05-27-2009, 16:47 | #1 |
Abdurrahim Karakoç "Hem nalına-hem mıhına-hem de kafasına"
Siyaset öyle çetrefil bir hal aldı ki, akıl yetirene aşkolsun.. Herkes “devleti kurtarma” pozisyonu almış bekliyor.. Zavallı milleti kurtarmak isteyene tesadüf edemedim ben.. Baksanıza, yeni yeni partiler kuruluyor.. Keşke yeni partileri yeni adamlar kursa.. Hayır, yeni partileri de eski partililer kurmakta.. Vallahi ayıp oluyor temsil edecekleri millet için.. Benim naçizane görüşüm, kaşarlanmış siyasetçilerimizin pek çoğu şeytana kılavuzluk yapıyor.. Şeytanın kılavuza ihtiyacı olur mu, demeyin.. Bu hengamede şeytan sağını/solunu, önünü/ardını şaşırdı herhalde.. Bunu bildikleri için ünlü ve ayıptan utanmayan siyasetçiler günboyu şeytana kılavuzluk yapmakla meşguller.. Hemen hödüklenmeye kalkışmayın.. Ben sağcı/solcu ayrımı yapmadan bir sakat zihniyeti anlatmak istiyorum.. Hani şu kendilerini “devlet” sayan, rakiplerini “devleti yıkmakla” mükellef bilen saçma zihniyeti tahlil ediyorum.. Kimdir şeytana kılavuzluk yapanlar? Köklü partilerimiz içinde bulabilirsiniz.. Tanınmış zatlar içinde kepçeler dolusu bulmak mümkündür.. Bu gibi ayıplardan habersiz yaşayanlar veya haber kanallarını keserek halkın haberdar olmamasını isteyenleri henüz bilmiyorsanız, çok gerilerde kalmışsınız.. Şu lafı çözün bakalım: - Siyasi kararları yargı veriyor.. Mahkemeler siyasi alanı daralttı.. Bu hale gelmişken AKP devleti idare ediyor.. Ben AKP’ye hiçbir zaman gayrimeşru demedim amma seçim bir partiye hükümeti idare etme hakkı verir.. Devleti tarif hakkı vermeeezz!.. Ne demek istiyor anladınız mı? Peki devleti kim idare edecek? Laf olsun, torba dolsun numarası mı yapıyor acaba tecrübeli siyasetçimiz? Yoksa şeytana kılavuzluk yapma sınavına mı girdiğini sanıyor? Türkiye’nin yeni partilere ihtiyacı olduğunu sanmıyorum.. Fakat medya kalemşorlarının teşvikini alan derhal parti kuruyor.. Allah’a şükür gözümüz yok ki haset edelim.. Meclis’te temsilcisi bulunan partilerimiz Başbakan Erdoğan’ın ölçüsüz salvosuna kaynana itirazına benzer itirazda bulundular.. İtirazda haklıdırlar bence.. Amma ölçüsünü ve gerekçesini koyamadılar nedense.. “Faşist sensin” demekle muhalefet olmaz.. Başbakan Erdoğan ise “etnik temizlik”ten, “yabancı düşmanlığı”ndan dem vuruyor.. Sınırlarımızdaki mayınların İsrail tarafından temizlenmesini münasip görmüş.. “Ne var bunda” diye soruyor.. Çok şey var sayın Başbakan.. Temizlediği sahalarda 44 yıl ‘Yap-İşlet’ hakkı kazanan İsrail, Suriye ile aramıza pim gibi girerse doğru mu? O topraklarda petrol de arayacaklar mı? Çıkartacakları petrolden kıytırık bir meblağ sağlamak Türkiye’ye hangi faydayı getirecek? Petrol ve maden araması yapılmayacak mı? Şartnamede bu hükümler var mı, yok mu bilmiyoruz.. Ya herifler 44 yıl tasarruf edecekleri bir sahada aramaya, bulmaya ve faydalanmaya kalkışırlarsa ne yapacağız? Şart mıdır İsrail? “Karabağ işgali kalkmasa Ermenistan ile anlaşmaya varmayız” diyorsunuz.. Katılıyorum bu çıkışınıza.. Ya Kudüs ve Gazze işgali kalkmadan İsrail’e topraklarımızı teslim etmek ne oluyor? Biraz daha anlayışlı olmak çok mu zor? Geçmiş iktidarların tanklarımızı, uçaklarımızı İsraillilere tamir ettirmelerini haklı olarak eleştirenlerden birisi de siz değil misiniz? Mayınları döşeyen bir ülke, temizlemesini de bilir.. Bunda sizin de itirazınız olmaz.. Öyleyse Ortadoğu’ya hakim olma rüyaları gören bir ülkenin kendi müsaademizle içimize hançer gibi saplanmasına ne gibi bir cevabınız olacak? Cumhurbaşkanı yargılansın mı, yargılanmasın mı? Bizi ilgilendirmez.. Şeytana kılavuzluk yapanlar versinler lüzumlu cevabı.. =============== Yaralı çağımıza misyoner çağı girdi Her siyasi pisliğe kadın parmağı girdi ETÖ-ATÖ ve MTÖ gitmiyor ufkumuzdan Mukaddes mekanlara benlik alçağı girdi vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|