05-08-2009, 11:38 | #1 |
ACI daki Hikmet:
Verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah'ım!
"Gün gelecek Allah'a bana yaşattığı bu sıkıntılar için şükredeceğimi biliyorum" demişti bir arkadaşım. Belki de hayatının en zor günlerini yaşıyordu. Zorlukların insana ne kadar büyük dersler verdiğini uzun uzun konuşmuştuk. Bir acının öğrettiğini bin kahkahanın öğretemeyeceği üzerine birçok örnekler vermiştik o konuşmamızda. Aradan iki yıla yakın bir zaman geçince arkadaşımın haklı çıktığını gördük. O günlerin acı görünen olaylarının, kendisine ne kadar büyük kapılar açtığını gördükçe "verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah'ım!" demeye başladı. Gündüzleri fırsat buldukça bir araya geldiğimiz arkadaşıma o günlerde aşağıdaki hikayeyi yollamıştım. Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı. Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi; "Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi. Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu! Kekeleyerek: "Nasıl? Anlayamadım?" diyebildi yaşlı kadın. "Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp: "Yeter! Lütfen dur artık!" diye bağırmak zorunda kaldım. Ama usta sadece gülümsedi ve; "Daha değil!" diye cevapladı beni. "Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm, döndüm. Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım: "Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!" Ama usta bana bakıp gülümsüyordu: "Henüz değil!" "Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı. Onu şimdi fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek" Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum: "Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!" "Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve "Daha değil!" diyordu. "Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi. "Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum. "Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!" dedim. Onun cevabı ise aynıydı: "Henüz değil!" "Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan ölecektim. "Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen!" diye bağırdım. Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı. "Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!" diye düşündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine "Daha değil!" diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm. "Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım, hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta şöyle dedi: "Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?" Ona "Evet" dedim. Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve "Bu ben değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım." "Evet bu sensin!" dedi usta. Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin. Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin. Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın. Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın. boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı. Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu. Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde." Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim: "Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet! Bana zarar vereceğini düşündüm. Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim. Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum. Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim… Teşekkür ederim." Usta fincanı, Yaratıcı insanı şekillendirir. Yeter ki acı da ki hikmeti görelim. Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek… alıntıdır
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
05-08-2009, 11:52 | #2 |
Yüreğinize sağlık,çok hoş bir hikayeydi... (+)
|
|
05-08-2009, 11:55 | #3 |
Okuyan gözlerinize sağlık sizinde ders alınması gereken bir olay olduğu için herkesin okumasını sağlayalım inşaALLAH.
|
|
05-08-2009, 11:57 | #4 |
Naçizane birşeye değinmek isterim.
Bir yanlışım olursa lütfen bilgisi olan arkadaşlar düzletsin. Hastalıklarda,sıkıntılarda şükretmenin yerine hamdedilmesi gerektiğini duymuştum.Nedeni ise şükür arttırırmış.Her türlü nimete,berekete şükür ediyoruz ama hastalıklarda hamdedilmesi gerekiyormuş diye duydum.Ne kadar doğru?Kısmet işte, Öğrenme vaktiymiş bu yazının sonrası... |
|
05-08-2009, 12:09 | #5 |
Kelebeğim bu sabah okuduğum mükemmel yazılardan bir taneside buydu sanırım emeğine sağlık+
Ne kadar manidar ne kadar anlam yüklü bir hikayeydi.İnşallah bizlerde ders çıkaranlardan oluruz.. |
|
05-08-2009, 12:16 | #6 |
İnsanoğlunun çektiği acı dolu sıkıntıların dermanını özetleyen,ne yapılması gerektiğini anlatan bundan daha manidar bir yazı daha olamaz..Gerçekten özelikle yaşadığımız süreçte tamda bir çile çekmekteyiz.Zengin varlığının getirmiş olduğu müsibetler ile,fakir çektiği sıkıntılar ile,devlet yöneticileri ağır emanetin yükü altında tarifsiz sıkıntılar çekmektedirler.Bunlar sadece birkaç örnek bunun gibi sayısızca örnek verebiliriz.İşte bu noktada insan bu bilince sahip olmalıdır ki saadette erebilsin.'Şer gördüklerimizde hayır,hayır bildiklerimizde şer '.Şükür ve hamd;yani bildiğim kadarı ile ikiside birbirinin kardeşi gibidir.Birbirlerinin tamamlayıcısı olduğunu düşünüyorum.
|
|
05-08-2009, 16:00 | #7 |
Yüreğine sağlık üstad senin yorumlarını okumta bana ayrıca bir keyif veriyor.Vakit ayırıp ve beni kırmayıp okuduğun için Allah razı olsun +
|
|
05-08-2009, 16:04 | #8 |
Çok hoş bir hikaye abla paylaşıp bizlerinde okumasına vesile olduğun için teşşekürler... (+)
|
|
05-08-2009, 17:21 | #9 |
evet çok anlamlı...Allah razı olsun abla
|
|
05-08-2009, 17:56 | #10 |
Allah cümlemizden razı olsun dostlar.Daha çok kişiye ulaştıralım bu yazıyı mail olarak da atalım lütfen
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|