Yaklaşan yerel seçim hem PKK'yı hem de DTP'yi fena halde gerdi. Tahrik edici açıklama ve eylemlerle güvenlik güçlerini şiddete sevk etme telaşındalar.

İstiyorlar ki Anayasa Mahkemesi partiyi kapatsın. Polis ve asker sert müdahale etsin. Hükümet anti demokratik yasalar çıkartsın. Artan şiddet DTP'ye oy olarak dönsün. Bu gerginliğin kaynağını anlamak için Diyarbakır özelinde son dört seçimin sonuçlarına bakmak yeterli.

DTP çizgisi yerinde sayarken AK Parti arayı kapattı. 1999'da DTP çizgisi 168 bin oyla yüzde 40'a ulaşmıştı. Aynı dönemde o günün Fazilet Partisi sadece 64 bin oy alabildi. 2002 Genel seçimlerinde DEHAP yüzde 56'ya ulaşırken AK Parti yüzde 15'te kaldı. 2004 seçimlerinde ise HADEP, 175 bin oy alarak yüzde 41'e düştü. Aynı dönemde AK Parti, 129 bin oyla yüzde 30'a yükseldi. 22 Temmuz seçimlerinde ise makas daha da daraldı ve seçime bağımsız giren DTP'liler 219 bin oy alırken AK Parti 191 bin oya çıktı.

Aradaki oy farkı sadece yüzde 7. İktidar partisi güçlü bir aday ve estireceği rüzgarla Diyarbakır'ı alabilir. Sembolik öneme sahip bu şehrin kaybedilmesi de hem DTP'de hem de örgütte çöküşe neden olacak. Bir başka ifadeyle DTP sahnesiz ve rolsüz kalmamak için gerginlik üretiyor. PKK da buna paralel olarak korku salma amaçlı eylemlerini arttırıyor. Örgüt Hakkari ve Yüksekova'da kapı kapı dolaşıp bildiri dağıttı.

Kendince bir 'hain-işbirlikçi' listesi hazırlayan örgüt bir hafta içinde 4 kişiyi benzer yöntemlerle 'infaz' etti. Öldürülen şahsı da direğe asarak vahşi yüzünü gösterdi. Amaç halka korku salıp sindirmek. Yeni provokasyonlara hazırlıklı olmakta fayda var.

habervakti