|
08-05-2009, 21:46 | #1 |
Ahmet KEKEÇ "Türkiye’nin zencileri, bu sözlerin hesabını sorun! "
İnsanın kanı donuyor... Dünyanın neresinde “savunma kuruluşları”, yani barolar, pozisyonlarını “vatandaşa karşı devlet” anlayışına göre belirler?
Bizde barolar, “müddei devlet”in aracı kurumları gibidir. Birey değil, devlettir... Özgürlükler değil, yasaklardır... Bunu bir örnekle açayım: Kenan Evren ve arkadaşları hakkında “iddianame” hazırlamak suçundan meslekten atılan, üstüne üstlük bir de avukatlık hakkı elinden alınan Adana Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu, “durumunun düzeltilmesi” talebiyle AİHM’e başvurdu. Kararları bağlayıcı nitelik taşıyan AİHM, “hakların iadesi” yönünde bir karar verdi. Kayasu, beş ay önce, elindeki “hakların iadesi” kararıyla, önce Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK’ya), ardından İstanbul Barosu’na başvurdu. Mesleğe dönüş yolunun açıldığını düşünüyordu. Elinde “bağlayıcı” nitelik taşıyan kapı gibi belge vardı. HSYK oralı olmadı. Bari “avukatlık hakkı”nı elde etsindi. Baroya kaydının yapılması talebini içeren dilekçeyi 24 Nisan 2009’da İstanbul Barosu’na teslim etti. Başvuruyu Mayıs ayı sonunda görüşen İstanbul Barosu, haziran ayında Kayasu’nun dilekçesini cevaplandırdı. Fakat, gönderilen yazı ilginçti. Baro, Kayasu’nun HSYK tarafından görevinden ihraç edilmiş olmasını gerekçe gösteriyordu, bu yüzden kaydının yapılamayacağını bildirdi. Baro, mağdur lehine verilmiş üst mahkeme kararını değil, dünya yuvarlağı üzerindeki temyizi olmayan tek mahkeme HSYK’nın “hukuk dışı” tasarrufunu dikkate aldı. Bitmedi... İşbu İstanbul Barosu, zaman zaman ilginç çıkışlara imza atan bir kuruluştur. Her yıl düzenli olarak verdikleri bir ödülleri vardır. Adı da “Mahmut Esat Bozkurt Hukuk Ödülü”dür. Ödül, geçen yıl, YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’na verildi. Bu yıl da “367”nin mucidi Sabih Kanadoğlu’na gider herhalde. İnsan “hukuk ödülü” ihdas eder de, buna Mahmut Esat Bozkurt gibi, hukukla ilişkisi tartışmalı birinin adını mı koyar? Bozkurt, evet, ilk bakanlardan biri olması hasebiyle Adliye tarihinde önemli bir yer işgal etmektedir, tarihsel bir kişiliktir, Lotus Davası’nda yararlıklar göstermiştir, hem Hitler hayranıdır, hem sosyalist olduğunu iddia etmektedir, hem de resmi TKP’nin kurucularındandır ama, bununla birlikte ilk yetkin faşistlerimizden biridir: Şu sözler, adına “hukuk ödülü” ihdas edilen Mahmut Esat Bozkurt’a aittir: “Türk, bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler.” Görüyorsunuz değil mi? Savunma makamı olan İstanbul Barosu’nun kimler adına ödül ihdas ettiğini görüyorsunuz... Sözü, İstanbul Barosu Başkanı Avukat Muammer Aydın’ın “yeni katsayı uygulamasını” eleştiren açıklamasına getirmek istiyorum. Buyurmuş ki muhterem, “Eşitlik, eşit insanlar arasında olur.” Bir savunma adamı olan, üstelik avukatlık ti(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)i taşıyan Aydın, bazı vatandaşların “eşit olmadığını” savunuyor. Bu sözlere yorum yapılmaz. Sabrım ve sükûnetim yok... Ayrıca, yerim de yok. Eşit sayılmayan vatandaşlar, “Türkiye’nin zencileri”, tüm meslek liseliler... Siz benim gibi yapmayın... Yürüyüşler düzenleyin... Nümayişler yapın... Dilekçeler yağdırın... Toplu davalar açın... Bu sözlerin hesabını mutlaka mahkemede sorun. star
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
08-05-2009, 21:48 | #2 |
Allah razı olsun bu adamdan bir yazı ancak bu kadar güzel olabilir........
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|