Açıkcası canımı çok sıkan bir konu bu ve bir türlü de kabullenmek istemiyorum. Abdullatif Şener'in son günlerde medyaya yansıyan tavırlarından önce bir yorum yapmayı yararlı görüyorum.

Arkasında halk desteği olan bir partiyi hiç kimse kolay kolay yıkamaz. Ama sizin böyle bir düşmanınız varsa ve böyle bir partiyi de yıkmak istiyorsanız ne yapabilirsiniz? Sanırım başarısız olup tarihten silineceği güne kadar durup oturmazsınız. Partiyi içten yıkarsınız. Turuva atının hikayesini bilirsiniz. Bu taktiğin geçmişi çok uzun yıllara dayanır. Ak parti bir lokmada yutulamayacak kadar büyük güç oldu. Bunu bölmeden mideye indirecek henüz bir baba yiğit yok. Ne yapmalı? Böl, parçala ve yut....

Kronolojik olarak sıralamak gerekirse (hatam varsa lütfen düzeltin);
- Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi aday belirleme sürecinde Baykal Abdullatif Şener olursa sıkıntı çıkmaz tarzında birşeyler söylemişti...
- Ak partinin adayı Abdullah Gül oldu. Sonra 367 krizi.
- Milletvekili adayı olmadı.
- Üniversitede kalacağım dedi. Ve o güne kadar arkasından bin türlü laf eden basın cenahı birden kahraman ilan etti kendisini. Bu adam zaten bir seferinde şöyle demişti "Her mülkiyeli'nin içinde biraz komünistlik vardır" diyenler birden çarşaf çarşaf röpörtajlar yaptı.
- Ak partinin seçimden güçlenerek çıkması sanki kendisini biraz gölgede bırakmıştı ki ardından kapatma davası açılınca bir grup medya tarafından tekrar ön plana çıkarılmaya çalışılmaya başlandı.
- En büyük gaflet ve delaleti ve hatta hiyaneti şu oldu. Abdullah Bey'in aday olmasında Tayyip bey taraftar değildi dedi. Bu beni kalbimden yaralayan bir olaydı. Sonra bir internet sitesinde bunun yalanlandığına dair bir haber okudum.
-Ve bugün, Fatih Altaylı ki ne olduğunu herkes bilir bugünkü yazısında memleketi satıyorlar, ben olsam bunları yaptırmazdım.... tarzında kendisine beyanat verdiğini anlatıyor.

Sözün özü;
Abdullatif Şener şöyledir böyledir diye binşey söylenebilir. Ancak atalarımızın bir lafı vardır. Eşşek dağda ölür, zararı eve gelir. Bu da ak partinin bir evladı. Hayırlıdır, hayırsızdır ayrı. Ama yine de Ak partinin halen MKYK üyesi olan bir şahsa yakışmayan, bırak Ak Partiyi dürüst bir siyasetçiye yakışmayan bir tutumdur. Millet böyle unsurlara itibar etmez. Hep öfkeyle kalkan zararla oturmuştur.

yahu adam "değişmiş" işte ne olmuş yani ... "değiştim" diyenlere alışık olduğunuzu zannediyordum ben ...
Bu ne feryat figan böyle ...

Yazıyı okudum orası ayrı ... bu söylediği bile yeter ... adam partiden ayrılmış veya düşüncelerini ifade etmiş ne olmuş yani ... neyi kabullenmek istemiyor ...

bence sen oku yazıyı bir kez daha ...

Bir insan vatanı ve milleti için hizmet yapacaksa illa parti kurması gerekmez.
Tutar işin bir ucundan elinden geleni yapar.Hatta gizli kahraman bile olur.Öyleki bu millet o gizli kahramanları ilerde çok iyi anlayıp ona değerini de verir.Aynen Adnan Kahveci örneği gibi.

İnsanın zoruna giden şu ki; ruhunu eritip kalıpta dondurmuş, ve onu İstanbul diye toprağa kondurmuş birini, gece gündüz göz bebeği için çalışan birini belediye başkanlığından indiriyorlar. Üzerine karabasanlar çöktürüyorlar, sen muhtar bile olamazsın diyorlar, halkı bölüp ayrımcılığa sevkettin deyip maphus ediyorlar. Ağlamıyor, küsmüyor, gecesini gündüzüne katıp bir takım oluşturuyor, birlikte çalıştığı insanlara güveniyor,inanıyor, sırtını dayıyor. Ve sen kalkıyorsun, hançeri çekip bunca emeğin üstüne etmek istiyorsun.

Ak görüşlü görünümlü selametçi kardeşim biz aynı ağacın farklı yapraklarıyız. Sen Tayyip Erdoğan'ı Necmettin Erbakan için şöyledir, böyledir, bize şöyle dedi, oğlunu şöyle yaptı dediğini duydun mu? Kol kırılır yelenin içinde kalır derler. Aynı nezaketi Tayyip Erdoğan gibi düşünmeyenlerin de göstermesi zaruridir. Düşüncelerin buraya kadar uyuştuysa, ayrılmak istiyorsan meydan herkese açık. Yok telekomu satmışlar, devleti peşkeş çekiyorlar. vs... Ve ikbaline de yazık. Sen asla bir siyasetçi olmamışsın zaten. Halk böylelerini, gammazları siler, ezer, geçer ve siyasetin çöp tenekesine, diğerlerinin yanına atar.

Zoruma giden ve kabullenemediğim şudur: Devletin tepesinde cumhurbaşkanı, dava arkadaşın, hükümetin başında Başbakan birlikte üzülüp sevindiğiniz, bugünlere birlikte geldiğiniz insan. Sen de üç numarasın. Kendini daha yukarıya layık gördüğün için, gerektiğinde bel altından vurup kardeşini de alaşşağı etme teşebbüsünde bulunman. Bu kadar hırslı olman ve hırsının vicdanının, size oy vermiş milyonlarca kişinin iradesinin önüne geçmesi... Kabullenemediğim bu. Bunu nasıl yaparsın? Nasıl yapar?

kopan saadet değil sizdiniz.bir de faziletten koptunuz değil mi?