AK Gençliğin Buluşma Noktası
AK Parti Haberler - AK Parti Duyurular AK Parti Haberleri, AK Parti Duyuruları, AK faaliyetler ile ilgili tüm haberleri burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 08-02-2008, 15:06   #1
Kullanıcı Adı
taya
Standart Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan'ın grupta yaptığı konuşma(29.07.2008)

Değerli konuklar,

Değerli milletvekili arkadaşlarım,

Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.

Bugün sadece Ak Parti grubumuza değil, bu kürsüden bütün milletime seslenmek istiyorum.

Zira bugün yüreğimizdeki acıyı 70 milyon insanımızla, yediden yetmişe bütün milletimizle paylaşarak teselli bulabileceğimizi düşünüyorum.



İstanbul Güngören'de alçak bir terör örgütü eliyle 10 dakika arayla patlatılan iki bomba insanlık düşmanı terörün kalleş yüzünü bir daha maalesef gösterdi.

Teröristler yalnızca çöp kutusuna iki bomba bırakmakla kalmamış, aynı zamanda çöp kutularına o kirli ruh dünyalarını eşkallerini de bırakmışlardır.

Şüphesiz büyük devletimiz bu maskenin ardındaki yüzü er ve geç ortaya çıkaracaktır.

Şeytanca tezgahladıkları cinayet planı ile 17 masum insanımızı aramızdan aldılar, 154 insanımızı yaraladılar.

Dün, arkadaşlarımla birlikte İstanbul Güngören'deydim.

Milletimizle birlikte omuz vermeye çalıştığımız o masum insanların tabutlarının gittiği şehirleri ve o sönen veya söndürülmek istenen ocakları yaşadığımız müddetçe unutmayacağız.

Yüreklerimizden kopan canları sonsuzluğa uğurlarken biliyorum ki. milyonların vicdanı, milyonların yüreği de oradaydı.

O temiz yürekleri, o aydınlık yetmiş milyon vicdanı ben de şahsım, grubum ve tekrar milletimizle kaynaşan o ruhla milletçe selamlıyoruz.

Yüreklerimizden kopan canları sonsuzluğa uğurladık, ama, orada milletimizin bütün yüreğini gördük. O temiz yürekleri, o aydınlık 70 milyon vicdanı gördük.

Hayatlarını kaybeden kardeşlerimize buradan bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve metanet, hastanelerde tedavileri devam eden yaralı kardeşlerimize de yine Allah’tan şifalar diliyorum.

Bize bu büyük acıyı yaşatanlar, masumiyete bu kadar kasteden caniler elbette bunun hesabını vereceklerdir.

Milletimizin bu konuda müsterih olmasını özellikle diliyorum.

Caniler hak ettikleri cezaya er veya geç çarptırılacaktır.

Bu konuda güvenlik güçlerimiz yoğun bir şekilde istihbarat örgütlerimizle birlikte çalışmalarını sürdürüyor.

Burada büyük acımızı milletimizle paylaşırken yüreğimizin yanmış olması terörle mücadelede bize asla bir adım dahi geri dönmeye veya bir adım geri adım attırmaya asla neden olmayacaktır.

Şunu çok açık, net ifade etmemiz lazım.



Sıcak bir yaz akşamı, bir Pazar akşamı, mutena bir semtte -ki şöyle yaklaşık 20 yıl öncesi o semt çok farklı bir semtti, ama 20 yıl içinde orada çok farklı bir semt meydana geldi. Vatandaşlarımızın şöyle birbirleriyle oturup sohbet edecekleri, dertleşecekleri bir semt meydana geldi ve bu semtte alışveriş yapacakları, aynı zamanda oturup dertleşecekleri, tamamen trafiğe kapalı, halkın dertleşme imkanını bulduğu bir zemin oluştu- burada 10 dakika aralıkla yapılan bu terör eylemi, akılsızca değil akıllıca planlanmış bir olaydı.

Çünkü bunlar insanlıktan nasibini almamış mahluklardı ve eylemlerini de bu şekilde gerçekleştirdiler. Bunun hiçbir şeyle tanımı, tarifi mümkün değil. Çünkü huzur içinde yaşanan bir şehirde, çocukların, kadınların, savunmasız insanların bu şekilde hedef alınması, ancak canice, kalleşçe insanlara kasteden terörün o bilinmeyen veyahut da tahmin edilen yüzlerinden biridir.

Bakınız burada 17 vatandaşımız ebediyete intikal ederken -bunların 6 tanesi çocuk ve 11 tane vatandaşımız, bu çocukların 4 tanesi 2-3-4, bu yaşlarda çocuklar- bunu insanlıktan nasibini almış olan birinin yapması mümkün mü?

Kararmış bir vicdan var ortada ve bunlarda şefkat diye, merhamet diye bir şey kalmamış. Bunlar herhalde iradeden tamamen soyutlanmış, tedriç edilmiş olan karakterler, yapılar, vicdanlar. Böyle seçiliyor. Zaten teröristlerin, huzura, istikrara, kardeşliğe düşman oldukları kadar, insanlığa, hayata hatta çocuk masumiyetine bile ne kadar düşman oldukları Güngören’de olduğu gibi bütün dünyada da ortadadır.

Tesellimiz şudur ki, bu ülkenin bütün evlatları, 70 milyon insanımız derin acısını yüreğine gömerken aynı yürekten çıkan sesle teröre lanet yağdırmıştır.

İktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla, askeriyle, polisiyle, yargısıyla bütün kurum ve kuruluşlarıyla terör karşısında bu ülke tek sestir, tek yürektir.

Her kim, terörle, cinayetle, şiddetle, bombayla, silahla, kalleşlikle, ihanetle Türkiye'nin istikrarsızlığa sürükleneceğini, Türkiye'nin yörüngesinden sapacağını düşünüyorsa bilsinler ki, hiçbir zaman bunu başaramayacaklardır.

Geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da bu büyük milletin yüreğine ateş düşürerek bu ülkeyi durdurmak isteyenler kendi karanlık ruhlarındaki planları gerçekleştiremeyecektir.



Kirli oyunlar, kirli tezgahlar, aşağılık planlar milletimizin birlik ruhunu yaralamayacaktır.

Bir Temmuz günü, bir Pazar gecesi İstanbul Güngören'de kan döken caniler ebediyen gün yüzü göremeyecektir.

Hep bunlar delik delik kaçacaklardır, delik delik gizleneceklerdir, mağara mağara gizlenecekledir. Bunların hayata çıkmaları, bu halkın arasında yaşamaları inanıyorum ki mümkün olmayacaktır.

Aramızdan ayrılan 17 evladımızı ebediyete uğurladık, yaraları saracağız ama, biz milletçe hayata döneceğiz ve bu cennet vatanda birliğimizi ebedi kılmanın, kardeşliği daimi kılmanın mücadelesine kararlılıkla devam edeceğiz.

Evet dün, öğle vakti, olay yerinde, Güngören'de de söyledim, bir kez daha altını çiziyorum.

Değerli arkadaşlar, aziz milletim;

Gün, birlik günüdür, gün beraberlik günüdür.

Teröre karşı milletçe ne kadar birlik ve beraberlik içinde olursak, terörle mücadelede o kadar başarılı oluruz.

Terörü yalnızlaştırmak, onu toplumdan tecrit etmek teröre karşı en etkili mücadeledir.

Terör daha halkın arasından gençlerimizi çekebiliyorsa, çektiği sürece güçlü kalacaktır. Ama terör daha halkın arasından gençleri çekemiyorsa o zaman yalnızlaşacak, zayıflaşacak ve ondan sonra bu işin evelallah kökü kazınacaktır.

İşte gecenin karanlığında ülkenin huzuruna kasteden terör karşısında yapmamız gereken tek şey milletçe birlik ve bütünlük ruhumuzu vakarla, metanetle ortaya koymaktır.

Öyleyse bu mücadelede hepimize düşen sorumluluklar var.

Demokratik istikrarı güçlendirerek, birbirimizi her zamankinden daha çok sahiplenerek, birbirimize her zamankinden daha çok sarılarak bu ülkenin huzuruna kastedenlere hak ettiği cevabı birlikte vermeliyiz.

Kuşkusuz sadece bunu yapacak değiliz.

Güvenlik güçlerimiz titizlikle çalışmalarını yaparak daha önceki bir çok cinayeti aydınlattıkları gibi inanıyorum ki bunu da aydınlatacaktır.

Evet, bir kez daha söyleyelim.

Terörün hiçbir meşruiyet zemini yoktur, hiçbir zaman olmayacaktır.

Değerli arkadaşlar

Terörün, bu cinayet tasarlayanın, hayata, masumiyete kastedenlerin, ne dini, ne milleti, ne vatanı, ne ırkı yoktur ve terör kimi ne zaman, nerede, nasıl vuracağı belli olmayan bir fenomendir. Bir adi suç değildir. Adi suç da bulursunuz, tespit edersiniz yakalarsınız ve işi bitirirsiniz. Ama terör ulusal bazlı değildir. Uluslar arası boyutu vardır. Nereden gelirse gelsin teröre karşı mücadelemizi hep birlikte sürdürmek durumundayız.

Onun için de ben şunu söylüyorum; terörün adını lütfen koymayın, bırakın da onun adını emniyet güçleri dosyalarının arasında değerlendirsinler. Yönetici olarak bizler dosyalarımızın arasında bunları değerlendirelim. Bunların adını andıkça o zaman bunların propagandasını yapıyoruz. Zaten bütün bu eylemlerin asıl amacı, asıl gayesi terör örgütünün propagandasını yaptırmaktır. Buna bizler aracı olmamalıyız.

Ve dün de söyledim; yazılı medyamızın, görsel medyamız oradaki yavrularımızı, oradaki vatandaşlarımızı fotoğraf kareleri olarak göstermeleri de bu ülkede teröre farkında olmadan, bilerek veya bilmeyerek destek olmaktır. Bunları burada yayınlamanın hiçbir anlamı yok. Televizyonlarda yayınlamanın hiçbir anlamı yok.

Bununla ne elde ediliyor, ben bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Ve bununla milletin maalesef acılarını arttırıyorsunuz, ailelerin acılarını arttırıyorsunuz, bundan artık vazgeçmeliyiz. Defeatle söylememize rağmen bunlar hala aynı şekilde yayınlanıyor. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir gelişmiş ülkede bu tür yayınları ve bu tür yayın politikasını göremezsiniz. Ama ne yazık ki bizde bu var. Buna dikkat eden yayın organlarımız da oldu, ben onlara teşekkür ediyorum ama dikkat etmeyenler de oldu.

Ben tekrar kendilerinden bunu özellikle milletim adına rica ediyorum, lütfen bunları yapmayalım. Bununla sadece onların propagandasını yapıyoruz ve bu acılarımızı yaygınlaştırıyor. Bunlara lütfen hassasiyet gösterelim, Ve bunların üzerinde hassasiyetle duralım. Bunları yaygınlaştırmanın, yayınlamanın hiçbir faydası, anlamı yok. Eğer özel görüntüleriniz varsa, bu görüntüleri güvenlik güçlerimize verin de işe yarasın.

Değerli kardeşlerim, tabi ki dünyanın her ülkesindeki ve bizim ülkemizdeki terörist eylemler şunu göstermiştir: Terör öncelikle toplumsal vicdanda bir yara açmak ister.

Milletin vicdanında bir yara açıp o açık yaradan kanla beslenen terörle ile mücadele etmenin en etkin yolu olarak da kendine göre bazı kanallar oluşturmanın gayreti içerisine girer. Bütün bunlara karşı tek yürek olmak zorundayız, çare bu.

Yine dünyadaki ve ülkemizdeki terörist eylemlerin başka bir boyutu vardır. O da, zamanlamadır.

Kuşkusuz bu cinayetin zamanlaması da cinayeti işleyenleri, cinayetin arkasındaki elleri bulmak, deşifre etmek ve adalete teslim etmek için bütün delilleri kılı kırk yararak değerlendiren güvenlik güçlerimize önemli ipuçları verecektir.

Değerli kardeşlerim,

Artık şunu ezbere biliyoruz ki, terör, kırılganlığı derinleştirmek, gerilimlerden beslenmek ister, bunu gördük.

İstismar edebileceği, propagandasını yapacağı zaaf alanlarını özellikle kullanmak ister.

Bize düşen terörün yeşereceği iklimi ona elverişli halden tümüyle çıkarmaktır.

Tam da bu yüzden, ısrarla diyoruz ki, terörün panzehiri birlik iklimidir.

İşte bunun için hükümet olarak, bütün adımlarımızla 70 milyon insanımızın birlik ruhunu, dayanışma ruhunu güçlendirmeye çalışıyoruz.

Biliyorsunuz ki, hiçbir siyaset teröre meşruiyet kazandıramayacağı gibi, toplumsal hayatımızdaki, siyasal hayatımızdaki hiçbir ihtilaf da terörün zemin bulmasına fırsat vermemelidir.

Devlet olarak, millet olarak, yürütme olarak, yasama olarak, bütün birimlerimizle, bütün kurumlarımızla hem ülke içinde, hem ülke dışında, çevremizde, bölgemizde istikrarsızlık isteyen her adımı yakından takip ediyoruz.

Yalnızca kendimiz için değil, yalnızca 70 milyon insanımız için değil, bütün insanlık için barış, adalet, demokrasi ve hukuk mücadelesi veriyoruz.

Gündemi rehin almak isteyen provokasyonlara fırsat vermemek için bütün dikkatimizi ülkemizin refahına, kalkınmasına veriyoruz.

Herkesten, ama herkesten de bu sorumluluğu taşımasını istiyoruz.

"Başka Türkiye yok" diyen her vatan evladı, bu ülkenin, bu milletin birliğini, beraberliğini, huzurunu, refahını düşünmek durumundadır.

Zihinlerimizi kilitlemek, reflekslerimizi kontrol altına almak, kör ideolojilerle, terör ve şiddetle şuursuz kinleri besleyerek dikkatimizi dağıtmak isteyenler hiçbir zaman bu karanlık arzularını gerçekleştiremezler ve gerçekleştiremeyeceklerdir de.



70 milyonluk milletimizin metanetini, vakarını yanlış okuyanlar toplumu manipülasyonlarla, provokasyonlarla, kirletilmiş yanlış bilgilerle yönlendirmeye, terörle, şiddetle durdurmaya muvaffak olamazlar.



Yeter ki, bu ülkenin büyük gücünü zaafa uğratacak yanlış adımlardan hep birlikte sakınalım.

Yeter ki, hamuru şehit kanlarıyla yoğrulan bu ülkenin birlik ruhunu güçlendirelim.

Yeter ki, tereddüde düşmeyelim, zaafa düşmeyelim.

Değerli arkadaşlar,

Aziz Milletim,

Türkiye'nin gelecek ideallerini gerçekleştirmek için çıktığımız yoldan dönmeyeceğiz, izlediğimiz istikametten asla sapmayacağız.

Türkiye, masum insanların canı üzerinden, kanı üzerinden anlaşılmaz bir soğukkanlılıkla oyunlar oynayabilen bu hain odaklarla mutlaka yüzleşecektir.

Millet olarak metanetimizi muhafaza ederek daima bu karanlık tünellerden çıktık, yine çıkacağız.

Yine bir olarak, beraber olarak, kardeş olarak, yoldaş olarak yürüyeceğiz, yine ışığın izini sürerek aydınlığa Allah’ın izniyle ulaşacağız.

Bu ülkeyi durdurmak isteyenler bilsinler ki bu ülke üstüne kirli hesapları olanların açık ve örtülü hiçbir hesabı artık tutmayacaktır.

Bu ülkenin yetmiş milyon insanının kalbindeki umudu söndürmeye güçleri yetmeyecektir.

Türkiye'yi çıktığı medeniyet yolculuğundan asla döndüremeyecekler.

Kendi ruhlarının karanlığını bu asil millete sirayet ettiremeyeceklerdir, bunu da böyle bilsinler.

Bugün, Türkiye'nin değişimi, gelişimi, atılımı yönünde atılan adımları yavaşlatmanın değil hızlandırmanın günüdür.

Bugün, gelecek için kurduğumuz aydınlık hayalleri tereddütlerle gölgelemenin değil daha da canlandırmanın günüdür.

Bugün, bu milletin mutlu ve müreffeh geleceği için çok daha azimle ve kararlılıkla çalışmanın günüdür.

Bugün bu ülkeye düşmanlık edenleri hayal kırıklığıyla baş başa bırakmanın günüdür.

Milletimizin hissiyatı budur, bizim hissiyatımız budur.

Bu ülkenin gelişme, kalkınma hızını kesmek, insanımızın kafasında tereddütler uyandırmak, canlanan umutları kırmak isteyenler bilsinler ki umutsuzlukla baş başa kalacaklardır.

Bu ülkenin kalkınması için gecesini gündüzüne katan insanlarımızın dikkatini dağıtmak, moralini bozmak, çalışma, üretme, gelişme azmini kırmak isteyenler yanılıyorlar.

Geçmişten bugüne taşıdığı hukuk dışı kirli oluşumlarla hesaplaşmasını ve geleceğe emin adımlarla yürüyüşünü yarıda kesmek isteyenler yanılıyorlar.

Bu ülkeyi yeniden bir korkular ve vehimler ülkesine dönüştürmek gayreti içerisinde bulunuyorlar.

Çünkü böyle kabuslardan, böyle karanlıklardan, böyle kargaşalardan, böyle cinayetlerden besleniyorlar.

Bu ülkeye düşmanlık edenlerin oyunlarını milletçe hep beraber bozacağız, ben buna inanıyorum.


 

taya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-02-2008, 15:08   #2
Kullanıcı Adı
taya
Standart Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan'ın grupta yaptığı konuşma(29.07.2008)
Türkiye Cumhuriyeti, varlığına kasteden bu azılı çetelere ve terör odaklarına karşı gereken cevabı devleti ve milletiyle bir ve beraber olarak, boyun eğmeyerek, dimdik ayakta durarak verecektir.

Bu terör illetini bütün kökleriyle birlikte bu milletin yakasından söküp atıncaya kadar mücadele etmek bu ülkeyi seven her vatandaşımızın ortak görevidir.

Bu ülkenin iyiliğini isteyen herkes fikir ayrılıklarını, yöntem farklılıklarını bir yana bırakarak terör karşısında el ele, omuz omuza, gönül gönüle bir duruş içinde olma sağduyusunu göstermelidir.

Yaptıkları kanlı eylemlerle bu ülkede aklıselimi zaafa uğratacaklarını zannedenler, bu milletin asırlardır yaşadığı her zorluktan, her acı tecrübeden o aklıselimin galip çıktığını unutmasınlar.

Attıkları her karanlık adımla bu milletin vicdanındaki mahkumiyetleri daha da ağırlaşıyor, bunu da unutmasınlar.

Türkiye artık kararlılıkla aydınlık bir geleceğe doğru yol alıyor, bu süreci geriye çevirmek de tarihi geri çevirmek kadar imkansızdır.

Bizler birbirine inanarak, birbirine güvenerek bu zor günleri de aşacak, layık olduğu güzel yarınlara mutlaka ulaşacağız.

Bu ülkenin felaketinden kendilerine yarar umanlarınsa artık bir geleceği yoktur.

Değerli kardeşlerim,

Özetle, ülkemizin geleceği için şunu ifade ediyorum.

Terörün esas hedefi, tedhiş hareketleriyle korku salmak ve toplumda istikrarsızlık oluşturmaktır.

Çünkü terörü araç olarak kullananlar hesaplarını her zaman böyle bir zemin üzerine yapıyorlar.

Ama biz biliyoruz ki, demokrasinin, hukukun hâkim olduğu bir ortamda, terör zemin bulamayacaktır.

Evet, yaklaşık 30-35 yıldır bu ülke, terörden çok acı çekti, çok fatura ödedi.

Toplumsal kutuplaşmanın üst seviyeye çıktığı, demokrasiye ve hukuka inancın zayıfladığı dönemlerden geçtik.

Ne zaman demokrasi ve istikrar yolunda ciddi bir mesafe alacağımız, önemli bir eşik atlayacağımız noktaya gelsek, terörün çirkin yüzü hep kendini göstermiştir.

Millet olarak artık bunun farkındayız.

Farkındayız ki, terörün hedefi, demokrasi, hukuk ve insan hakları alanındaki kazanımlarımızı yok etmeye gayret ediyor ve bunun tespit edildiğini de hep birlikte görüyoruz.

Kin, nefret ve düşmanlık yayarak şiddeti mümkün ve meşru kılmaya gayet ediyorlar.

Bauda teröre yataklık edenler yok mu? Var. İşte bütün bunlara karşı hep birlikte dayanışma içerisinde olacağız. Yataklık edenlerin de bu noktada tespiti şart. Bunların üzerine de hep birlikte ona göre gideceğiz.

Şiddetten ve kandan beslenen, insanî ve ahlâkî değerlerden nasibini almamış terör odakları karşısında milletimize düşen görev, toplumsal dayanışmayı daha da kuvvetlendirmektir.

Teröre vereceğimiz en sağduyulu cevap, nereden gelirse gelsin, ne adına yapılmış olursa olsun, hangi ideolojik mülâhazaya dayandırılırsa dayandırılsın, terör karşısında birlik ve dayanışmamızı güçlendirmek, şiddete asla pirim vermeyeceğimizi göstermektir.

Değerli arkadaşlarım

Şiddetin hiçbir şekilde meşruiyet kazanamayacağını bizim her ortamda bildirmemiz lazım, işlememiz lazım. Zira böyle bir toplumsal zemin, inanıyorum ki terörü iyice zayıflatacaktır.

Terörün hastalıklı, gayrı insanî mantığını bütünüyle reddetmeli ve o zehirlenmiş mantığın zihnimizde en ufak bir izdüşümüne dahi izin vermemeliyiz.

Terörün mantığının, akıl yürütme şeklinin, medenî ve insanî hayatı ortadan kaldırmaya dönük, barbarca, attığı adımlar ancak o barbarlara özgü yaşam şeklidir, tavırdır, bunun böyle olduğunu gayet iyi biliyoruz.

Uzun yıllardır terörle mücadele eden bu devletin, bu milletin asıl düşünmesi ve bundan sonra üzerinde biraz daha fazla kafa yorması gereken husus, terörün bir araç olarak bu ülkede zemin bulmasının bütünüyle önüne geçmektir.

Bu ülkenin sosyal zemininin, şiddeti, terörü araç olarak kullananların ya da amaç edinenlerin varlık bulmasına tümüyle engel olacak tarzda, arkadaşlar, restore edilmesi gereğini hep söyledik.

Sosyal restorasyon alanında çok büyük mesafeler de aldık.

Türkiye'nin kazanımlarından tek bir adım geri atmadan yolumuza devam etmemizin medeni dünya ile bu noktada birlikteliğimiz hayati önem taşıdığını da hep ifade ettik.

Küresel çağda içeriden ya da dışarıdan gelen terör tehdidi her ülke için geçerlidir. Bundan kimsenin kaçınması mümkün değil.

Önemli olan, bu tehdidin pratikte ortaya çıkışına elverişli olmayan bir toplumsal, siyasi düzeni inşa edebilmektir.

Ancak bu şekilde terör ve şiddet en aza indirilebilir.

Bunun yolu, demokratik siyaseti bütün imkânlarıyla ve azamî şekilde tesisi etmekten geçer.

Bunun yolu, bütün vatandaşların ikna olduğu, meşru kabul ettiği çağdaş bir hukuk düzeninin tesisinden geçer.

Bunun yolu, toplumsal kutuplaşma yerine, bu milletin ruhunda, özünde zaten saklı olan, mündemiç olan o birlikte yaşama kültürünün, dayanışma ahlâkının öne çıkarılmasından geçer.

Aksi halde infial, sağduyunun; duygusallık aklı selimin önüne geçebilir.

Dolayısıyla bütün siyasî, toplumsal aktörlerin, sorumluluk duygusuyla hareket etmesi, terörün arzuladığı gerilim ortamına müsaade etmemesini sağlayacaktır.

Esas yapmamız gereken şey, terörün mantığını reddetmek ve toplumsal bünyemizi terör karşısında güçlü kılmaktır.

Değerli arkadaşlar,

Bütün, terörle ilgili bu düşüncelerimi sizlere ifade ettikten sonra bugün öğleden sonra Sakarya'da bir dizi etkinliğe katılacağız.

Önce savunma sanayimiz için büyük bir önem taşıyan, milli bir projemizi, Altay Projesi’ni imza töreninde bulunacağız ve kendi milli tankımızı inşallah üreteceğiz ve bunun adımını atıyoruz.

Ve ardından, yine Sakarya’da birçok, gerek merkezi yönetimin gerek yerel yönetimin yapmış olduğu 50’ye yakın projenin hayata geçirilmesi sebebiyle onların açılış törenini gerçekleştireceğiz.

Ve akşam tekrar İnşallah Ankara’ya döneceğiz.

Durmadan, duraksamadan çalışmaya, ülkemizi, milletimizi kalkındıracak hizmetlere devam ediyoruz, devam edeceğiz.

Bu duygularla sözlerime son veriyor, sizleri sevgi ve saygıyla selamlarken başarılarla dolu bir hafta parlamentomuz ve ülkemiz için diliyorum.

Kalın sağlıcakla.

Ak Parti Genel Başkanı, T.C. Başbakanı
R. Tayyip ERDOĞAN

taya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi