Ahmet Hakan Coşkun'un her fırsatta saldırdığı Akit'e olan düşmanlığının nedeni anlaşıldı. İşte AHC'nin Akit'e düşmanlığının nedeni:

Ahmet Hakan Coşkun'un Doğan medyasına geçmesiyle birlikte üstlendiği misyonun bir parçasıydı belki de Vakit'e, Akit'e saldırmak… (Doğan'ın kirli çamaşırlarını ortaya çıkaran hep Vakit oldu, Akit oldu)

Doğan'ın Hürriyet'te verdiği köşeden her fırsatta Vakit'e saldırıyor; iğrenç yorumları ile bu gazeteyi kamuoyu önünde küçük düşürmeye çalışıyordu.
Vakit'in ardından şimdi de Akit'i hedef alıyor AHC.
Bugüne kadar Vakit'in, Akit'in yalan yazdığını ortaya koyan tek bir yazısı olmadı Ahmet Hakan'ın.
İslami camianın önde gelen bir otoritesiymiş gibi “şahsi yorumlarıyla” yapıyor bunu.
Bu da Hakan'ın Vakit'e, Akit'e bir “öfke beslediği”nin, “kin duyduğu”nun göstergesi olarak yorumlanıyor.
Ahmet Hakan bugün de saldırdı Akit'e.

Yazısının “Muhafazakar camiaya dair yanlış bilinen 6 şey” başlıklı bölümünde, Vakit/Akit'i kamuoyunda küçük düşürmeye dönük şu yorumda bulundu: “Vakit gazetesi fazla ciddiye alınmaz. Hakkında bir şeyler yazılmıyorsa “Aman bulaşmasınlar”endişesinden dolayıdır”
BU KİNİN NEDENİ NE?
Peki Hakan'ın Vakit'e, Akit'e yönelik bu kininin nedeni ne olabilir?
Habervaktim.com olarak basit bir araştırmayla, bu sorunun cevabı olabilecek arşiv bilgilerine ulaştık.
ASKERLİKTEN NASIL YIRTTIĞINI VAKİT ORTAYA ÇIKARMIŞ
Kanal 7'den ayrılıp, iri medyada köşe yazmaya başlamasıyla birlikte gerek siyasi düşünce gerekse yaşam tarzı olarak büyük bir dönüşüm(Bu yüzden döneklikle eleştirilir) geçiren Ahmet Hakan'ın “askerlikten yırtmak için bir organını aldırması” olayını biliyorsunuz.
Bu skandalı ilk Vakit ortaya çıkarmış, ilk Vakit yazarları gündeme taşımış, iyi mi!
ÇILDIRTAN YAZI DA KARAKAYA'DAN
Ve…
Ahmet Hakan'ı yerin dibine sokan bir yazı…
Hakan'ı çıldırtan bir yazı…
Bundan 4 yıl önce Vakit'te kaleme alınmış. ( 4 Eylül 2007)
Altında Hasan Karakaya'nın imzası var.
Yazının başlığı: “Yatağına işeyen adam”a cevabımdır.
Karakaya bu yazıda, yine Vakit'i ve kendisini hedef alan Ahmet Hakan'ın çirkeflikleri karşısında daha fazla tahammül edemeyerek, patlamış adeta.

Karakaya, Ahmet Hakan'la ilgili bir gerçeği şöyle ifşa ediyor:

“En çok neye üzüldüm biliyor musun Ahmet Hakan?.. Günler ve hatta haftalarca misafir kaldığın, ekmeğini yiyip, suyunu içtiğin evin insanlarını aşağılamana üzüldüm!.. Hadi, diğerleri neyse de, bari annemin hatırına, bunları yazmamalıydın!.. O annem ki; “14 yaşında” kazık kadar adam olmana rağmen, “geceleri işediğin yatağı”, sabahları sessizce kaldırıp, hiç gocunmadan yıkardı!..”

Ahmet Hakan'ın Vakit'e, Akit'e ve yazarlarına yönelik öfkesinin altında askerlikten nasıl yırttığının açığa çıkması ile bu şok yazının yattığı anlaşılıyor.

Kinciliğiyle bilinen Ahmet Hakan'ın "Vakit/Akit kini"nin hastalık derecesinde olduğu ve bu gazete aleyhine saldırı içerikli yorumlarda bulunmaktan kurtulamayacağı gözleniyor.


İŞTE, HAKAN'I ÇILDIRTAN O YAZI
"YATAĞINA İŞEYEN ADAM"A CEVABIMDIR

* En çok neye üzüldüm biliyor musun Ahmet Hakan?.. Günler ve hatta haftalarca misafir kaldığın, ekmeğini yiyip, suyunu içtiğin evin insanlarını aşağılamana üzüldüm!.. Hadi, diğerleri neyse de, bari annemin hatırına, bunları yazmamalıydın!.. O annem ki; “14 yaşında” kazık kadar adam olmana rağmen, “geceleri işediğin yatağı”, sabahları sessizce kaldırıp, hiç gocunmadan yıkardı!..

* Bak Hakan, eğer “çişin geldi” ise; “cami duvarı”na değil, git başka yere işe!.. Zira, “misafirimsin” diye sana tahsis ettiğim yatağıma “geceleri işediğin” halde; o zamanlar gösterdiğim anlayışı, belki şimdi gösteremem!..”

İŞEMEDEN ÖNCE RÜYANDA MI GÖRDÜN?

Bak gördün mü Ahmet Hakan, yine eski defterleri karıştırttın bana... Aslında, iyi de oldu... Böylece kimin “yalan” söylediği, kimin “sahtecilik” yaptığı çıktı ortaya!..

Ben, “belge”lerle de ortaya koyduğum gibi, “Atatürk'ün sözlerini” aktardım... Yani, “olan” bir şeyden bahsettim... Ya senin “kurgu”larına ne demeli?..
Sahi, o “solcu sendikacı”yı nereden uydurdun?..

“Olmayan radyo”dan, o “türkü”yü nasıl dinledin?..

“Bir grup silahlı asker”i nerede gördün?..

Bana öyle geliyor ki; bu “yalan”ları ve “sahtecilik”leri, büyük bir ihtimalle “rüyanda” gördün!..
Tabiî, “yatağını ıslatmadan önce” mışıl mışıl uyurken gördüğün rüyanda!..
Uyandığında, zaten “darbe” olmuştu!..

O zaman, sen “yatağın içine etmiş”tin, “12 Eylül cuntacları” da, “memleketin içine!”
Bak aslanım, sana bir tavsiye:

Ne yazacaksan, “kendin” yaz... Sakın ola “suflör”lere “dublör” olup da, komik durumlara düşme!..
Oku da, iyice öğren!.. Evet; Atatürk'ün, kadınlara yönelik, “Kıyafet Devrimi” diye bir devriminin olmadığını öğren!.. Tabiî, “tesettür” aleyhinde bir tek “eylem”inin bulunmadığını da!.. “Caz”a git de, “gaz”a gelme!..
Sen “çemkirme” de “Sahip”lerin cevap versin!..

Habervaktim.com