![]() |
#1 |
![]() Perihan Mağden haklı... Oray Eğin de haklı... Son zamanlarda her tür sataşmanın odağı haline gelen yahut getirilen Ahmet Hakan da haklı... Medyaya hızlı bir dalış yapan ve ayağının tozuyla Sedat Ergin’in canını sıkan Elif Çakır da haklı...
Kendi zaviyelerinden haklılar tabii. Niçin haklı olduklarını gerekçelendiremem. Bana ne! Kaldı ki, ‘mevzu’nun ne olduğunu da bilmiyorum. Mağden’in sert tepkisine neden olan Oray Eğin yazısının nerden icap ettiği, Ahmet Hakan’ın neden ceffelkalem kendisini tartışmacıların önüne attığı, olayı yargıya taşıyacağını bildiren Mağden’in mahkemede neyi kanıtlayacağı, sürekli ‘kişisel ve özel bilgileri’ faş etmekle suçlanan Eğin’in aslında ne elde etmeye çalıştığı konusunda hiçbir fikrim yok. Çakır-Ergin tersleşmesini dışarıda tutarsak, ortada doğrudürüst bir polemik de yok. Esasında, sağlıklı bir izleyici sayılmam. Bakarım ama görmem. Okurum ama anlamam. Birtakım medya siteleri işmar edinceye kadar, ortada dönenlerden haberdar bile değildim. Bizim ‘huysuz kedi’ meraklı olduğu için izliyorum, güzel de oluyor ama Mehmet Altan-Oktay Ekşi polemiği daha çekici geliyor bana. Hatta, daha ibret verici... Oktay Bey, benzetmek gibi olmasın da, uzaktan (belki de yakından) Hakimiyet-i Milli yazarı Falih Rıfkı Atay’a benziyor. Falih Rıfkı kadar şedid değil tabii... Sinisizmi benziyor. İkisi de tek parti yönetimini daha ‘tercihe şayan’ buluyor. İkisi de ‘demokrasi’ye kuşkuyla bakıyor. İkisi de farklı görüşlerden hazzetmiyor. İkisi de sinik... Mesela, Falih Rıfkı Atay şuna benzer şeyler yazıyordu: ‘Demokrasi dedikleri şey, bizzat şeriattır. (‘Demokrasi’ diyenlerin) aradıkları şey ihtilaldir. Hürriyet dedikleri şey, katillerin başıboşluğu, hırsızların serbestliği, cürümsüz, cezasız ve inzibatsız bir serseriler saltanatıdır. Bu, dolandırıcının polise, müfterinin mahkemeye karşı hareketidir. Bu bir anarşist hareketidir. Ahlak, namus, haysiyet, şeref, aile, her şey paçavraya çevrilmiştir.’ Hayır, bu tür bir yazı Oktay Bey’den sadır olmadı/sadır olmaz. Oktay Bey, (arada, ‘Alçakları tanıyalım’ şeklinde, kendisini açığa düşüren yazılar yazsa da) daha sofistike yöntemlerle hallediyor işini. Mesela, ‘özdeşlikler’ kuruyor. Bol bol ‘teşbih’ sanatına başvuruyor. Ne yapıyor? Erdoğan’ı Menderes’e, AK Parti’yi DP’ye benzetiyor. Hem teşbih sanatına başvurup iki dönem (AK Parti ve DP dönemi) arasında özdeşlikler kuruyor, hem de ‘benzetilen’i ‘benzeyen’in (idam edilmişti) akıbetiyle korkutuyor. Örnek isterseniz, veremem. Bunu sık sık yapıyor çünkü. Bunu yaparken de, ‘suret-i hak’tan görünmeye özen gösteriyor; ‘benden hatırlatması’ yahut ‘son pişmanlık fayda etmez’ türünden ifadeler kullanarak. Neyse... Niyetim, Oktay Ekşi-Falih Rıfkı yakınlığını ele veren ‘Alçakları tanıyalım’ yazısını ‘bir kez daha’ irdelemek (çünkü bu konuda çok yazdığımı hatırlıyorum) ve gazetecinin esasında kime karşı sorumlu olduğunu/olması gerektiğini tartışmaktı ama, hadi bu da ‘niyet’te kalsın. Ne demek istediğimi Oktay Bey ve ‘andıç generalleri’ anlamıştır. [email protected] (Star)
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|