Abdulkadir Turan ve Müslümanların İmtihanı - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Ebuzer** · 09-04-2011, 15:22

Abdulkadir Turan’ın tutuklanma olayı yıllardır gördüğümüz zulümlerin süreğini oluşturan halkalardan biridir. Bu, ilk olmadığı gibi son da olmayacak. Daha önce de hedefi “hakkı haykırma ve her türlü zulme karşı çıkma” olan Doğruhaber Gazetesinin yazarlarına yönelik bir dizi operasyona tanık olmuştuk. Havadan sudan bahanelerle Doğruhaber Gazetesinin birçok yazarı zindanda tutulmaya devam ediyor.
Hakkı haykırmanın ve zulme karşı çıkmanın bir bedelinin olduğunu, bunun da kalemleriyle ve dilleriyle hakkı haykırma gayretindeki azizlerimizin susturulmaları amacıyla uydurma ifadeler ve anlamsız bahanelerle ev baskınlarıyla ya da yolda yürürken, büyük cinayetler işlemiş katillere yapılmayacak muamelelere tabi tutup bir grup polisin müdahalesiyle emniyette sorguya oradan da zindana götürülmeyle karşılık bulacağını biliyor ve yaşıyoruz.
Kalemlerimiz hiçbir zaman zalimi övmedi ve övmeyecek. Hiçbir zaman zulmü iyi göstermedi ve göstermeyecek. Hiçbir zaman insanları haksızlık ve zulme davet etmedik. Hiçbir zaman şiddete davetiye çıkarmadık. Zulüm nerede olursa olsun, kim tarafından yapılırsa yapılsın gündeme getirmeye çalıştık. Bunda Siyonistlere, ABD’ye, Beyaz Türklere ayrımcılık yapmadığımız gibi Beyaz Kürtlere de ayrımcılık yapmadık. Zalime her zaman zalim dedik. Her zaman hakkı haykırmaya çalıştık. Bunun bedelini de, takiplerle, tehditlerle, sorgularla, zindanlarla ve şehadetlerle ödedik ve ödüyoruz. Hakkı haykırmaktan vazgeçmemiz için işlenmeyen cinayet, yapılmayan kötülük kalmadı.
İşte Abdulkadir Turan, bu kervanın hakkı haykıran dili, hakkı yazan kalemi olduğu için susturulmaya çalışılıyor. Daha önce de benzer uygulamalarla yüzleşmiş, bir müddet zindanda tutulmuştu. Hak düşmanları kendilerinden bekleneni hakkıyla icra edip bu çabalarıyla hakkın önünü almaya çalışıyorlar. Başka bir tutum içinde olmaları zaten beklenemezdi.
Öte yandan Abdulkadir gibi numunelerin bu ülkede insanların vicdanının ne kadar körleştiğini ve hak taraftarlarının ne kadar azaldığını göstermesi açısından bir barometre görevi gördüğüne şahit oluyoruz. Hakkı haykıran güçlü bir kalemin susturulmasıyla Kemalistlerin, Marksistlerin, Kürtçülerin ve Türkçülerin derin bir oh çekecekleri su götürmez gerçeklerdendir. Müslümanlara kan kusturan başka din mensuplarıyla ve hatta Siyonistlerle bile diyalog çerçevesinde dostluklar arayışında bulunan, ancak düşünce ve hayatlarında Kur’an ve sünneti esas alan Müslümanlara her türlü düşmanlığı meşru görenlerle, Müslüman Kürd halkının sorunlarını Müslüman Kürdlerle değil de İslam düşmanı Sosyalistleri ülkeye davet edip onlarla çözme gayretindekilerin de hoşlandığından şüphe etmiyorum. Eskiden bu tiplerin içinden istisnalar çıkar, nispi de olsa haksızlıklardan bahsederlerdi. Ancak şu andaki görüntü, onlardan eser kalmadığını, Müslümanlara yapılan haksızlık karşısında ortaklaşa tepkisizlikte buluştuklarını göstermesi açısından dikkat çekicidir. Böylece ahlaki ve etik değerlerin anlamını yitirdiği bir haleti ruhiye içinde herkesin inanç ve ideolojisinin derinliklerinde şekillendiği görünmektedir.
Mangalda kül bırakmayan, en küçük konuları işlemekten geri durmayan bazı İslamcı yazarlarımız, İslam’ı haykırmaktan başka suçları olmayan insanların başına bela gelince şiddetli tepkisizliği ve duyarsızlığı tercih ediyorlar. Bu görüntüleri rejimle içtenleşmelerinden mi kaynaklanıyor başka sebeplere mi dayanıyor, tespit etmek oldukça zor. Ancak ne olursa olsun, bu hale gelmelerinden ve duyarsızlığı bu denli sırtlamalarından dolayı bulundukları yerin hiç de uygun olmadığını ve yakışmadığını görüp şahsen içine düştükleri durumdan üzüntü duyuyorum.
Daha önce Doğruhaber Gazetesinin bazı yazarlarının yakalanıp zindana atılması gibi Abdulkadir Turan’ın yakalanması da ülkedeki İslami kesimler için imtihan niteliği taşımaktadır. Hayatlarında ve yazılarında İslam’ı çerçeve edinen, İslam’dan başka hedefleri bulunmayanların susturulmasına karşı gösterilen tavırsızlıklar Türkiye’deki Müslümanların İslami duyarlılıklarını ortaya koyma açısından teessüf vericidir. Maalesef bütün bunlar Müslümanların İslami mücadelenin çok uzağına düştüklerini, kardeşlik denilen şeyden fersah fersah mesafe aldıklarını, bazı boş ve anlamsız bahaneler içinde oyalandıklarını ortaya koymaktadır.
Bütün sıkıntıların çözüm yerinin İslam olduğunu, İslam’ı esas almayan hiçbir yaklaşımın, bakış açısının ve çözümün uygun, insani ve İslami olmayacağını, kalıcılaşamayacağını ve Müslüman halklara huzur getirmeyeceğini savunuyoruz. Her ortam ve şartlarda İslam diyoruz. İslam’ı başka izmlerle sınırlandırma ve kuşatma gibi bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Bir Abdulkadirimiz susturulsa onun yerini başka Abdulkadirler alacak. Bu cenahta yazan bütün kalemler ve söyleyen bütün diller hakkı haykırmaya devam edecek. Ancak diğer Müslümanların kafa karışıklığı ve Müslümanların başına gelenlere karşı tepkisizlikleri iyi bir noktada durmadıklarını, bulundukları yerin Müslümanlara yakışmadığını ortaya koyması açısından üzüntü vericidir.

Hürseda Haber

**Ammar** · 09-04-2011, 19:23

ne yazık ki kürtleri sosyalist komünislerin kucağına itmeye devam ediyorlar.

09-04-2011, 15:22	#1
Kullanıcı Adı Ebuzer	Abdulkadir Turan ve Müslümanların İmtihanı Abdulkadir Turan’ın tutuklanma olayı yıllardır gördüğümüz zulümlerin süreğini oluşturan halkalardan biridir. Bu, ilk olmadığı gibi son da olmayacak. Daha önce de hedefi “hakkı haykırma ve her türlü zulme karşı çıkma” olan Doğruhaber Gazetesinin yazarlarına yönelik bir dizi operasyona tanık olmuştuk. Havadan sudan bahanelerle Doğruhaber Gazetesinin birçok yazarı zindanda tutulmaya devam ediyor. Hakkı haykırmanın ve zulme karşı çıkmanın bir bedelinin olduğunu, bunun da kalemleriyle ve dilleriyle hakkı haykırma gayretindeki azizlerimizin susturulmaları amacıyla uydurma ifadeler ve anlamsız bahanelerle ev baskınlarıyla ya da yolda yürürken, büyük cinayetler işlemiş katillere yapılmayacak muamelelere tabi tutup bir grup polisin müdahalesiyle emniyette sorguya oradan da zindana götürülmeyle karşılık bulacağını biliyor ve yaşıyoruz. Kalemlerimiz hiçbir zaman zalimi övmedi ve övmeyecek. Hiçbir zaman zulmü iyi göstermedi ve göstermeyecek. Hiçbir zaman insanları haksızlık ve zulme davet etmedik. Hiçbir zaman şiddete davetiye çıkarmadık. Zulüm nerede olursa olsun, kim tarafından yapılırsa yapılsın gündeme getirmeye çalıştık. Bunda Siyonistlere, ABD’ye, Beyaz Türklere ayrımcılık yapmadığımız gibi Beyaz Kürtlere de ayrımcılık yapmadık. Zalime her zaman zalim dedik. Her zaman hakkı haykırmaya çalıştık. Bunun bedelini de, takiplerle, tehditlerle, sorgularla, zindanlarla ve şehadetlerle ödedik ve ödüyoruz. Hakkı haykırmaktan vazgeçmemiz için işlenmeyen cinayet, yapılmayan kötülük kalmadı. İşte Abdulkadir Turan, bu kervanın hakkı haykıran dili, hakkı yazan kalemi olduğu için susturulmaya çalışılıyor. Daha önce de benzer uygulamalarla yüzleşmiş, bir müddet zindanda tutulmuştu. Hak düşmanları kendilerinden bekleneni hakkıyla icra edip bu çabalarıyla hakkın önünü almaya çalışıyorlar. Başka bir tutum içinde olmaları zaten beklenemezdi. Öte yandan Abdulkadir gibi numunelerin bu ülkede insanların vicdanının ne kadar körleştiğini ve hak taraftarlarının ne kadar azaldığını göstermesi açısından bir barometre görevi gördüğüne şahit oluyoruz. Hakkı haykıran güçlü bir kalemin susturulmasıyla Kemalistlerin, Marksistlerin, Kürtçülerin ve Türkçülerin derin bir oh çekecekleri su götürmez gerçeklerdendir. Müslümanlara kan kusturan başka din mensuplarıyla ve hatta Siyonistlerle bile diyalog çerçevesinde dostluklar arayışında bulunan, ancak düşünce ve hayatlarında Kur’an ve sünneti esas alan Müslümanlara her türlü düşmanlığı meşru görenlerle, Müslüman Kürd halkının sorunlarını Müslüman Kürdlerle değil de İslam düşmanı Sosyalistleri ülkeye davet edip onlarla çözme gayretindekilerin de hoşlandığından şüphe etmiyorum. Eskiden bu tiplerin içinden istisnalar çıkar, nispi de olsa haksızlıklardan bahsederlerdi. Ancak şu andaki görüntü, onlardan eser kalmadığını, Müslümanlara yapılan haksızlık karşısında ortaklaşa tepkisizlikte buluştuklarını göstermesi açısından dikkat çekicidir. Böylece ahlaki ve etik değerlerin anlamını yitirdiği bir haleti ruhiye içinde herkesin inanç ve ideolojisinin derinliklerinde şekillendiği görünmektedir. Mangalda kül bırakmayan, en küçük konuları işlemekten geri durmayan bazı İslamcı yazarlarımız, İslam’ı haykırmaktan başka suçları olmayan insanların başına bela gelince şiddetli tepkisizliği ve duyarsızlığı tercih ediyorlar. Bu görüntüleri rejimle içtenleşmelerinden mi kaynaklanıyor başka sebeplere mi dayanıyor, tespit etmek oldukça zor. Ancak ne olursa olsun, bu hale gelmelerinden ve duyarsızlığı bu denli sırtlamalarından dolayı bulundukları yerin hiç de uygun olmadığını ve yakışmadığını görüp şahsen içine düştükleri durumdan üzüntü duyuyorum. Daha önce Doğruhaber Gazetesinin bazı yazarlarının yakalanıp zindana atılması gibi Abdulkadir Turan’ın yakalanması da ülkedeki İslami kesimler için imtihan niteliği taşımaktadır. Hayatlarında ve yazılarında İslam’ı çerçeve edinen, İslam’dan başka hedefleri bulunmayanların susturulmasına karşı gösterilen tavırsızlıklar Türkiye’deki Müslümanların İslami duyarlılıklarını ortaya koyma açısından teessüf vericidir. Maalesef bütün bunlar Müslümanların İslami mücadelenin çok uzağına düştüklerini, kardeşlik denilen şeyden fersah fersah mesafe aldıklarını, bazı boş ve anlamsız bahaneler içinde oyalandıklarını ortaya koymaktadır. Bütün sıkıntıların çözüm yerinin İslam olduğunu, İslam’ı esas almayan hiçbir yaklaşımın, bakış açısının ve çözümün uygun, insani ve İslami olmayacağını, kalıcılaşamayacağını ve Müslüman halklara huzur getirmeyeceğini savunuyoruz. Her ortam ve şartlarda İslam diyoruz. İslam’ı başka izmlerle sınırlandırma ve kuşatma gibi bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Bir Abdulkadirimiz susturulsa onun yerini başka Abdulkadirler alacak. Bu cenahta yazan bütün kalemler ve söyleyen bütün diller hakkı haykırmaya devam edecek. Ancak diğer Müslümanların kafa karışıklığı ve Müslümanların başına gelenlere karşı tepkisizlikleri iyi bir noktada durmadıklarını, bulundukları yerin Müslümanlara yakışmadığını ortaya koyması açısından üzüntü vericidir. Hürseda Haber

09-04-2011, 19:23	#2
Kullanıcı Adı Ammar	ne yazık ki kürtleri sosyalist komünislerin kucağına itmeye devam ediyorlar.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)