12-14-2010, 23:05 | #1 |
90'ları özleyeniniz var mı?
-koalisyonlar dönemi ve seçimi ilk iki sırada bitiren partilerin yaptığı at pazarlıkları. devlet kadrolarının (tekel, thy, dsi, kit'ler, ssk ve aklınıza ne gelirse) bu pazarlıklarda şişirildikçe şişirildiği (yeter ki güvenoyu alabilecek bir koalisyon kurulsun mantığına mahkum olan meclis)
-tansu çiller ve mesut yılmaz’ın bir gecede birbirlerini aklayıp yüce divan’dan kurtarması. -pkk’nın 92-93’te kurtarılmış bölge ilan ettiği, polis ve askerin giremediği g.doğu ve doğu köyleri, -5 nisan 95 kararları ve sürekli halka içirilen acı ilaçlar, kara çarşamba, kara pazartesi -demirel’in emeklilik yaşını erkekler için 42’ye bayanlar için 38’e düşürerek ssk ve dolayısıyla ülkenin dibine koyduğu dinamit -memurların ve işçilerin emeklilik istediğinde alacakları toplu paranın faizinin kendi maaşlarını aşması ve bu yüzden yaşı gelen her memur ve işçinin hemen emekli olduğu (devlet tarafından göz yumuldu çünkü işsiz sayısının kağıt üzerinde indirilip yeni seçime propaganda malzemesi yapılmak istendi) -Her sene yapılan seçimler ve hepsinde çıkan koalisyonlar -askerin siyaset üzerindeki gölgesi ve gereğinde indirilen balyozu -hergün haberi çıkan bir yolsuzluk, bir kayırmacılık, sen benim kim olduğumu biliyor musun deyip polisin suratında patlayan tokat, halkın kanayan vicdanı, daha az hırsızın kim olduğunu seçmede yaşanan tereddüt… -7 kere gidip 8 kere gelen liderler, kurtar bizi babalar, iki anahtarlar, başbakana atılan yazarkasalar, tv’de bin lira versinler şunu öldür desinler, öldürmezsem anam avradım olsun deyip ağlayan esnaflar, meclisin önünde kendini yakanlar… -faili meçhullar, öldürülen Uğur mumcu, Çetin Emeç, Kışlalı, Eşref Bitlis, kaçırılanlar, gözaltında kaybedilenler, asit kuyularında eritilenler, köyleri boşaltılıp yakılanlar, evlere konan çarpılar, pkk ve asker arasında sıkışmış insanlar, çaresizlik -alpay-cansel, hakan şükür-esma, Fadime şahin-ali kalkancı ve Uğur Dündar şefliğinde uyutulan halk… -açlıktan ve bakımsızlıktan ölen sinema-tiyatro-müzik sanatçıları -hergün huzurevi ve çocuk esirgeme kurumlarında yaşanan dayak, taciz ve skandallar… -1 milyar dolara muhtaç devlet, 5 sent’e muhtaç halk -üniversite öğrencilerinin eylemleri ve onları saçından tutup sürükleyen polis görüntüleri, -cumhurbaşkanını atayan asker, o c.başkanının seçilmiş başbakanın kafasına kitap fırlatması, çakılan borsa, kaçan sermaye, ağlayan halk… -elektrik kesintilerine hazırlanan halk Bunları hatırlayınca istikrar için ne kadar şanslı olduğumuz için sizce de her gün müteşekkir olmamız gerekmez mi?
Konu engin33 tarafından (12-14-2010 Saat 23:22 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|