AK Gençliğin Buluşma Noktası
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım ile ilgili genel paylaşımlar bu bölümde.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-20-2015, 20:15   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart AK Parti GenelBaşkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu: AK Parti, BüyükTürkiye Hareketidir
Başbakan Davutoğlu’nun 17 Kasım tarihli İl Başkanları Toplantısı konuşmasının tam metni



Milletimizin ruhunu, vicdanını, irfanını, hikmetini Ankara’ya taşıyan değerli dava arkadaşlarım, değerli il başkanlarımız, Kadın ve Gençlik Kolları başkanlarımız, belediye başkanlarımız, il genel meclisi başkanlarımız, çeşitli kademelerde Türkiye’ye hizmet aşkıyla çalışan AK Parti ailesinin değerli fertleri; hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.

Türk siyasetine bir altın sayfa daha yazmaya hazırlanan siz değerli AK Partilileri, dava arkadaşlarımı, bu büyük davanın neferlerini gönülden selamlıyorum. Sizler Türkiye’nin 81 vilayetinin, 78 milyon insanının yarınlar için duyduğu coşku ve heyecanı temsil ediyorsunuz. Sizler milletimizin irfanını, hikmetini, ahlakını temsil ediyorsunuz. Sizler Anadolu’da yükselen bir medeniyet meşalesinin öncüleri olarak bu meşalenin geçmişini ve geleceğini temsil ediyorsunuz. Yolumuz uzun, yükümüz ağır, ama sevdamız, azmimiz, kararlılığımız bunların hepsinden daha da büyük. Allah yardımcımız olsun. Allah bizi milletimize, ecdadımıza ve insanlığa karşı mahcup etmesin.

Ülkemizin geleceği, milletimizin selameti için çok önemli bir seçimi geride bıraktık. 1 Kasım’da milletimiz bir kere daha bize inandı ve büyük bir teveccühle bu kutsal emaneti AK Parti kadrolarına, yani sizlere ve bizlere teslim etti. 1 Kasım seçimi için AK Parti büyük bir gayretle çalıştı bütün neferleriyle. Ve 1 Kasım seçimi AK Parti için parlak bir zaferle neticelendi. 1 Kasım aynı zamanda Türk siyasi tarihinin de en kritik, en önemli seçimlerinden biri olarak kayda geçti. Şunu büyük bir mutlulukla söyleyebilirim ki bu sonuç siyasi tarihimiz içinde muhtemel ki sadece AK Parti’ye nasip olacak büyüklükte bir zaferdir.

Ben sizlerin huzurunuzda bu davaya omuz veren, güç veren, emek veren her arkadaşımla, AK Parti’nin her neferiyle gurur duyduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ve bu neferler arasında hiçbir fark gözetmiyorum. Ben bu asil Partinin Genel Başkanı olarak en küçük mahalledeki sandık müşahidi ile bu anlamda aynı onuru taşıyorum ve onun hizmetiyle kendi hizmetim arasında hiçbir fark görmüyorum. Çünkü onların gayretleri olmamış olsaydı, her mahalledeki AK Parti neferinin çabası, gayreti, samimiyeti olmamış olsaydı bugün bizler Ankara’da bu kadar gür bir sesle milli iradeyi haykırıyor olmazdık, hepsine teşekkürü bir borç biliyorum. Ve her birinize bu gönülden gayretleriniz, ülkeye hizmet aşkıyla yaptığınız çalışmalarınız için teşekkür ediyorum.

Aziz dava arkadaşlarım, 7 Haziran’dan sonra birileri oturdukları köşelerden, sırça saraylardan AK Parti inişe geçti dediler, AK Parti bitiyor dediler. Onlara karşı milletimiz 1 Kasım’da en anlamlı cevabı verdi ve şunu söyledi: Milletle yürüyenler inişe geçmez, milletle kaderini birleştirenler hiçbir zaman bitmez ve bitmeyecektir.

Biz başardık, çünkü biz daima milletimize kulak verdik ve onların sesi olduk, temsilcisi olduk. 7 Haziran’da umutsuzluğa kapılmamızı, yeise düşmemizi bekleyenlere en güzel cevabı vakarımızı muhafaza ederek, coşkumuzu ve enerjimizi diri tutarak gösterdik. Seçim gecesinden başlayarak asla karamsarlığa kapılmadan, milletimizin verdiği mesaja kulaklarımızı tıkamadan kollarımızı sıvadık. Gönlümüz dava aşkıyla, kulağımız milletin sesiyle ve gelecek perspektifimiz milletin vizyonuyla şekillendi. 7 Haziran’da milletimiz bir mesaj verdi, hiç tereddüt etmeden o mesajı aldık. En ince ayrıntısına kadar değerlendirdik ve yol haritamızı ona göre belirledik. Biz hiçbir zaman bahanelerin arkasına saklanmadık, milletin verdiği oyu asla tartışmaya açmadık. Biz daima milletin verdiği mesajı doğru algılamanın gayretinde olduk. Milletimizin gündemi neyse onu gündem edindik. Talep ve ihtiyaçlarını ajandamızın, gündemimizin başına yerleştirdik. 7 Haziran’da milletimiz bütün partilere bir araya gelin uzlaşın dedi ve kendi muhasebenizi yapın dedi. Biz daha o akşam balkon konuşmamızda milletin sözünün üstüne söz olmaz dedik, bunun gereğini yapacağımıza dair milletimize söz verdik. Ve şimdi aradan yaklaşık 5 ay geçtikten sonra 1 Kasım zaferinin arkasından şunu ifade ediyorum ki; bu 1 Kasım zaferi bize 7 Haziran akşamı verdiğimiz sözleri tuttuğumuz için geldi. Sözümüze, ahdimize vefa gösterdiğimiz için geldi, milleti yalnız bırakmadığımız için geldi, çünkü milletimiz kendisiyle birlikte yürüyenleri bilir. Bu sebeple bu balkon konuşmasında 7 Haziran’da verdiğimiz sözümüzü yerine getirerek Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak için samimiyetle gayret gösterdik. Ancak kısa zaman içinde milletin verdiği bu mesajı diğer partilerin yeterince anlamadığı açık bir şekilde ortaya çıktı. Sorumluluktan kaçmak için her çareye başvurdular. Bu süreçte elini taşın altına koyanla-koymayan ayan beyan ortaya çıktı. Milletimiz engin ferasetiyle, basiretiyle bunu gördü ve Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu alabilecek tek partinin AK Parti olduğunu bir kere daha tespit etti ve hakkımızı tespit etti. Milletimize şükran borçluyuz, bu hakkı teslim eden milletimize, bu emaneti bize teslim eden milletimize burada bütün neferlerimiz, 81 vilayetimizin temsilcileri önünde bir kez daha söz veriyoruz ki milletimiz ne derse biz onu yaparız ve biz milletimiz için ne söz verdiysek hangi engel önümüze çıkarsa çıksın onun gereğini yaparız.

Değerli arkadaşlarım; aynı dönemde yaşanan geçici durumun ülkeye bir istikrarsızlık getireceğini uman kimi odaklar devreye girmekte gecikmedi. O zaman buradan zikretmiştim çakallar puslu havayı sever diye. Birden bu aslan yatağı vatanımızda birtakım çakallar türemeye kalkıştı, puslu havadan istifade etmeye kalkıştı. Farklı terör odakları sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi eş zamanlı olarak harekete geçti ve kanlı saldırılara başladılar. Düne kadar birbirine düşman olan terör gruplarının Türkiye’nin istikrarına, huzuruna kastetme noktasında nasıl birleştiklerine hep beraber şahit olduk. Üç günü hiçbir zaman hafızamdan silmeyeceğim, 20 Temmuz-23 Temmuz arası. Nasıl bu çakalların, değişik odaklarla beslenen bu kirli emel sahibi çevrelerin bir anda biraraya gelerek ayrı ayrı, ama aynı hedefe yönelen saldırılar gerçekleştirdiklerine hep beraber şahit olduk. Biz bu saldırılara karşı da Türkiye’nin sahipsiz olmadığını gösterdik ve gecikmeksizin bu terör odaklarına gereken cevabı verdik. AK Parti hükümetleri bilinsin ki ister geçici bir dönem için olsun, ister kalıcı bir dönem için olsun görevde olduğu sürece görevin hakkını layıkıyla yerine getirir ve gerekeni yapma hususunda 1 saniye dahi gecikme göstermez.

AK Parti kısa vadeli hedefler peşinde koşmaz, küçük hesaplar yapmaz ve sorumluluktan asla kaçmaz. Suruç saldırısının hemen ardından ve Ceylanpınar’daki o hain saldırının hemen sonrasında Türkiye’ye saldıran bütün terörist odaklara karşı ayrım yapmadan huzur ve demokrasi operasyonu başlattık. Çünkü biliyorduk ki bu saldırılar Türkiye’nin huzuruna karşıdır. Çünkü biliyorduk ki bu saldırılar Türkiye’nin demokrasisine karşıdır. Bu operasyonlar bugün de aynı kararlılıkla sürdürülüyor ve bu ülkede terörün kökü kazınıncaya, bu ülkenin dağları, ovaları, ırmakları, mahalleleri, mezraları, şehirleri terörden temizleninceye kadar da bu mücadelemiz kararlılıkla sürecek. Biliyoruz, doğu ve güneydoğu Anadolu’da birçok köyde şehirde şunlar fısıldandı kulaklara: AK Parti, Sayın Cumhurbaşkanımız ve beni de kastederek, devleti yönetenler 1 Kasım seçimleri için terörle mücadeleyi başlattılar, 1 Kasım’dan sonra yine eski devran geri gelir, sakın ha hükümete güvenmeyin, bilin biz burada sizin üzerinizde Demokles’in kılıcı gibi durmaya devam edeceğiz. İşte 1 Kasım’dan sonra, seçim zaferini yaşadığımız günün hemen ertesinde güvenlik toplantısı yaparak orada da bütün güvenlik birimlerimize, İçişleri Bakanlığımıza, MİT Müsteşarlığımıza, Silahlı Kuvvetlerimize, hepsine net olarak şu talimatı verdik: Türkiye’nin dağları temizleninceye kadar bu mücadele devam edecek. Ve o toplantıda Genelkurmay Başkanımızın ifade ettiği bir hususu bir kez zikretmiştim, hala bu millet evlatlarının nasıl bir bağlılıkla bu vatan için her şeyi feda etmeye hazır olduklarını gösteren bir tablodur: Günlerce Oramar Tepelerini ki yalçın dağlardır Türkiye-Irak sınırında, teröristlerden temizlemek için mücadele eden ve rahat bir döşek görmeyen o askerlerimize ki Türkiye’nin doğusundan, Türk, Kürt, Sünni-Alevi, hepsi orada, Özel Kuvvetlerimiz komutanları birkaç günden sonra artık nöbet değişimi vakti geldi, sizi alıp başka birlikleri göndereceğiz dediklerinde telsizden gelen cevap şu: Hedeflediğimiz tepelere bayrağımızı dikmeden kimse bizi geri çağıramaz. Ben şu an dahi bu milletin huzuru, demokrasimizin geleceği için o dağlarda, tepelerde fedakarca nöbet tutan, mücadele eden o kahraman askerlerimizi, polislerimizi buradan hürmetle, minnetle sizler adına şükranla selamlıyorum.

İşte o kahramanlar o dağlarda o zor şartlarda, mayınla döşenmiş engelleri aşarken terörle mücadele edip Türkiye’nin demokrasisini, huzurunu korumaya çalışırken, birileri seçim hükümetinde görev almayı bile kabul etmediler. Ama biz bu milletin evlatlarıyla birlikte her türlü siyasi riski alarak bu kararı verdik ve bundan sonra da bu milletin evlatlarıyla ne zaman ne tür bir riskli karar alınması gerektiğinde sağımıza ve solumuza bakmadan kim bizimle beraber, kim bizim arkamızda diye düşünmeden, herkes terk etse bu vatan görevini terk etmeyecek, her an AK Parti neferleri olarak Türkiye’nin her yerinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu süreçte üzülerek ifade ediyorum; muhalefet partileri adeta terör örgütünün tezlerini savunarak bizi suçladılar. Sadece bizi değil canları pahasına terörle mücadele yürüten askerimizi, polisimizi de itham ettiler. Suruç’ta, Ankara’da teröre nice insanımızı kurban verdik, biz yangını söndürmeye, suçluları yakalamaya, yaralılarımızı hastaneye taşımaya çalışırken, onlar bizi suçlama yarışına girdiler. Dün söyledim; Fransa’da üç gündür yaşanandan bunların hepsinin ders alması lazım. Bir millet eğer bir saldırıyla karşı karşıyayken herkes sınavdadır. Sadece o ülkenin hükümeti, bakanları, güvenlik birimleri değil o ülkenin aydınları, medyası, muhalefeti de sınavdadır. İşte 1 Kasım seçimlerinde aslında millet o sınavı kaybedenleri de gösterdi. Ve onlara dedi ki; bu milletin başında bela dolaşırken, bu milletin gününü karartmak için birileri terör organize ederken onlarla mücadele edenlere saldırıp o terör odaklarını mazur göstermeye çalışanları biz affetmeyiz. Cumhurbaşkanımıza, bize, güvenlik güçlerimize katil diyecek kadar kendini kaybedenler oldu. Milletimiz bize verdiğimiz büyük mücadeleyi de buna karşılık muhalefet partilerinin sergilediği sorumsuzca tavırları da izledi ve engin vicdanına not etti. AK Parti’nin iyi günde de, kötü günde de Türkiye’yi yönetme cesaretine ve kararlılığına sahip olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Türkiye’yi bütün bu badireleri aşarak geleceğe taşıyacak yeğane kadronun işte bu kadro, işte sizler olduğu herkes tarafından göründü. 7 Haziran’dan 1 Kasım’a kadar geçen süre bir kere daha gösterdi ki Türkiye’nin yegane umudu, siyasi geleceğinin yegane teminatı AK Parti’dir ve AK Parti olacaktır.

1 Kasım öncesi yine hazırlığımızı yapmış olarak, yol haritamızı çizmiş, hedeflerimizi belirlemiş olarak milletimizin karşısına çıktık. Milletimiz bir kere daha elini taşın altına koyana, bu ülkenin gelecek hayallerini ortak olana oyunu verdi. Bu başarıda her bir arkadaşımın, AK Parti ailesinin her bir ferdinin büyük payı var, emeği var. Bu destanı sizler yazdınız, bu dirayeti bir kere daha sizler gösterdiniz. Sizlerin şahsınızda bütün teşkilatımızı, yerel yönetimlerimizi, Kadın Kollarımızı, Gençlik Kollarımızı selamlıyorum, hepsini bağrıma basıp alınlarından öpüyorum.

Değerli arkadaşlarım, önceki seçimlerde olduğu gibi 1 Kasım seçimlerinde de Türkiye’nin her yerinden oy aldık, her kesiminden oy aldık. Türkiye’nin her yerinde, her bölgesinde, her ilinde oylarımızı artırdık. 1 Kasım’da milletimizin AK Parti’ye teveccühünü gösteren bazı rakamları sizlerle ve kamuoyumuzla şimdi paylaşmak istiyorum.

AK Parti olarak 1 Kasım seçimlerinde 23,7 milyon oy ile oyların yüzde 49,5’unu alarak Türkiye genelinde 317 milletvekili çıkardık. Partimiz bugüne kadar girmiş olduğu seçimlerde en yüksek oy sayısına 1 Kasım’da ulaştı. 7 Haziran seçimlerine göre dikkatinizi çekerim 4,8 milyon fazla oy aldık. Bu ne demektir biliyor musunuz? 7 Haziran’dan 1 Kasım’a kadar yaklaşık 5 milyon seçmenimizin kalbine, gönlüne girmeyi başardık, çünkü biz gönle girenlerdeniz. Onun için 1 Kasım seçim zaferi akşamı Konya’da biz bu bereketli topraklara sevgi tohumu ekmeye geldik dedik. Elhamdülillah ki 5 milyon kardeşimizin daha gönlüne girmeyi başarmışız. Nice milyonların da gönlüne girmeye hazırız. Biz gönüllere girmek için geliyoruz, gönülleri yıkmak için değil. Biz muhabbeti yaymak için geliyoruz nefreti yaymak için değil. Allah muhabbet yolcularına yardım eylesin, gönüle girenlere yardım eylesin. Ve gönüllerimizi 78 milyonu alacak kadar geniş ve derin eylesin.

En yakın takipçimiz CHP’den –dikkat ediniz- 11 milyon 570 bin fazla oy aldık, 11 milyon fazla oy aldık. Ayrıca, CHP, MHP, HDP ve Meclis’te temsil edilmeyen diğer partilerin aldıkları oyların toplamından daha fazlasını aldık. Bazen seçim meydanlarında tek tek yetmez, hep beraber gelin diyorduk hatırlarsanız, hep beraber geldiler bize yetişemediler Allah’a hamdolsun.

Bazı illerimizi burada zikredeceğim, ama diğer illerin zaferlerini bunlar gölgelemez, sadece özellikle şu illere, tulum çıkardığımız illere dikkat edin: Aksaray, Bayburt, Çankırı, Düzce, Elazığ, Erzincan, Gümüşhane, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kilis, Kütahya, Nevşehir, Rize ve Yozgat’taki bütün milletvekillerini alarak tulum çıkardık. Bunu niye zikrettim biliyor musunuz? Bu tulum çıkardığımız illerde bize oy veren vatandaşlarımız, özellikle onlara hitap ediyorum, sakın şöyle düşünmesinler: Biz temsil edilmiyoruz diye düşünmesinler. Burada tulum çıkaran illerin milletvekillerine, il başkanlarına, belediye başkanlarımıza da söylüyorum; sizler, bize oy vermeyenleri de temsil edeceksiniz. Özellikle tulum çıkardığımız yerdeki bize oy vermeyen vatandaşlarımız bilsinler ki AK Parti milletvekilleri onların da milletvekilidir, ne talep ederlerse gereği yapılacaktır. Çünkü o vilayetler tulum çıkararak AK Parti’ye olan bu gönül sevdasını bir kez daha gösterdiler. Hiçbir ayrım yapmayacağız, hiçbir yerde yapmayacağız. Ama bu illerde onların Meclis’te temsilcileri olmadığını düşünmemeleri için özel bu illerdeki diğer parti seçmenlerine özel muhabbet göstermenizi rica ediyorum. Gideceksiniz konuşacaksınız ve onlara şu hissi yaşatacaksınız: AK Parti’ye oy vermedik, ama AK Parti bu ilde bizi de temsil ediyor. Bakın, geçen seçimden farklı olarak partimiz en önemli gösterge budur; bir ülkenin partisinin, bir partinin bir ülkeyle kaderinin birleştiğine işaret eden.

Biraz sonra diğer partilerle kıyaslayacağım. Partimiz 7 coğrafi bölgede birinci oldu, yani Türkiye’nin bütün coğrafi bölgelerinde de birinci parti biziz. Şimdi hiçbir parti çıkıp da şu densizliği tevessül etmesin: Şu bölge benim kalem, şu bölgede ben etkiliyim diye tevessül etmesin. Türkiye’nin bütün bölgelerinde birinci parti AK Parti’dir. AK Parti, Partimiz ülkemizin her bölgesinde rakiplerini açık ara geride bıraktı. 63 ilde birinci, 17 ilde ikinci, 1 ilde de 3. partiyiz 4. olduğumuz yer yok hamdolsun. Ülke genelindeki 970 ilçeden arkadaşlar, 740’nda 1. 221’nde 2. sadece 9’nda 3. partiyiz. AK Parti olarak sadece üç ilde milletvekili çıkaramadık inşallah bu illerimizde daha çok çalışarak en kısa zamanda temsil hakkı kazanacağız. Burada da milletvekili çıkaramadığımız Şırnak, Hakkari ve Tunceli’de AK Parti’ye oy vermiş seçmenlerimize sesleniyorum, sakın ola ki temsil edilmediklerini düşünmesinler, AK Parti şu anda Meclis’teki 317 milletvekiliyle Hakkari’nin, Şırnak’ın, Tunceli’nin temsilini yapmaktadır. Ve orada AK Parti’ye seçmenlerime de sesleniyorum, bu illerimizi de en yakın ya da ilgili milletvekili arkadaşlara tabiri caizse zimmetleyeceğiz ve o illerin meseleleri en yakından takip edecekler bu arkadaşlarımıza şu talimatı da vereceğim: Kendi ilinize ne kadar gidiyorsanız Hakkari’ye, Şırnak’a, Tunceli’ye de o kadar sıklıkla gideceksiniz, AK Parti bayrağını her yerde dalgalandıracaksınız.

7 Haziran’a göre 48 ilimizde vekil sayımızı artırdık bütün bu illerimizi tek tek sayamam hepsine teşekkür ediyorum. 33 ilimizde ise vekil sayımızı koruduk vekil sayımız azalan yer yok hamdolsun. Biz azaltmaya değil, çoğaltmaya geliyoruz. 6 ilimizde yüzde 70’in üzerinde oy aldık 6 ilimizde. Yine onları da saymayayım onlar zaten biliyorlar arkadaşlarımız 6 ilde yüzde 70 oranda oy şu demek: Buralarda 10 kişiden 7’si, 3 kişiden 2’sinden daha fazlası AK Parti’ye oy vermiş demek. İnşallah önümüzdeki dönemde bu yüzde 70’i aşan il sayısını artıracağız söz mü? İnşallah.

Bu sonuçların ana fikri, AK Parti’yi Türkiye’nin omurgası, Türkiye’nin birleştirici harcıdır. AK Parti Türkiye’nin her yerinde siyaset yapan, Türkiye’nin her yerinde destek bulan yegane partidir. AK Parti her yaş grubunun, her eğitim seviyesinin, her gelir grubunun kırda da, kentte de, doğuda da, batıda da, kuzeyde de, güneyde de her vatandaşımızın temsil edildiği tek siyasi partidir. Felaket tellalları ülkemize kaos senaryoları çizerken engin ferasetiyle duruma el koyarak ülkeye istikrarlı bir istikamet çizen, ülkenin yegane umudu olan AK Parti’yi tek başına iktidara taşıyan seçmenlerimize huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum.

Aynı şekilde 1 Kasım’da büyük bir katılımla sandığa gelerek demokratik haklarını kullanan, partimize oy versin, vermesin bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Yurt dışındaki vatandaşlarımıza da özellikle teşekkür ediyorum, gurbet elde yaşıyor olsalar da Türkiye’ye ne kadar sahip çıktıklarını gösterdiler ve bu kez yüzde 40’ı aşan bir oyla çok güzel bir katılım sergilediler inşallah önümüzdeki dönemde bu katılım yüzde 50’leri, 60’ları aşarak Türkiye ortalamasını yakalayacak. Bu güvene, bu inanca, bu teveccühe layık olmaya çalışacağız.

Değerli arkadaşlarım, 1 Kasım’ın siyasi mesajını tam olarak anlayabilmek için izninizle diğer partilerdeki duruma da kısaca değinmek istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimde de Ege ve Marmara dışındaki hiçbir bölgede anlamlı bir varlık gösteremedi. Sadece İzmir, Aydın, Muğla, Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ’da 6 ilde birinci parti konumunda bunları da zikrediyorum size görev vermek için. Bu illerimizin milletvekillerine, bu illerimizin teşkilatlarına buradan talimat veriyorum bir dahaki seçimde bu illerde de birinci parti biz olacağız inşallah.

Özellikle illerimizi zikrettim, ama bu illerimizdeki başarıda elhamdülillah çok güzel, ama bu illerimizde daha da ihtimam göstererek inşallah birinci parti olma şerefini yaşayacağız. Bu iller dışında her iki bölgede de AK Parti’nin ardından ikinci parti konumunda. Yine Cumhuriyet Halk Partisi sadece Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgesinde Türkiye geneli oy ortalaması olan yüzde 25’in üzerine çıktı. Türkiye genelinde yüzde 25 aldı, buralarda onun üzerinde diğer yerlerde sonuç onun çok altında. Yani bu şu demek: Bölgesel temsili aşıp, ulusal temsile ulaşamamış demek. Cumhuriyet Halk Partisi oyları Karadeniz ve İç Anadolu’da yüzde 15’in, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ise yüzde 10’un altında kalmış durumunda. 1 Kasım'da CHP dikkatinizi çekerim, 34 ilde milletvekili çıkaramadı. Türk demokrasi oturup ciddi bir muhasebede bulunmaları lazım. Şimdi 1 Kasım seçim yenilgisinden sonra yavaş yavaş tekrar seslerini yükseltmeye başladılar. Önce oturun biz nasıl 7 Haziran’da oturduk ev ödevimizi yaptık, sakin sakin düşündük ne yapmak gerekiyor diye. Sizin göreviniz şimdi bize laf yetiştirmek değil, oturup kendi iç muhasebenizi yapmak. 34 ilde bir ana muhalefet partisi milletvekili çıkaramıyorsa başını iki elinin arasına alıp kara kara ve derin derin düşünmesi lazım. CHP oyları dikkatinizi çekerim ana muhalefet partisi oyları 9 ilde yüzde 2’nin altında yani marjinal parti. 6 ilde yüzde 2 ile 3 arasında ve 7 ilde yüzde 5 ile 10 arasında. Bu illerde marjinalleşmiş bir ana muhalefet partisinden bahsediyoruz, çünkü bu illerdeki vatandaşlarımızın meselelerine en önemlisi de ruhuna nüfuz etme imkanına sahip değiller.

MHP’deki durum CHP’den de daha kötü görünüyor. Hiçbir ilde birinci parti olamadı MHP, 35 şehirden de milletvekili çıkaramadı, burada Osmaniye ilimizi de özellikle tebrik ediyorum. Geçen sefer Osmaniye İl Başkanımıza demiştim milletvekillerimize de ben burada birinci parti olmanızı size talimat olarak veriyorum bu bizim için çok önemlidir onlarda bize güzel bir hediyeyle geldiler başkanımızı da buradan görüyorum tebrik ediyorum bütün illerimizle birlikte. Niçin tebrik ettiğimi herkes anlamıştır ayrıca zikretmeye gerek yok herhalde. MHP 7 Haziran seçimlerine göre hiçbir ilde milletvekili sayısını da artıramadı. HDP’de hem oy kaybeden, hem de belirli bir bölgeye sıkışan partiler arasında. HDP 7 Haziran’dan 1 Kasım’a 1 milyon oy kaybetti 1 milyon. Hani emanet oylar geldi bize dediğinde Kandil’den talimat geldi tutumlarını değiştirdiler ya işte o emanet oylar bir kez daha düşündü o vatandaşlarımıza da özellikle teşekkür ediyorum. Bu 1 milyon oy aslında Türkiyelileşmek iddiasında olmakla birlikte, Türkiye idealiyle hiçbir şey paylaşmayan birilerine en güzel mesaj oldu. O 1 milyon vatandaşımız HDP eşbaşkanın yapamadığını yaptı ve o dağlara dönerek Kandil’e ben sizin için oy vermedim, benim oyumu ipotek altına alamazsınız dedi ve oyunun yönünü değiştirdi. Buradan o vatandaşlarımıza da bir kez daha teşekkür ediyorum. Onlar terörün arkasında duran, Türkiyelileşmek yerine Türkiye’yi bölmeye, ayırmaya çalışanlara, sırtımızı teröre dayadık diyenlere sırtınızı onlara dayayabilirsiniz, ama bize sırtınızı bir daha dayayamazsınız dediler 1 milyon oy HDP’ye verilen 7 Haziran’daki oy yönünü, istikametini değiştirdi. Bu da bir kez daha herkese şu dersi verdi: Bu topraklarda sadece millete sırtını dayayanlar yaşar ve sırtına dağ gibi millete dayayanlar yaşar, dağlara değil de dağ gibi millete dayayanlar yaşar.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışındaki beş bölgede çıkardığı toplam vekil sayısı sadece 15 HDP’nin. HDP 60 şehirde hiçbir milletvekili çıkaramazken, hiçbir ilde vekil sayısını artıramadı. 20 ilde milletvekili kaybederken, 9 şehirde sadece vekil sayısını korudu. Bu tablo 3 partinin de Türkiye’nin partisi olmaktan uzaklaştığını açık bir şekilde gösteriyor. Bunu biz iddia etmiyoruz, bunu alsınlar haritayı kendi hatta ben Dışişleri Bakanıyken sürekli ofisimin ve evimin her köşesinde haritalar vardı Balkan haritası, Ortadoğu haritası, Afrika haritası her koridordan geçişte nerede büyükelçimiz eksik, nerede ne var diye bakar ona göre tekrar tekrar tefekkür ederdim. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu’na, Sayın Bahçeli’ye, Sayın Demirtaş’a tavsiyem genel merkezlerinin bütün odalarını, koridorlarını oy aldıkları ve alamadıkları yerlerin haritalarıyla döşesinler, baksınlar her sabah geçerken bir ders alsınlar. Daha tavsiyem ise yanlarına da AK Parti’nin aldığı yerleri koysunlar, ikisini mukayese edip kimin, neyi, niçin aldığını bir kez daha tefekkür etsinler. Geçmişte belli bölgelerle anılan partiler artık bölgesellik özelliklerini de yitirerek belli şehirlerle anılmaya başladılar, ama yakında o şehirlerle de anılmaktan kopacaklar. Biz bütün şehirlerimizi ülkemizin ayrılmaz parçası olarak görüyoruz. AK Parti Türkiye’nin her köşesinde var ve milletimizin tamamını güçlü bir biçimde temsil ediyor. Diğer partilerse marjinalleşiyor ve Türkiyelileşme iddialarını kaybediyorlar. Bu partilerin sadece bazı kesimlere, bazı bölgelere, hatta bazı şehirlere hitap eder hale gelmesi kendileri için büyük bir sıkıntıdır. Parti olma vasfını gün be gün kaybederek bir siyasi cemaat, siyaset topluluk haline dönüşmeye doğru gidiyorlar, onun içinde kendi mahallelerine sığınıyorlar. Biz onlara bütün konuşmalarımızda mahallelerinizden çıkın, herkes birbiriyle kucaklaşalım derken onlar milleti belli dar sokaklara sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bir siyasi partide olması beklenen çeşitliliği kaybederek cemaatlerin homojen yapısına dönüşüyorlar. Bu durum kendileri içinde, siyaset kurumu içinde, Türkiye içinde büyük bir problemdir. Bu partiler Türkiye’nin geneline hitap etmedikleri için, Türkiye büyüklüğünde düşünmekten ve Türkiye ölçeğinde vizyon üretmekten de giderek uzaklaşıyorlar. Hitap ettikleri kesimlerin siyasi beklentilerin ötesinde kucaklayıcı bir siyaset geliştiremiyorlar. Başka toplumsal kesimlere hitap eden, kucaklayıcı, kuşatıcı bir söylem kullanmak yerine, kendi tabanlarını, kendi siyasi cemaatlerini tatmin eden kutuplaştırıcı bir dile savruluyorlar. İstikrarın korunması, terörle mücadelede insanlarımızın güvenliği, demokratik atılımların gerçekleştirilmesi gibi hayati konularda AK Parti’yi yalnız bırakmalarının sebebi budur. Türkiye’nin bütünü temsil etmeyen partiler Türkiye’yi anlayabilirler mi? Türkiye’nin tamamına söyleyecek sözü olmayan partiler Türkiye’nin istikametini doğru okuyabilirler mi? Aynı anda hem Edirne’ye, hem Hakkari’ye, hem İzmir’e, hem Diyarbakır’a, hem Konya’ya, hem Artvin’e, hem Muğla’ya, hem Rize’ye kulak vermeyen bir parti Türkiye’nin bütün bölgelerini temsil edebilir mi? İşte biz bunun için Türkiye’nin yegane umudu AK Parti’dir diyoruz, çünkü AK Parti bütün Türkiye’nin partisi, 78 milyonun partisidir. İşte bunun için başta söylediğim gibi bizim yükümüz ağır, sorumluluğumuz büyük, ama bu sorumluluğu aşacak inancımız, bu sorumluluğun gereğini yapacak gücümüz, kudretimizde var ve bunu milletten alıyoruz.

Değerli arkadaşlarım, 13 yıl önce yola çıkarken milletimize en önemli vaadimiz, Türkiye’nin hem aklı, hem vicdanı olmaktı bu şiarımızı asla unutmadık. Yeni bir başlangıcın eşiğinde bu şiara sonuna kadar sağdık kalacağımıza bir kere daha söz veriyoruz. Milletimiz bizim vicdanımızı kim temsil ediyor dediğinde Meclis’teki 317 AK Parti milletvekili ve Türkiye’nin her yerinde gece, gündüz çalışan AK Parti teşkilatı biz buradayız diyecek. Milletimiz bizim ortak aklımızı kim teslim ediyor, ortak ahlakımızı kim temsil ediyor dediğinde her bir AK Parti neferi ayağa kalkacak biz buradayız ve biz buradaysak ortak aklımızda, ortak ahlakımızda, ortak vicdanımızda emniyet altındadır diyecek. Hem Türkiye’nin medeniyet çizgisine, hem milletimizin hissiyatına sağdık kalacağız. Hem demokrasiye, hem erdemli siyasete, hem birbirimize, hem de davamıza sağdık kalacağız. Her insanımızın hakkına, hukukuna, Türkiye’nin büyük hedeflerine sağdık kalacağız. Biz doğru yerde durmaya devam ettikçe Allah’ın izniyle siyasetimizde doğru çizgisinden sapmayacaktır. Yolumuzun uzun, yolculuğumuzun meşakkatli, ama hedefimizin de mübarek olduğunu biliyoruz. Bizler istikameti doğru olanın attığı en küçük adımın bile hayra büyük bir hizmet demek olduğuna inanan insanlarız. 1000 yıllık yürüyüşlerin atılan küçük bir adımla başladığını daha o ilk adımı atarken biliyorduk, bugünde bu idrakten hiç uzak kalmadık. Bizim yolumuz Hakkın rızasını arayanların, Hakkın rızasını insana hizmette bulanların yoludur. Biz geçmiş 13 yılın tek bir anında milletimize yüksekten bakanlardan olmadık, hep fedakarca hizmet edenlerden olmaya gayret ettik. Bu emaneti yıllardır fedakarca taşıyan AK Partililer, değerli dava arkadaşlarım sizler çok iyi bilirsiniz bu yük ancak yürekle taşınır, bu emanet ancak yürekle muhafaza edilir. Yüreği engin ve derin olmayanlar bu emaneti üstlenemezler. Yüreği terörle mücadele veya Türkiye’nin düşmanlarıyla mücadele etmek gerektiğinde yüreği tam bir cesaretle dolu olmayanlar milleti kuşatmak gerektiğinde milleti gönülle, muhabbetle kuşatmak gerektiğinde yüreği yeterince engin olmayanlar bu davayı anlayamazlar.

Biz ilk gün olduğu gibi bugünde Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir meselesi yok yeter ki yüreklerimizi ortaya koyalım diyerek yola çıktık. Bizim yolumuz, istikametimiz, ahdimiz ve inancımız budur. İstikametimizden asla şaşmadan, çıtayı daha yükseklere koyarak yolumuza aynı kararlılıkla devam edeceğiz. İnsani hassasiyetlerimizi kaybetmeden kibre ve başarı sarhoşluğuna kapılmadan hedeflerimize yürüyeceğiz. Derdi olanın, ihtiyacı olanın, dara düşenin ilk elini tutan biz olacağız, dertlerini derdimiz bileceğiz. Bu ülkenin çocuklarının, gençlerinin, hayallerinin kırılmasına asla izin vermeyeceğiz.

İl başkanlarımızdan özel ricam, bütün bölgelerde AK Parti’nin siyasi ilkelerine sadık kalarak milletimizle beraber olmaları, hemhal olmalarıdır. Onların sıkıntılarını kendi sıkıntımız bilerek çare içinde, arayış içinde olacaksınız. Sakın ola ki sakın ola ki, seçim zaferi tamamlandı görevimizi ifa ettik diyerek köşelerinize çekilmeyeceksiniz. Göreviniz bundan sonra her an ilinizin her köşesindeki vatandaşımızla buluşup bu gönül beraberliğini sürdürmektir. AK Parti 81 vilayetimize siyaset yapan tek parti bu ülkenin her köşesinde faaliyet gösteren tek parti olarak daima ayakta olacak. AK Parti Türkiye’nin partisi bizim bu ülkenin her yerine, 78 milyon vatandaşımızın her birine söyleyecek sözümüz var. Şarkımızda söylediğimiz gibi seçim şarkısı, söyleyecek sözümüz yürünecek yolumuz, sözümüz etkili yolumuz hayırlı olsun diyoruz.

Biz diğer partiler gibi ülkenin belli bir bölgesine, hatta belli şehirlerine hapsolmuş değiliz. Buradan bir hususu daha zikredeyim, biraz önce rakamları onun için verdim. Sadece illerimizde görev yapmayacağız. Edirne teşkilatını ben bir gün kucaklaşmak üzere Hakkari’de görmek istiyorum Hakkari teşkilatımla birlikte. Başka bir gün Van teşkilatımızı Tekirdağ’da ya da İzmir’de görmek istiyorum. Konya teşkilatını Şırnak’ta görmek istiyorum, Rize teşkilatını Şanlıurfa’da yani size bundan sonra görev bütün Türkiye sathında bir görevdir milleti birleştirecek her faaliyeti yapacaksınız. Hani hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, satıh ise bütün vatandır denilen İstiklal Harbi şiari şimdi sizin için şudur: Hattı siyaset yoktur, sathı siyaset vardır, satıh ise bütün Türkiye’dir. Ta ki bu illerde diğer illere dönük olarak bazı partilerin burası bizim kalemiz şurada ise biz yokuz diyenlere gösterircesine her yer bizim kalemiz, çünkü biz milletin kalesine sığınmışız diye her yerde varlığımızı göstereceğiz. Noktasal olarak bir ili diğer ile kardeş kılalım anlamında söylemiyorum, onu zaten yapacağız, ama sürekli hareket halinde bir teşkilat istiyorum. Hiçbir hareket edecek bir faaliyet yoksa sabahleyin kalkıp teşkilat olarak yerinde adımlarınızı yoklayacaksınız, istikamet üzerinde olduğumuzu göstermek için hep beraber aynı ritim içinde, aynı güzel dualarla yola çıkacaksınız. 1 Kasım seçimleri bu ülkenin bazı şehirlerini kendi bölgesi olarak görenlere atılmış bir tokattır.

81 vilayetimizde cesaret ve kararlılıkla AK Parti bayrağı dalgalanacak, demokrasi bayrağı, hizmet bayrağı dalgalanacak. Her türlü ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, ötekileştirici söylemin ve hareketin karşısında olacaksınız, bütün vatandaşlarımıza aynı muhabbetle yaklaşacaksınız. Vatandaşlarımızın özgür iradelerinin üzerinde oluşturmak istenen hiçbir baskıya, zorlamaya fırsat vermeyeceksiniz. Her türlü zorluğa karşı sizinle birlikteyiz, sizinle birlikte olacağız. Vatandaşlarımıza da bizden aldığınız talimat, bu toplantıda edindiğiniz genel izlenim ve aldığınız talimat olarak buradan döner dönmez bütün vatandaşlarımıza bu mesajları ileteceksiniz. Bütün vatandaşlarını kucaklayan AK Parti ilk günkü aşka yola devam ediyor diye selamlarımızı ileteceksiniz.

Ne özgürlüklerden, ne insanlarımızın güvenliğinden vazgeçmeyiz. Hem demokratikleşme yolundaki adımlarımızı atmaya, hem sonu gelinceye kadar terörle mücadeleye devam edeceğiz. Türkiye herkesin yüzünün güldüğü, herkesin kendine ait hissettiği bir ülke haline gelecek bunun öncüleri sizler olacaksınız. Sizler bu ülkenin gelecek hayallerini, geleceğe yürüyüşünü temsil ediyorsunuz. Her kesimden, her inançtan, her kültürden insanımızın umutlarını sizler temsil ediyorsunuz. Sizler bu ülkenin mutlu, müreffeh, aydınlık ve özgür yarınlara ulaşmak için çıktığı yolculuğun öncülerisiniz. 7’den 70’e her insanımızla dost, arkadaş, yoldaş, gönüldaş olacaksınız.

Kadın kollarımıza sesleniyorum, kadın kollarımız bulundukları yerde kadınlarımızın her derdiyle ilgilenecek, onlarla birlikte yeni ufuklara yürüyecek. Kadınlarımızın bu ülkeye her alanda çok büyük katkıları var, bize düşen onların ihtiyacı olan her imkanı sağlamaktır. Eğer bir ülkenin kadınları o ülkenin gelecek nesillerini emanet edilen anneler, o ülkenin bereketli hanımları bir davaya sahip çıkmışsa o davanın sırtı yere gelmez. Ben her gittiğim mitingde en ön safı heyecanla dolduran hanımlarımıza, kadınlarımıza, genç kızlarımıza buradan bir kez daha huzurunuzdan selamlarımı gönderiyorum.

Öyle tablolar yaşadık ki 81 vilayeti dolaşırken, daha sonra 25’i aşkın vilayeti dolaşırken en önde ninelerimiz vardı. Hiç unutmuyorum, Bergama’da yoğun yağış altında saatlerce bizi bekleyen, bizi dinleyen kadınlarımızın hiç biri meydanı terk etmedi. Ve elleriyle açarak özellikle ninelerimizin ellerini böyle göğe kaldırarak bizim konuştuğumuz kürsüye doğru onları gösterip size dua ediyoruz diye sembolik dille ifade etmeleri var ya emin olun oradan aldığım enerjiyi hiçbir yerden almadım. Allah, kadınlarımızın o bereketli dualarını, o bereketli emeklerini hiç zayi etmesin ve yine kadınlarımızın izzetini, onurunu korumak bizim en büyük vazifemizdir. Kim ne gerekçeyle olursa olsun herhangi bir kadınımızı incitirse bilinsin ki o incinen kadınımızın siyasi görüşü ne olursa olsun onun yanında, onu inciten kim olursa olsun, siyasi görüşü ne olursa olsun onun karşısında olacağız. Kadına karşı şiddet ister fiili, ister sözlü anlamda Türkiye’nin her bir köşesinden silinene kadar bu konudaki mücadelemizi de sürdüreceğiz.

Yine aynı şekilde gençlerimize sesleniyorum, gençlik teşkilatlarımıza. Gençlerimize yönelik programlarla onları zenginleştirmek, onlara yeni imkanlar kazandırmak sizin göreviniz. Gençlik kollarımız gençlerin dilinden anlayacak, onların sıkıntılarını bilecek, onlarla bir arada olacak. Onların heyecanlarını paylaşacak, hayallerine ortak olacak ve onları siyasi zeminde temsil edecek. Gençlik kollarımıza ve gençlerimize bir kez daha hepimiz gençlik hareketleri içinden siyasi bilince ulaştık. Gençlik hareketleri içinde olanlar gençliğin heyecanını siyasete taşıyanları kimse susturamaz. Ben gençlerimize seslerini yükseltmeleri davetini istiyorum. Şiddete başvurmadan, silahı, herhangi bir şekilde şiddet unsurunu elinize almadan gençler, siyasete aşkla, şevkle ve fikri mücadeleye derinlikle gelin. Hiçbir zaman hiçbir güç sizin sesinizi kesmeyecek. Gençlerimizin fikir beyan etmeleri önünde herhangi bir engel olursa onun karşısında biz duracağız, ama gençlerimiz de şiddete başvurmayacaklar. Ve gençlik psikolojisinin haklı bir sonucu olarak hala kendimizi bu anlamda da 20 yaşındaki kadar genç hissederek söylüyorum, gençlerimiz statükoya teslim olmayın. Eğer uluslararası statüko eşitsizlik üzerineyse, eğer uluslararası statükoda zalimlerin sesi yükseliyorsa, siz de mazlumların sözcüsü olun. Gençlik yıllarında zalimlere karşı mazlumları gönülden desteklemeyenler, daha olgun yaşlarda aşkla bir davaya sahip çıkamazlar. Gençlik yaşında bir aşkı bir dava aşkını gönülden hissedemeyenlerin daha ileriki yaşlarda gece, gündüz milletle birlikte bir hizmet gayretine yönelmesi çok zor olur. Kim gençlerimizin sesini kısmaya kalkarsa, kim gençlerimizin önüne engel çıkarmaya kalkarsa o engelleri biz kaldıracağız. Ama gençlerimiz de bize ilimle, irfanla, aşkla, heyecanla yeni bir neslin Türkiye’de yükselmekte olduğu müjdesini verecek şekilde hep önümüzde olacaktır.

