12-24-2013, 21:44 | #1 |
Abdurrahman Dilipak "Kirli oyun!"
Kaş yapalım derken göz çıkarttılar.. Bir rüşvet operasyonunun hesabını soralım derken ülkeyi 20 Milyar dolar zarara uğrattılar.. Bu işin devam etkisi, kamu dışındaki zararlar 40 milyarı geçer.. Bu Sezer’in Anayasa fırlatması gibi bir rezalet! Yolsuzlukla böyle mücadele edilmez.. Bu soruşturmayı 1,5 yıl, bu kadar gizlilikle götürüyorsun da, bu operasyonu başlatırken, iddiaların basına sızdırılmasını nasıl önleyemiyorsun.. Paralel devlet yapılanmasının polis ve istihbarat gücünün koç başları da derin devletin tetikçileri gibi demek ki, öfkesi aklından büyük kişiler.. Bunlar zihniyet ikizi! 1,5 yıldır bekliyorlarmış, 3 gün daha bekleyemediler ki, bütçe salimen geçsin.. 3 ay daha bekleseniz, şu seçim de geçse idi, ya da iki-üç ay önce yapsaydınız operasyonu.. Zamanlaması bile bir art niyet taşıyor. Maksatları, iktidara ayar çekmek! İktidarı hizaya getirmek, Uluslararası sistemin tetikçiliğini yapmak kimseye onur kazandırmaz.. Yolsuzluk ve rüşvet olayları, karı-kız hesapları bir kenara, şu Halk Bankası’na çekilen ayar ayrı bir konu. Orada da yolsuzluk varsa üzerine gidilsin. Ama buradaki olay farklı. HSBC’nin bu işteki rolünün önce araştırılması gerek. Yolsuzlukların üzerine gidecekseniz, mesela neden kimse İş Bankası aleyhine açılan davaları ve verilen cezaları gündemine almıyor, bu kesimden.. İşin aslı, Türkiye’ye para girişi engellenmek isteniyor.. Balkanlar’dan, Rusya’dan, Hindistan’dan, İran’dan, Arabistan’dan, Afrika’dan Türkiye’ye para girişi var.. Bu paralar İsviçre’ye giderse, Avrupa’ya ABD’ye giderse sorun yok. Onlar bu konuda uzmanlaşmışlar.. Of-Shore bankaları var.. Bir sürü irili ufaklı ada devletçikleri var.. Orada her haltı yiyorlar.. Evin hanımı yaparsa, “hayırdır inşallah” diyenler, biz yapınca “kör müsün?” diyorlar.. Kara deriliyiz ya! “Finansal tetikçiliği biz ne bilek, beyaz efendilerimiz ve onların yerli işbirlikçileri bilir”.. Bizden bu işi öğrenenler de onların çömezidir.. Türkiye’den para kaçırırsanız tamam, ama Türkiye’ye para getirirseniz olmaz.. Türkiye’den insani yardım şeklinde İslam dünyasına, Türk dünyasına, Balkanlar, Kafkasya, Afrika’ya, Asya’ya gönderdiğimiz yardımlar da birine batıyor.. Terör örgütlerine para aktarmakla suçluyorlar bizim insani yardım örgütlerini.. Bakın bu konuda hedefteki tek örgüt İHH değil.. Amerikan-İsrail sertifikalı olmayan herkes potansiyel suçlu. Onların mal varlıklarına, paralarına el koymaya hazırlanıyorlardı.. Ilımlı İslam böyle bir proje idi.. Mesaj şu: Varolmak istiyorsanız, ABD’de bir merkez açın, Önemli isimlerinizden biri orada ikamet etsin. Yani onu oraya rehin bırakın. O sınırdışı edilmediği sürece faaliyetlerinize devam edebilirsiniz! Bakın İran’a ambargonun kaldırılması da Türkiye’yi iktisaden boğma kampanyasının bir parçası. İran’dan Ambargo kalksın, ama niyetleri İran’ı rahatlatmak değil. İşin içinde başka işler var.. Bugünkü yolsuzluk soruşturması da sadece bir kılıf, gözünüze yaklaştırılan bir kibrit çöpü. Kibrit çöpünü gözünüze çok yaklaştırırsanız, arkasında bir ormanı kaybedersiniz.. Bu şeytani oyunun planlayıcıları sizi temiz toplum söylemleri ile aldatmasın.. Unutmayalım ki, ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı.. Kötü bir tezgah hazırlamışlar.. İşin reklamasyonu da tamam. Ayakkabı kutusunda dolarlar, adamboyu rüşvet görselleri.. Sahi cemaat başka ülkelerden topladığı yardım paralarını hangi ülkelerden ya da hangi kolilerle aktarıyordu! Kimin üzerinden, kimin hesabına ve bu paraları kim nerede ve nasıl değerlendiriyordu? “Kesebir” holdingler, finans kuruluşları ve şirketlerin canı yanmaz mı bu işten! Nerede başlayıp bittiği belli olmayan karanlık ve karmaşık çıkar ilişkileri ağı çözülmeye başlandığında bunu kendi tabanınıza anlatamazsınız. Unutmayın içinizden bu işin merkezindeki birileri oynanan oyunu gördü ve bu konuda başka makamlara bildiklerini anlatmaya başladı.. ABD’de oturur, İsrail’e, Derin devletin uyumlu kanadına ve onların mediasına, sermayesine koç başlarına göz kırparak kendi ülkenizde hükümetinize meydan okumaya kalkarsanız, bunu kendi tabanınıza da anlatamazsınız.. Tamam klonladığınız zengin bir arşiviniz var. Paralel devletin paralel istihbarat yapılanması her yerde var.. Ama artık deşifre oldunuz.. Avrupa ya da ABD’de, bir şirket, yurt dışında birine rüşvet vermek istiyorsa, bunu ülkesindeki mali birimlere beyan eder ve bu beyanına dayalı olarak gider yazabilir.. Ya da bir ülkeye ihracatında gerçek dışı beyanda bulunması gerekir ve elde ettiği kayıt dışı geliri muhasebeleştirmek isterse yine önceden bir gizli beyan zabtı ile bunu yapabilir.. Biz bu işi bilmediğimiz için işler karışıyor biraz da. Türkiye üzerinden İran’a da mesaj var ve Türkiye’deki İran paralarına el koymak gibi bir plan da sözkonusu. Cohen boşuna gelmedi.. Türkiye’yi iktisaden boğmak isteyenlerin kirli bir oyunu sözkonusu. Birileri herkesi izler, dinler, takip ederken, nasıl bu kirli oyunu görmek ve hatta onların oyununa alet olur! Karar sizin. Bu konuda söylenecek daha çoook söz var. Not: Uzan mail gönderdi. Çiftlikte ele geçen kasetler bana ait değil, onu bulduğunu söyleyenler, oraya koyanlar olabilir diyor.. Bu onun beyanı. O konuda daha söyleyecek bazı sözlerim var. Selam ve dua ile..
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|