AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-08-2014, 13:51   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Ahmet Taşgetiren - Erdoğan ve 1. Turda...
Ahmet Taşgetiren



Erdoğan ve birinci turda...

Evet, Cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan kazanmalı ve birinci turda kazanmalı. Türkiye ve içinde bulunduğu coğrafyanın reel politiğinin gereği budur.

Ve toplum, bütün kafa karıştırıcılıklara rağmen, derin sezgisi ile, bu reel politiği dikkate alarak oyunu sandığa atacaktır.

En basit soru şu:


Türkiye, Ak Parti iktidarının devam ettiği ve bir genel seçimde hâlâ iktidar adayının Ak Parti olduğu bir vasatta, mesela Sezer rolünde bir Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığına ihtiyaç duyuyor mu? Nasıl bir misyonu olacak öyle bir durumda İhsanoğlu’nun?

İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığının içi o kadar boş ki, “Halk onu neden seçsin?”in cevabını bulmak bile kolay değil. Onun için İhsanoğlu ancak “Erdoğan karşıtlığı” gibi negatif bir misyona tekabül ediyor, ancak kişilik yapısı onu bile, mesela Kılıçdaroğlu veya Bahçeli dozunda yürütmesi imkân vermediğinden orada bile düşük profilli kalmaya mahkûm oluyor.


Erdoğan’ın seçilmesi, öncelikle istikrarın devamı anlamı taşıyor. Gül - Ak Parti iktidarı istikrardı, Erdoğan - Ak Parti iktidarı da o istikrarın devamıdır. Halk, 30 Mart’taki iradesi ile Ak Parti iktidarına yerel yönetimde büyük onay verdi; bu, merkezi idaredeki onayın perçinlenmesidir, şu anda da kamuoyu yoklamaları, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Erdoğan’ın arkasında çok ciddi bir toplum desteği bulunduğunu ortaya koyuyor.

Diğer adaylara gelince, Demirtaş’ın, evet daha bütüncül bir oy desteği vardır ama, o oy, hâlâ barajın üstüne çıkmış gözükmüyor.

İhsanoğlu’nun arkasındaki 13 parti desteği ise herhangi bir kahve sohbetinde bile bir araya gelmeleri zor oluşumların “Erdoğan karşıtlığı”nda buluşturulmaları sonucu ortaya çıkmış, içinden iktidar üretmesi nerede ise eşyanın tabiatına aykırı bir hadise. İhsanoğlu adaylığından üretilmesi düşünülen 2015 koalisyon formülü, ancak kaosa davetiye diye okunabilecek bir mahiyet taşıyor.

Kaldı ki, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, mesela 13 parti değil, iki partinin oy toplamından bile daha düşük çıkacak bir sonuç, iki partiyi de bitli yorgan hâline getirebilme riskini içinde barındırıyor.

İhsanoğlu, Ortadoğu üzerine konuşuyor; insan böyle bir zihni birikimin nasıl olup da İslam İşbirliği Teşkilatı’nda genel sekreter görevi yaptığını anlamakta zorlanıyor. Hayret doğrusu.

Bölge sancılı. Türkiye’nin etrafı dahil, tüm İslam coğrafyası sancılı. Bu sancılı coğrafyada gerek yakın bölgesindeki durum, gerekse bütün bir İslam coğrafyasındaki gelecek öngörüleri açısından Türkiye’nin istikrarı ve Türkiye’yi yönetenlerin tüm coğrafyaya ilişkin sorumluluk duygusu büyük önem taşıyor.

Bu sancıların içinden “Ortadoğu bataklığı” konseptine saplanıp kalmış, Türkiye’nin bu coğrafyadan soyutlanarak yürüyebileceği hayaliyle hareket eden, İslam dünyası ile ilişkiyi bir zaaf gibi gören, Batı’ya endeksli olmayı ana strateji gibi değerlendiren ama İsrail’in Gazze’deki vahşetine Batı’nın nasıl onay verdiğini görüp, dünya kamuoyu ve insanlığın isyanına tanık olunca kafası karışanların çıkması mümkün değildir.

Hadi Gazze’de Batı’nın yanında durun bakalım!

Hadi Suriye’de Batı’nın yanında durun bakalım!


Hadi Irak’ta Batı’nın yanında durun bakalım!


Hadi Mısır’da, Batı’nın yani Sisi’nin yanında durun bakalım!


Peki nedir sizin Irak, Suriye, Filistin-İsrail politikalarınız?


Esed’e, Sisi’ye, Maliki’ye ya da Netanyahu’ya karşı tarafsızlık mı?


Yani cinayet sürecinin ülke ülke devam etmesi mi?


Hiç olmazsa, Hazreti İbrahim’in ateşini söndürmek için gagasında bir damla su taşıyan güvercin bile olmayacak mısınız?


Tayip Erdoğan ya da Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin bir stratejik derinliği bulunduğunu ve içinde yaşadığı büyük coğrafyanın geleceği şekillenirken, Türkiye’nin de pozitif bir rol üstelenebileceğini düşünüyorlar.

Ben, yaşananları “Türkiye’nin Türkiye olma, İslam dünyasının İslam dünyası olma mücadelesi” olarak okuyorum.

Bu süreç yaşanacak. Coğrafya yeniden şekilleniyor. Dünün sömürgeci güçleri, bu coğrafyayı, onun içinde Türkiye’yi yeniden “nesneleştirmek” yani “her şeyi ile dışardan güdümlenen” bir yapıya dönüştürmek istiyorlar.

Türkiye buna “Hayır” diyor ve kendi iradesinin de devrede olduğu yeni bir “inşa eylemi”nin paydaşı olmak istiyor. Bu süreçte paydaşlar arasında bu coğrafyadaki güçlerin daha etkin olmasını istiyor.

Ben, Tayyip Erdoğan öncülüğündeki bu inşa eylemini çok hayati buluyorum. Onun için Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan seçilmeli ve bu iş birinci turda bitmeli diyorum. Bu, bütün İslam coğrafyasında kutlanan bir sonuç olacaktır.

Kaynak

Star 08.08.2014

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi