04-16-2008, 16:56 | #1 |
'Acayip gıcık' bir yazı! ( FİKRİ AKYÜZ )
Anlayamıyorum, yani hakikaten anlayamıyorum.. Şu 301. madde kadar anlaşılabilir ve şu 301. madde kadar anlaşılamayan ve şu 301. madde kadar anlaşmaya varılamayan herhalde başka bir madde ya yoktur ya da çok azdır. çünkü “az buçuk” Türkçe bilen biri bile bu maddenin ne kadar “insanlık dışı” ve “zeka karşıtı” bir madde olduğuna kani olur. önce “301”in mevcut şu haline bir bakalım: a) Türklüğü, cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. b) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni, devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Şimdi bu maddenin “ruhunda” bir problem yok mudur? “Bu maddeyi değiştirelim” demek Türklüğe düşmanlık beslemenin kanıtı niye olsun? Evet “Türklük” deyince neyi anlıyoruz? Varsayalım ki, Müslüman olmayıp Türk olan Gagavuzlara alenen hakaret edildiğinde bu madde tatbik edildi Peki Türk olmayıp Müslüman olan örneğin Boşnaklara, Arnavutlara alenen hakaret ettiğinizde hangi maddeyi uygulayacaksınız? “Ama Arnavutlar ve Boşnaklar Müslüman” diye bir gerekçe ileri süremezsiniz; çünkü örneğin İran da Müslüman.. Peki İranlıları alenen aşağıladığınızda hangi maddeyi uygulayacaksınız? Elbette İranlılara münhasıran düzenlenmiş bir madde olmadığı için uygulayamayacaksınız! Bu sefer diyeceksiniz ki: “Ama TCK'nın muhtelif maddelerinde ırk ayrımına ilişkin yaptırımlar mevcut..” Peki madem ki TCK'da ırk ayrımcılığına izafeten düzenlenmiş maddeler var; o halde spesifik olarak 301. maddeyi ayrıca düzenlemenin manası nedir? Keza, niye birinci fıkrada yer aldığı üzere Türklüğe, cumhuriyete ve TBMM'ye karşı üç yıla kadar da, ikinci fıkrada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne, yargı organlarına, orduya ve emniyet teşkilatına karşı iki yıla kadar? Yani Türk ordusu TBMM'den daha mı az şereflidir de birine iki yıl diğerine üç yıl hapis veriliyor? Yine bu maddede ordu var, polis var, ama örneğin “eğitim ordusu” niye yok? Tabii bir de 301.madde ile ilgili yargılamadaki “izin” meselesine de değinmek gerekiyor. Bu maddeden yargılanacak olan kişinin soruşturmasının ya da kovuşturmasının Cumhurbaşkanı'na verilmesi çok ciddi sakıncalar taşımaktadır. Sakıncalıdır; çünkü özellikle popüler bir ismin yargılanmasına izin verip vermemesi hususu Cumhurbaşkanı'nı ziyadesiyle yıpratacak bir özellik taşımaktadır. örneğin; Orhan Pamuk'un o mahut sözleri nedeniyle dava açıldığında diyelim ki bu yetki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'de idi.. Orhan Pamuk'a yönelik o günlerdeki “linç operasyonunu” bir hatırlayınız; bazı katiller Pamuk'a “Akıllı ol..” diyecek kadar kendinden geçmişti. İşte böyle bir atmosferde Cumhurbaşkanı Gül “Pamuk yargılansın” dese Gül'ün “düşünce özgürlüğü düşmanı” olduğu dile getirilecekti. Gül çıkıp “Pamuk yargılanmasın” dese Gül'e bazılarının çıkıp “Akıllı ol..” demesi söz konusu olacaktı! Dolayısıyla bu yetki ne Cumhurbaşkanı'na ne de Adalet Bakanı'na verilmelidir.. Bu yetki suçun işlendiği yerdeki ilin başsavcısına verilmelidir. Ve değişiklikte ne Türklük ne Türk milleti ibaresi yer almalıdır. “Bir devlete bağlı olsun ya da olmasın hiçbir ırka hakaret edilemeyeceği..” şeklinde bir düzenleme yapıldığında bununla Türk milletine hakaret etmenin yolu mu açılmış oluyor? Bir de bu konuya “ışık tutacak” bir madde daha var; o da TCK'nın 299. maddesi.. Madde şöyle: “Cumhurbaşkanı'na hakaret eden kişi hakkında kovuşturma yapılması Adalet Bakanı'nın iznine bağlıdır.” Demek ki, 301 değişikliğinde Cumhurbaşkanı Gül'e bu yetki verilse şöyle bir garabet ortaya çıkacak: Orhan Pamuk Türkiye Cumhuriyeti'ni alenen aşağılarsa yargılama iznini Cumhurbaşkanı Gül verecek.. Ama Cumhurbaşkanı'nı alenen aşağılayan Burhan Demir isimli bir vatandaşın yargılanması iznini Adalet Bakanı verecek! (Cumhurbaşkanı'na Adalet Bakanı hakaret ettiğinde ise yetki kimde orası “meşkuk”!) Ondan sonra gelsin “Bir kilo pamuk mu ağırdır yoksa demir mi?” sorusu! NOT: Bu yazı, Canan Barlas'ın “Torunlarıma Anlatamadığım Karmaşık Masallar” (Alfa Yayınları) ile “Ben Atlıhassas Hayata Dokunmak İstedim” (Hemen Kitap) isimli iki yeni kitabı okuduktan sonra yazıldı. Aforizma gibi cümlelerden mürekkep bu kitapları okuyun; ve bırakın bu mürekkep üzerinize dökülsün.. Benim üzerime döküldü ama temizlemedim.. çünkü leke yapmadı, üstelik beyaz taraflarım daha da beyazlandı.. Fikri AKYÜZ / YENİ ŞAFAK 16/04/2008
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-16-2008, 17:06 | #2 |
'Acayip gıcık' bir yazı! ( FİKRİ AKYÜZ )
Eyvallah Yalçın abi, teşekkür ederim...
|
|
04-16-2008, 17:08 | #3 |
'Acayip gıcık' bir yazı! ( FİKRİ AKYÜZ )
Bu keşmekeşten kurtulmak, şart olmuştur.
Mürekkep benzetmesi de çok güzel... +1 |
|
04-16-2008, 17:09 | #4 |
'Acayip gıcık' bir yazı! ( FİKRİ AKYÜZ )
Eyvallah Levent Abi, teşekkür ederim...
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|