AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 03-26-2011, 22:14   #1
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart AK parti 'ılımlı' değil, 'uyumlu' olsun Stratejisi !


AK Parti iktidarıyla birlikte ABD ve müttefikleri, Türkiye'deki İslam'ın Yahudilik ve Hıristiyanlıkla 'uyumlu' hale geleceğini düşündü. Onlara göre, Türkiye zaman içinde Müslüman coğrafyalarda yaşananlara kayıtsız kalacak, Türkiye 'model' olarak sunulacaktı. Beklenen olmadı
11 Eylül'e ilişkin çok şey söylendi, CIA'in önceden bilgi sahibi olduğu yönünde belgeler yayınlandı ve filmler yapıldı. Ama biz olayın 'İslam ve Müslümanların yaşadığı coğrafyaya karşı düşmanlığı' boyutuna bakmak istiyoruz. Sovyetler'in dağılmasından sonra düşman arayışına giren ABD ve Batılılar, İslam ve Müslümanlığa saldırmak için fırsat elde etmişti. Sovyetler ve Komünistlere karşı İslam'ın cihat rengi olan 'yeşili' kullanan Haçlı Batı, artık bu rengin solarak 'sarı'ya dönüşmesi gerektiğine inanmaya başlamıştı. Müslümanların radikal ya da ılımlı olması Batı'nın umrunda değildi. Nitekim 11 Eylül'den 9 yıl kadar önce en ılımlı Müslümanların yaşadığı Bosna'da Sırp katliamını seyreden, bazen Sırplara yardım eden Batı on binlerce insanın ölümünden haz almıştı. ABD 2 yıl seyrettikten sonra rakip Avrupa'yı potansiyel tehlikeyle karşı karşıya bırakmak amacıyla 'yarım yamalak' da olsa Müslüman Bosna'nın bağımsızılığını doğuracak Kasım 1995 Dayton Anlaşması'nı kabul ettirip savaşı durdurdu. Tabii ki bunu Rusya'yı sıkıştırmak için yapmıştı. Müttefikler, Suudi parasıyla radikalleşen Çeçenleri de bahane edip Rusya'nın Çeçenistan katliamlarına göz yumacaktı. Batı petrol ve doğalgaz bağlamında stratejik konumda olan Çeçenler üzerinden Rusya'yla pazarlık yapmıştı. Nitekim 2008'deki Gürcistan olayları dolaylı da olsa bu pazarlığı kanıtlayacaktı. Nabucco projesi bunun ekonomik ve politik bir yansımasıdır. Batı, Şii ılımlı Türk olan Azeri Müslümanlar yerine Haçlı mantıklı Ermenilerin Karabağ işgaline seyirci kalmıştı. Yani Batı'nın Müslümanları hedef alması için ille radikal olmaları gerekmiyor. Şii ya da Sünni olmalarına bakmıyor. Örneğin 10 yıla karşın Sünni Taliban Afganistan'da çok güçlü. İran'la uzlaşamayan Batı, Taliban'a 'Afganistan'ı beraber yönetelim' diyor.

İKİ GÖRÜŞ ORTAYA ÇIKTI
11 Eylül sonrası 'Neo-Con'cu Yahudi ve Hıristiyan çevreler, radikal İslam'ın bataklığı olarak gördükleri Suudi Arabistan'dan uzaklaşılması gerektiğini, Şiilere yanaşmanın daha başarılı sonuçlar getirebileceğini savunmaya başlamıştı. Onlara göre Şiilik'te ruhban sınıfı var, onlar da İsa'nın 12 havarisi gibi 12 İmam'a inanıyor. İsa bir çok yönden Hazreti Ali'ye çok benzemekte. Ancak Suudi Arabistan ve benzer Körfez ülkelerinin ABD çıkarları açısından (petrol) ne denli önemli olduğunu bilen Amerikan sistemi, bu ülkelerden vazgeçilemeyeceğini de biliyordu. Bu ülkelerle yeni türden ilişki yeni süreci başlatabilirdi. Yani Suudiler radikal din anlayışından uzaklaştırılacak ve Batı'nın yeni İslam anlayışının hizmetine sokulacaktı. Bölge Batı'nın yeni İslam'ına inanıp 'uyumlu' olarak yaşantısını buna göre ayarlayacak.

'İÇİ BOŞALTILMIŞ İSLAM'
Batı'ya göre İslam siyasal ve sosyal içeriğinden boşaltılacak, insanlar egoist olmaya yönlendirilecek. 'İslam'ın çirkin yüzü' gösterilecek, insanlardan İslam'a karşı savaşta ABD ile hareket etmeleri istenecek. Batı, Suudi ve Körfez ülkelere 'Ilımlılaşın yoksa Şii tehlikesinden biz bile kurtaramayız' diyecek, diyor. 3 yıldır Yemen ve son günlerde Bahreyn, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Umman'da yaşananlar en somut kanıtı. Tıpkı Suudi ordusunun 15 Mart'ta Bahreyn'e girip ayaklanan Şii halka güç gösterisinde bulunması gibi. Somalili korsanların peşinde dolaşmak bahanesiyle bölgeye gelen İran savaş gemileri de Şii Husilere silah yetiştiriyordu. Bu durum Kızıldeniz girişini (İsrail ve Süveyş Kanalı'na giden yolu) kontrol eden, Suudi Arabistan'a komşu olan Yemen'i çatışmaların odağı haline getirecektir. Batı'ya göre Yemen, Somali, Sudan'da, İslam aleminde insanların, din yerine günlük maddi işlerle oyalanmaları sağlanmalı. Türkiye dahil Arap ve İslam aleminde hızla yaygınlaşan eğlence, evlenme programları bu amaçla kullanılmakta. Körfez ülkelerinde memurlar mesainin % 60'ını borsa takip ederek geçiriyor. Batı, dinin sulandırılması, yeni hikayeler üretilmesiyle ilgilenmekte. Batı talimatıyla başta Yemen, Pakistan, Endenozya, Mısır olmak üzere İslam ülkelerinde din dersi müfredatı değiştirildi. Mübarek'in izniyle ABD, eğitim sisteminin düzenlenmesi için onlarca uzman Mısır'a gönderdi, başlarına Yahudi kökenli bir kadını atadı. Mübarek ilk, orta ve liselerde din ve tarih derslerini %70 azaltmış, Kuran-hadis derslerinin % 45'ini kaldırmıştı. Benzer şeyler Yemen, Fas, Pakistan ve Cezayir'de yapıldı.Yayınlarda insanlardan 'uyumlu olmaları' isteniyor.
Aynı öğütler İslamcı parti, örgütlere de veriliyor: 'Uyumlu olun, yardımcı olalım.' Batı'ya göre Müslümanlık ruhsuz bir ibadete dönüştürülmeli. Ve böyle bir İslami inancı uygulayabilmek için Arap olmayan Müslüman ülkeler daha uygun. Bu nedenle Şah zamanında İran, Malezya, Endonezya, Pakistan ve şimdi Türkiye Batı için önemli. Batı, kafaları karıştırmak için dinler ve kültürlerarası diyalog ve işbirliğinden söz etmeye başlamıştı. Papa ise 2006'da Vatikan'ın diyalog söylemini unutarak İslam ve Peygamberine saldırmaktan çekinmemişti.

PARÇALAMA SÜRECİ
Müslüman ülkelerin tümünün komşularıyla problemleri var. Sorunları aşamayan ülkeler kolay ele geçirilir. Bu nedenle Irak'taki ılımlı Sünni Kürtlerle ılımlı Şii Arapların ortaklığı Batı için önemli. Irak'ta İran destekli Şiilerle işbirliği yapan ABD, Lübnan'daki İran destekli Şii Hizbullah'a ise savaş açmış durumda. Çünkü Hizbullah, Şiiliğin başkaldırışını simgelemekte ve İsrail'i yenmekteydi. İslamcılar tarafından yönetilen Sudan Batı'nın hedefi. Mayıs 2005'te Batı baskısıyla imzalanan anlaşma sonrası ABD, İsrail ve Batı destekli güneyli Hıristiyanlar, 2011'de referandumla Sudan'dan ayrıldı. Güney Sudan Mısır ve Kuzey Sudan için yaşamsal öneme sahip Nil üzerinde tasarruf hakkına sahip olacak. Batı, Irak'tan sonra Sudan'ın parçalanmasıyla Müslüman ülkelerde parçalanma sürecini başlatmak istiyor. Belki bu nedenle Irak'ı yöneten Pual Bremer 15 Ekim 2005'te, yazdığı anayasayı kabul ettirerek bölgenin federal ve bölünmüş ülkelere ayrılmasının sinyalini verdi.

SALDIRI TÜRKİYE'YE TEPKİ Mİ?
Suriye ise direndiği için ABD, İsrail saldırılarıyla karşı karşıya. Batı, Türkiye'nin bölgesel rolünden ve İsrail-Suriye arabuluculuğundan hoşnut değildi. Belki bu nedenle İsrail Başbakanı Olmert, 23 Aralık 2008'de Ankara'da Erdoğan'la görüştükten 5 gün sonra Gazze'ye saldırı kararı vermişti. Bazı kaynaklar Türkiye'nin bölgesel rolünden hoşlanmayan Mübarek'in, Olmert'i cesaretlendirdiğini sızdırmıştı. Belki bu nedenle başta Hıristiyan Batı İsrail'in Gazze saldırısına ses çıkarmadı, 1600 Filistinlinin ölümüne seyirci kaldı...
İRAN TÜRKİYE ÇATIŞMA SENARYOSU
TÜRKİYE bir model olarak ön plana çıkıyor. AK Parti iktidarı herkesin ilgisini çekti. Bu merak, 1 Mart tezkeresinin reddi ve Erdoğan'ın bölgede yıldızının parlamasıyla daha da arttı. Sonraki politikalar AK Parti'nin bölgesel ününe ün katmış, örnek olmaya başlamıştı. Hamas lideri Ahmet Yasin 2004'te öldürüldüğünde Erdoğan'ın İsrail'i terörist ülke diye tanımlaması, Hamas lideri Halit Meşal'i 2006'da Ankara'da misafir etmesi ve ABD'nin Irak'taki katliamlarını kınaması Arap ve İslam aleminde büyük ilgi uyandırmıştı. Bu ilgi ise Erdoğan ve arkadaşlarına ABD ve İsrail'in ilgisini daha da artırmış ve 'Neden bu örnekten taktiksel olarak faydalanmayalım' dedirtmişti. Arap olmayan radikal Şii İran ile Arap olmayan ılımlı Sünni Türkiye arasında tercih yapmak zorunda kalabilecek olan Batı iki ülkenin avantaj ve dezavantajlarını hesaplayarak yeni oyununun detayları üzerinde çalışıyordu. Çünkü Batı'ya göre iki ülkedeki siyasal yapı kendisinin çıkarlarına hizmet edecek şekilde değerlendirilebilir ve gerektiğinde birbirine karşı kullanılabilir. Kullanma sonunda geriye ya Batı'yla uyumlu Sünni Türkiye ya da aynı uyumu zorunlu olarak gösterecek, nüfusunun % 30'u Azerilerden oluşan AK Parti tarafından yönetilen Müslüman Türkiye deneyiminden etkilenmiş ılımlı Şii İran kalabilir. Üstelik her ikisi de Arap değil, farklı versiyonlarda da olsa İsrail'e kafa tutuyor. Biri Şiilik adına din devleti kurmuş, Batı'ya kafa tutuyor diğeri Sünni gelenek, Osmanlı kültüründen gelmiş dindar insanların yönetiminde farklı bir yol deneyen Batı yanlısı, demokratik ve tartışmalı laik bir Türkiye. Bu nedenle ünlü CIA'ci Graham Fuller'in 'Sufi Türk-Osmanlı islamiyet anlayışı gerçek İslam'ı temsil eder' deyimi çok önemli. Batılı araştırmacıların beklentilerine göre AK Parti sistemle bütünleştikçe kadro ve yandaşları dinin gerçek öğretilerinden uzaklaşacak. Batılı uzmanlar, İslamcı partilere, 'AKP gibi NATO, ABD, AB ile uyumlu çalışırsanız sizi iktidara getiririz' diyor. Onlar için önemli olan AK Parti yönetiminde bir Türkiye'nin, bölgede Batı'ya olan tepkileri yumuşatması. Bu Türkiye'nin Müslüman ülkelere kabul ettirmek için İslami motiflerin ağır basacağı bir ülkeye dönüştürülmesinde mahsur yok. AK Parti'nin uygulayacağı İslam modeli Batı'nın umurunda değil.
'TÜRK İSLAMCILARI DEĞİŞİR' DEDİLER
BATI'ya göre Türkiye'deki İslamcılar ne Cezayir, ne İran İslamcılarına benziyor. Onlara göre Türk İslamcıları değişebilir. Ve Batı bu durumu belirginleştirip bu örneği 'İşte model Müslüman ülke' diye pazarlamayı planlıyor. Onlara göre önemli olan AK Parti'nin 'ılımlı' değil 'uyumlu' Müslüman olması. Onlara göre AK Parti dinsel anlamda da Hıristiyanlık ve Yahudilik ile de uyumlu olduğunu göstermeli. böyle bir İslam'a inananlar Filistin'de, Irak'ta yaşananlara kayıtsız kalacaktır... Batı yüz yıllık planlarla coğrafyamızı bu hale getirdi. Şimdi, 21. yüzyılın planını yapıyor. Arap-Yahudi savaşı bitince Kürtler devreye sokulacak. Acem,Arap, Türk ve Kürtlerle savaş gündeme alınacak. Batı bu planlarını başarıyla işlerse Sevr'in 100. yıldönümünde yani 2020'de Türkiye ve bölge yeni sürprizlere hazır olmalı. AK Parti'nin bölgesel politikalarından rahatsız olan batılı güçler, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl kutlamalarının önüne geçmeyi bile planlamakta. Bunu son günlerde bölgede yaşanan tehlikeli süreçlerle yapmaya çalışacaktır...

YARIN: HEDEF TÜRKİYE, PLAN TÜRKİYE'Yİ KUŞATMAK

http://www.aksam.com.tr/akp-ilimli-d...n--29093h.html

 


Konu Katade tarafından (03-26-2011 Saat 23:26 ) değiştirilmiştir..
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi