05-23-2014, 15:38 | #1 |
Abdülkadir Selvi - Soma'dan Önce Soma'dan Sonra
Abdülkadir Selvi
Soma'dan önce Soma'dan sonra Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek için, Gezi'de ağaçlardan, 17 Aralık operasyonunda Cemaat'ten, 13 Mayıs'tan itibaren ise madende ölenlerin bedeninden medet umuyorlar. Yılmaz Özdil bunun için, AKP'ye oy verdikleri için müstahaktırlar dedi. Yazgülü Aldoğan, ölümlerle alay edip, 'Niyazi' ilan etti. Emin Çölaşan, 19 mayıs törenlerini iptal etmek için iktidarın yas ilan ettiğini savundu. Gezi'de, CHP'li Adnan Keskin, gençlerin başının taşla ezildiği yalanını uydurmuştu. CHP'li Hüseyin Aygün, Esat'ın kimyasal gazla katlettiği Suriyeli çocuklarının görüntüsünü Gezi'de katledilenler diye dolaşıma sokmuştu. Yerel seçimlere giderken Suriyelilere oy kullandıracaklar diye kıyamet koparan Gürsel Tekin'di. Soma'da madende ölen ve aralarında çocukların da bulunduğu Suriyelilerin üzerine beton döküldü yalanını uyduran da aynı zihniyetti. Menderes için, gençleri kıyma makinalarından geçirdiler, Konya asfaltının altına serdiler diyen zihniyet. Maden'de kaza olmuş. 301 hayat sönmüş. Kocasız kalan kadınlar, babasız kalan çocuklar. Evladını kendi elleriyle toprağa veren babalar, babasıyla kucak kucağa ölüme giden evlatlar. Acı içinde acı yaşanmış. Ama bunlar acıyla ilgili değil. Bunlar için varsa da Erdoğan düşmanlığı yoksa da Erdoğan düşmanlığı... Onlara inat bizim için de varsa da Erdoğan yoksa da Erdoğan... Ve geldiğimiz noktada... Yeni Türkiye diyenler için yeni bir dönem başlıyor. Artık bizim için, Soma'dan önce Soma'dan sonra olmalı. Soma'dan önce eski yöntemlerle kömür çıkarılan bir Türkiye vardı. Bu Türkiye, 13 Mayıs günü Soma madenlerinde duvara tosladı. Soma'dan önce maden işletmeciliğinde teknoloji kullanımının az olduğu, insan emeğine dayalı üretimin hâkim olduğu bir Türkiye vardı. Soma'dan sonra artık Türkiye ileri teknoloji ile maden çıkaran bir ülke olmalı. Soma'dan önce eskiye dair ne varsa, ağaçla tahkim edilen ocaklar, yetersiz sensörler, kâğıt üzerinde yapılan denetimler, yaşam odası bulunmayan ocaklar... Düne dair ne varsa, dün de kalmalı. Demokratikleşme ve kalkınma açısından yepyeni bir Türkiye'yi inşa eden kadroların önünde madencilik açısından da yeni bir sınav duruyor. Bu açıdan bugün yapılacak olan Bakanlar Kurulu toplantısı çok önemli. 20 Mayıs tarihli Bakanlar Kurulu toplantısı bir milat olmalı. Çağdaş ülkelerde ne varsa biz de aynı sistemleri kullanacak hâle gelmeliyiz. Bu, hatimlerle cenazelerini kaldırdığımız Somalı kardeşlerimize olan borcumuz. Ağlamakla göz pınarları kurumuş analara, bir daha gelmeyecek olan babalarının yollarını gözleyen çocuklara ve acılı ailelere olan borcumuz. Biz ki, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' gibi bir inanç sisteminden gelenleriz. Biz ki, 'İnsanın ölümü kainatın ölümüdür' diyenlerdeniz... Bu yönde çalışmalar yapılıyor. Enerji Bakanlığı bir yol haritası belirledi. Madencilik Yasası üzerinde çalışıyor. Çalışma Bakanlığı taşeronluk sistemini tartışmaya açıyor. Hem üretim hem denetim aşamasında çağdaş dünyada geçerli olan kriterlerin tamamına hatta daha fazlasına layık bizim insanımız. Türkiye, sorunlarıyla büyük felaketler yaşayarak ya da ağır bedeller ödeyerek yüzleşiyor. Ancak eski Türkiye'de depremin, grizu patlamasının altında kalan devlet yok. Sorunlarla yüzleşip çözüm üretebiliyoruz. Şimdi sıra Soma'da... Soma'dan sonra hiçbir şey yokmuş gibi yolumuza devam edemeyiz. Etmeyeceğiz de... Her fırsatta hükümeti istifaya davet eden zihniyete inat şimdi istifa zamanı değil. Tam tersine Soma'nın yaralarını sarmak ve Türkiye'yi madencilik alanında da çağdaş değerlere taşımak için düne göre bugün AK Parti iktidarına ve Erdoğan'ın liderliğine daha çok ihtiyaç var. Bu değişimi ancak çözüm sürecinden demokratikleşme hamlelerine, ekonomik kalkınmadan Türkiye'nin dönüşümüne kadar eski Türkiye'yi yeni Türkiye yapan kadrolar başarabilir. Seçimlerde aldığı oyu dahi sisteme girmeyi başaramamış CHP mi yapacak bu değişimi? Seçimlerde oy vermeyi başaramamış Kılıçdaroğlu mu gerçekleştirecek bu dönüşümü? Gezi'de yıkamadınız, 17 Aralık'ta deviremediniz, Soma'da da başaramadınız. Ama bir umut Bosna'daki sel. Bosna'da esen rüzgâr, yağan yağmur, gelen sel ve yaşanan can kayıpları için Başbakan Erdoğan istifa etmeli. Kaynak Yeni Şafak 20.05.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|