AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-05-2009, 14:44   #61
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Ahlaksızlıkta sınırları yok
Yerel seçimlerde “Yaparsa Hoca Yapar” diye afiş astıran CHP'li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, 6 ayda Antalya gençliğinin ahlakını çökertti. Akaydın, Avrupa ülkelerinde her yıl bu tarihlerde “Oktoberfest” (Ekim Festivali) adı altında düzenlenen sefahati bu sene Antalya'ya da taşıdı.

İki gün süren sefahat aleminde su gibi alkol tüketilirken, alkolün etkisiyle ahlaksızlıkta sınır tanınmadı. Akaydın, İçki fıçısının tıpasını balyozla kırarak sefahat alemini başlattı. Alkol duvarını aşan Akaydın, daha sonra Alman revü kızlarıyla birlikte pistte kendini kaybetti.

Seçimlerde “Yaparsa Hoca Yapar” diye afiş astıran CHP'li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, 6 ayda Antalya gençliğinin ahlakını çökertti. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Avrupa ülkelerinde her yıl bu tarihlerde “Oktoberfest” (Ekim Festivali) adı altında düzenlenen sefahati, bu sene Antalya'ya da taşıdı. İki gün süren sefahat aleminde su gibi alkol tüketilirken, alkolün etkisiyle ahlaksızlıkta sınır tanınmadı.

TIPAYI PATLATIP PİSTTE KENDİNİ KAYBETTİ

Akaydın, “Oktoberfest”in simgesi olan bira fıçısının tıpasını, Alman turistlerle birlikte balyozla kırarak sefahat alemini başlatırken, alkol duvarını aşan Akaydın'ın daha sonra Alman revü kızlarıyla birlikte pistte dans etmesi ise dikkat çekti. Siyasilerin bu tarz görüntüleri Avrupa ülkelerinde bile yadırganıyor ve büyük tepkilere sebep oluyor.

AHLÂKSIZLIK İÇİN HER TÜRLÜ ZEMİN HAZIRLANIYOR

Vakit'e konuşan Büyük Birlik Partisi Antalya İl Başkanı Rasim Küçük, “Biz haya ettik, festivalin yapıldığı yere gitmedik. Ancak haberlerini aldım, anlatılanlara göre tam bir ahlaksızlık. Bunun eğlenceyle bir ilgisi yok, resmen Türk-İslam ahlakı ifsad ediliyor” dedi. Önceki başkan Menderes Türel döneminde insanların uluorta içki içmezken Akaydın'la birlikte ahlaksızlığın sokak ortasına taşındığını kaydeden Küçük, “Su dansları adı altında kızlı erkekli gençlerimizin ahlakını bozmak için her türlü zemin hazırlanıyor. Akaydın'dan sonra, kendini bilen bir insanın ailesiyle Antalya'da gidip oturacağı, gezeceği bir mekan kalmadı. Ancak biz bunları dile getirince çağdışı oluyoruz. Bu yozlaşmanın önüne geçilmezse Antalya'da gençlik kalmayacak” şeklinde konuştu.

CHP VE MHP'LİLER NEREDEYSE TUVALETE BİLE BİRLİKTE GİDİYOR

Antalya'daki CHP'li belediyelerin yolsuzluklarıyla ilgili çok sayıda belge ortaya çıkarmalarına karşın, hiçbir işlem yapılmadığını ifade eden Küçük, bugün de CHP'li Konyaaltı Belediyesi hakkında yine milyarlarca liralık yolsuzluk belgesi açıklayacaklarını söyledi. Küçük, “Eğer savcılar bu açıklamamızı ihbar kabul edip harekete geçmezlerse, biz suç duyurusunda bulunacağız. Bu yolsuzluğun boyutu, Konyaaltı Belediye Başkanı'nın istifasını bile gerektirir” dedi. Akaydın'ın bu rahatlığının diğer partililerin umursamaz tavrından ve CHP'lilerle olan ilişkilerinden kaynaklandığını ifade eden Küçük, “CHP ve MHP'liler, il genel meclisinde neredeyse tuvalete bile birlikte gidiyor, inanılmaz bir ittifak var” şekinde konuştu. Yolsuzluk belgelerini açıklamamaları için kendilerine inanılmaz teklifler geldiğini de kaydeden Küçük, CHP'lilerin yolsuzluklarının bundan sonra da takipçisi olacaklarını söyledi.

--
İŞTE REZALET:


--


--



--



--



--



--



--






/ VAKİT
5 Ekim 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (10-05-2009 Saat 14:48 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-05-2009, 16:09   #62
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Baykal dönemi, kuyruklarla anılıyor !
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, 1978'de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptığı dönemde Türkiye'nin her yanı benzin, et, tüp gaz ve margarin kuyruğundan geçilmiyordu. Hatta, "ucuz" diye "az su katılmış süt kuyrukları" bile vardı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçim mitinglerinde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, 1978'de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptığı dönemde yaptığı icraatları anlatıyor. Vakit, Baykal'ın Bakanlık yaptığı dönemi araştırdı.

TÜRKİYE KUYRUKLARLA ANILIYOR

Deniz Baykal'ın bakanlık yaptığı dönem Türkiye kuyruklarla anılıyor. Vatandaş; et, süt, margarin, yağ, benzin, pasaport, tüp gaz almak için kuyruk bekliyordu. Az su katılmış süt ve et alabilmek için vatandaşlar kuyruğa giriyor, garları yolcular değil, yağ almak isteyenler dolduruyordu. Benzin darlığı yüzünden otobüs, minibüs ve özel araçlarına binemeyen İstanbul halkı, banliyö trenlerine akın ediyor ve salkım saçak yolculuk yapıyordu. Tüp gaz, sana yağı ve pasaport için kuyruklar uzuyordu.

“Bu zihniyet kirlidir”

Erdoğan, CHP'nin kitabında belediyeciliğin, hizmetin adının olmadığını belirterek, “Bu zihniyet kirlidir. Bu zihniyet bereketsizdir. Bu zihniyette, geçmişinden bugüne alın, bereketsizlik var. 12 Eylül öncesinde Enerji Bakanı kimdi? Sayın Baykal'dı. Sayın Baykal'ın döneminde hatırlayın o benzin kuyruklarını, akaryakıt kuyruklarını. Rahmetli babam bana anlatırdı. Nüfus kağıdında, yağ damgası, ekmek damgası, gaz damgası var. Bunlar maalesef karneyle dağıtılırdı. Bu günleri bu millet gördü, gördüğü içindir ki bu CHP'ye tek başına iktidarı vermedi” demişti.

Kurtuluş ve dünya savaşlarında böyle pahalılık görülmedi

Fatma Özcan adlı yaşlı bir hanım, Baykal'ın bakanlık yaptığı hükümeti protesto etmek için telgraf göndermiş ve “Kurtuluş ve dünya savaşlarında böyle yokluk ve pahalılık görmedik. Milleti sevindirmek istiyorsanız istifa edin. Yağ yok, tuz yok, ekmeğe zam gelmiş. Kahve kayıplara karıştı. Tüp gaz yerine sıra veriyorlar” demişti.

AZ SU KATILMIŞ SÜT KUYRUĞU

Silivri'nin köylerinden toplanan mandıra sütü İstanbul'da kapışıldı. Halkın kısa sürede kuyruk olması üzerine konuşan sütçüler, “Biz çok az su katarız, hem de kattığımız suyun şehir şebekesinden alınmasına dikkat ederiz” dediler. Güğümlere doldurulan sütler kısa sürede kapışıldı.

ET KUYRUĞU

“Kuyruktan yürünecek yer kalmadı. Et-Balık Kurumu sözünü tutmadı. Hani et satış mağazası açılacaktı” başlıklı haberde et almak için kuyruğa giren vatandaşların fotoğrafı yayınlandı.

YAĞ KUYRUĞU

Haydarpaşa Garı'nı ilk defa yolcular değil, yağ almak isteyenler doldurdu. Bu sırada kaynaşan kalabalığı sıraya koymaya çalışan polis ve jandarmaların da koşuşturmalarıyla Haydarpaşa Garı tam bir ana baba gününe dönmüştür. Fotoğrafta, yağ almak için bekleşenler görülüyor.

BENZİN KUYRUĞU

Benzin kuyruğu gökyüzünden bile görünüyor: “Araç sahipleri, oluşturdukları kuyruklarda beklemektedir. Bu kuyrukların uzunluğu kilometreleri bulmaktadır. Yukarıdaki fotoğraf bu görüntüyü gökyüzünden saptamakta ve sahil yolundaki benzin kuyruğunun uzunluğunu en iyi şekilde ortaya koymaktadır.”

Benzin yok, trenler tıklım tıklım dolu: Ne benzin darlığı ne de hayat pahalılığı dün İstanbul halkını evinde tutabildi. Benzin darlığı yüzünden otobüs, minibüs ve özel araçlarına binemeyen İstanbul halkı, banliyö trenlerine akın etti. Bu yüzden de trenlerin özellikle Sirkeci-Halkalı arası salkım saçak hareket ettikleri görüldü.

Karneler dağıtıldı ama benzin yok: İstanbul trafiğine kayıtlı 295 bin araçtan yarıya yakını karne alamadı. Vali “Karne satışına devam edileceğini” söyledi. Karne ile satış, vatandaşın ortalama on dakikalık zamanını alacak.
Arnavutköy'de 15 gündür yakıt bulamayan köylüler, mazot yüklü 4 tankere el koydu: Aylardır mazotsuzluktan tarım ve tarımcılık yapamadıklarını belirten köy halkı, Ambarlı'da özel kömür işletmelerine giden 4 tankerin dağıtım kağıtlarının yasal olmadığını da iddia ettiler.

Benzin yok… Otobüsler tıklım tıklım dolu: Benzin sıkıntısının doruk noktasına ulaşması, İstanbulluları hayli güç duruma soktu. Benzinsizlik nedeniyle bazı dolmuşların çalışmaması, otobüs ve dolmuş duraklarında uzun kuyrukların oluşmasına neden oldu. Yakıt yokluğu nedeniyle bazı vapur seferleri de birleştirildi. Şehir Hatları vapurlarındaki kalabalığın yanı sıra, İstanbullular belediye otobüslerine binebilmek için de hayli ter döktüler… Fotoğraflarda bir dolmuş durağında ümitle aracın gelmesini bekleyenler ve bir otobüste kendilerine yer bulabilmeye çalışan İstanbullular görülüyor.

TÜP GAZ VE MARGARİN KUYRUĞU

Ecevit iktidarı dönemi, iş dünyasının hükümete karşı verdiği ilanlardan sonra başlayan tüp gaz ve sana yağı kuyruklarıyla hatırlanıyor.
--

İŞTE BAYKAL DÖNEMİNDEN MANZARALAR :



--



-



-



-



-



-



-



-



-



-



-



-



/ VAKİT
14 Mart 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (10-05-2009 Saat 16:11 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-05-2009, 19:50   #63
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
CHP'li belediye başörtülüye nikah kıymadı
Cumhuriyet Halk Parti'li Denizli Gürpınar Belediyesi, Cennet Güngör ve Ramazan Acar çiftinin nikahlarını Cennet Güngör nikah işlemi için kapalı fotoğraf verdiği gerekçesiyle kıymadı. Çift, nikah memurunun ‘Kapalı fotoğraf olmaz, başı açık fotoğraf getir' şeklindeki sözleriyle şok oldu. Resim altı 1: Yasal hakları olmasına rağmen Gürpınar Belediyesinden nikah randevusu almayı başaramayan Ramazan Acar ve Cennet Güngör çifti Ağaçbeyli Belediyesine başvurup hiçbir sıkıntı çekmeden evlendi.

Resim alt 2: CHP'li Gürpınar Belediyesi başörtülüye nikah yasağını bir de antetli kağıda dökerek çiftin eline tutuşturdu.

Resim altı 3: İşte buda CHP'li belediyenin ardına saklandığı kanun maddesi

Seçim döneminde çarşaf açılımı yapıp yakaladığı herkese rozet takmaktan çekinmeye CHP, seçim sonrası ele geçirdiği belediyelere evlenmek için başvuran başörtülü vatandaşların nikahlarını dahi kıymıyor. Avustralya'da yaşayan ve evlenmek üzere ailesiyle birlikte memleketi Denizli'ye giden gurbetçi Ramazan Acar ve nişanlısı Cennet Güngör, 24 Eylülde nikah randevusu almak için gerekli evrakları ve istenen altışar adet resmi temin ederek Gürpınar Belediyesine başvurdu.

İddiaya göre 24 Eylül günü evrakları teslim alan Mehmet Eryılmaz isimli nikah memuru, Ramazan Acar'ın nişanlısının getirdiği vesikalık fotoğrafların nikah için uygun olmadığını, Cennet Güngör'ün saçlarının kapalı olduğu gerekçesi ile nikah işlemlerine başlayamayacağını söyledi.

BAŞÖRTÜSÜ BELEDİYELERİNİN YÖNETMELİĞİNE UYGUN DEĞİLMİŞ

Ramazan Acar'ın sinirlenip ‘böyle insanlık dışı bir uyulama olur mu' demesi üzerine odaya giren belediye muhasebecisi ve aynı zamanda belediyenin eski nikah memuru olduğu belirtilen Ramazan Ceren isimli şahıs, nikah memurunun haklı olduğunu ve belediyelerinin başı açık resim getirmeyen kişilerin nikahını kıymadığını söyledi.

‘SİZE GÖRE AÇIK OLABİLİR FAKAT BANA GÖRE YETERİNCE AÇIK DEĞİL'

Damat Ramazan Acar'ın babası Özkan Acar'ın devreye girerek yasakçı tavra müdahale etmesi üzerine ortalık daha da karıştı. Belediyenin muhasebe Müdürü Ramazan Ceren baba Özkan Acar'ı da tersleyip ‘size göre fotoğraflar yeterince açık olabilir fakat, bana göre yeterince açık değil' dedi.

Skandal CHP'li belediyenin başörtülü başvurulara nikah kıyılamayacağı yönünde antetli bir yazı hazırlaması ile katmerlendi.

Nikah memuru Mehmet Eryılmaz tarafından hazırlanan yazıda örtülü fotoğraf verildiği için nikahın kıyılamayacağı yazıldı. Yazı ellerine tutuşturulan aile adeta kapı dışarı edildi.

Vakit'e konuaşan Ramazan Acar ‘Mehmet Eryılmaz nişanlımın resimlerinin başörtülü olması sebebi ile nikah işlemini yapmayacağını söyledi. Gidip başı açık resim çekmemiz halinde randevu işlemini 5 dakikada halledeceklerini söylemesi üzerine sinirlendim amirini görmek istiyorum diyince Ramazan Ceren odaya girip resimlere baktı ve belediyelerinin evlenme yönetmeliğinde kurallara uymayan bir resim olduğunu ve eşimin fotoğrafının başı açık olması gerektiğini söyledi. Biz diretip hakkımız arayacağız diyince de elimize Gürpınar Belediye Başkanlığı ibaresiyle başlayan ilgili kararı tutuşturup bizi kapı dışarı etti.' şeklinde konuştu.

KOMŞU BELEDİYE HERHANGİ BİR SIKINTI ÇIKARMADAN NİKÂHI KIYDI

Bunun üzerine komşu belediye olan 10 km ötedeki Uşak'ın Ağaçbeyli Belediyesi'ne gittiklerini belirten Acar, burada hiçbir sıkıntı çekmeden nikahlarının kıyıldığını ve kimsenin kendilerine ne eşinin başı örtüsü ile ilgili, nede bonesinin rengi ile ilgili saçma sapan sorular sormadığını belirtti. Türkiye'de başlarına gelen bu olayın başka bir ülkede yaşanması halinde, önce belediye başkanın ardından kendilerine bu zulmü çektiren personelinin sokağa çıkmaya yüzlerinin kalmayacağını hepsinin anında görevlerinden alınacağını dile getirdi.

TEHDİT ETTİ

Bu arada Gürpınar'ın Cumhuriyet Halk Partili Başkanı Halil Arıkan ısrarlı aramalarımıza rağmen telefonlarımıza çıkmazken, ulaştığımız işgüzar belediye çalışanı Ramazan Ceren ise iddiaları kabul ederek, Ramazan Acar'ın eşinin başörtü bağlama şeklini beğenmediğini, bone taktığını ve bu durumun Gürpınar Belediyesinin yönetmeliklerine aykırı olduğunu iddia etti. Verdikleri skandal evlendirme hizmetini haberleştirmemiz halinde yargıya başvuracağını belirtmekten de ger durmayan Ceren, ‘Haberi yaparsanız eğer mahkemede hesaplaşırız, Vakit'e dava açarım' şeklinde tehditler savurdu.

Komşu belediyenin kıydığı nikahla dünya evine giren çifti tehdit etmekten geri durmayan Ramazan Ceren ‘Onları gerekli yerlere şikayet ederim' şeklinde konuştu.

/ VAKİT
5 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-06-2009, 15:30   #64
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Okulları böyle fişlemişler
Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın korgeneral rütbesinde iken liselerde Milli Güvenlik dersine giren subay öğretmenler vasıtasıyla, Türkiye'nin dört bir yanındaki okullarda fişleme yaptırdığı ortaya çıktı.

Milli Güvenlik Bilgisi dersine giren subay öğretmenlerin, öğrencileri tek tek fişleyerek ajanlık yaptıkları ortaya çıktı.

Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Balıkesir İmam Hatip Lisesi'nde görevli Milli Güvenlik Bilgisi Dersi öğretmeninin raporu doğrultusunda, öğrencilerin başlarının açılmasını sağlayan Okul Müdürü Metin Taşlık'ı, “Çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak yönünde çaba gösteren Okul Müdürü Metin Taşlık'ın bu
davranışları takdirle karşılanmıştır” ifadeleriyle övmüş.

BÜYÜKANIT'A GÖRE; İMAM HATİP LİSESİ'NDE OKUYAN KIZ ÖĞRENCİLERİN BAŞLARININ AÇILMASI ÇAĞDAŞLIK!

Yaşar Büyükanıt, Korgeneral rütbesinde iken liselerde görevli subay öğretmenler vasıtasıyla istihbarat çalışmasında bulunmuş! Yaşar Büyükanıt, Kasım 1999'da, Balıkesir İmam Hatip Lisesi'nde Kılık-Kıyafet Yönetmeliği'nin uygulanmadığını “Hizmete Özel” yazıyla, Milli Eğitim Bakanlığı'na bildirmiş.
Yaşar Büyükanıt, söz konusu yazısında, Balıkesir İmam Hatip Lisesi'nde Milli Güvenlik Bilgisi Dersi öğretmeninin kılık-kıyafet yönetmeliğinin uygulanmasına yönelik hazırladığı raporu incelediğini belirterek, raporda; 1998-1999 eğitim döneminde İmam Hatip Lisesi'nde derslere türbanla girildiği, kız-erkek öğrencilerin birbirinden ayrı sınıflarda ders gördükleri, 1999-2000 eğitim döneminde okul müdürlüğüne Metin Taşlık'ın atandığı ve Taşlık'ın kılık-kıyafet yönetmeliğinin uygulanması yönünde çok duyarlı davrandığı, kız öğrencilerin yüzde 50'sinin ikna edilmesi üzerine çağdaş kıyafetle dersleri takibe başladığı, diğer kız öğrencilerin ise konuya olumlu baktığı, çevre, arkadaş ve aile baskısı ile henüz tutumlarında değişiklik olmadığı, ancak yakın bir tarihte değişimin gerçekleştirilebileceği, okul müdürünün Milli Eğitim Müdürlüğü'nce yakından desteklendiği, çağdaş seviyede eğitim uygulanmasına yönelik isteklerin kabul görerek hemen uygulamaya geçildiğinin belirlendiğine dikkat çekiyor.

Yaşar Büyükanıt, öğrencilere başlarını açmaları yönünde baskı yapan okul müdürü hakkında da, “Çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak yönünde çaba gösteren Okul Müdürü Metin Taşlık'ın bu davranışları takdirle karşılanmıştır” ifadelerini kullanmış.

Söz konusu yazıda; raporun Genelkurmay Başkanı Namına Prj. Sb. Yb. H. Minisker, Ş. Md. Alb. H. Çakırer ve D. Bşk. Toğg. Tuğg. Ü. Şahintürk tarafından hazırlandığı belirtiliyor.
Yaşar Büyükanıt'ın yazısı, Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve örgütün yöneticisi olduğu gerekçesiyle yargılanan Ergenekon sanığı emekli Orgeneral Şener Eruygur'da ele geçirildi.

ÖĞRETMEN, ÖĞRENCİ, GAZETELER VE OKUL PANOLARI FİŞLENMİŞ!

Şener Eruygur'da ele geçirilen 10 sayfalık diğer belgede de, skandal ifadeler yer alıyor. Bu belgeye göre, Aralık 1999'da Milli Güvenlik Bilgisi Dersi'ne giren emekli subay ve muvazzaf subaylar; öğretmen ve öğrencilerin kılık ve kıyafetlerini, öğretmenlerin okudukları gazeteyi, okul panolarına Osmanlı padişahlarının ve büyüklerinin resimlerinin asılmasını bile fişlemiş.

OKUL YIKILMIŞ, MİLLİ GÜVENLİK DERSİ ÖĞRETMENİ SUBAY BOYKOTTA

Hava Kuvvetleri Komutanlığı, 17 Ağustos Depremi'nde binası yıkılan İzmit Çok Programlı Lisesi'ni de fişlemiş. Fişleme raporunda, “17 Ağustos Depremi'nde binası yıkılan okulda eğitim Mustafa Kemal Lisesi binasında devam etmektedir. Eğitim-öğretim yılının başından itibaren Kılık-Kıyafet yönetmeliğine uyulmadığından MGB derslerine girilmemektedir. Okul müdürünün öğrencilerle yaptığı görüşmeler de herhangi bir değişikliğe sebep olmamıştır” denilmiş.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın Aralık 1999 gün ve İSTH. : 3429 – 99 Pl. Ynt. D. (İKK. Ş) sayılı yazısının EK-A'sında; Bursa Nilüfer Kız İmam Hatip Lisesi, Bursa Endüstri Meslek Lisesi, Eskişehir Anadolu İmam Hatip Lisesi, Eskişehir Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, İskenderun İmam Hatip Lisesi, İzmir Atatürk Anadolu Teknik Endüstri Meslek Lisesi, İzmit Çok Programlı Lisesi, Kayseri Kocasinan Lisesi, Kütahya İmam Hatip Lisesi, Kütahya Kılıçarslan Lisesi, Malatya Hacı Ahmet Akıncı Lisesi, Malatya Lisesi, Sivrihisar İmam Hatip Lisesi, Yenişehir Endüstri Meslek Lisesi, Diyarbakır İmam Hatip Lisesi ve daha pek çok okul hakkında fişlemelere yer veriliyor.

*
İşte O Belge :



*

HABERİN ÖZETİ DE BUDUR ;



/ VAKİT
6 Ekim 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (10-06-2009 Saat 15:47 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-17-2009, 01:24   #65
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart İşte sahteciliği ortaya çıkaran belgeler
İşte sahteciliği ortaya çıkaran belgeler

Maliye Bakanlığı koordinasyonunda Haziran 2009'da Petrol Ofisi A.Ş.'nin Hatay'da yer alan depolarında yapılan denetimlerde Ulusal Marker cihazlarını yanıltmaya yönelik menşei belirsiz bir sıvı ele geçirildi.

11 Haziran 2009'da ele geçirilen 1 litrelik cam şişe içindeki mavi renkli sıvı Başkent'i alarma geçirirken, TÜBİTAK akaryakıta yüksek miktarda bu maddenin eklenmesi durumunda ulusal marker özelliği gösterdiğini öne sürdü. Konuyla ilgili diğer ayrıntılar şöyle:

Bir emniyet yetkilisinden alınan bilgiye göre elde edilen menşei belirsiz ürün hem EPDK'ya hem de TÜBİTAK'a bildirilmiş. TÜBİTAK tarafından yapılan laboratuar analizlerinde de Petrol Ofisi A.Ş.'nin Hatay'da yer alan depolarında ele geçirilen menşei belirsiz maddenin Marker K ve Marker XP cihazları ile girişim yapıldığı tespit edildi.

POAŞ yetkilileri yalan beyan da bulunmuş

Konu ile ilgili olarak Petrol Ofisi A.Ş. yetkilileri Ulusal Marker enjeksiyon cihazı içinde bulunan maddenin cihazı süpürme sırasında kullanılan alkol ve veya akaryakıt kalıntısı olabileceğini iddia etti ancak TÜBİTAK tarafından yapılan analizlerde menşei belirsiz madde içerisinde alkol kalıntısına rastlanılmadığı diğer taraftan 2007 yılından bu yana enjeksiyon sonrası yapılan süpürme işleminde alkol kullanılmadığı belirtildi.

POAŞ Marker cihazlarını yanıltmış

TÜBİTAK tarafından yapılan analizlerde varılan sonuca göre POAŞ tesislerinde bulunan menşei belirsiz ürünün Ulusal Marker cihazlarını yanıltmaya yönelik yanıltıcı boya içerdiği ortaya çıktı.

TÜBİTAK Ulusal Markeri kendisi tartışmaya açtı

TÜBİTAK tarafından yapılan analizlerde varılan sonuca göre POAŞ tesislerinde bulunan menşei belirsiz ürün Ulusal Marker cihazlarını yanıltmaya yönelik boya içeriyor. Yine TÜBİTAK'a göre bu maddenin akaryakıta yüksek miktarda ilave edilmesi durumunda Ulusal Marker özelliği göstererek saha kontrol cihazlarını yanıltıyor.

EPDK yargı işlemlerini başlattı

Aynı emniyet yetkilisinin verdiği bilgiye göre EPDK ilgili birimlere yazı yazarak gerekli yasal işlemlerin başlatılmasını istemiş. Şimdi ise şu soru merak ediliyor: Acaba yakalanamayan ve menşei belirsiz akaryakıt ile piyasaya sürülen kaçak akaryakıtın miktarı ne?

İŞTE SAHTECİLİĞİN BELGELERİ :



-



*



-



-


-



-







/ HABERVAKTİM.COM
16 Ekim 2oo9
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-17-2009, 01:46   #66
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart Bunlar mı yalan?
Bunlar mı yalan?

TRT 1'de yayınlanan ve terör devleti İsrail'in Gazze saldırılarını konu alan "Ayrılık" dizisiyle iki ülke ilişkileri bir kez daha gerildi.

Dizide yer alan, İsrail askerlerinin silahsız çocuklara ateş açması ve Filistinlilerin kurşuna dizilmesi sahneleri, Yahudi cephesini adeta çıldırttı. İsrail'in küstah yöneticileri, Türkiye'ye tepkilerini dile getirmek için değişik kanalları kullanırken, kamuoyundan TRT'ye destek yağıyor.

STK'LAR AYAKTA

‘Özgürder', ‘Mazlumder', ‘Memur-Sen', ‘Hizmet-İş', ‘Bem-Bir-Sen', ‘Diyanet-Sen', ‘Birlik Haber-Sen', ‘GAP Gazeteciler Birliği', ‘TYB', ‘Sağlık- İş', ‘Sağlık-Sen', ‘İHH', ‘Sivil Düşünce', ‘Büro Memur-Sen', ‘Özgür Eğitim-Sen', ‘Özerk Diyanet-Sen' ve ‘Tüketiciler Birliği' temsilcileri, gerçeklerin İsrail'i rahatsız ettiğini ancak gerçeklerden kaçılamayacağını belirttiler. Siyonistlere yıllardır ayna tutup gerçek yüzlerini görmelerini kimsenin sağlamadığını vurgulayan Sivil Toplum Temsilcileri, “TRT bunu başarmıştır. Vampirlerin aynadan nasıl göründüklerini göstermişlerdir. Yayınlanan dizideki görüntüler film değil, gerçeğin ta kendisidir. Dizide emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” dediler.

ONE-MİNUTE İSTİYORLAR

Miray Film Yapım Şirketi Genel Müdürü Eyüp Gökhan Özekin de, TRT'de yayınlanan ‘Ayrılık' dizisine destek verirken, çok önemli hatırlatmalarda bulundu. Özekin, “Nazilerin Yahudilere 2. dünya savaşında yaptıkları katliamı anlatan çok sayıda film çekildi. Bunlardan biri de “Piyanist” filmidir. Bu film, TRT'de yayınlanmıştır. Bugün Siyonistlerin tepki gösterdiği ‘Ayrılık' dizisindeki görüntülerden çok daha ağır sahnelere yer verilmiştir. Sonra TRT'de yayınlanan dizide canlandırılan olaylar yalan değil, gerçektir. Bu gerçekliği inkar etme lüksümüz olmadığına göre takdir etmeliyiz” diye konuştu. Sözlerini, “Siyonistlerin yaptığı katliamları bir film altında toplamaya kalksak ‘ribon' yetmez” diye sürdüren Özekin, “Kesinlikle Siyonistlere yeni bir ‘one minute' daha gerekli” dedi.

HİTLER'İ ANLATAN FİLMLER NE OLACAK?

Program Yapımcısı Fatma Acer de, İsraillilere sert tepki göstererek, “Yaptığı zulümleri inkar edercesine TRT'yi ve onun üzerinden Türk halkını eleştirmeye kalkan İsrailli yöneticiler, o dizideki görüntüleri bir kez daha izlesinler de vampirliklerini görsünler. Hitler'in kendilerine yaptıklarını, tiyatro gösterilerinde, sinemalarında ve belgesellerinde abartılı bir üslupla anlatan İsraillilerin, kendi acımasızlığının gözler önüne serilmesine tepki göstermeye hakkı yoktur” diye konuştu.


17 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-18-2009, 00:32   #67
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart Devletin cebinden para çalanlar hesabını versin
Devletin cebinden para çalanlar hesabını versin

Maliye Bakanlığı koordinasyonunda Haziran 2009'da Petrol Ofisi A.Ş.'nin Hatay'da yer alan depolarında yapılan denetimlerde, menşei belirsiz Ulusal Marker sıvısının ortaya çıkmasından sonra, POAŞ'ın piyasaya ne kadar kaçak akaryakıt sürdüğü merak konusu oldu.


Aydın Doğan'ın büyük ortağı olduğu POAŞ'ın sattığı enerjide büyük oranda böyle usulsüzlük olduğu iddia edilirken, soruşturmanın genişletileceği belirtiliyor.

GÜLEK: DENETİM VE ADALET ŞART

Konuyla ilgili Vakit'e konuşan Vergi Denetmenleri Derneği Genel Başkanı Aykut Gülek, “O konuyla ilgili TÜBİTAK ve Enerji Piyasası Denetleme Kurulu raporunu vermiş ve bir gerçeği ortaya çıkartmış. Zaten ülkemizde enerjinin yüzde 50'sinin kaçak olduğu biliniyor. Son yıllarda işsizlik arttı, ekonominin dengesi bozuldu. Bundan dolayı bu tip yasadışı kaçakçılığa izin verilmemeli ve çok ağır yaptırımlar uygulanmalı. Hatta devletin savcıları hemen harekete geçmelidir. Basit bir esnafa bile hiçbir ayrıcalık yapılmadan en ağır şekilde yaptırımlar uygulanıyorsa, adı şu holding ya da bu holding hiç fark etmez, adalet hemen uygulanmalı ve ülkemizin ekonomisini en önemli katma değer sağlaması gereken enerji piyasasında da adalet uygulanırsa gelir dengesizliği, işsizlik ve diğer ekonomik sıkıntılar bir ölçüde giderilmiş olur” dedi.

ER: BU KAÇAKÇILAR ELLERİNİ KOLLARINI SALLAYARAK GEZMEMELİ

Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanı Ali Er ise, “Biz Türkiye'de dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyoruz. Kaçak akaryakıtı ellerini kollarını sallayarak yurda sokanlar, tüketicilerin ve devletin cebinden para çalıyorlar. Bunlara fırsat verilmemesi lazım. Vergiden çalınan her kuruş, milletin çocuklarının rızkından çalınıyor demektir” diye konuştu.

MARKER CİHAZLARI NASIL YANILTILDI?

TÜBİTAK tarafından yapılan analizlerde varılan sonuca göre POAŞ tesislerinde bulunan menşei belirsiz ürünün Ulusal Marker cihazlarını yanıltmaya yönelik yanıltıcı boya içerdiğini belirtiyorlar. TÜBİTAK raporuna göre POAŞ tesislerinde bulunan menşei belirsiz ürünün Ulusal Marker cihazlarını yanıltmaya yönelik yanıltıcı boya içerdiği, bu maddenin akaryakıta yüksek miktarda ilave edilmesi durumunda Ulusal Marker özelliği göstererek saha kontrol cihazlarını yanılttığı vurgulanıyor. Kaçak akaryakıttan, devletin yıllık 6 milyar TL vergi kaybı olduğu belirtiliyor.

***

Doğan, banka hesaplarına haczi doğruladı

Doğan Yayın Holding A.Ş., vergi kaçırdığı tespit edilen şirketlerinin banka hesaplarındaki mevcut tutarlarına ihtiyati haciz işlemi tesis edilmesini, bankalara yazılan yazılar vasıtasıyla öğrenildiğini duyurdu. Doğan Yayın Holding A.Ş.'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, “Doğrudan bağlı ortaklığımız Doğan TV Holding A.Ş. ile dolaylı bağlı ortaklıklarımız D Yapım Reklamcılık ve Dağıtım A.Ş., Doğan Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş. ve Alp Görsel İletişim Hizmetleri A.Ş.'den 2005, 2006 ve 2007 hesap dönemlerine ait ‘Vergi İnceleme Raporları' ile ilgili olarak; vergi aslı, vergi cezası ve gecikme faizi tutarı için birlikte toplam 4 milyar 823 milyon 825 bin 987.33 TL tutarındaki teminatın gösterilmesi sürecinde; ilgili Vergi Daireleri tarafından yukarıda ticaret unvanları yer alan bağlı ortaklıklarımızın banka hesaplarındaki mevcut tutarlarına ihtiyati haciz işlemi tesis edilmiş olduğu, bankalara yazılan yazılar vasıtasıyla bugün dolaylı olarak öğrenilmiştir. Diğer taraftan, medyada yer aldığı şekli ile ‘Doğan hisselerinin bloke edilmesi' ifadesinden ne kastedildiği ise tam olarak anlaşılmamaktadır.” denildi.

MALVARLIĞI İNCELENECEK

Doğan'ın vergi cezası ile ilgili haciz konulan varlıkları 4.8 milyarlık vergi cezası borcunu karşılamazsa, Doğan Grubu'nun para ve mal transferlerine geriye dönük inceleme yapılacak.

DOĞAN ALEYHİNE KARAR

Kızı, Doğan TV'de spiker olarak çalışan Hakim Gülşen Deringöl'ün de üyesi olduğu İstanbul 9. Vergi Mahkemesi, Doğan Grubu'nun yürütmeyi durdurma talebini oybirliği ile reddetti. Aydın Doğan'ın çalışanı Elif Deringöl'ün annesi Hakim Gülşen Deringöl, etik olmadığı gerekçesiyle karar görüşmesine katılmadı. Doğan Yayın Holding bir açıklama da mahkeme kararı için yaparak, “itiraz hakkının” kullanılacağını duyurdu. Öte yandan Doğan Yayın Holding A.Ş, Doğan Dış Ticaret ve Mümessillik A.Ş. ile Işıl İthalat İhracat Mümessillik A.Ş'nin, vergi ve ceza ihbarnamelerinin terkini (silinmesi) amacıyla itirazda bulundukları belirtildi.


17 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-18-2009, 14:02   #68
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart Yüzde 100 Siyonist ağzı
Yüzde 100 Siyonist ağzı

Türkiye-İsrail ilişkileri, ‘Anadolu Kartalı' tatbikatı ve sonrasında yaşanan ‘Ayrılık' dizisi krizi ile iyice gerilirken; Doğan medyası, yayınlarında Siyonist medyayı aratmıyor.

‘İsrail'in menfaatlerini korumak' ilkesiyle yayın yapan Axel Springer ile ortak olan Doğan medyasının, haberlerinde yüzde yüz Siyonist ağzı kullanması, “Siz kime hizmet ediyorsunuz” dedirtiyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, “Halkımızın sesine kulak verdik” sözleri ile açıklık getirdiği ‘Anadolu Kartalı' tatbikatının ertelenmesi ile başgösteren Türkiye-İsrail gerginliği, TRT'de yayınlanan ‘Ayrılık' isimli diziyle doruğa çıktı. “İsrail'in menfaatlerini korumak” temel ilkesiyle hareket eden Yahudi Axel Springer'le ortaklığı bulunan ve kendisi de bu ilke doğrultusunda hareket eden Aydın Doğan medyası, Siyonist devlete tam destek veriyor. Doğan medyası, Gazze'de 437'si çocuk, 110'u kadın, 123'ü yaşlı erkek, 14'ü tıp görevlisi, 4 de gazetecinin katledildiği terör hareketine adeta avukatlık yapıyor. Kartel, ‘Eli kanlı denilen askerler, 1999'da yardımınıza koştu', ‘Türkiye aklını başına toplamalı', ‘Ordu giderek İslamlaşıyor' başlıklı, İsrail ağzıyla yazılmış haberleri ile Siyonist medyasından hiçbir farklı olmadığını ortaya koyarken; gazetelerin tavrı “Siz kime hizmet ediyorsunuz?” dedirtiyor.

ADETA İSRAİL'İN YERLİ UZANTILARI

Hürriyet, Milliyet ve Vatan gibi kartelin önde gelen gazeteleri, İsrail ile dizi gerginliğinin başladığı günden bu yana birbiri ardına yaptığı haberlerle, İsrail ile bozulan ilişkilerin Türkiye için çok tehlikeli sonuçları olacağından dem vurup, İsrail'in blöflerini Türkiye halkına dayatmaya çalışıyor.

HAHAMBAŞILIKTA BAŞI HÜRRİYET ÇEKİYOR

Hürriyet, çarşamba günü yaptığı haberlerle adeta lobi faaliyetine start verdi. Gazetenin iptal edilen tatbikat sonrası kullandığı haber başlığı, ‘Türkiye aklını başına toplamalı'.
İsrail Başbakan Yardımcısı Silvan Şalom'un bir İsrail gazetesine yaptığı küstah açıklamayı aceleyle derleyen Hürriyet gazetesi, Şalom'un, “Türklerin, akıllarını başlarına toplayacaklarını ve iki ülke arasındaki bağların, bizim olduğu kadar onların da çıkarına olduğunu anlayacaklarını umuyorum” sözlerini haberleştirdi.
Aynı gazete bir gün sonra ise ‘Asıl sert tepki bugün' başlığını kullanıp, “İsrail TRT'de yayınlanan ‘Ayrılık' dizisiyle ilgili asıl sert tepkiyi bugün verecek” dedi. Hürriyet'ten aşağı kalmayan Milliyet ve Vatan da benzer başlıklar atarak, bu çirkin oyunda olduklarını ortaya koydu.

İŞTE KARTEL GAZETELERININ GÜNBEGÜN ARTIRDIĞI İSRAIL YANDAŞLIĞI:

HÜRRİYET / 16.10.2009
Haberin başlığı ‘Asıl sert tepki bugün' - İsrail, TRT'de yayınlanan “Ayrılık” dizisiyle ilgili asıl sert tepkiyi bugün verecek. Diziyle ilgili ilk tepkisini dün Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliği Maslahatgüzarı'nı Dışişleri Bakanlığı'na çağırarak gösteren İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy, bugün Dışişleri Bakanlığı'na giderek İsrail Hükümeti'nin diziyle ilgili düşüncelerini aktarıp, Türkiye'yi uyaracak.

HÜRRİYET / 16.10.2009
Haberin başlığı ‘Ordu giderek İslamlaşıyor'- Tatbikat tartışması sürerken İsrail'in İstanbul eski Başkonsolosu Moti Amihai, Türkiye'nin son dönemde bir politika değişikliği yaptığını, bunun arkasında da “Ordunun giderek İslamlaşması, Suriye ile ilişkilerin güçlendirilmesi ve azalan AB üyelik şansına ilişkin kaygıların bulunduğunu” iddia etti.

HÜRRİYET / 16.10.2009
Haber Başlığı “Netanyahu: Hayal kırıklığına uğradık” - Türkiye ile İsrail arasında krize yol açan “Ayrılık” dizisi tartışmasına son olarak İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu da katıldı.

HÜRRİYET / 17.10.2009
Haberin başlığı “Eli kanlı denilen askerler, 1999'da yardımınıza koştu” - İsrail, TRT'de yayına giren “Ayrılık” dizisinden duydukları rahatsızlığı, dün Dışişleri Bakanlığı'na çağrılan Türkiye'nin Kudüs Maslahatgüzarı Ceylan Özen'e iletti.

HÜRRİYET / 17.10.2009 MANŞET
Haberin başlığı “REYTİNG 0.8 KRİZ % 100 - Sert nota sert cevap”- İsrail'in Gazze'de insanlık suçu işlediği günlerde HAMAS'ın suçlu olduğunu iddia etme cüreti gösteren Milliyet ve Vatan gazetelerinin sistematik yayınları ise şöyle:

MİLLİYET / 14.10.2009
Haberin başlığı ‘Ankara, İsrail ile ilişkileri çöpe atıyor' - İsrail'de yayımlanan Jerusalem Post gazetesi, Anadolu Kartalı tatbikatının İsrail'in de katılacağı uluslararası bölümünün iptal edilmesini önceki günkü başyazısında değerlendirdi.

MİLLİYET / 15.10.2009
Haberin başlığı “Türkiye artık güvenilir stratejik ortak değil” - “Anadolu Kartalı” tatbikatı krizinin İsrail'deki yankıları sürüyor. Ünlü İsrailli gazeteci yazar Ron Ben-Yishai, Yedioth Aharonot tarafından yayımlanan analizinde krizi İsrail'e “stratejik darbe” olarak niteleyerek, “Türkiye, İsrail için artık güvenilir bir stratejik müttefik değil” yorumunu yaptı.

VATAN / 15.10.2009
Haberin başlığı “Şalom'dan tehdit gibi açıklama - Türkler akıllarını başlarına toplamalı..” - İsrail Başbakan Yardımcısı Silvan Şalom, Türkiye ile ilişkilerdeki kötüleşmenin anlamsız olduğunu belirterek, “Türklerin akıllarını başlarına toplayacaklarını ve iki ülke arasındaki bağların, bizim olduğu kadar onların da çıkarına olduğunu anlayacaklarını umuyorum” dedi.

VATAN / 17.10.2009
Haberin başlığı “İsrailli askerler depremde size yardım etmişti” - İsrail'in Ayrılık dizisi nedeniyle önceki gün verdiği notanın detayları dün belli oldu. Dizinin İsrailli askerleri “kana susamış, çocukları öldürmekten zevk alan üstün ırkın mensupları” olarak gösterdiğinin ifade edildiği notada, “Bu tip kışkırtmalar, Türkiye'deki Yahudilere ve ülkeye turist olarak gelecek İsraillilere yönelik fiziksel saldırılara neden olabilir” dendi.



/ 18 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-18-2009, 14:04   #69
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Bu da yalan çıktı!

Deprem döneminde basına yansıyan haberlerde “yardımın sırrı anlaşıldı” başlıkları kullanılmış ve gizli toplantı için 30 Amerikan ve 12 İsrailli subayın Türkiye'ye geldiği ve enkaz altında bu subayların da kaldığı belirtilmişti. İsrailli yardım ekibinin de enkaz altındaki subayları kurtarmak için İsrail kamuoyunun baskısı ile Türkiye'ye geldiği ortaya çıkmıştı.

Siyonist hayranı Doğan medyasının manşetlerine çektiği İ“Soğukkanlı katiller olarak gösterilen İsrail askerlerinin bir kısmının, 1999 depremi sonrasında zor saatler yaşayan Türkiye halkının yardımına koştuğu” yönündeki haberlerinin de yalan olduğu ortaya çıktı.

O dönemde gazetelere yansıyan haberlerde; sözde yardım için Türkiye'ye gelen İsrail askerlerinin Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ‘gizli' bir toplantı için bulunan ve depremde enkaz altında kalan 30 Amerikan ve 12 İsrailli subayı kurtarmak için geldikleri, Türkiye'de 3 gün kaldıktan sonra diğer depremzedelere yardım eli uzatmadan ülkelerine döndükleri ifade edilmişti.

Vakit yazarı Hasan Karakaya ise o tarihlerde köşesinde, Gölcük'teki gizli toplantıya dikkat çekerek, “… Deprem gecesi İsrail asker ve subayları Gölcük'te miydi? Eğer orada iseler, o gece bu asker ve subaylar nerede kaldılar? Deprem sonrasında enkaz altından İsrail askeri çıkarıldı mı? Deprem sonrasında İsrail neden hızla deprem bölgesine yüzlerce askerî ve uzman personel sevketti?” şeklinde yazmıştı.



/ VAKİT
18 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-19-2009, 11:47   #70
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Onursal başkana bak!

Trakya Üniversitesi'nde görevde bulunduğu sırada başörtüsü düşmanlığı yapan ve geçtiğimiz aylarda eşini terk ederek metresiyle birlikte yaşayan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı ve Atatürkçü Düşünce Derneği Onursal Başkanı Prof. Ahmet Saltık'ın, 1977-78 yılında Elazığ'da görev yaparken evrakta sahtecilik yaptığı ve bu yüzden 3 ay hapis, 250 lira ağır para cezası ve 2 ay 15 gün memuriyetten uzaklaştırma cezası aldığı ortaya çıktı.

KEBAN'DA TABİBKEN SAHTECİLİK YAPMIŞ

Vakit'in elde ettiği belgeye göre, 1998'de Edirne Valiliği Emniyet Müdürlüğü'ne “Kemalist Düşünce” isimli dergi çıkarmak için başvuran Saltık'a, Basın Kanunu'nun 5. maddesinin 6. fıkrasındaki “Sahtecilik ve dolandırıcılık yapanlar yayıncılık yapamaz” hükmü hatırlatılarak, Saltık'ın Elazığ'ın Keban ilçesinde Sağlık Ocağı tabibi olarak görev yaptığı 1977-78 yılları arasında ilaç yolsuzluğu ve evrakta yaptığı sahtecilik suçunun 1985'te kesinleştiği ve bu yüzden derginin sahibi olamayacağı belirtiliyor.

3 AY HAPİS, 250 LİRA PARA VE 2 AY 15 GÜN MEMURİYETTEN MEN CEZASI

Edirne Emniyet Müdürlüğü'nün Atatürkçü Düşünce Şubesi'ne gönderdiği yazıda ayrıca, Saltık'ın yerine başkasının başvurarak dergiyi çıkarabileceği de belirtilirken, Edirne Valiliği'nin yaptığı araştırma sonucunda Saltık'ın 1985 yılında kesinleşen cezasının 3 ay hapis, 250 lira ağır para cezası ve 2 ay 15 gün memuriyetten uzaklaştırma cezası olduğu da hatırlatılıyor.

EHLİYETİ VE ARABASI VAR AMA ÇÜRÜK

Öte yandan gözlerindeki problemi öne sürerek askerlik yapmayan ve 8 Ekim 1985 tarihinde “Yükümlünün 8.10.1985 günlü dilekçesi aşağıda açık kimliği yazılı yükümlü askerliğe elverişli değildir raporu almış olup işlemleri kütük ve yardımcı deftere işlenmiştir” raporu aldıran Saltık'ın Trakya Üniversitesi'nde görev yaparken öğrencilerini fişlediği de ortaya çıktı. Vakit'in elde ettiği bir başka belgeye göre Ergenekon iddianamesinde adı geçen ve hala Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı ve Atatürkçü Düşünce Derneği Onursal Başkanı olan Prof. Ahmet Saltık'ın, Trakya Üniversitesi'nde görev yaparken öğrencileri nasıl fişlediği, yasakçı zihniyetin nasıl tehlikeli ve acımasız olduğunu gözler önüne seriyor. Eşini terk ederek metresiyle birlikte yaşayan ve Vakit'e yakalanan Saltık, fişlediği binlerce öğrencinin geleceğini karartırken, bugün hala üniversitede ‘bilim adamı' unvanıyla görev yapmaya devam ediyor.

ÖĞRENCİSİNİ 11 DEFA FİŞLEMİŞ

Vakit'in elde ettiği belgeye göre, Trakya Üniversitesi'nde Profesör unvanıyla görev yapan ADD Onursal Başkanı Ahmet Saltık, 14 Temmuz 1998'de üniversitenin Tıp Fakültesi Dekanlığı'na gönderdiği yazıda, başörtülü Sultan Keskin'le ilgili disiplin soruşturmasından haberdar edilmek istediğini belirtiyor. Başörtülü olduğu için disiplin soruşturmasına tabi tutulan Keskin'i fişleyen Saltık, dilekçesinde şöyle diyor: “Fakültemiz 6. sınıf öğrencilerinden Sultan Keskin'in türban takması hakkında düzenlenen tutanak 11. yazı olmaktadır. Bir adet tutanak yazımız ekindedir. Adı geçen hakkında gerekli disiplin soruşturmasının yapılarak sonuçtan bilgi verilmesi için gereğini bilginize sunarım. Saygılarımla. Prof. Dr. Ahmet Saltık, T.Ü. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı.”

“VATANPERVERİM AMA ASKERLİK YAPMADIM!”

Sözkonusu iddialarla ilgili Vakit'in sorularına Saltık'tan itiraf gibi cevaplar geldi. Ülkesini seven birisi olduğunu, ancak askerlik yapmadığını itiraf eden Saltık, “Keban'da aldığım evrakta sahtekarlık cezası Yargıtay'da bozulmuştur. O yüzden sicilimden silinmiştir. Çürük olayında da gözümdeki problemden dolayı askerlik yapamadım, ancak daha sonra ABD'de gözümden ameliyat oldum. Sorun ortadan kalktı ve araç kullanabilecek düzeye geldim. Fişleme işine gelince... Ben rektörün talimatını uyguladım. Ben ülkesini seven bir insanım” dedi.

ASKERE ALINACAK MI?

Saltık'ın, “Peki ABD'de gözünüzden ameliyat olduktan sonra sorun kalmadığını söylüyorsunuz. Araç kullanabiliyorsunuz... Şu an gözünüzdeki problem ne durumda, kaç numaralı gözlük kullanıyorsunuz?” şeklindeki sorumuz karşısında panikleyerek cevap vermekten kaçınması ise dikkat çekti. Gözündeki rahatsızlığı tedavi ettirerek ehliyet alan Saltık'ın vatani görevini yapmak için askere alınıp alınmayacağı ise merak konusu oldu.

İŞTE SALTIK'IN MARİFETLERİ VE O BELGELER :


-



-



-



-







19 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
ak parti, akit, akpartiforum, chp, chp gerçekleri, deniz baykal, dilipak, ergenekon, etö, gündem haberleri, habercilik, habervaktim, hasan karakaya, mhp, unutulanlar, vakit, vakit gazetesi, vakit haberciliği, vakit manşetler, ülke gerçekleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi