AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 02-10-2011, 12:11   #1
Kullanıcı Adı
Katade
Standart Abdülhamit Han 92. ölüm yıl dönümünde anılıyor
Abdülhamit Han 92. ölüm yıl dönümünde anılıyor

Osmanlı padişahlarının otuz dördüncüsü ve İslam halifelerinin doksan dokuzuncusu II. Abdülhamit Han 92.Ölüm yöl dönümünde anılıyor...




Bugün 10 Şubat 2010 II. Abdülhamit Han'ın vefatının 92. seneyi devriyesi

II. ABDÜLHAMİT HAN KİMDİR? İŞTE HAYATI VE MÜCADELESİ

Osmanlı padişahlarının otuz dördüncüsü ve İslam halifelerinin doksan dokuzuncusu.


Saltanatı: 1876-1908
Babası: Abdülmecid Han - Annesi: Tir-i Müjgan Sultan
Doğumu: 21 Eylül 1842 Vefatı: 10 Şubat 1918

Çok iyi bir tahsil görerek din ilimlerini ve Fransızcayı mükemmel bir şekilde öğrendi. Amcası Abdülaziz Han onu Mısır ve Avrupa seyahatlerinde yanında götürdü. Abdülaziz Han'ı tahttan indirip şehit ettiren, böylece Osmanlı Devleti'nde idareyi ele geçirin batı kuklası bazı paşalar, V. Murat'ın şuurunun bozulması üzerine, devlet işlerine karışmaması ve yalnız millet meclisinin çıkaracağı kanunlara göre hareket etmesi şartıyla, Abdülhamid Han'ı sultan ilan ettiler.

Tahta çıktığında Osmanlı Devleti tam bir bunalımın eşiğindeydi. Karadağ ve Sırbistan'da savaş aleyhimize dönmüş, Bosna-Hersek ve Girit'te ayaklanmalar çıkmış, mali kriz son haddine varmıştı. Bu arada sadrazam Mithat Paşa ve arkadaşlarının isteği üzerine 23 Aralık 1876'da Birinci Meşrutiyet ilan edildi. Ancak gayrimüslimlerin dahi yer aldığı Meclis-i Mebusan'ın ilk işi Rusya'ya harp ilanı oldu. 93 harbi diye tarihe geçen bu savaş, Osmanlı Devleti için tam bir felaket getirdi. Ruslar İstanbul önlerine kadar geldi. Bir milyondan fazla Türk, Bulgaristan'dan İstanbul'a hicret etti. Mütareke isteyen Sultan Abdülhamid, ilk iş olarak devleti parçalanma ve yok olma yoluna doğru götüren Meclis-i Mebusan'ı kapattı (13 Şubat 1878) ve devlet idaresini eline aldı. Ayastefanos antlaşması ile Osmanlı Devleti Makedonya, Batı Trakya, Kırklareli, Kars, Ardahan ve Batum'u kaybediyordu. Ancak İngiltere ile anlaşan Abdülhamid Han, Kıbrıs'ın idaresini onlara bırakmak şartıyla, yeniden topladığı Berlin Konferansı'nda kaybedilen toprakların bir kısmına sahip oldu.

Abdülhamid Han büyük meseleler karşısında bunalan Osmanlı Devleti'ni bundan sonra dahiyane bir siyaset, adalet ve fevkalade bir kudretle yönetti. Düyun-u Umumiye idaresini kurarak iki yüz elli iki milyon tutan devlet borçlarını yüz altı milyona indirdi. Memlekette büyük bir imar faaliyeti ile eğitim ve öğretim seferberliği başlattı. Çoğu şahsî parasından olmak üzere cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü vs. gibi toplam 1552 eser yaptırdı. Ülkenin dört bir yanını demiryolu ile döşedi. Yunanlıların Girit'te isyan çıkarıp, Türkler arasında toplu katliamlar yaptırmaya başlamaları üzerine, Yunanistan'a harp ilan etti. Alman kurmaylarının altı ayda geçilemez dedikleri Termopil geçidini 24 saatte aşan Osmanlı ordusu, Atina önüne vardı. Yunanistan'ın tamamen Osmanlı eline geçeceğini anlayan Avrupalı devletler, sulha zorladılar ve bunda muvaffak oldular.

