AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-13-2011, 14:08   #1
Kullanıcı Adı
Bilal Baştan
Standart AK Parti'nin sorunu-CHP'nin sorunu / Ahmet TAŞGETİREN
Televizyon ve radyolarda Kılıçdaroğlu'nun reklam spotları dönüyor:
"Benim için Sağcı-Solcu, Alevi-Sünni, CHP'li-AKP'li fark etmez..." türünden sözler.

Bunlar, hoş sözler.

Ama hayat böyle değil.

Kılıçdaroğlu'nun belirlediği milletvekili listeleri parti bünyesinde kıyameti koparıyor.

Yılların CHP'lisi, Ercan Karakaş isyan etmiş:

-Neden onlar da ben değil.

"Onlar" dedikleri içinde Haberal ve benzerleri var.

'Baykal'cılar tasfiye edilmiş, 'Sav'cılar tasfiye edilmiş. Demek sizin için fark ediyor. En azından "Bu parti benim damgamı taşısın" dediğinizde parametreleri kökten değiştirmiş oluyorsunuz.

"Bu Türkiye'yi ben yöneteyim" dediğinizde de, sizin için Haberal ile Ercan Karakaş arasında fark ortaya çıkıyor.

CHP'de bir liste depremi yaşandığı kesin.

Kılıçdaroğlu-Tekin ekibi, CHP'nin bir kesimini tasfiye etmiş bulunuyor.

Bu tür tasfiyelerde karar verilirken muhtemelen, "Bunları tasfiye ederiz ama CHP bir şey kaybetmez" gibi bir değerlendirme yapılır. Bu da, bu tasfiyelerin tabanı etkilemeyeceği, yani tasfiye edilenlerin tabanlarının bulunmadığı ya da parti aidiyetinin herkesin tabana etkisinden daha fazla olduğu kanaatinden doğar. Bu durum da ilginçtir, 40 yıldır CHP'nin tepesinde yer alan Önder Sav ve benzeri kişilerin tabansız bir siyaset yaptıkları sonucunu doğurur. Eğer böyle bir değerlendirme tutarlıysa, mesela Baykal'a karşı da böyle bir tasfiye operasyonu neden işlememiştir ya da bir tek Baykal'ın tabanı etkileyeceği mi var sayılmıştır?

CHP'deki tasfiyelere paralel yapılan şey, "Merkez sağ" diye nitelenen çevre ile kurulan ilişkidir.

Şu sıralar "Merkez sağ" üzerine epey bir şey yazılıp çiziliyor.

Bence soruyu, canı en çok yanan bir siyasetçi olarak Ercan Karakaş soruyor:

"Bu isimler mi sağ oyları partiye getirecek?"

Merkez sağ diye kimden bahsediliyor?

Mehmet Haberal ve onun arkasındaki isimlerden... Süleyman Demirel, Hüsamettin Cindoruk'tan yani...

Bunlar çoktandır "sağ" ile ilişkiyi kestiler...

Demirel 28 Şubat'tan bu yana, "Tek Parti" ideolojisinin yanında duruyor. Cindoruk, hayatının herhangi bir döneminde "sağ" oldu mu bilmem.

Asıl önemli olan, bunların tabanlarının kalıp kalmadığı...

Bana göre bunlar, sağda CHP zihniyetini temsil etmekteydiler ve zaman içinde sağdan kopa kopa, CHP çizgisinde buluştular.

Burada asıl CHP, rol şaşkınlığı, kafa karışıklığı içinde.

CHP "sol" olabilir mi diye sormak lazım.

Sol, CHP'ye dıştan monte olmuş bir şey.

CHP demek statüko demek ve orada Demirel-Cindoruk çizgisi ile buluşma halinde.

Kılıçdaroğlu'ndan bir "yeni CHP tarifi" yapması bekleniyor. Bu, en azından bir teorik çalışma yapmayı gerektiriyor. Kılıçdaroğlu bu birikimde değil, o bir "ara dönem aktörü", bir kaset komplosu ile, kendi iradesi dışında parti başkanı oluverdi, şimdi bu imkanı değerlendirmeye çalışıyor ama bunu, ucu Ergenekon'a kadar uzanan koalisyonla yapma durumunda kaldı. "Uykularım kaçtı" demiş ya evet uyku kaçıran bir işin içinde.

Şu anda CHP, müthiş bir kimlik krizi yaşıyor.

Aday listesi de bu kimlik krizinin yansıması.

Parti, ibresini kaybetmiş durumda.

Bunu, Türkiye'nin geldiği nokta açısından kaçınılmaz da görüyorum ben.

"CHP, bugünün Türkiye'sinde hangi misyona denk düşüyor" diye sorduğumda, bunun tek cevabı olarak "AK Parti karşıtlığı" çıkıyor, yani negatif bir misyon, yoksa "CHP Türkiye'yi şu noktaya götürecek" gibi bir talebin yansıması yok ortada. "AK Parti karşıtlığı" ise statükonun refleksi halinde ortaya çıkıyor. Tıpkı vaktiyle "DP karşıtlığı", "AP karşıtlığı", "ANAP karşıtlığı", "Refah karşıtlığı" gibi... Bana göre Demirel-Cindoruk çizgisi, dünkü Adalet Partisi çizgisinden bile uzaklaşmış, CHP'nin statüko çizgisine yamanmış durumda. Kılıçdaroğlu öncelikle CHP'yi bu negatif misyondan uzaklaştırabiliyor mu ki, bir yeniliğin öncüsü olsun? Yok öyle bir şey.

Ama Türkiye CHP'yi zorluyor.

Başka çaresi yok, değişecek.

Bu negatif misyonla yürünmez, bir yere gidilmez.

Evet, Baykal'ın misyonu da bitti, Sav'ın misyonu da... Onların ipini Kılıçdaroğlu çekti. Fakat Kılıçdaroğlu da maalesef negatif misyona oynuyor. "Demirel-Cindoruk sağı"yla bütünleşmek ise, tükenmiş bir çizgiye eklemlenmek anlamına geliyor. Zaten o eklemlenme Kılıçdaroğlu CHP'si için umutsuzluğun resmi.

Bir tez:

AK Parti, kendi karşıtlığını üretmeme başarısını gösterebilse, -ki açılımlar bunun çabası- CHP'nin hiçbir misyonu kalmayacak.

Eğer Başbakan Erdoğan'ın ufkuna koyduğu "yeni Türkiye" ideali, karşıtlıklardan politika üretmenin yolunu kesebilirse, gerçekten "yeni Türkiye" olacaktır. O da AK Parti'nin sınavıdır.

 

Bilal Baştan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi