|
![]() |
#1 |
![]() Ali ÖZTÜRK
[email protected] Uludere’de yaşanan vahim hadisenin ardından kabul etmeliyiz ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Uludere’deki katliam gölge oyununu sona erdirmiştir. Gölge oyununun tarafları Devlet, AK Parti, Liberaller ve Adalet ve Vicdan inisiyatifleriydi.Uludere’de 35 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından perde arkasındaki herkes perdeyi bir kenara çekti ve açığa çıktı. Herkes için kritik eşik ‘devlet’ti. AK Parti’ye iktidardasın ama sakın devletçi olma diye nasihat edenler, şimdi AK Parti’yi ‘halkını bombalayan devleti’ mazur göstermekle ve sahiplenmekle suçluyorlar. AK Parti’yi iktidara taşıyan ana omurgayı teşkil eden muhafazakarlar hep sabırlıdır ve aynı zamanda refleksleri itibarıyla devletçidir. Liberal çevreler AK Parti’yi görece de olsa biz iktidarda tutuyoruz vehmine kapılarak üstüste uyarılar yaparken, Uludere olayı ile birlikte ilk defa AK Parti’nin ve destek veren geniş kitlenin devletçi yüzüyle karşı karşıya kaldılar. Aslında AK Parti’nin devletçi yüzüyle karşılaşanlar sadece liberaller değil tabii. Liberallerle devletçiliğe karşı birleşen ve ortak tavır geliştiren ‘özgürlükçü islamcılar’ şeklinde kendilerini tanımlayanlarda AK Parti’nin devletçi yüzüyle ilk defa bu kadar net biçimde karşılaşmış oldular. Peki AK Parti gerçekten devletçi mi oldu? Bu soruya benim cevabım zaten başından beri devletçiliğe yakındı olacaktır. AK Parti’nin en büyük avantajı kendisini tasfiye etmek isteyen devlet içindeki darbeci/oligarşik güçlere karşı halkın desteğini almasıydı. Sabır telkin ettiği muhafazakar çevrelere ‘tamam kontrol bizde’ demeye başladı bugünlerde. Ve daha da ileri giderek Uludere olayının üzerine gidenleri AK Parti iktidarına karşı oyun kurmakla suçlamaya başladı. Yani AK Parti devlet benim dedi bir anlamda. 10 yıldır iktidarda olan ve anketlerde hala yüzde 50’lilerin üzerinde oy alabileceği varsayılan bir partinin devlet benim demesi ve devletleşmesi çok doğal bir reflekstir. Zihnimizi şöyle bir tazeleyelim isterseniz. Başbakan Erdoğan ameliyat olduktan hemen sonra başlayan ‘Erdoğan’ın yerine kim geçecek’ tartışmaları esnasında MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ‘AK Parti bölünür mü ya da kaos olur mu?’ sorusuna verdiği cevap çok ama çok ilginçti: Başbakan inşallah kısa sürede sağlığına kavuşup partide herhangi bir çatlama, yarılmaya fırsat vermez. Devlet Bahçeli’nin bu cevabı bana çok ama çok ilginç gelmişti. Devlet Bahçeli bile Erdoğan’ın yeniden sağlığına kavuşup görevinin başına dönmesini temenni ediyordu. Ve bana kalırsa da bu temennisinde oldukça samimiydi. Şimdi yeniden düşünelim. Devlet kim? Cevap artık çok basit: AK Parti Peki AK Parti devletçi mi oldu? Hayır AK Parti devletçi olmadı bizatihi kendisi devlet oldu. Artık AK Parti’nin yapacağı herşey ve atacağı her adım devletin adımıdır. Farkında mısınız artık Başbakan Erdoğan devlet kadrolarındaki kimseden şikayet etmiyor. Yargı, Genelkurmay, Danıştay ve diğerleri tam manasıyla Erdoğan’ın istediği noktaya gelmiş durumda. Erdoğan bundan ötesini de zorlamayacaktır, sadece herkesin sınırları içinde kalmasını isteyecektir. Sınırların ne olacağını da eğer başarabillirse Yeni Anayasa’da bizzat Başbakan Erdoğan ve hukukçu kurmayları belirleyecektir. Uludere’de yaşananlar AK Parti’nin devletin bizatihi kendisi olduğu gerçeğini bazılarının görmesine vesile olmuştur herhalde. Bu olay karşısında AK Parti’nin takındığı tavır devletçi bir tavırdır. AK Parti diyor ki; bu cinayeti devlet işlemiş olabilir ama bu olay sebebiyle devleti yargılatmayacağız. Bizim görevimiz bu komployu kimler planladı ve yaptıysa bulup ortaya çıkarmaktır. Bu olaydan yola çıkarak devleti yargılamak kimsenin haddine değil. Çünkü devlet zaten benim. Başbakan Erdoğan’ın ve Beşir Atalay’ın konuşmalarından benim çıkardığım sonuç bu. Türkiye’de İslamcılar’ın AK Parti’nin bu tavrına karşı nasıl bir tavır geliştireceklerini doğrusu bende merak ediyorum. Şimdilik görebildiğim kadarıyla, bir kısım İslamcılar Uludere olayının bir komplo olduğunu bir kısmı da devletin Kürt halkına zulmettiğini düşünüyor. Peki devlet Kürtler’e zulmeder mi? Evet zulmedebilir. Peki AK Parti bunu sahiplenir mi? Eğer bu olayı kendi iktidarına karşı kurgulanan bir komplonun parçası olarak görürse AK Parti devlet gibi tavır alacaktır ve almıştır da. Eğer karşınızda BDP gibi Kürt halkının taleplerini provake ve istismar eden jakoben bir parti varsa devletin haklılığını kamuoyuna kabullendirmek çok ama çok kolaydır. BDP bu provakatif tavrını sürdürdüğü sürece, AK Parti’nin Uludere hadisesini çözerken takındığı tavır toplumun nazarında ‘devletçi’ de olsa makbul bir tavırmış gibi algılanacaktır. Hatta İslamcılar bile şapkadan çıkarılan bu tavşana tav olmaya hazır diyebiliriz.
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Güzel..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|