Burada gençlerimize inşallah 2019 yılında oy kullanacak olan şu anda 14-15 yaşında olan daha erken yaş gençlerimize de sesleniyorum, kendinizi geleceğe hazırlayın biz size güveniyoruz, siz de bize güvenin. Size, gençliğine güvenen hiçbir siyasi hareket kaybetmemiştir. Ve milleti kucaklayan herhangi bir AK Parti Gençlik Kongresine gidildiğinde Türkiye’den 78 vilayetinden gençlerin aynı sloganları seslendirdiğini görürsünüz.

Beni en çok mutlu eden bu seçim kampanyalarında nedir biliyor musunuz arkadaşlar? Van’a gittim o gençlerin alnından öpüyorum, hani Van’da sokakları terörize etmek istedikleri günde Hakkari İl Başkanımıza Van’da hunharca linç etmek için saldırdıklarında o terör gününde dahi gençlerimiz bir anda önden başlayarak bütün Van Meydanını İstiklal Marşı okuyarak, gür bir sesle okuyarak titrettiler, inlettiler. Van’da bize o güzel anları yaşatan gençlerimize de teşekkür ediyorum.

Ve Van’da atılan sloganlarla ondan birkaç gün sonra gittiğim İzmir’de, diğer illerde atılan sloganlar AK Parti gençlerinin şiarları hep aynı şiarlardı. Bizler doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde o gençler var ya o gençlerin ne dağlarda heba olmasını istiyoruz, ne de hapishane köşelerinde ömürlerinin geçmesini. Bizler o gençlerin kütüphanelerde, o gençlerin müzelerde, o gençlerin bilim merkezlerinde, o gençlerin spor salonlarında, o gençlerin omuz omuza her alanda bir arada olmalarını istiyoruz.

Yine buradan özellikle belediye başkanlarımızı, yerel yönetimlerde görev alan il meclislerindeki arkadaşlarımıza da seslenmek istiyorum. Bize oy veren, vermeyen ayrımı yapmadan bütün hemşerilerinize hizmet edeceksiniz, AK Parti siyasetinin ahlaki duruşunu korumaya özen göstereceksiniz. Şehir kültürüne, sosyal hayatına katkı sağlayacak, tabii ve tarihi güzelliklerin korunmasına özel bir dikkat göstereceksiniz. Ziyaret ettiğim her ilde STK’larla bir araya geldiğimde ya da parti toplantılarımızda o şehirle ilgili kanaatlerimi paylaşıyorum. Herhalde hepiniz şahit oldunuz, Türkiye’nin her şehrine şahsen aşık olduğum gibi, parti olarak da hep beraber de aşığız. Her bir şu anda tek tek ismini zikretmeyeceğim her bir şehrimiz kendi güzelliklerini barındırıyorlar. Biliniz ki, özellikle belediye başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, il genel meclis üyelerimiz o şehirleri güzelleştiren iki husus var. Bir, vatanımızın o güzel doğal zenginliği, iki tarihimizin o derin kültürel zenginliği ikisine de zarar verilmesine izin vermeyeceksiniz.

Düşünün, hani zikretmek için sadece bunu vurgulayayım yanlış bir şey gördüğüm için değil, ama biblo bir şehir gibi gördüğüm için. Mesela Amasya’da o Yeşilırmak’ın kenarındaki yalı evleri gölgede bırakacak yüksek bir bina o şehre yapılan bir katliamdır. Yapıldığı için söylemiyorum güzel bir örnek, yani bir misal olsun diye söylüyorum.
Mardin Büyükşehir Belediyesi şu anda bizde değil maalesef, ama her bir taşının korunmasından orada belediye meclis üyesi olan arkadaşlarım ve milletvekillerimiz sorumludur. Özellikle bizde olmayan büyükşehir belediyeleri, biz de olmayan belediyelerin bulunduğu yerlerdeki arkadaşlarımız, il başkanlarımız tek tek takip edecekler doğal ve tarihi zenginliğe zarar gelmemesini, halel gelmemesine özen gösterecekler.

Bursa’nın, Diyarbakır’ın, Edirne’nin belediye, yerel yönetimler kimde olursa olsun savunulma, kültürel değerlerinin korunması hepimizin ağır sorumluluğu üzerimizdedir. Tabi İstanbul’u ve diğer birçok güzel şehirlerimizi tek tek zikrederek bu konuyu burada daha fazla uzatmak istemiyorum. Ama biliniz ki, özellikle Yerel Yönetimler Başkanlığımızla bütün şehirlerimizi tek tek mercek altına alacağız. Bizim dönemimizde Rabbimizin bu topraklara lütfettiği güzelliği, çevre güzelliğini rencide edecek ya da ecdadımızın bize emanet ettiği tarihi eserleri gölgede bırakacak tek bir belediye uygulamasını görmek istemiyoruz. Biz odağında insan olan, insana hizmeti esas alan bir siyasetin temsilcisiyiz. Temel önceliğimiz bundan sonra da insana, insanımıza hizmet etmek olacaktır. Seçimden önce milletimize söz verdiğimiz gibi ilk günkü aşkla bir kere daha yola çıkmaya hazırız her alanda hedeflerimizi belirledik. Geçen 13 yılda yapılanları inşallah yeni bir atılım dönemiyle taçlandırmak için kollarımızı sıvadık. Türkiye’yi yeniden inşa ederken aynı özgüvenle davranacağız, Türkiye’yi kendi ayakları üzerinde duran bir ülke haline getireceğiz. Merkezi yönetimle, yerel yönetimlerle hep beraber tam bir koordinasyon içinde milletimizin hizmetinde olacağız.

Türkiye’de şu anda da çok büyük başarılarla yürüttüğümüz yerel yönetimlerdeki başarımız bize halkımızla yakın teması gösterdi, öğretti. Şimdi de yerel yönetimlerde ve merkezi yönetimlerde hep beraber en güzeli gerçekleştirmek için çaba sarf edeceğiz. Biz hiçbir dönemde günü kurtarma siyasetine prim vermedik bundan sonra da vermeyeceğiz. Ne bugünün meselelerini ihmal ederiz, ne yarını unuturuz, ne geleceğe hazırlanmaktan geri kalırız. Türkiye için birçok alanda yeni açılımlara ihtiyaç duyduğumuz çok önemli bir dönemin eşiğindeyiz. Bu tarihi açılımları birer atılıma dönüştürecek olan kadro bu kadrodur. 2002’den sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 13 yıl boyunca atılım üstüne atılım gerçekleştiren de yine bu kadro olmuştur. İsimler değişiyor olsa da heyecanımız aynıdır, ilkelerimiz aynıdır, istikametimiz hep aynıdır, bu istikamet de sırat-ı müstakimdir. Şimdi mevcut kazanımları istikrarla koruyacak ve daha büyük hedeflere yürüyeceğiz.

Aziz yol arkadaşlarım; Türkiye son yıllarda gerilimler yaşadı, insanlarımız bu gerilimlerden yorgun düştü. Birçok kumpası hep beraber yerle bir ettik. Bütün bu gerilimleri sona erdirmek, kutuplaşmaları gidermek ve insanlarımız arasındaki muhabbeti geliştirmek istiyoruz. Bu milletin enerjisinin, dinamizminin, gelecek umudunun kutuplaştırıcı söylemlerle heba olup gitmesine asla izin vermeyeceğiz. Belli bir bölgeye sıkışan, belli bir kesime hitap eden, kendi topluluklarını tatmin etmek için kutuplaştırıcı dilden medet uman siyasi partilerin bu ülkenin enerjisini tüketmesine de izin vermeyeceğiz. Önümüzdeki dönemde her kesimle konuşarak, onları dinleyerek önce bu tansiyonu düşüreceğiz.

Dünya değişiyor, Türkiye büyüyor ve değişiyor. Yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor, bu ihtiyaçların farkındayız. Orta ve uzun dönemli büyük bir yapısal reform süreci başlatmak için hazırlıklarımızı yaptık. Türkiye’nin bu yeni dönemde en önemli önceliği yeni bir anayasadır. Artık Türkiye demokrasi ruhuna uymayan darbe Anayasasıyla yönetilemez. Güçler ayrılığı prensibine, insan onuruna dayalı, özgürlükçü bir anayasa en büyük ihtiyacımızdır.

Türkiye’nin değişim şartlarıyla uyumlu yeni bir anayasa hedefini bu dönemde inşallah gerçekleştireceğiz. Yeni anayasayla birlikte inanıyorum ki bütün toplum kesimlerinin katılım içinde olacağı yeni bir dönem başlayacak.

Önümüzdeki dönemde farklı sosyal kesimlere yönelik reform çalışmalarımız da yoğunlaşarak devam edecek. Özgürleştirici ve sosyal hayatı olumlu yönde düzenleyici reformlar yapacağız. Biz inancı, mezhebi, ırkı, dili, siyasi düşüncesi, ekonomik seviyesi ne olursa olsun herkesin mutlu olacağı bir Türkiye istiyoruz. Herkesin kendisini rahatça ifade edebileceği, kendisini eşit gördüğü bir Türkiye istiyoruz. Bütün vatandaşlarımızı bu reform sürecine katacağız, herkesi dinleyeceğiz. Türkiye’de temsil sisteminin tıkanıklığa yol açan arızalarını gidermek için gereken düzenlemeleri yapacağız. Aynı şekilde ekonomide de gereken reform adımlarını atacağız. Yeni gelişen şartlara uygun yapısal reformları mutlaka tamamlayacak, hayata geçireceğiz. Seçim meydanlarında milletimize ne söz verdiysek ilk 3 ay içinde hepsini teker teker yapacağız, sözünün gereğini yapan bir parti olma anlamında sicilimizi bembeyaz tutacağız.

Mali disiplinden taviz vermeden farklı toplum kesimlerimizi rahatlatacak her türlü tedbiri alacağız. Bu ülkedeki ekonomik gelişimi ve refahı artıran çiftçiye, emekliye, esnafa, memura, her kesime bu refahı yansıtmaya devam edeceğiz.

Yeni dönemde, geçen hükümetlerimiz döneminde başlattığımız bütün büyük yatırımları tamamlayarak milletimizin hizmetine sunacağız. Gerek Cumhurbaşkanımızın döneminde başlatılan, gerek son 1 yılda bizim başlattığımız bütün dev projelerimizi mutlaka tamamlayarak ülkemize kazandıracağız.

Değerli arkadaşlarım; 13 yılda gece-gündüz demeden milletimize hizmet ettik, daha büyük bir azimle hizmet etmeye devam edeceğiz.

Hafta sonu Antalya’da gerçekleşen G-20 Zirvesi, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin parlak bir nişanesidir. Dönem Başkanı ülke olarak dünyanın önemli liderlerini, küresel ekonominin söz sahiplerini ülkemizde misafir ettik. 13 yıl gibi kısa bir zamanda IMF kapılarında borç almayı bekleyen Türkiye, dünya ekonomisinin devlerine başkanlık edecek bir seviyeye geldi. Bugün geldiğimiz noktayı güzel bir başlangıç noktası olarak alıyor ve gözümüzü daha yüksek seviyelere, daha büyük hedeflere doğru çeviriyoruz. İnşallah 78 milyon insanımızın umutlarıyla, hayalleriyle, beklentileriyle yepyeni bir Türkiye inşa edeceğiz. Bu yolda çok önemli mesafeler aldık. Bundan sonra da daha fazlasını başarmak için durmadan gece-gündüz çalışmaya devam edeceğiz.

Felaket tellallığı yapanlar her yaptıkları gibi bugün yine kargaşadan menfaat temin etmeye çalışıyorlar. Yine bu ülkenin istikrarı üzerinde oyunlar oynamanın gayreti içindeler, ama başaramayacaklar. Çok açık ve net olarak söylüyorum; Türkiye’ye inanmayanlar mutlaka kaybedecekler. Türkiye çok iyi yolda, çok güzel bir geleceğe doğru ilerliyor. Bu yolda biz birbirimize inanıyoruz, güveniyoruz, milletimize inanıyor, milletimize güveniyoruz.

Ben de bu AK Parti ailesinin bir neferi olarak sizlerle gurur duyuyor ve sizlere güveniyorum. Sizlerle millete hizmet için çıktığımız bu yolculukta yol arkadaşlığı yapmış olmak benim için bir mutluluk ve gurur vesilesidir.

Bu yolculuk burada bitmiş değildir, daha yeni başlıyoruz. El-ele, gönül-gönüle yapacak daha çok işimiz var. Kongrede söylemiştim, şimdi söylüyorum; böyle bir kadroyla yol yürümek ne kadar güzel. Böyle bir kadroyla gönül birliği yapmak ne kadar onurlu. Böyle bir kadroyla el ele tutuşup yeni Türkiye’yi inşa etmek ne büyük şeref. 2023 hedeflerini inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz.

Görevlerini büyük bir millet aşkı ve şevkiyle yerine getirirken Hakk’ın rahmetine kavuşan arkadaşlarımız da oldu, onlara da rahmet diliyorum, ailelerine taziyelerimi sunuyorum. Bize de millet nezdinde hayırla hatırlanacaklardan olmayı Allah nasip etsin diye dua ediyorum.

Türkiye’nin yolu ve bahtı açık olsun. Allah yardımını esirgemesin. Allah bu kutlu yolda birarada, kardeşçe yürüyenlerin arasına hiçbir fitne ve fesadın girmesine izin vermesin. Bir olanlar milletin birliğini de savunurlar. AK Parti birlik hareketidir, dirlik hareketidir, AK Parti, Büyük Türkiye hareketidir.

Bütün AK Parti kadrolarını, teşkilatlarını buradan bu büyük zafer dolayısıyla bir kez daha selamlıyorum ve inşallah en kısa zamanda teşekkür ziyaretleri için 81 vilayetimizi tekrar dolaşma taahhüdüyle hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.

Kaynak

AK Parti 17.11.2015

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 11-20-2015, 20:17   #2
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
adaletvekalkınmapartisi, ak parti, ak parti genel başkanı, başbakan ahmet davutoğlu, büyük türkiye, büyük türkiye hareketidir, türkiye


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




çarşamba çilingir webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım