02-17-2014, 20:12 | #1 |
Abdülkadir Selvi - Kabataş Gelinine 2. Linç
Abdülkadir Selvi
Kabataş gelinine ikinci linç 'Yaşadığım acının büyüklüğü ve altında ezildiğim o yük yetmezmiş gibi bir de insanlara kendimi inandırmak zorunda bırakıldım.' Dedi Zehra Develioğlu. Hani şu Gezi olayları sırasında darp edilen, tacize, hakarete mâruz kalan kadın. Mâruz kaldığı tacizi, hakareti sineye çekmeyip Adli Tıp raporuyla belgeleyip, suç duyurusunda bulunan kadından söz ediyorum. Zehra Develioğlu ikinci bir lince daha mâruz kaldı. İkinci kez taciz edildi. Uğradığı iğrenç muamele yetmezmiş gibi bir de yalancılıkla suçlandı. Uğradığı tacizi ispat etmesi istendi. Onun bedeni, onun ruhu, onun psikolojisi sanki bunların deney aracı. Tecavüzcülerini teşhis etmesi için onlarca kez, o insanlarla aynı odaya sokulan kadınlara yapılan muamele ona yapılmak istendi. Eğer kadınsan, eğer mağdursan, eğer başörtülüysen senin bu tacizi, hakareti, şiddeti beyaz efendilerine ispat etmen gerekiyordu. Uğradığı mağduriyetin tespit edilmesi ve faillerinin cezalandırılması için yargıya başvuruda bulunan bir kadın, şeffaf bir panelin arkasından tespit edilen görüntülerle itibarsızlaştırılmaya, yalancı duruma düşürülmeye çalışılıyor. Bu tür görüntülerden bir soruşturmada hâkimin adil bir karar vermesi için yardımcı unsur olarak yararlanılabilir. Müştekinin ifadesi, görgü tanıklarının beyanı, sağlık raporu gibi... Ayrıca uzun süre soruşturmayı yürüten Savcı Rasim Işıkaltın'ın, 'Zaten olay ondan sonra başlıyor. O âna kadar herhangi bir müdahale söz konusu değil. O görüntü olay ânından öncesine denk gelen görüntülerdir.' şeklindeki değerlendirmesi, dikkatli değerlendirme yapmamızı gerektirmesine rağmen. 28 Şubat sürecinde tespit edilen görüntülerle neler yapıldığı, daha sonra bunların ne amaçla servis edildiği ortaya çıktığında kimlerin yüzlerinin kızardığını gördüğümüz hâlde. Bir Şerafettin Yardımedici vardı, hatırlar mısınız? Gizli kamera görüntüleriyle tacizle suçlanmıştı. Ne oldu biliyor musunuz? Arkasında gözü yaşlı evlatlarını bırakarak intihar etti. Sonra? Sonra o görüntülerin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Şerafettin Yardımedici'nin hesabını kim verdi? Aynı yöntem Zehra Develioğlu için kullanılıyor. O gün Kabataş'ta taciz edilen, hakarete uğrayan, darba mâruz kalan, 'Kabataş Gelini' bir kez daha linç ediliyor. Bu kez yer Kabataş'ta değil, TV ekranlarında, gazete sayfalarında. Müthiş bir şehvet hâlinde özeli, mahremi didik didik ediliyor, her şeyin alınıp satıldığı vitrinlerde sergilenmeye çalışılıyor. Sadece Zehra Develioğlu değil, ona yapılanlara karşı çıkan gazeteciler de, yalancılıkla suçlanıyor, itibarsızlaştırılmaya çalışıyor. Hem de İslam'a hizmet iddiası içinde olan bir cemaat tarafından yapılıyor. 40 yılın sonunda geldikleri nokta bu. 28 Şubat'ın Fadime Şahin medyasının konumuna düştüler. 40 yıllık hizmetlerinin sonucunda başörtülü bir mağdureyi linç etme görevini üstlendiler. Vurun başörtülüye... Kabataş olayında ben, bir kadını savundum. Ben, çocuklu genç bir anneye yapılanlara karşı çıktım. Ben, başörtülü olduğu için tacize uğrayan bir kadına yapılanların hesabını sordum. Bu suçsa ben bu suçu işlemeye devam edeceğim. Bu bir ayıpsa ben bu ayıbı işlemeye devam edeceğim. Bu benim için hayatımın en şerefli mücadelelerinden biri olacak. Eğer başörtülü bir kadına saldırı olursa bunu yazmayan kalemi kırar atarım, o kalemi neyleyim. Eğer başörtülü bir kardeşime saldırı olursa onu savunmayan dili keser atarım, o dili neyleyim. Bu benim boynumda bir şeref levhası olarak asılı duracak. Ya siz... Ya sizler. Başörtülü olduğu için tacize uğrayan Zehra Develioğlu'nun karşısında durmakla sicilinize bir sayfa daha eklediniz. Bu sizin boynunuza çan gibi takılacak ve her hareket ettiğinizde çın çın ötecek. Bu noktada son söz birçok zulme mâruz kaldığı hâlde, zalimlerin karşısında boyun eğmeyen, 'Yaşasın zalimler için cehennem' diyen Bediüzzaman Hazretleri'nin... Bediüzzaman, Mektubat'ta 28. Mektubun, 'Dördüncü Risale olan Dördüncü mesele' bahsinde, Hud Suresi'nin 'Zalimlere en küçük bir meyil dahi göstermeyin; yoksa ateş size de dokunur' ayetini şöyle izah ediyor: 'Zulme değil yalnız alet olanı ve taraftar olanı, belki edna bir meyil edenleri dahi dehşetle ve şiddetle tehdit ediyor. Çünkü rıza-ı küfür, küfür olduğu gibi zulme rıza da zulümdür. İşte, bu ehl-i kemal, kamilane, şu ayetin çok cevahirinden bir cevherini şöyle tabir etmiştir: 'Muin-i zalimin dünyada erbab-ı denaettir, Köpektir zevk alan sayyad-ı biinsafa hizmetten.' Kaynak Yeni Şafak 17.02.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|