![]() |
#1 |
![]() ![]() Tamer Korkmaz - Yeni Şafak [email protected] Akla ziyan, “Karıncaezmez” Kenan… Bundan sonraki muhtemel bir '12 Eylül' filminde Evren Paşa rolünü oynayabilecek ismi bulduğumu söyleyebilirim. Nasıl mı? Evren'in damadı, emekli MİT'çi Erkan Gürvit'in Vatan'daki fotoğrafını gördüğümde bu konuda hiç kuşkum kalmadı. Netekim… Gürvit, kayınpederine ne kadar da benziyor, öyle? * Erkan Bey, 12 Eylül günlerini eşi (o da teşkilattandı) Şenay Gürvit'le birlikte Vatan'a anlatırken, Evren Paşa'yı sempatik hale getirmek için epeyce uğraş veriyor. Dahası, Gürvit darbeci kayınpederi için “Dışarıdan görüldüğü gibi biri değildir. TSK'da müdahale edecek, darbe yapacak en son kişidir” diyerek trajikomik oluyor. Kargaların bile buz keseceği kadar… Şenay Hanım ise “Asmayalım da, besleyelim mi?” sözünün sahibi babası için… Sıkı durun… “Karıncayı incitmeyecek birisidir” diyebiliyor. Akla ziyan bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söylemeye gerek var mı? Erkan Gürvit, o sözü “konjonktürel bir laf” olarak niteliyor ve “Evren Paşa, çok pişman oldu sonradan…” diye ekliyor. Buyurun, yirmi dokuz yıl sonra afiyetle bu sakil numarayı yiyin: “Astığı Astık, Kestiği Kestik Paşa”dan illüzyonla nasıl “Karıncaezmez Kenan” yapılır, bir görüverin… * “Akla Ziyan” devam ediyor: Erkan Gürvit, Kenan Evren'in müdahale etmemek için bir yıl düşünmüş olabileceğini söylüyor. Oysa… Evren Paşa'yı istihdam eden Sam Amca orijinli “Gizli İktidar” mekanizması, müdahalenin şartlarını olgunlaştırmak için yağlıboya “Kaos” tablosu sipariş vermiş, bir yıl beklemişti: 11 Eylül 1979'a kadar 898 kişi hayatını kaybetmişken; o tarihten 12 Eylül 1980'e kadar 2 bin 812 kişi ölmüştü! Bütün bunlar, sıkıyönetim esnasında olmuştu. Tesadüf bu ya, ihtilalle birlikte anarşi birdenbire bitivermişti. Erkan Gürvit ise “Ülkeyi 12 Eylül ortamına getiren parlamentoydu” diyor. Sıkıyönetim döneminde Mehmet Ali Ağca'yı askeri cezaevinden kaçıran parlamentodaki vekiller miydi? Yoksa, o sıkıyönetimi uygulayan askerler mi? Sonradan “Darbelerin hukuku yoktur. Kaçırma işi tugayın içinden örgütlenmişti” diye konuşan kimdi? -Dönemin Sıkıyönetim Komutanı Org. Necdet Üruğ! * Erkan Gürvit, Abdullah Çatlı'yı da tanımıyormuş. Meral Çatlı, Susurluk Komisyonu'na 22 Ocak 1997'de “Eşimin görevinden Evren'in haberi vardı. Almanya'da Evren'le görüştü.” demişti. Meral Hanım'ın iddiası hala orada duruyor. Başka? “12 Eylül yönetimi, darbeden yirmi iki gün sonra eşime ve bana pasaport çıkartarak bizi yurt dışına gönderdi.” diye konuşmuştu, Meral Çatlı… O esnada güya “aranıyordu” Abdullah Çatlı! * Mehmet Eymür, Çatlı'nın 12 Eylül'den sonra MİT tarafından “yurtdışı işlerde” kullanıldığını (Susurluk Komisyonu'nda) söylemişti. MİT'çi Erkan Gürvit Vatan'daki röportajda Mehmet Eymür'e ateş püskürüyor; “Eymür istihbaratçıların yüz karasıdır” diyor! Hal böyle iken, sakın ha aklınızdan çıkarmayın: Erkan Gürvit asla Çatlı'yı tanımıyor! Evren Paşa da aslında “Karıncaezmez Kenan”dır! 15 Eylül 2009 Salı
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
12 eylül, abdullah çatlı, darbe, erkan gürvit, kenan evren, mehmet eymür |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|