07-09-2012, 19:31 | #11 | |
Alıntı:
İslam dininde alimler arasında Hristiyanlıktaki mezhepler gibi çelişkiler, uzaklıklar, ayrılıklar olmaz... Mutasavvıflar arasında da temel öğretiler arasında, iman konusunda, iman esaslarının-temellerinin durumu konusunda çelişki olmaz... Dinde bazı konular vardır, inanırsın-inanmazsın imanına zararı olmaz fakat ana şartlar vardır ki bunlar önemlidir asıl... Mevlevî şeyhi kendisini eleştirebilir... Ben de Uşşakî çevresindeyim bir süredir, orada da kendisi eleştiriliyor bir tarikat silsilesinden gelmediği için... Ama birbirlerine saygı duyuyorlar çünkü bu derin konular herkesin harcı değildir... Ve bu büyüklerin birbirlerini eleştiri tarzları alt mertebelerdeki Müslümanlardan farklıdır... Alt mertebedekiler birbirlerine hakaret, dalga geçme şeklinde sataşırlar... Üst mertebedekiler, hakiki tarikat ehli ise (şekilde kalanları söylemiyorum) ki onlar edep dairesinden çıkmaz ve ilmî olarak tartışırlar... Bugünkü arifler, mutasavvıflar ne ki... Siz asıl Hz. Mevlana'ları, Hz. Rufaileri, Hz. Bektaşları, Hz. Geylanileri bir araştırın nasıl kendi dönemlerinde birbirlerine ve başkalarıne eleştirileri olmuş görün... Eleştiri olabilir çünkü herkesin müşahedesi farklıdır, idrakı farklıdır ve bunlar saf vahiy değildir peygamberlerinki gibi, bunlar ilhamdır ve bu ilhamlara da pek tabi kendi nefslerinden de fikirler girebiliyor meşreplerine göre.... Yani eleştiri gayet doğal, olağandır.... Ama şöyle de bir şey var çok derinlerde yüzen ve bu huzur hâli ile hallenenlerin yüzeydeki sataşmalardan çok rahatsız olmadıklarını görüyorum... Yüzeydeki sataşanların ise çok çok yanlış anlayarak hatta denilenlerin tam tersini algılayarak buğz ettiklerini görüyorum... Geçmişte katledilen evliyaullah da aynı şeyleri yaşadılar fakat dert etmediler şükr ettiler... Konu zülcenaheyn tarafından (07-09-2012 Saat 19:33 ) değiştirilmiştir.. |
||
07-09-2012, 19:40 | #12 |
Zülcenaheyn kardeş Ahmed Hulusi'nin bir kitabını alayım diyorum. İmzan direk link veriyor değil mi?
|
|
07-09-2012, 19:53 | #13 | |
Alıntı:
Bakın sırayla cevaplandırayım şimdi: Hakiki tasavvuftan değil de Ahmed Hulûsi'den ilerleyelim ki ben hiçbirinde şeriata bir terslik görmedim... Ahmed Hulûsi tesettürün şart/farz olduğunu söyler kitaplarında her ne kadar modern görünüşlü ve kendisini dinlemeye giden insanlar açık olsa da işin aslı budur. Kendi eşinin Kur'ân'ı okuduğunu ve tesettürün farz olduğunu gördükten sonra da kapandığını söylemektedir ve kendisinin hiç karışmadığını söylemektedir. Ahmed Hulûsi de böyle inanmaktadır. Fakat o şöyle bir şey demektedir. Bir kadın tesettür takmayabilir, kimsenin karışmaya hakkı yoktur fakat tesettür takmayan bir kadın bunun sonucunu kendisi yaşayacaktır. Yani ne yaparsan kendine! Tesettür teklif edilmiştir, yapmayan kendi bilir diyor. Ayrıca hacc konusunda kapanmak konusunda çekinen kadınlara da demektedir ki, illa hacdan sonra kapanmak zorundayız o yüzden çok sonra giderim diye düşünmeyin, hacca gidin erkenden döndüğünüzde yine açık gezinmek istiyorsanız gezinin ama haccı ertelemeyin ve gitmemezlik etmeyin çünkü doğduğunuzdan itibaren tüm günahlardan arınıyorsunuz ve tesettür korkusundan bunu ertelemeyin, diyor. Namazlarda kapanır sonra günlük hayatınıza alıştığınız gibi açık olarak dönersiniz diyor. Yani ya hep ya hiç yapmayın demek istiyor. Bu bence gayet mantıklı. Ama ekliyor, Allah'ın tekliflerine uymayan sonucunu kendi yaşar. Dediğim gibi tüm kitaplarını okudum Ahmed Hulûsi'nin ve iftira atanları, yanlış anlayanları artık direk tanıyorum. Tamam şeriata ve tasavvufa göre bu gerçekler böyledir fakat Ahmed Hulûsi de bunlara iştirak etmektedir ki bunun kanıtı da zaten ilmen verdiği zekatların irşad özelliğidir. Bakın bu çok ama çok yanlış anlaşılan bir konudur. Allâh çok insana iman kazandırmıştır Ahmed Hulûsi'yi vasıta ederek. Fakat tasavvufta şöyle bir şey vardır, eğer siz bir mühim zattan imanî açıdan faydalanamıyorsanız bunun sebebi MEŞREP FARKINDANDIR! Yaratılışlarınızın, üsluplarınızın, meşreplerinizin, enerjilerinizin uyuşmamasındandır; tamam ikinizde Müslüman kardeşi olabilirsiniz fakat alış-verişi de sağlayamıyor olabilirsiniz ki bunun örnekleri çok fazladır. Mesela bir derviş, talip bir mühim zattan ilim talep eder, feyz almak, öğrenmek, gelişmek ister fakat o zat onu başka birisine gönderebilir çünkü meşrep farkındandır bu. Bugün maalesef tarikatların kabuk kısımları o kadar çok cemaatleşti, siyasallaştı ki irfan ilimlerinin özü, insanların özü unutuldu ve meşrep farklılıkları uymuyor diye adeta birbirine kâfir ilan etme durumları başladı ki bir hadiste der kafir olmayan birisini kafir ilan etmek adamı kafir yapar diye. Yani o kadar çok kendini bilmeden büyük konuşan var ki hangi birimiz imanlı kaldık merak ediyorum. Geçen günlerde Fethullah Gülen'i dinledim ve helal olsun dedim. Ben Fethullahçı değilim ayrıca o dinlediğim konuşması da kendisini ilk defa dinleyişimdi. Diyordu ki şu cemaati, bu cemaati, Uşşaki tarikatı, Nakşi tarikatı, şu dernek, bu dernek hepsi kendi meşreplerince, kendi üslup ve imkanlarınca bir hizmet vermektedirler... diye bir konuşma idi. Hepsini genel olarak İslam dini kabuğu içine alan, hepsini kucaklayan ve hepsine hakkını teslim eden bir konuşma. Gerçekten güzeldi. İşte olay da budur zaten. Meşrep farkı, huy farkı ve algılama farkı. Sadece arifler daha sessiz dururlar ve çevrelerindekilerin derecesine göre konuşurlar, şeriat ehline göre daha temkinlidirler çünkü yanlış anlaşımaya çok yatkındırlar. Selametle... |
||
07-09-2012, 20:01 | #14 | |
Alıntı:
Aralarında fark yok. Dışarıdan bakanlar hepsinde fark görür ve fark gören farkları düşman beller. Hz. Ali der ki "ilim tek bir nokta idi cahiller onu çoğalttı" Anlayışımız ibadatımıza, şeriata ve de ekstradan zikirlere, tefekküre, aşka, özümüze, rabbımıza yöneldikçe artacaktır ve bu sözlerin hikmetleri daha iyi anlaşılacaktır çünkü kendimizde görürüz bunların hikmetini. Ama kendinde olmayan şeyi başkasında gören tanıyamaz. İnsan bilmediğinden korkar. Korkulan şey hep düşman bellenir ve bu da ayağımızı kaydırır. Kalp gözündeki kara noktalar artarsa şeklimiz istediğimiz kadar şeriata uysun sonumuz çok kötüdür. Şekilsiz olmaz ama sadece şekil ile hiç olmaz. Abdülkadir Geylani k.s. hazretlerinin kalp gözü ve kalpteki kara noktalar konusunun araştırılmasını herkese tavsiye ederim. Sağlıcakla |
||
07-09-2012, 20:03 | #15 | |
Alıntı:
Yalnız herhangi bir kitabı alabiliyor musunuz bilmiyorum ama kargo ile şunları alabiliyorsunuz: KUR'ÂN-I KERÎM ÇÖZÜMÜ, İSLÂM'IN TEMEL ESASLARI, DUA ve ZİKİR, YAŞAMIN GERÇEĞİ. Ama telefondan konuşup diğer kitapları da isterseniz belki yollayabilirler. Bir de Kitsan Yayınevi var, sitesi şu: http://www.kitsan.com/ Buradan ya internet ya da telefon aracılığı ile sipariş verebiliyor ve evinize kargo ile kitap getirtebiliyorsunuz. Ahmed Hulûsi'nin diğer kitaplarını buradan alabiliyorsunuz fakat buradan ücretlidir. Ayrıca sadece sırf Ahmed Hulûsi değil bu yayınevi çok değerli tasavvuf kitapları yayınlıyor. Kolay gelsin. Konu zülcenaheyn tarafından (07-09-2012 Saat 20:07 ) değiştirilmiştir.. |
||
07-09-2012, 20:30 | #16 |
Yurt dışına gönderiliyor mu?
|
|
07-09-2012, 20:41 | #17 |
|
|
07-09-2012, 20:44 | #18 |
Tamam zaten ben Amerika'da ikâmet ediyorum
Yardımınız için sağolsun. |
|
07-09-2012, 20:46 | #19 |
|
|
07-10-2012, 02:47 | #20 |
Öncelikle Ahmed Hulusiye yapılan reddiyelerden bazı örnekleri buraya yapıştırıp iman telakkisine irmek istemiyorum çünkü Ameller niyetlere göredir...!
Sonuç bakımından yetiştirdiği insnların tehlikesine sosyolojik olarak baktığımızda durum tehlikeli ve vahim görünmektedir...! Lakin eğer bu kişilerin şahsıyla alakalıdır diyorsanız doğru olabilir ! Lakin yinede Ehli Sünnet Vel Cemaat itikadından sapmaları çok görünmektedir...! Tasavvuf bir edep ilmidir ! Bu İlim terbiye, ahlak ve İslami olgunluk kazandıran bir zenginliktir ! Lakin Tasavvuf ve Metafizik gibi kavramlar yine onlara bağlı olan Evliyaların sabit görüşleriyle apaçık bellidir ki ! Ahkam ve Hüküm sınıflarına girmez ! Keşf yahut kalbe nakşeden güzelliklerin tanımlaması şahsa aittir ve delil teşkil etmez ! Bu itibar ile ''O derinlikte olmayanlar sözlerimize laf etmesin'' inceliğinden bahseden Beyazit Bistami yahutta keşf büyüklerinden İbnul Arabi tarzı alimlerin sözleri cımbızla alınamaz ! Lakin Kur'an ve Sünnet İcma ve Kıyas sıralaması Her Alim ve Evliya tarafından alınmış, söylenmiş ve hudud belirtilmiş yegane gerçek ve hakikattir...! Son olarak Ahmed Hulusi'nin şahsından çok talebe yahut öğretilerinden etkilenenlerin sonuçlarından bahsetmek istedim ! Ahmed Hulusi münazarası yapmak salt ve hakikatte sevenlerini üzebilir ! Çünkü Onun sayesinde İslam'a ısınmış olduğunu iddia edenler mevcut ! Bu kişiler sizin belirttiğiniz üzere DERECELERE göre ise bir sorun teşkil etmez zannediyorum ! |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|