Yahudilerin Filistin'de bir cumhuriyet kurma teşebbüslerinin karşısına çıktı. Onların Osmanlı borçlarını bütünüyle silelim tekliflerini reddetti. Bu toprakların kanla alındığını, asla terk edilemeyeceğini sert bir dille bildirdi. Filistin topraklarının yahudilere satılmaması için gerekli tedbirleri aldı. Doğu Anadolu'da Ermeni hareketlerine karşılık Hamidiye alaylarını kurdu ve bölgede asayişi temin ile Osmanlı hakimiyetini pekiştirdi.

Sultan Abdülhamid Han'ı tahttan indirmeden Osmanlı Devleti'ni parçalamanın ve İslam'ı yok etmenin mümkün olmadığını gören bütün iç ve dış düşmanlar bu Türk hakanına karşı cephe aldılar. Bir taraftan Sultan'ı gözden düşürmek üzere her türlü iftira ve kötüleme kampanyaları yaparlarken, diğer taraftan suikastlar tertip ettiler. Ermeni asıllı Fransız yazar Albert Vandal'ın "Le Sultan Rouge=Kızıl Sultan" şeklinde ortaya attığı iftiraları aynen alan bazı gafiller, ansiklopedilere bunları yazarak genç nesilleri aldattılar.

Bu arada Padişah'ın devlet idaresinde nüfuzunu kırmak isteyen batılılar, İttihat ve Terakki mensuplarını kışkırtarak 23 Temmuz 1908'de İkinci Meşrutiyeti ilan ettirdiler. Böylece otuz yıl durmuş olan facialar tekrar başladı. 31 Mart Vakası sebebiyle İttihat ve Terakki ileri gelenleri tarafından tahttan indirilen Abdülhamid Han, Selanik'e gönderildi (27 Nisan 1909). 10 Şubat 1918'de Beylerbeyi Sarayı'nda vefat eden Abdülhamid Han'ın naşı Çemberlitaş'ta dedesi Sultan II. Mahmut'un türbesindedir.

II. Abdülhamit Han'ın güzel ahlakı, dine olan bağlılığı, edep ve hayasının derecesi, akıl ilim ve adaletinin çokluğu, milleti için gece-gündüz çalışması, düşmanlarına bile iyilik yapması, ciltler dolusu eserlerle anlatılmaktadır. Onun tahttan indirilmesinin üzerinden 10 yıl geçmeden imparatorluğun dörtte üçünün elden çıkması, memleketi 33 yıl nasıl idare ettiğine en açık delildir. Yine Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle beraber kan gölü haline çevrilen Ortadoğu'da hala huzur tesis edilememiş olup, Arap alemi siyonizmin oyuncağı haline gelmiştir.

Vaktiyle İttihat ve Terakki fırkasının içinde Abdülhamid Han'a düşmanlık eden Filozof Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif pişmanlıklarını aşağıdaki şiirliri ile dile getirmişlerdir.


Tarihler adını andığı zaman,

Sana hak verecek hey Koca Sultan,

Bizdik utanmadan iftira atan,

Asrın en siyasî Padişahına.

(Rıza Tevfik)

-------------------------------------------------------

Padişahım gelmemişken ya da biz,

İşte geldik senden istimdada biz,

Öldürürler başlasak feryada biz,

Hasret olduk eski istibdada biz.

(Süleyman Nazif)

ESERLERİ

1.Sultan Abdülhamid'in Hatıra Defteri
İsmet Bozdağ
Pınar Yayınları

HAKKINDA YAZILANLAR

1.Abdülhamid'in Son Günlerinde "İstanbul"
(Constantinople Aux Derniers Jours D'Abdul-Hamid)
Paul Fesch
Pera Turizm ve Tic.Aş.

Paul Fesch'in "Abdülhamid'in Son Günlerinde İstanbul" adlı bu eseri II.Meşrutiyet'in ilanından sekiz ay önce (Kasım 1907) Paris'te basılmıştır. Yazarın İstanbul'da bir müddet kaldığı, İstanbul'daki Avrupalılar yaşayan rejim karşıtlarıyla özellikle Prens Sabahattin ile yakın ilişkiler içinde olduğu da bilinmektedir.

Kitap geleneksel bir gezi kitabı gibi başlamakta ve Simplon Ekspresi ile yapılan Paris-İstanbul yolculuğunun anlatılması okuyucuya sıradan bir gezi kitabı okuyacağı izlenimi vermektedir. Ama bu ilk bölümden sonra yazar Osmanlı Devleti üzerine ayrıntılı bir incelem yapmaktadır. Basının durumunu anlattıktan sonra, sansür, muhbirlik ve polis örgütünü inceleyen Fesch daha
sonra II. Abdühamid'i, oğlu Burhanettin Efendi'yi veliaht yapma çalışmalarını, peşinden de Vahdettin'in anlatır. İlk Meşrutiyet Meclisi'nin oturumarı üstünde durur. Kitabın en ilginç bölümlerinden biri de genellikle Fransa'da yaşayan Abdülhamid karşıtı Jöntürkler hakkında verdiği bilgilerdir. Fesch bütün bu incelemelerden sonra; Türkiye'nin gücü ve zayıflığını kendi görüşleri çerçevesinde araştırmakta ve ilginç sonuçlara varmaktadır. Ardından o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Fransız okullarını bağımsız bir bölümde inceleyen yazar ardından Osmanlı topraklarında emperyalist güçler arasındaki mücadeleleri ele alır. Kitabın sonunda ise İstanbul Fransız Ticaret Odası'nın kaynaklarından da yararlanarak; Osmanlı İmparatorluğu'nun o dönemdeki ticari ve sınai durumunu il il ayrıntılı olarak incelemektedir.

Abdülhamid devri açısından önemli bir kaynak olan bu eseri dilimize kazandıran Erol Üyepazarcı, bugünün bilgileri ışığında eleştirel bir bakışla Fesch'in verdiği bilgileri değerlendirmiş ve çok sayıda dipnotla eseri zenginleştirmiştir.

Abdülhamid Kızıl Sultan mı?
Cilt: 1
Tarihin Hükmü
Mustafa Müftüoğlu
Seha Neşriyat / Tarih Dizisi

Eserleri ve Hizmetleriyle Sultan Abdülhamid
Aydın Talay
Risale Yayınları


Babam Sultan Abdülhamid (Hatıralarım)
Ayşe Osmanoğlu
Selçuk Yayınları

Kavimlerin ömründe "bir an" sayılacak zamanda rejiminden lisanına, kıyafetinden inançlarına kadar değişen bir ülkede tarih yazmak kolay değildir. Çünkü, telaşlı ve genellikle yönlemiş kalemler, tarih mozayiğinin çoğu parçasını yanlış yerlere koyarlar. Tahrif edilmiş tarih ise, sadece masal'dır. 1960'daki ilk baskısı hızla tükenen bu hatırat, tarih yazacakların istifadesine "birinci ağızdan" sunulmuş belgelerdir. Rivayet ve dedikodu değildir. Cumhuriyet Türkiyesi'nde başvekilik yapmış bir başka "birinci ağız"
olan Fethi Okyar, 1978'de neşredilen hatıratıyla Ayşe Osmanoğlu'nu tasdikle kalmamış, elinizdeki kitabın tekrar tekrar basılmasını zaruri kılmıştır.


Harem Penceresinden Sultan Abdülhamit
İsmet Bozdağ


2.Abdülhamit Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet Aydın
Okumuş Adam Y. 2.Baskı İstanbul 2001


Bilinmeyen Sultan
2. Abdülhamid
Joan Haslip
IQ Kültür-Sanat Yayıncılık / Araştırma-İnceleme
Çeviri: Nejlet Öztürk
Türkçe (Orijinal Dili: İngilizce); 335 s.; İstanbul Ağustos 2001

"İşte Avrupa'nın herhangi bir yerine gitmenize müsaade eden izin... Tekrar İstanbul'a gelirseniz. Türkiye artık sadece küçük bir memleket olacak... Demokrasi bir mezhep mücadelesi haline gelecek... Zannetmemki, milletim bu günkünden daha mutlu olsun..."

Kitabın İçinden;
Sultan Abdülhamid'in Doğumu - İngiliz Elçisi Sir Stratford Canning - Tirimüjgan'ın Ölümü - Kırım Savaşı - Barış Hayalleri - Sultan Abdülhamid ve Avrupalılar - Avrupa'ya Seyahat - Rus Tehditleri ve Flora Cordier - Saraya Baskın - Sultan Murad'ın Saltanatı - Sultan Abdülhamid'in Zekası - İstanbul Konferansı - Sultan Abdülhamid Maskesini Çıkarıyor - Yeni Bir Bunalım - Türk-Rus Savaşı - Ayestefanos Andlaşması - Ali Suavi Olayı - Ermeni Meselesi - 1879'da Sultan Abdülhamid - Yeni İngiliz Elçisi: George Coshen - Mısır'da Arabi Paşa İsyanı - İngilizler Mısır'da - Alman İmparatoru'nun İstanbul'u Ziyareti - Ziyaret Günleri - Ermenistan Üzerinde Kara Bulutlar - Ermeni Ayaklanmasının Yarattığı Kanlı Olaylar - 1897 Türk-Yunan Savaşı - Alman İmparatoru'nun İstanbul'u İkinci Ziyareti - Hicaz Demiryolu - İttihat Terakki Komitesi - Karşı İhtilal Teşebbüsleri (31 Mart Olayı) - Sultan Abdülhamid'in Azledilmesi - Sultan Abdülhamid'in Son Yılları
(Arka Kapak'tan)


MEKANI CENNET RUHU ŞAD OLSUN...

 


Konu Katade tarafından (02-10-2011 Saat 12:50 ) değiştirilmiştir..
Katade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 02-10-2011, 13:31   #2
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart
Umarım trt güzel bir program yapar,insanlarımıza ulaşır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-10-2011, 13:41   #3
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Allah rahmet eylesin yaptığı hizmetler hiç bir zaman unutulmayacak..
depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-10-2011, 13:48   #4
Kullanıcı Adı
Darbeci Çoban
Standart
Osmanlı padişahları arasında "siyaseti ve icraatları" ile hâlâ gündemdeki yerini koruyan Sultan 2. Abdülhamid'in 21 Eylül 1842'de başlayan hayatı, 10 Şubat 1918'de sona erdi. Devlet erkânı ve İstanbul halkının iştirakiyle toprağa verilen padişahın son günleri ve cenaze merasimi, üzerinde durulması gereken hâdiselerdir.

Tam 33 yıl (1876–1909) Devlet-i Âliye'yi idare ettikten sonra 31 Mart Vak'ası ile tahttan indirilen ve İttihatçılar tarafından Selanik'e sürülen 2. Abdülhamid, Balkan Harbi'nin patlak vermesi üzerine İstanbul'a geri getirildi. Hâkân-ı Sâbık, beş yıl boyunca Beylerbeyi Sarayı'nda sıkı gözetim altında yaşadı. Cihan Harbi'nde (1914–1918) cephelerden gelen acı haberler karşısında çok üzülen yaşlı hünkâr, her yanı tarih kokan ama merkezî ısıtma sistemine ve diğer saraylardaki gibi ihtişamlı şöminelere sahip olmayan Beylerbeyi Sarayı'nda, mangal ateşiyle ısıtılan bir odada ölümü karşılamak zorunda bırakılmıştı

Tamamını buraya taşımaya gerek görmedim.
Okumak isteyen olursa linki takip edebilir:


http://www.sizinti.com.tr/konular/ay...ubat-2011.html
Darbeci Çoban isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-10-2011, 14:24   #5
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Allah rahmet eylesin...
Ne muhteşem bir insanmış sultan abdulhamit han...
ne projeler yapmış,ne hizmetler getirmiş,ne yapıtlar yapmış...
anlamamışlar ki seni...
ne mehmet akif anlamış ne saidi nursi nede elmalılı hamdi yazır...
sonra pişman olmuşlar ama ne fayda...

Hele o itciler...
İngilizin,fransızın yapamadığı hainliği yapmışlar bu memlekete...
zannettiler ki abdulhamiti biz devirdik...
halbu ki siyonizmin maşalığını yaptıklarının farkında bile değillerdi...

Anne babasını kesen bir ermeni dışında kimseyi idam ettirmeyen,kendisini öldürmek için bomba koyan adamı bile affeden bir insanken sana baskıcı,kızıl yakıştırması yaptılar...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-10-2011, 14:37   #6
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
İzleyelim...
YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-10-2011, 14:48   #7
Kullanıcı Adı
unnamed
Standart
osmanli imparatorlugunun ikinci osmanidir...
eger devletin basinda kalabilseydi osmanliyi yataktan kaldirabilecek bir devlet adamiydi...
Allah gani gani rahmet eylesin...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-11-2011, 14:19   #8
Kullanıcı Adı
ahmetfarukÎ
Standart
Kırk yıl şu devletlerin birbirine düşmesini bekledim. Onlar birbirlerine düştü, şimdi ben tahtta değilim.
ULU HAKAN ABDÜLHAMİT HAN
Selam olsun HAK yolun yolcularına.
Allah gani gani rahmet eylesin...
ahmetfarukÎ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım