelerine karar verdi ve gereğinin yapılması için ayrıca TBMM Başkanlığı’na da bilgi verdi.” DTP’li milletvekillerine gelince, “İfadeye gitmeyeceğiz” demek “yiğitlik taslamak” oluyor. Ama CHP’li iki isme sıra gelince, “Onlar tahliye olmazlarsa yemin etmeyeceğiz” tehdidinde bulunmak, yiğitlik taslamak olmuyor. Öyle mi bay Ekşi? Çifte standardı, ikircikli tavrı görüyor musunuz? Aynı yazıyı şöyle bitiriyor bay Ekşi: “Sebahat hanımın da ötekilerin de bu memlekette huzur olsun, demokrasi, hukuk devleti işlesin diye bir özlemleri yok. Onların derdi ‘Maraza çıksın da nasıl çıkarsa çıksın’dan ibaret.” Bugün geldiğimiz noktada da, o gün Sebahat Tuncel’in yaptığının aynısını, CHP yapıyor. “Maraza çıksın da, nasıl çıkarsa çıksın”ı, bugün CHP ve BDP birlikte organize ediyorlar.. Ama Bay Ekşi’den, bu tavra tek eleştiri yok.. Tam aksine, en yaşlı üye sıfatı ile oturduğu koltuğu istismar edip, dün şunları söylüyor: “8 milletvekili, milletin verdiği görevi yapmaktan mahrumlar. Bu durumun TBMM’nin şerefli geçmişine, demokrasiye aykırı düştüğü kanaatimi kayda geçiriyorum.” Şimdi bay Ekşi’nin, 2009 yılındaki yazısına koyduğu başlığını tekrar okuyalım mı? Siz yukarıdan okuyun, ben o kelimeleri tekrar kullanmış olmayayım..
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|