![]() |
#1 |
![]() Ertuğrul Günay/Türizim ve Kültür Bakanı;Kabinenin tasvip etmediğim chp kökenli bakanımız,özelikle son dönemlerde kartel medyasının eline büyük kozlar sunmakta,ve en önemlisi ak partimizin misyonundan ve vizyonundan uzak sahneler yaşanmaktadır.!Son olarak Kurban ibadeti ve Vali tartışmasını hepiniz izlemiş,okumuşunuzdur.
![]() ![]() Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay bayramlarda kurban kesmek yerine bağış yapmayı tercih ettiğini söyledi ‘Bu çağda kurbana gerek yok, ben bağış yapacağım’ Ertuğrul Günay, bayramlarda kurban kesmek yerine bağış yapmayı tercih ettiğini söyledi: “Artık bu çağda kurban kesip dağıtmak çok acil bir ihtiyaç olmaktan çıktı. Onu karşılayan başka türlü yardımlar yapılabilir inancındayım ben, herkesin inancı kendine tabii” dedi. Günay, bayramda tatili de desteklediğini açıkladı: “Turizme katkı sağlar, ayrıca insanımızın 8-9 günlük tatile gitmeye, dinlenmeye hakkı var. Tabii bir yandan aileleri ziyaret geleneğini de öldürmemek gerek FARUK ÇELİK/SOSYAL VE SİGORTALAR KURUMU BAKANI;Kabinenin kimlerine göre yükselen yıldız,kimilerine göre de hemşehricilik tutumu yüzünden bursa'da sevilmeyen bakan...Lakin bayramda Bursa'da yaşanan olayda tam bir başbakan edası ve yaklaşımı sergilmesi açıkçası benim de taktirimi kazandı.Konuşması sırasında sözünü kesip araya giren bir partilinin derdiyle yakından ilgilenip,fırçalamaması dikat çekiciydi.Başarıların devamını diliyorum bakanın! VATANDAŞ BAKAN ÇELİK'İN SÖZÜNÜ KESTİ" Bu arada, Hasan Kahraman isimli bir işsiz bakan Çelik'in sözünü keserek bağırmaya başladı. Kendisini işten çıkaran işverenden parasını alamadığını söyleyen vatandaşı susturmaya çalışan partililer Çelik tarafından durduruldu. Vatandaşı yanına çağıran Bakan Çelik, "Gel buraya anlat derdini. Gel otur şuraya. Laf söyleyerek kaçmak yok. Her konuda hesap vermeye hazırız. Biz, bayramlaşmalardan sonra çekip giden siyasetçilerden değiliz. Yüzlerce kişiyle görüşüyoruz sorunu olan." diyerek sessizce kendisini dinlemesini ve konuşmasının sonunda derdiyle ilgileneceğini söyledi. Daha sonra konuşmasına devam eden Bakan Çelik, şunları dile getirdi: "Krize karşı çok önemli önlemler alıyoruz. İşveren sigorta payında yüzde 25'lik indirim yaptık. Bugün kriz var diye krizi bahane ederek yaşadığı sorunlar karşısında direnç göstermeyen iş adamlarına sesleniyorum. Yüzde 25'lik prim 150 işçi çalıştıran işletmeye ayda 8 milyar olarak yansıyor bu basit bir düzenlememidir. İşverenlerin üzerindeki zorunlu istihdam yüklerinin tamamını kaldırdık. Ayrıca krizi karşılarken ilave istihdam açısından kadın ve gençleri istihdam ederseniz primleri devlet ödeyecek, biz Hazine'den karşılayacağız edik. Özürlü istihdam ederseniz bunun primini de biz ödeyeceğiz dedik. Bunları niye yaptık. Amacımız işverenler buyurun sıkıntı duyduğunuz sorunları çözdük, istihdamı gerçekleştirin anlamında yaptığımız düzenlemelerdi. Krizle ilgili önlem almadığımızı söyleyenler, Merkez Bankası, piyasadaki döviz YTL likiditesini takip ederek gerekli enstrümanları devreye soktu. Bunun neresi yanlış? Yurtdışındaki varlıkların yurtiçine getirilmesiyle ilgili yasal düzenlemeyi gerçekleştirdik. Hisse senedi kazançlarında yerli yatırımcılara uygulanan stopaj sıfıra indirildi. Esnaf ve sanatkarlarımızı sıfır faizli kredi tahsisinde bulunduk." Devletin imkanlarını aynı anda seferber etmenin bir anlamı olmadığını vurgulayan Çelik, ekonomik gelişmelerle ilgili şu rakamları verdi: "1990'da 3 milyon 400 bin olan zorunlu sigortalı sayısı, 2002'de 5 milyon 200 bine yükseldi, bu rakam 2008 yılı Ekim ayı itibariyle de 9 milyon 100 bine ulaştı. Aralık 2007'de 1 milyon 115 bin sigortalı işçi çalıştıran iş yeri sayısı, Ekim 2008'de 1 milyon 173 bine çıktı. Bunlar son 5 yılda Türkiye'nin yakaladığı ivmenin göstermesi açısından önemli. Krizin tahribatlarını rakamlarla ortaya koyabiliriz. Türkiye bu krize 2003- 2004'te yaptığı reformlarla son derece iyi direniyor. Ne ABD'si ne Avrupa'sı bu direnci gösteremediler. Umuyoruz ki önümüzdeki süreçte bu kriz ateşi aşağıya doğru iner de bizi de fazla hırpalamaz, fazla büyük bir tahribata uğramadan bu süreci tamamlarız. Krizin ateşinin dünya genelinde bir an önce söndürülmesi gerekiyor."
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() VATANDAŞ BAKAN ÇELİK'İN SÖZÜNÜ KESTİ"
Bu arada, Hasan Kahraman isimli bir işsiz bakan Çelik'in sözünü keserek bağırmaya başladı. Kendisini işten çıkaran işverenden parasını alamadığını söyleyen vatandaşı susturmaya çalışan partililer Çelik tarafından durduruldu. Vatandaşı yanına çağıran Bakan Çelik, "Gel buraya anlat derdini. Gel otur şuraya. Laf söyleyerek kaçmak yok. Her konuda hesap vermeye hazırız. Biz, bayramlaşmalardan sonra çekip giden siyasetçilerden değiliz. Yüzlerce kişiyle görüşüyoruz sorunu olan." diyerek sessizce kendisini dinlemesini ve konuşmasının sonunda derdiyle ilgileneceğini söyledi. Daha sonra konuşmasına devam eden Bakan Çelik, şunları dile getirdi: "Krize karşı çok önemli önlemler alıyoruz. İşveren sigorta payında yüzde 25'lik indirim yaptık. Bugün kriz var diye krizi bahane ederek yaşadığı sorunlar karşısında direnç göstermeyen iş adamlarına sesleniyorum. Yüzde 25'lik prim 150 işçi çalıştıran işletmeye ayda 8 milyar olarak yansıyor bu basit bir düzenlememidir. İşverenlerin üzerindeki zorunlu istihdam yüklerinin tamamını kaldırdık. Ayrıca krizi karşılarken ilave istihdam açısından kadın ve gençleri istihdam ederseniz primleri devlet ödeyecek, biz Hazine'den karşılayacağız edik. Özürlü istihdam ederseniz bunun primini de biz ödeyeceğiz dedik. Bunları niye yaptık. Amacımız işverenler buyurun sıkıntı duyduğunuz sorunları çözdük, istihdamı gerçekleştirin anlamında yaptığımız düzenlemelerdi. Krizle ilgili önlem almadığımızı söyleyenler, Merkez Bankası, piyasadaki döviz YTL likiditesini takip ederek gerekli enstrümanları devreye soktu. Bunun neresi yanlış? Yurtdışındaki varlıkların yurtiçine getirilmesiyle ilgili yasal düzenlemeyi gerçekleştirdik. Hisse senedi kazançlarında yerli yatırımcılara uygulanan stopaj sıfıra indirildi. Esnaf ve sanatkarlarımızı sıfır faizli kredi tahsisinde bulunduk." Devletin imkanlarını aynı anda seferber etmenin bir anlamı olmadığını vurgulayan Çelik, ekonomik gelişmelerle ilgili şu rakamları verdi: "1990'da 3 milyon 400 bin olan zorunlu sigortalı sayısı, 2002'de 5 milyon 200 bine yükseldi, bu rakam 2008 yılı Ekim ayı itibariyle de 9 milyon 100 bine ulaştı. Aralık 2007'de 1 milyon 115 bin sigortalı işçi çalıştıran iş yeri sayısı, Ekim 2008'de 1 milyon 173 bine çıktı. Bunlar son 5 yılda Türkiye'nin yakaladığı ivmenin göstermesi açısından önemli. Krizin tahribatlarını rakamlarla ortaya koyabiliriz. Türkiye bu krize 2003- 2004'te yaptığı reformlarla son derece iyi direniyor. Ne ABD'si ne Avrupa'sı bu direnci gösteremediler. Umuyoruz ki önümüzdeki süreçte bu kriz ateşi aşağıya doğru iner de bizi de fazla hırpalamaz, fazla büyük bir tahribata uğramadan bu süreci tamamlarız. Krizin ateşinin dünya genelinde bir an önce söndürülmesi gerekiyor." |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
![]() Alıntı:
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|