10-12-2007, 01:33 | #1 |
“Hedefim final ya da yarı final oynamak”
Oyuncularımızdan Tümer Metin Fenerbahçe Gazetesi'nin son sayısına verdiği röportajda, takım olarak Şampiyonlar Ligi'ne iyi bir başlangıç yaptıklarını, bunun sonunu da getirmeyi umduğunu belirterek, Fenerbahçe'deki hedefinin büyük olduğunu, amacının futbol hayatının son baharında Şampiyonlar Ligi gibi bir organizasyonda final ya da yarı final oynamak olduğunu söyledi. Oyuncumuz Tümer Metin'in, piyasaya yeni çıkan Fenerbahçe Gazetesi'nin 46. sayısındaki röportajı şöyle: Fenerbahçe Şampiyonlar Ligine İtalyan devi İnter'i yenerek 3 puanla başladı. Bu galibiyet sonrası hedefler büyüdü. Sence Fenerbahçe bu grupta ne yapar? "Zaten sezon başı konulan hedeflerde, Şampiyonlar Ligi'ne katılmak ve ondan sonra da çekilen kuraya göre düşülen gruptan çıkmak en büyük hedeflerden biriydi. Her sene olduğu gibi bu sene de lig birinciliği hedeflerin arasında. Ancak ayrıca Şampiyonlar Ligi'nde alacağımız bir başarıya daha fazla önem veriyoruz. Şampiyonlar Ligi'ne İnter maçıyla iyi bir başlangıç yaptığımız düşüncesindeyim. Ardından aldığımız CSKA Moskova beraberliği ile grupta lider konuma gelmemiz işlerin iyiye gittiğini gösteriyor. Daha büyük hedefler peşinde koşmamız için öncelikle gruptan çıkmamız gerektiğini düşünüyorum." Yedek kulübesinde oturduğun maçlarda yerinde duramadığını gözlüyoruz. Bu da aklımıza teknik direktör olmak istediğini getiriyor. Nasıl bir hoca olmayı düşlüyorsun? "Valla teknik direktörlüğü çok istediğimi söyleyemem. Maçta yerimde duramamam ve oyuna müdahale etmem yapımla ilgili bir şey. Ters gördüğüm bir şey varsa hemen müdahale etmek isteği uyanıyor içimde. Ama şu an için teknik direktör olma düşüncem açıkçası yok. Nasıl bir teknik direktör olabileceğim sorusuna da benim cevap vermem doğru olmaz. Bunu ancak başkaları yorumlayabilirler. Bu konuda tek söyleyebileceğim şey, teknik adam olmanın sahada oynamaktan çok daha zor olduğu." Senin için İnönü Stadı'na gidemez diyorlardı. Ama sen bu sözlere aldırmadan İnönü'deki maça çıktın ve forman için oynadın. Bize bu maçı anlatır mısın? "Benim açımdan tabii ki kolay değildi. Özellikle ilk maç olan kupa maçında çok stresliydim. Beşiktaşlı taraftarların tepkisi ve 5 sene Beşiktaş kulübüne hizmet edip sonra İnönü Stadı'na rakip bir takımın Ben Fenerbahçe camiasına geldiğim ilk gün şunu söylemiştim: "sahanın içinde olduğum sürece en iyi Fenerbahçeliden daha iyi mücadele edeceğim". Tabii ki insan olarak farklı şeyler yaşıyorsunuz. Ama profesyonel olarak baktığınızda da işinizi doğru yapmanızın gerektiğinin farkına varıyorsunuz." Hem Fenerbahçe'de hem BJK'de 100.Yıl şampiyonluğunu yaşadın. Bu farklı özelliğin ile tarihe geçen tek futbolcu olduğun… Bu konuda neler söylemek istersin ? "Açıkçası kağıt üzerinde böyle bir şey var. Ama onu yaşamak çok daha farklı duygu. Hem iki büyük kulüpte 100. yıl şampiyonluğu yaşamak hem de bu başarının Türkiye'de başka bir futbolcuya nasip olamayacak olması, gerçekten benim açımdan son derece gurur verici. Düşünsenize bu olay uzun seneler konuşulacak ve her konuşulduğunda akla gelecek tek isim ben olacağım. Futbol adına bunun gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum." Geçmişte Fenerbahçe'ye karşı hep başarılı maçlar çıkardın. Ama ayni şekilde Fenerbahçe'de oynarken de formanın hakkını verdin. Duygusal açıdan bir ikilem yaşadın mı? Bir profesyonel sporcu olarak giydiğimiz formanın hakkını vermek durumundayız. Duygusal olmaya hakkımız yok. Görev yaparken, renk sevgimizi kalbimizin derinliklerine hapsederek işimizi en iyi şekilde yapmak zorundayız. Profesyonellik anlamında elit bir oyuncusun. Böyle bir profesyonelin günlük hayatını bize anlatır mısın? "Aslında çok sosyal bir adamım. Antrenmanlardan fırsat buldukça eşim ve ailemle birlikte İstanbul'un nimetlerinden faydalanmaya çalışıyorum. Her zaman söylediğim bir şey var: İş zamanı iş, eğlence zamanı eğlence. Eğer doğru zamanda doğru yerde doğru şekilde eğleniyorsanız, bu eğlenceniz işinize de olumlu etki yapacaktır. İstanbul'da paylaşılacak çok güzellikler var. Boğazda oturup bir kahvaltı yapmanız bile sizi bir çok şeyden uzaklaştırıyor." Çok kişi merak ediyor. Arabalara karşı özel bir ilgin var mı? " Aslında marka arabalara karşı çok farklı bir merakım yok. 15 sezondur Süper ligde futbol oynuyorum, toplasanız 4 tane arabam olmuştur. " Peki sanatla aran nasıl. Edebiyata ya da müziğe meraklı mısın ? "Yatmadan önce 50 – 100 sayfa kitap okumayı alışkanlık haline getirdim ve bunun kültürel anlamda çok faydasını gördüm. Genç nesile de bu anlamda kitap okumayı önerebilirim" Türkiye ligindeki spor medyasına nasıl bakıyorsun? "Açıkçası spor basınıyla hiç ilgilenmiyorum. Saygı duyduğum yazarlar var, ancak takip ettiğim yazarlar yok. Hayatı boyunca hiç futbol oynamamış, hiç futbol sahasına çıkmamış kişilere televizyonda konuşma ya da gazetede yazma imkanı verilmiş. Hayatları boyunca hiç saha içindeki atmosferi, duyguyu yaşamamış adamlar maç içindeki vuruşu, koşuşu ya da ne bileyim oyun anlayışını eleştirebiliyorsa, bu bana çok saçma geliyor. O bu eleştiriyi yapabilir ve bir çok insan da bu eleştiriyi dinleyebilir, ama benimle yüz yüze geldiğinde yaptığı eleştirinin çok saçma olduğuna onu ikna edebilirim. Bunu o da biliyor, o yüzden çok fazla dikkate almıyorum o insanları. Çünkü ipin ucu son zamanlarda iyice kaçtı. Hakaret derecesine varan eleştirinin hak görüldüğü bir ortam oluşturulmaya başlandı. "Biz bu kadar çok para kazanıyorsak elbet te eleştirileceğiz" gibi sözler duymaya başladım. Bunlar bana çok saçma geliyor. Bu haksız eleştirilerden dolayı gerek görsel, gerekse yazılı spor medyasına fazlaca saygı duyduğum söylenemez." Fenerbahçe'deki hedeflerin nedir? "Fenerbahçe'nin lig şampiyonluğu son derece önemli. Ama Şampiyonlar Ligi'nde de iyi bir hava yakaladık ve bu sene ciddi bir başarı bekliyoruz. Benim 2 senelik mukavelem devam ediyor. Geçen sene AZ Alkmaar maçında yaşadığımız travma takım üzerinde hala etki yaratıyor. Dolayısıyla o maçı mutluluğumuzun elimizden alındığı bir maç olarak görerek, o maçtan dersler çıkartıp camiayı, taraftarı, yönetimi ve en başta futbolcuyu mutlu edecek hedeflere takım halinde kenetlendik. Kimsenin ligde aldığımız sonuçlara bakarak endişeye kapılmasını istemiyorum. Çünkü bundan sonra takım halinde çıkış yapacağız. Şampiyonlar Ligi'ne iyi bir başlangıç yaptık. Umarım sonunu getiririz. Kafamdaki hedeflerim büyük, açıkçası final veya yarı final oynamayı düşünüyorum. Futbol hayatının sonbaharına gelmiş bir futbolcu olarak böyle bir kariyerin benim için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Takımda tecrübeli ve enerjiyi yansıtacak genç arkadaşlarım var. İyi bir sentez oluşturduk. Umarım hayırlı bir sezon geçiririz." Tüm dünya otoritelerinin "dünyanın en iyi sol kanat oyuncusu" olarak gösterdiği Roberto Carlos ile aynı takımda oynamak nasıl bir duygu? "Carlos'la aynı takımda oynamak bir futbolcu için büyük şanstır. Aramızdaki yaş farkının fazla olmamasına rağmen deneyimi açısından ondan çok şey öğreniyorum. Ayrıca çok eğlenceli bir karakter. Bize çok büyük bir enerji kattı. Aramızda olmasından son derece memnunum. Genç arkadaşlar için çok büyük bir şans Carlos'un takımımızda olması. Bırakın Roberto Carlos'la aynı takımda olmayı, aynı camia içinde olmak bile çok önemli."
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|