AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 10-20-2009, 01:20   #71
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
İsrail Türkiye'ye muhtaç!
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Davos'ta İsrail'in yaptığı katliamları anlatmasının ardından, İsrail ağzıyla yayın yapan kartel gazete ve televizyonlarının, “Aman İsrail ile ilişkilerimiz zarar görür” yaygarasının alt yapıdan yoksun olduğu görülüyor.

İsrail ile karşılıklı ticaretimizde sağladığımız döviz girdisi 493 milyon dolarda kalırken, 700 bin nüfuslu Katar'dan sağladığımız döviz fazlası 915 milyon dolar.

Terör devleti İsrail'in Gazze'de yaptığı son katliamla birlikte tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'den de bu ülkeye yönelik büyük tepki geldi. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in Davos'ta yaptığı suçlamalar ve ithamlara cevap veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı haklı çıkış, büyük yankı buldu. Ancak İsrail ağzıyla yayın yapan bazı yayın organlarının “Aman İsrail ile ilişkilerimiz” bozulmasın şeklindeki savunmaları, gözleri Türkiye ile İsrail arasındaki ticari ilişkiye çevirdi.

KATAR, İSRAİL'İ İKİYE KATLIYOR

İsrail ile Türkiye arasındaki ticarette Türkiye'nin sağladığı döviz fazlasının 493 milyon dolar ile sınırlı olduğu görülüyor. Türkiye'nin İsrail'e ihracatı 2008 yılı sonu itibariyle 1 milyar 953 milyon dolar olurken, Türkiye, geçtiğimiz yıl İsrail'den 1 milyar 441 milyon dolarlık ithalat yaptı. İsrail'e son 10 yılda Türkiye'nin ihracatı toplam 1 milyar 400 milyon dolarlık artış kaydetti. İthalat ise bu sürede 1 milyar 100 milyon dolar yükseldi.
Buna karşın Türkiye'nin, İstanbul'un Bağcılar ilçesi kadar nüfusu olan Katar ile karşılıklı ticarette elde ettiği döviz fazlası 915 milyon doları buluyor.

Geçen yıl Katar'a 1 milyar 74 milyon dolar ihracat yapan Türkiye, bu ülkeden geçen yıl 159 milyon dolar ithalat yaptı. Aynı şekilde Türkiye, komşu ülkeler Irak ve Suriye ile ticaretinde de fazla veriyor. Türkiye, Irak ile ticaretinde 2 milyar 591 milyon dolarlık fazla ile büyük bir döviz girdisi sağlarken, Suriye ile ticaretimizde 473 milyon dolar fazlamız bulunuyor.

SAVUNMA SANAYİİNDE İSRAİL'E DOLAR AKITIYORUZ

Türkiye ile İsrail arasında zaman zaman siyasi gerilimler yaşanmasına rağmen, askeri bürokrasinin etkisiyle ısrarla sürdürülen stratejik ilişkilerin niteliğinde ciddi bir değişim olmaması dikkat çekiyor. Dış ticaretimizde kayda değer bir fayda sağlamayan Türkiye, üstelik İsrail'e savunma ihalelerinden de adeta dolar akıtıyor. İsrail firması IMI'ya verilen M-60 tanklarının modernizasyonu ihalesinde Türkiye, 170 adet tankın modernizasyonu için IMI firmasına 668 milyon dolar ödedi. Bunun yanı sıra 300 adet askeri helikopterin modernizasyonu için ise Türkiye bir başka İsrailli firmaya 57 milyon dolar ödedi. 54 adet F-4 uçağının modernizasyonunu İsrail'e 632 milyon dolara ihale eden Türkiye, 48 adet F-5 savaş uçağının modernizasyonu için ise İsrail'e 80 milyon dolar verdi. Son olarak ise F-16 savaş uçaklarının izleme donanımlarının sağlanmasını öngören 141 milyon dolarlık işinin de iki İsrail firmasına ihale edildiği biliniyor. Sadece son 10 yılda yapılan ihalelerden kamuoyuna yansıyanların toplam bedeli olarak Türkiye'nin İsrailli firmalara 1 milyar

578 milyon dolar ödeme yaptığı görülüyor.

İsrail, bir Katar bile etmiyor:




Gazete Küpürü için
TIKLAYIN -

/ VAKİT
2 Şubat 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-20-2009, 04:34   #72
Kullanıcı Adı
ATmaCA53
Standart
işte gazete budur, adam gibi gazete, gerçekleri belgeleri ile ortaya koyan profesyonel habercilik anlayışı daha buna ne denilebilir ki vakit almaya devam, vakit okumaya devam, habervaktim okumaya devam, aynı düzenli çalışmayı samanyoluhaber ve zamandan beklerdim ama eskisi pek etkili değiller, haber7 gelirsek biraz muhalileşti galiba, muhalif görüşlü yandaşlar haber7 sitesinde rahatça eleştirisi, hakaretini yapabiliyor haber7 buna izin veriyor çok yazık gözümden düştü.
ATmaCA53 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-20-2009, 19:50   #73
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Doğan, hesaplarını gizliyor!
Aydın Doğan'ın 4.8 milyar liralık vergi borcu teminatına karşılık, reklam ve benzeri gelirleri de Maliye'nin kontrolüne giriyor.

Doğan Grubu, Maliye'nin banka hesaplarına tedbir konulması yönündeki kararını İMKB'ye bildirdi ancak el konulan hesaplarda ne kadar para olduğu ve bunun ne kadarına haciz konulduğunu henüz bildirmedi.

Maliye, geçtiğimiz günlerde 4.8 milyar liralık vergi cezası teminatına karşılık Doğan Yayın Holding'in bağlı ortaklıklarından D Yapım, D Prodüksiyon ve Alp Görsel'in banka hesaplarına da ihtiyati haciz uyguladı. Bundan böyle reklam ve benzeri gelirler Doğan yerine Maliye'ye geçecek. Üçüncü kişilerden sağlanacak gelirler de artık vergi dairesinin kontrolünde olacak. Doğan Grubu, Maliye'nin banka hesaplarına tedbir konulması yönündeki kararını İMKB'ye bildirdi ancak el konulan hesaplarda ne kadar para olduğu ve bunun ne kadarına haciz konulduğunu henüz bildirmedi. Doğan Grubu'nun binlerce hissedarı bu sorunun cevabını bekliyor. Tedbir konulan hesaplarda ne kadar para olduğu ve borcun ne kadarlık kısmını karşıladığı kamuoyuna açıklanması bekleniyor.

REKLAM AJANSLARI BİLGİLENDİRİLMELİ

Diğer taraftan, Doğan Grubu'nu Maliye'nin kontrolüne geçen reklam gelirleriyle ilgili reklam ajanslarını bilgilendirmesi gerekiyor. 6183 sayılı Amme Alacakları Kanununun 79. maddesi şöyle diyor: "Hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır. Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."

HACİZ AÇIKLAMASI

Doğan Yayın Holding A.Ş., ihtiyati haciz işlemi tesis edilen doğrudan ve dolaylı bağlı ortaklıkları ile şirket arasında doğrudan ve dolaylı sermaye iştirak/ortaklık ilişkisi ve hizmet temini dışında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını bildirdi.

Doğan Yayın Holdingin Kamuyu Aydınlatma Platformunda yayımladığı yazıda, "İhtiyati haciz işleminin, şirketimiz faaliyetleri ve finansal tabloları üzerinde, mevcut durum itibariyle ve bilgimiz dahilinde önemli bir etkisi bulunmamaktadır" denildi. Öte yandan Doğan Yayın Holding A.Ş'nin hisselerinin işlem sırası dün bir süreliğine kapatıldı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Hisse Senetleri Piyasası Müdürlüğü tarafından şirketin 15 Ekim 2009 tarihinde duyurduğu özel durum açıklamasına ilişkin olarak Borsa Başkanlığı'nca, istenmiş olan ek açıklama, Doğan Yayın Holding A.Ş tarafından duyuruluncaya kadar şirketin işlem sırası geçici olarak işleme kapatılmıştı. Şirketten açıklamanın gelmesinin ardından, işlem sırası tekrar açıldı.

DYH televizyon kanallarıyla ilgili olarak yaptığı bir başka açıklamada ise, “Başta Kanal D, Star, CNNTürk ve TNT olmak üzere hiçbir televizyon kuruluşunun nezdinde inceleme yapılmadığını, rapor düzenlenmediğini ve yayıncı şirketler hakkında hiçbir vergi cezası tahakkuk etmediğini” iddia etti.



20 Ekim 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (10-20-2009 Saat 19:54 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-20-2009, 19:53   #74
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
‘Bedava Milliyet' davasında bilirkişi skandalı
Hükümetin yargıyı siyasallaştırmaya ve yargı üzerinde baskı kurmaya çalıştığı iddiasını sürdüren Doğan Grubu'nun, yargı sistemini nasıl ablukaya aldığını Vakit belgeledi. Doğan grubunun, Vakit'te çıkan “Bedava Milliyet” haberi üzerine açtığı davaya bakan mahkemenin görevlendirdiği bilirkişilerin hazırladığı raporun perde arkasını araştıran Vakit, eşi benzeri görülmemiş bir “bilirkişi skandalı”nı ortaya çıkardı. Bilirkişilerden ikisi, Doğan grubuyla içli-dışlı çıktı...

Doğan Grubu gazetelerinden Milliyet, 2006 yılında Vakit'te yayınlanan ve Milliyet Gazetesi'nin, Ankara'da sokak ortasında gelen geçenin eline tutuşturulduğunu gösteren fotoğraf belgeli bir habere dava açtı. Milliyet'in bedava dağıtıldığını yazmamızı; haksız rekabet sayarak dava eden Doğan Gazetecilik A.Ş. (Milliyet), 50 bin TL manevi tazminat talep etti.

Davaya bakan İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, dava konusu olayı bilirkişiye havale etti. Üç kişilik bilirkişi heyeti; Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyeleri Prof. Dr. O. Gökhan Antalya ve Yard. Doç. Dr. Birgül Sopacı Öztuna ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Şükran Şıpka'dan oluşturuldu. Bu üç isimden oluşan bilirkişi heyeti, hazırladığı 26 sayfalık raporu mahkemeye sundu. Bilirkişi heyeti; Vakit'in haberinin güncellik ve kamu yararı taşıdığını tespit ettiğini raporda ifade etmesine rağmen, Doğan Gazetecilik A.Ş.'nin manevi tazminat talebinin yerinde olduğu şeklinde skandal bir görüş bildirdi.

BİLİRKİŞİNİN DOĞAN İLE İLGİNÇ BAĞLANTILARI

Mahkeme heyetinin vereceği kararda etkili olması beklenen raporu hazırlayan bilirkişi heyetindeki isimleri araştıran Vakit, ilginç bağlantılara ulaştı. Üç kişilik bilirkişi heyetindeki iki ismin Doğan Grubu ile içli dışlı bağlantıları, eşi benzeri görülmemiş bir bilirkişi skandalını ortaya koyuyor.

BİLİRKİŞİ, MİLLİYET VE POAŞ'IN AVUKATIYLA AYNI OFİSTE

İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevlendirdiği bilirkişi heyetindeki üç kişiden ikisi Doğan Grubu ile içli dışlı çıktı. Yard. Doç. Dr. Birgül Sopacı Öztuna, Milliyet'in onlarca davasını takip eden Av. Mustafa Duman ile aynı avukatlık bürosunu kullanıyor. Av. Duman ve ona bağlı çalışan aynı bürodaki avukatlar, Doğan grubuna bağlı POAŞ ve ERK Petrol şirketlerinin de yüzlerce icra dosyasını takip ediyorlar.. İstanbul Barosu kayıtlarına göre aynı büroyu kullandıkları anlaşılan Milliyet Gazetesi avukatı Mustafa Duman ile Milliyet'in açtığı davada bilirkişilik yapan Birgül Sopacı Öztuna, aynı zamanda üniversiteden sınıf arkadaşı. Milliyet Gazetesi'nin avukatlığını yapan Mustafa Duman, Yargıtay kararlarında bile yer aldığına göre, Adana 1., İzmir 4., İstanbul 2. ve İstanbul 4. İş Mahkemeleri'nde gazete adına savunma yapmış. Yine Duman ve aynı bürodaki diğer avukatların, Şişli icra dairelerinde, Doğan grubu şirketlerinden POAŞ ve ERK Petrol'e ait yüzlerce icra takibini yürüttüğü de öğrenildi.

İKİNCİ BİLİRKİŞİ DE, DOĞAN YÖNETİCİSİNDEN ÖDÜLLÜ VE BURSLU

Bilirkişi heyetindeki isimlerden Doç. Dr. Şükran Şıpka ise Doğan Gazetecilik Anonim Şirketi'nin Yönetim Kurulu Üyesi olan, aynı zamanda Aydın Doğan'ın şahsi avukatlığını da yürüten Barbaros Hayrettin Çağa'nın kurduğu Çağa Hukuk Vakfı ödülü almış ve aynı vakıftan yurt dışı destek bursu ile ödüllendirilmiş. Şükran Şıpka'nın Doğan Grubu ile ilişkisi bununla da sınırlı değil. Şıpka; Doğan Grubu'nun çıkardığı ve İcra Kurulu Başkanlığını Mehmet Y. Yılmaz'ın (Hürriyet yazarı) yaptığı Güncel Hukuk dergisinin danışmanlığını da yapıyor. Derginin yayın yönetmeni ise, tanıdık bir isim: Şıpka'nın bilirkişilik yaptığı dosyada dava dilekçesinde imzası olan avukatların patronu Köksal Bayraktar.

***

Dava konusu olan haber

Vakit, 13 Temmuz 2006 tarihinde, “Milliyet'in Ankara'da bedava dağıtıldığını” 1. sayfadan haber yapmıştı. Aydın Doğan, bu haberi, Bayraktar Hukuk Bürosu avukatları vasıtasıyla mahkemeye taşımıştı.


***

Aydın Doğan'ın Vakit aleyhine açtığı davanın bilirkişileri Doç. Dr. Şükran Şıpka ve Birgül Sopacı Öztuna'nın Doğan Grubu'nun adamlarıyla beraber çalıştığı ortaya çıktı. Doğal olarak, bilirkişi raporu da Vakit'in aleyhinde hazırlanmış.


***

Bilirkişi heyetindeki isimlerden Doç. Dr. Şükran Şıpka, Doğan Gazetecilik Anonim Şirketi'nin Yönetim Kurulu Üyesi olan Barbaros Hayrettin Çağa'nın kurduğu Çağa Hukuk Vakfı ödülü almış ve aynı vakıftan yurt dışı destek bursu kazanmış. Şükran Şıpka'nın Doğan Grubu ile ilişkisi bununla da sınırlı değil. Şıpka; Doğan Grubu'nun çıkardığı ve Yayın Yönetmenliğini, Doğan'ın avukatlarından Köksal Bayraktar'ın yaptığı Güncel Hukuk dergisinin danışmanlığını da yapıyor.




20 Ekim 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (10-20-2009 Saat 20:14 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2009, 13:30   #75
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Skandala skandal açıklamalar !

Vakit'in ortaya çıkardığı bilirkişi skandalında adı geçen ve Doğan Grubu ile içli-dışlı oldukları anlaşılan bilirkişi heyetindeki isimlerden Yrd. Doç. Dr. Birgül Sopacı Öztuna, aynı büroyu kullandıkları Av. Mustafa Duman'ın Milliyet ve POAŞ ile ERK Petrol'ün dosyalarını takip ettiğinden haberinin olmadığını savundu. Birgül Sopacı, “Bilseydim bu davada bilirkişilik yapmazdım” dedi.

“Bedava Milliyet” davasında ortaya çıkardığımız bilirkişi skandalını, Doğan Grubu ile irtibatlı çıkan ve Milliyet'in lehine rapor yazan bilirkişi heyetindeki üyelere sorduk. Doğan Grubu'nun yargı sistemini adeta ablukaya aldığını gösteren bilirkişi raporunda imzası bulunan isimlerden Doç. Dr. Şükran Şıpka ile Yrd. Doç. Dr. Birgül Sopacı Öztuna'ya, Doğan Grubu ile ilişkilerinin boyutunu öğrenmek istedik. Vakit'in ortaya koyduğu belgeler karşısında şaşkınlıklarını gizleyemeyen Öztuna ile Şıpka, telefonla konuyu kendilerine aktarıp görüşme talebinde bulunduğumuzda; önce Vakit'in bu konuda taraf olduğunu, dolayısıyla bu konuda konuşmayacaklarını söylediler. Ancak Doğan Grubu ile içli-dışlı olduklarını gösteren belgelere ulaştığımızı söylememiz üzerine hem Şükran Şıpka, hem de Birgül Sopacı Öztuna uzun uzadıya kendilerini savunmak zorunda kaldı...

ÖZTUNA: BU İLİŞKİLERİ BİLSEYDİM BİLİRKİŞİLİK YAPMAZDIM

Milliyet gazetesinin Vakit aleyhine açtığı 50 bin TL'lik tazminat davasında Milliyet'in lehine bilirkişi raporu yazan heyette bulunan Yrd. Doç. Dr. Birgül Sopacı Öztuna'nın adresi, İstanbul Barosu'ndaki kayıtlara göre, Milliyet'in onlarca davasını takip eden Av. Mustafa Duman'ın ofisi görünüyor. Av. Mustafa Duman ve bürosundaki diğer avukatlar, aynı zamanda Doğan Grubu'na bağlı Petrol Ofisi ile Erk Petrol'ün de yüzlerce dosyasını takip ediyorlar. Bu ilişkileri sorduğumuz Birgül Sopacı Öztuna, Mustafa Duman ile üniversiteden sınıf arkadaşı olduğunu itiraf etti. Avukatlık yapmadığını savunan Birgül Sopacı Öztuna, Av. Duman ile adreslerinin aynı olmasının, Baro'da stajyerlik yıllarına dayandığını ileri sürdü. Öztuna, “Mustafa Duman'la pek görüşmüyorum zaten. Milliyet'in avukatlığını yaptığını bilmiyorum. Milliyet'in avukatlığını yaptığını bilseydim, kesinlikle bilirkişilikten çekilirdim. Size yemin ediyorum ki; orayla herhangi bir bağlantım yok. Bilseydim kesinlikle çekilirdim” dedi. Davalı taraf olan Vakit'in, davaya bakan mahkemeye itirazda bulunmasını öneren Birgül Sopacı Öztuna, “İtiraz edin. İlgili mahkemeye yazın. Başka bir heyet oluşturulsun. Çünkü ben böyle bir ithamla iş yapmış olamam. Ben hakimle de görüşeyim. Yeni bir heyet oluşturulsun. Ben çekilirim, hiç sorun değil” şeklinde konuştu.

ŞIPKA, SKANDALI SAVUNDU

Bilirkişi heyetindeki bir diğer isim olan Doç. Dr. Şükran Şıpka ise, Doğan Grubu'nun çıkardığı ve genel yayın yönetmenliğini Vakit'e söz konusu davayı açan Prof. Köksal Korkmaz Bayraktar'ın yaptığı Güncel Hukuk dergisine danışmanlık yaptığı itirafında bulunduğu halde, bu ilişkinin tarafsızlığına halel getirmeyeceğini iddia etti.

Bilirkişi heyetindeki isimlerden Doç. Dr. Şükran Şıpka ise Vakit'e tazminat davası açan Doğan Gazetecilik Anonim Şirketi'nin Yönetim Kurulu Üyesi olan Barbaros Hayrettin Çağa'nın kurduğu Çağa Hukuk Vakfı'ndan ödül ve aynı vakıftan yurtdışı destek bursu almış. Doğan Grubu ile bu kadar ilişkisi bulunan birisinin Doğan Gazetecilik A.Ş.'nin açtığı bir davada bilirkişilik yapmasının etik olup olmadığını sorduğumuz Doç. Dr. Şükran Şıpka, bu ilişkilerin tarafsızlığına halel getirmeyeceğini savundu. Çağa Hukuk Vakfı'ndan ödül aldığı ve ödül sebebiyle yurtdışı bursu kazandığı halde Barbaros Hayrettin Çağa'yı hiç tanımadığını iddia eden Şıpka, “Çağa Hukuk Vakfı'nı biliyorum ama Barbaros Hayrettin Beyi hiç tanımıyorum. Bu vakfın kurucusu olması beni hiç ilgilendirmez. Ben Çağa Hukuk Vakfı'nın 2002 senesinde düzenlediği bir yarışmaya kitabımla katıldım ve ödül kazandım. Bu ödül nedeniyle bana verilen bursumu da 2003 yılı sonlarında kullandım. Siz bu ilişki nedeniyle benim bilirkişiliğimi etik bulmuyorsanız, o sizin meseleniz. Mahkemeye başvurup itiraz edin” dedi.

“DERGİLERİNDE DE DANIŞMANIM”

Doğan Grubu'yla ilişkisinin bizim öne sürdüğümüzden daha fazla olduğunu belirten ve bu ilişkilerin tarafsızlığına gölge düşürmeyeceğini savunan Şükran Şıpka, bizim bilmediğiz bir bağlantısını (Doğan Grubu'yla) daha itiraf etti. Şıpka, “Ben Doğan Grubu'nun yayınladığı Güncel Hukuk dergisinde danışmanım. Önce ona bakın. Onu da ileri sürün. Lütfen mahkemeye itirazınızı yapın” dedi. Şıpka'nın “danışmanlığını yapıyorum” dediği Güncel Hukuk dergisini, Doğan Grubu çıkarıyor. Yayın Yönetmenliğini Aydın Doğan'ın şahsi avukatlığını da yapan Köksal Bayraktar'ın yaptığı derginin İcra Kurulu Başkanlığı'nı ise Hürriyet gazetesinin yazarı Mehmet Y. Yılmaz yapıyor. Bilirkişilerden Şıpka'nın danışmanlık yatığını söylediği derginin yayın yönetmeni olan Köksal Bayraktar, aynı zamanda Milliyet'in Vakit'e açtığı davanın da dilekçesinde imzası bulunan bir avukat.
Şıpka, “Eğer benim Milliyet davasında yazdığım raporda taraflı davrandığımı iddia ediyorsanız, itiraz edin. Mahkeme yeni bir bilirkişiye verir. Benim belirttiğim görüşün tersine görüş çıkar belki. Eğer avukatınız benim bu ilişkilerimden dolayı taraflı davrandığıma inanıyorsa, itiraz etsin” savunmasında bulundu.



21 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2009, 13:48   #76
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
İşte Yahudi kini!
Anadolu Kartalı tatbikatının İsrail'in de katılacağı uluslararası bölümünün iptal edilmesi ve TRT ekranlarında yayınlanan Ayrılık dizisi nedeniyle Türkiye'le ilişkileri iyice bozulan İsrail, "İşte Yahudi kini" dedirten ilginç bir misilleme yöntemine başvurdu.

TÜRKİYE'YE KARŞI BOYKOT KAHVEYLE BAŞLADI

İsrail'de faaliyet gösteren Ilan's kafeler zinciri, iki ülke arasındaki ilişkiler düzelinceye kadar Türk kahvesini boykot kararı aldı. Türkiye'yi protesto için Türk kahvesini boykot kararı alan Tel Aviv'deki kafenin camına İbranice ve İngilizce yazılı bir de ilan asıldı.

TÜRKİYE'YE KARŞI KÜLTÜREL BOYKOT

İlanda yer alan Türk bayrağının üzerinin çarpı işaretiyle çizilmiş olması dikkat çekti. Ilan's kafeler zinciri koordinatörü Michal Steg, kahve boykotunun Türkiye'ye karşı başlatılan kültürel boykotun bir parçası olduğunu söyledi.

İSRAİLLİLER TÜRK KAHVESİ İÇMESİN

Tüm İsraillileri boykota katılarak Türk kahvesi içmemeye çağıran Steg, Ayrılık dizisinde İsrail askerlerinin küçük çocukları öldürdüğünü gösteren görüntüleri dehşet içinde izlediklerini kaydetti. Steg, boykotun Türk ekonomisine zarar vermeyeceğini fakat simgesel anlamının olduğunu belirtti.

TÜRK YAHUDİLERİ: TÜRK BAYRAĞINI KALDIRIRIZ

Diğer yandan TRT'de yayımlanan Ayrılık dizisini ve Türkiye'nin son dönemdeki tutumlarını, İsrail'de yaşayan Türk Yahudileri de boykot etme kararı aldılar. İsrail'de 100 bin civarındaki Türk Yahudilerini temsil eden Dostluk Derneği, Başbakan Erdoğan'dan halen yayımlanmaya devam eden dizinin kaldırılmasını istedi. Dizinin yayından kaldırılmaması durumunda Türk-Yahudi dostluğunu temsil eden Dostluk Derneğindeki bayraklardan Türk bayrağını kaldırmakla tehdit ettiler.

/ HABERVAKTİM.COM
21 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2009, 20:58   #77
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart “Vakit'in yayınladığı belgeler inceleniyor”
Ergenekon Terör Örgütü davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay saldırısının ardındaki sır perdesini aralamak için tarihi kararlar almaya devam ediyor.



Mahkeme, Vakit gazetesinin 24.07.2009 tarihinde yayınladığı “Küçük Paşa'ya Nazi yardımı” başlıklı haberde yer alan bilgilere ilişkin, İstanbul DGM Başsavcılığı'na yazı yazılarak, Küçük hakkında ilgili mercilerden soruşturma izni istenip istenmediğinin bildirilmesini ve Küçük'ün Azeri-Alman Dostluk Derneği üzerinden gönderdiği iddia edilen dekontların aslının mahkemeye en kısa sürede ulaştırılmasını istedi.

KÜÇÜK PAŞAYA NAZİ YARDIMI


İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay saldırısının tetikçisi Alparslan Arslan'ın Üsküdar'daki evinde çıkan ve Danıştay saldırısının yapıldığı 17 Mayıs 2006 tarihine Alparslan Arslan adına Elazığ'a rezervasyon yaptırıldığına yönelik belge hakkında inceleme başlattı. Mahkeme Heyeti; Türk Hava Yolları, Onur Air ve Atlas Jet adlı havayolu firmalarına müzekkere yazılarak, sanık Alparslan Arslan'ın 2006 yılı uçuş ve rezervasyon kayıtlarının istenilmesini kararlaştırdı.

ALPARSLAN KONUŞURSA TAŞLAR YERİNE OTURACAK


Gazetemiz, 23 Aralık 2008 tarihinde, “Cinayet gününe uçak rezervasyonu” başlığıyla sürmanşetten, 1 Ocak 2009 tarihinde, “Alparslan konuşursa taşlar yerine oturacak!” başlığıyla sürmanşetten yayınlanan haberlerinde, Alparslan Arslan'ın Danıştay saldırısının gerçekleştirdiği güne uçak rezervasyonu yaptırdığına yönelik yazılı belgeyi yayınlamıştı. Söz konusu bilgi notunda, Danıştay saldırısının olduğu gün olan 17 Mayıs 2006 tarihinde İstanbul'dan Elazığ'a saat: 11.30'a rezervasyon yapıldığı ve rezervasyon kodu olarak “REZ / RFY8DG” verildiği ve uçak biletine 119 YTL yazıldığı görülüyor. Baba Arslan, “THY ve Atlas Jet'in rezervasyon kayıtlarına bakılsa, Alparslan Arslan adına rezervasyon yapılıp yapılmadığı görülebilir. Bu zor bir şey değil...” demişti.

Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan, gazetemizde yayınlanan yazılı belgeyi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunmuştu. İdris Arslan'ın iki sayfalık dilekçesinde, “2006 yılı Ekim ayında İstanbul'a taşındık. Oğlumuzun eşyaları arasında ekte sunduğum 17 Mayıs 2006 gününe ait uçak rezervasyonunu gösteren yazıyı gördüm. Biz o gün için Alparslan'ı Elazığ'a beklerken, Ankara'da olduğu haberini aldık” denilmişti.


Konu Üç mevsim tarafından (11-03-2009 Saat 22:24 ) değiştirilmiştir..
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-22-2009, 02:16   #78
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
İşte habercilik, işte dik duruş
ve işte hassasiyet
Bosch'un Bursa Fabrikası'ndaki mescit anlaşmazlığında işçiler kazandı. Fabrika yönetimi ile işçiler arasında, gerekçe göstermeksizin mescitlerin kapatılmasının ardından başlayan gerginlik, fabrika yönetiminin, “Bursa'daki Bosch Dizel fabrikalarında çalışanlar için ibadet amaçlı üç oda hizmete sokulacak” açıklamasıyla sona erdi. Bosch'tan yapılan açıklamada mescitlerin ay sonuna kadar hizmete gireceği bildirilerek kararın, Bosch'ın yerel kültür ve değerlere olan saygısının göstergesi olduğu ifade edildi.

İlk kez Vakit Gazetesi tarafından duyurulan Bosch'un Bursa Fabrikası'ndaki mescİt anlaşmazlığında işçiler kazandı. Fabrika yönetiminin gerekçe göstermeksizin fabrikadaki mescidi kapatması ve ardından soyunma dolapları bölümünde namaz kılan çalışanlara da ihtar verilmesiyle başlayan gerginlik, fabrika yönetiminin fabrikada üç yeni mescit açma kararıyla sonuçlandı.

ÜÇ MESCİT AY SONU HİZMETE GİRECEK

Bugün Fabrika yönetimi tarafından yapılan açıklamada, fabrika yetkilileri ve sendika temsilcilerinin gerçekleştirdikleri toplantı sonucunda uygun bir çözüm konusunda anlaşma sağlandığı bildirilerek, “Fabrika yönetimi ve işçi temsilcileri arasında yapılan anlaşmaya göre, Bursa'daki Bosch Dizel fabrikalarında çalışanlar için ibadet amaçlı üç oda hizmete sokulacak” denildi. Açıklamada, Türk İş Kanunu'na ve Bosch'un sağlık ve güvenlik yönetmeliklerine uygun olan bu odaların, Bosch Bursa Dizel fabrikası çalışanlarının daha sağlıklı ve güvenli koşullarda ibadetlerini yerine getirmelerine olanak vereceği belirtilerek şöyle denildi: “Bu odalarda, daha iyi bir havalandırma sistemi, acil durumlar için geliştirilmiş giriş ve çıkış imkanı ve yangın söndürücüler olacak. Yenileme çalışmalarının tamamlanması ile bu odalar en geç Ekim sonunda hizmete sokulacak. Çalışanlar, yemek ve çay molaları esnasında bu odaları kullanabilecekler.”

“YEREL DEĞERLERE SAYGIMIZIN GÖSTERGESİDİR”

Bursa'daki Bosch Dizel fabrikası, bu olanakların yanı sıra, isteyen çalışanlarına, 30 yılı aşkın süredir uyguladığı, Cuma ve Bayram namazlarına gitme olanağını sunmaya ve transfer sağlamaya devam edecektir. Ekim ayı başında, Bosch Bursa Dizel fabrikasında ibadet amaçlı kullanılan alanlar, koşullarının sağlık ve güvenlik açısından giderek olumsuzlaşması gerekçeleriyle kapatılmıştı. Bu yerel çözüm ile, Bursa'daki Bosch Dizel fabrikası yerel kültür ve değerlere olan saygısını göstermektedir.




/ VAKİT
22 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-22-2009, 19:34   #79
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
RTÜK üyesinden Doğan itirafı

Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörlerinin Doğan TV Holding için hazırladığı vergi raporunda kanunlara aykırı bir şekilde yüzde 25 olması gereken hisse satışının yüzde 32.48'e çıktığını tespit etmesinden sonra, gözlerin yeniden çevrildiği RTÜK'ten ilginç bir itiraf geldi. Bir RTÜK üyesi, “Biz bu ihlalleri biliyorduk ama yapacak bir şeyimiz yoktu” dedi.


MEĞER RTÜK HABERDARMIŞ

Vakit gazetesine konuşan RTÜK üyesi, Doğan Grubu'na usûlsüzlüğü düzeltmesi için ihtar verdiklerini ve 3 ay içinde düzeltmezlerse, yayınlarını keseceklerini belirtti. “Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörlerinin raporuna göre, Doğan Grubu'nun neredeyse 3 yıldan beri, yani Aralık 2006 itibariyle yüzde 25 olması gereken yabancı ortak payını yüzde 32.48'e çıkartarak 29. maddeyi açıkça ihlal ettiğini ve bunun geçmişe dair bir yaptırımının olup olmadığını” sorduğumuz RTÜK üyesi “Üst kurul bunu hep biliyordu ama yapacağı pek bir şey yoktu” diye cevapladıktan sonra, “Maalesef bu tip ihlalleri RTÜK tek başına tespit etmiyor. Biz bu ihlalleri biliyorduk ancak yapacak bir şeyimiz yoktu” itirafında bulundu.

ÇUKUROVA GRUBU'NA DA YAZI YAZILDI

Söz konusu usulsüzlüğün sadece Doğan Grubu'nda olmadığını söyleyen kurul üyesi, aynı durumun Çukurova Grubu içinde geçerli olduğunu belirterek “Biz 2005'de geldiğimizde bu tip sorunları kucağımızda bulduk. Bugün Türkiye'de ulusal yayın yapanların bu tür sıkıntıları var. Çukurova Grubu'na da zaten yazı yazılmasına karar verildi. Ulusal kanallara da yabancı sermaye yapılanması ve hisse oranlarını bildirin uyarısında bulunduk. 29. maddenin sınırları içine çekin diye, ikincisi de orada ithalat üretim, yatırım, bankacılık finans sektörleri gibi sektörlere ortak olamaz diye ama fiili durumu olmuş. İşte bu fiili durum açısından doğrusu, biz de ne yapılabilir diye düşündük. Ta başından beri süregelen bir sıkıntı var” dedi.

RTÜK KANUN TASLAĞI, HAFTAYA MECLİS'E GÖNDERİLECEK

RTÜK kanununda değişiklikler öngörüldüğünü ve kurul üyelerinin uzun süredir üzerinde çalıştığı kanun taslağının bir hafta içinde tamamlanarak TBMM'ye gönderileceğini kaydeden RTÜK üyesi, “RTÜK kanununda değişiklik öngören taslağın kapsamında yabancı ortaklığı hissesinin yüzde 25'ten yüzde 50'ye yükseltilmesi de var. Ben buna kesin bir şekilde karşıyım. Ancak bizim yaptığımız çalışma, taslak çalışması; Meclis alt komisyonunda yasa nasıl şekillendirilir bilemem” dedi.






22 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-22-2009, 19:37   #80
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Taraf'tan skandal intihal !
Taraf, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve baraberindekileri taşıyan helikopterin hvalanmasının hemen ardından NTV santralinden defalarca arandığının ortaya çıkmasını yeni bir gelişme olarak sürmanşetine taşıdı. Oysa Vakit gazetesi ve habervaktim.com konuyla ilgili haber ve belgeleri tam 5 ay önce bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştu.

Taraf Gazetesi, bugünkü sürmanşetinde habercilik açısından ilginç bir skandala imza attı.

Taraf, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun da içinde bulunduğu helikopterin düşmesinin ardından ortaya çıkan skandalları bir bir aydınlatan habervaktim.com'un, 5 ay önceki haberini yeni bir gelişme olarak bugünkü sayısında sürmanşetten verdi.

Taraf'ın, "Ölüm helikopterinde 139 defa arandı" başlığıyla sürmanşetten verdiği haberde, "Cesedine 4 günde ulaşılabilen BBP lideri Yazıcıoğlu'nun, helikopteri havalanır havalanmaz NTV santralinden 139 kez arandığı ortaya çıktı" şeklindeki ifadeler dikkat çekti.

İŞTE HABERVAKTİM'İN TAM 5 AY ÖNCE YAPTIĞI KONUYLA İLGİLİ HABER VE BELGELER


Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını taşıyan helikopterin havalanmasının hemen ardından NTV santralinden İHA muhabiri İsmail Güneş, helikopterin pilotu Mustafa Kaya İstektepe, BBP il Başkanı, İl Başkan Yardımcısı ve hatta Yazıcıoğlu'nun bizzat dafalarca arandığına dair bilgi ve belgeleri habervaktim.com, bütün detayları ile 13.06.2009 ve 29.06.2009 tarihli haberlerinde ortaya koymuştu.

Ancak Taraf, bugün sürmanşetten verdiği haberinde "Taraf çok önemli yeni bilgilere ulaştı" diyerek okurunu yanılttı. Taraf, telefon kayıtları ve kimlerin defalarca arandığına dair bilgileri yeniymiş gibi gösterdi.

İŞTE HABERVAKTİM'İN KONUYLA İLGİLİ HABERİ VE BELGELERİ


13.06.2009 TARİHLİ VAKİT :



-

26.6.2009 TARİHLİ VAKİT :









/ HABERVAKTİM
22 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
ak parti, akit, akpartiforum, chp, chp gerçekleri, deniz baykal, dilipak, ergenekon, etö, gündem haberleri, habercilik, habervaktim, hasan karakaya, mhp, unutulanlar, vakit, vakit gazetesi, vakit haberciliği, vakit manşetler, ülke gerçekleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi