AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-04-2009, 19:04   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Arrow Adem Yavuz ARSLAN "Doğu neresi? Batı neresi? Biz nereye gidiyoruz?"
BratislavaAma bugün Türkiye'nin içerideki gündemiyle dış politik gündemi 'bu ne yaman çelişki' dedirtecek türden. İçeride üçüncü sınıf demokrasilerde yaşanacak darbe planları ve birbirinin yakasına yapışmış siyasetçiler; dışarıda ise bölgesine düzen vermeye çalışan lider ülke görüntüsü veriyoruz.
Bu tezat Cumhurbaşkanı Gül ile çıktığımız Slovakya seyahatinde de önümüze çıktı. Ankara'dan çıkarken gündemde 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' vardı. Asker; en azından bir kısmı; 'ülkenin tek sahibi' olarak kendini gördüğü için 'Cumhurbaşkanı'nın kim olacağı'na ya da 'hangi partinin Meclis'e gireceğine' karar veriyordu.

Oysa soğuk bir kış günü geldiğimiz Bratislava'da hava hiç de öyle değil. Bu ülkenin hem cumhurbaşkanı hem de dışişleri bakanı Türkiye'ye iltifat ediyor; dünya barışı için önemine vurgu yapıyordu.

Ülkenin popüler isimlerinden Dışişleri Bakanı Miroslav Lajcak ile uzun bir sohbet yaptık. Önce şunu söylemek lazım. İrili ufaklı tüm AB başkentlerinde Türkiye'nin attığı adımlar çok yakından takip ediliyor. Açıkça da şunu söylüyor; "Irak, Afganistan, Kafkasya, Balkanlar ve Ortadoğu... Bütün bu konularda Türkiye'nin derin bilgisi var. Biz AB olarak sizin bu bilgi ve tecrübenizi bizimle paylaşmanızı arzuluyoruz." Benzer görüşleri başka liderlerden de dinlemek mümkün.

Yani içeride krizler yaşayan Türkiye dışarıda bambaşka bir görüntü veriyor: Ekonomisi hızla büyüyen, insan hakları ve demokraside çıtayı yükselten ve AB yolunda 'model ülke.'

Bu gözlemi aktardıktan sonra güncel tartışma konumuza dönersek. Türkiye dümeni Doğu'ya mı kırdı? Aslında bu sorunun tek kelimelik bir cevabı var: Hayır!

Batılı başkentlerde ve özellikle İsrail lobisinin etki alanındaki yerlerde başlayan bu tartışmanın temel bir nedeni var. O da Ankara'nın İsrail'e gösterdiği tepki. Yoksa Türkiye'nin Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu ve Pakistan ile ilgilenmesinden birçok batılı başkent rahatsız değil. Bilakis bütün bu sorunlu yerlerde Türkiye'nin bayrak göstermesinden memnunlar. Ayrıca Gül'ün de dediği gibi inisiyatif kullanan güçlü bir Türkiye de bazı ülkeleri rahatsız ediyor.

Slovakya yolunda Cumhurbaşkanı Gül ile bu konuları detaylıca konuştuk. Gül'e göre eksen kayması tartışmaları anlamsız. Türkiye'nin ekseni kaymadığı gibi kapsamlı bir dış politika vizyonuyla çevresinde 'barış havzası' yaratmaya çalışıyor.

İsrail'le olan gerginliğe ise 'ilişkiler sağlam temelli' demekle yetiniyor ve ekliyor 'ama bu da haksızlıklara göz yumacağımız anlamına gelmemeli' diyor.

Peki Türkiye üst üste Doğu'ya yelken açarak ne yapmaya çalışıyor?

Aslında her şey ortada. Türkiye yıllardır ihmal ettiği 'yakın çevresi' ile yakından ilgilenmeye başladı. Daha önce de benzeri adımlar atılmıştı ama bu kez son derece kapsamlı ve yeni bir dış politika vizyonu çerçevesinde girişimler var. Türkiye bir yandan demokratik açılım ile kendine çeki düzen vermeye çalışıyor, bir yandan da yakın ve uzak komşularıyla karşılıklı ekonomik bağımlılık inşa ediyor. Hedef iyi komşuluk ilişkileri kurarak barış ve istikrara dayalı bir düzen kurmak. 2002'den bu yana yapılan da bu. 'Komşularla sıfır sorun' hedefi tüm sorunları sıfırlamasa da ciddi bir mesafe alındığı ortada. Kaldı ki Başbakan yakında Amerika'ya gidiyor. Cumhurbaşkanı da iki gündür Avrupa'da. Hatta yarın da Tunceli'ye gidiyor. Yaklaşık 20 yıl sonra Tunceli'ye giden ilk cumhurbaşkanı olacak. Yani çok yönlü bir politika uygulanıyor.

Konu vizyondan açılmışken Gül'ün çok önemli tespitleri var. Diyor ki Gül; "Eğer AB bu vizyonsuzlukla giderse on yıl sonra kimse tarafından kaale alınmaz. Global bir oyuncu olmaktan çıkar." Bu cümlenin meali de şu: Türkiye'siz bir AB global bir oyuncu olamaz. Global oyuncu değilseniz de yok olursunuz.

Başta da dediğimiz gibi her yurtdışına çıkışta aynı tezatı yaşıyoruz. Dışarıda umut veren zıplamaya hazır bir Türkiye profili var. İçeride ise tam tersi. Uçağımız Ankara'ya doğru yönelirken AB perspektifini, dünya dengelerini bir kenara bırakıp Dursun Albay'a odaklandık. Ortada bir darbe belgesi var ve Ankara'nın gündemi de bu belgeye karşı hükümetin nasıl bir tavır alacağı.

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım