AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 02-21-2008, 12:55   #1
Kullanıcı Adı
zümrüt
Standart AKP ve liberaller
ORTAYA bir söylenti atıldı, epey de popüler oldu. Söylenti, "liberallerin AKP’den desteğini kestiğini" iddia ediyor. Bence bu söylenti, tüm söylentiler gibi kaba bir genelleme yapıyor ki, dikkati çeksin.

Dikkati çekme konusunda da oldukça başarılı. Son dönemde gerek içeriden, gerekse yurtdışından en fazla aldığım soru bu:

"Liberaller, AKP’den koptular mı?"

Şahsım adıma söyleyeyim, ben liberaller ile AKP’nin yollarının ayrıldığını 2005’in başlarında ilan etmiştim. 2002 öncesi AKP liderleri, 28 Şubat’tan büyük dersler aldıklarını söyleyerek Milli Görüş gömleğini çıkardıklarını iddia etmişlerdi. Seçimleri kazandıktan sonra da AB üyeliği için ciddi mücadele vermeye başlamışlardı.

Ancak, AB’den müzakere tarihi aldıktan sonra AKP hem içeride, hem dışarıda siyasal meşruiyet kazandığına inandı ve iç müşteriye döndü. Kısa sürede de ortaya çıktı ki gömleği çıkardığını kim iddia ederse etsin, tabana Milli Görüş egemendir ve taşra teşkilatları ile belediyeleri Milli Görüş idare etmektedir.

O zaman açıkça anlaşıldı ki, AKP, kısa sürede gösterdiği başarıyı "yoktan var olarak" değil, Türkiye’nin en güçlü taban örgütü Milli Görüş’e dayanarak sağlamıştır.

* * *

Kök, toprağın altına gizlenir. Milli Görüş de 28 Şubat’ta "durumdan vazife çıkarmış" ve belirli bir süre başını topraktan çıkarmamaya karar vermişti.

Ama Milli Görüş bunca yıl yatırım yaptığı, bunca yıl kahrını çektiği iktidarı da paylaşmak istiyordu. Talebi de; kendi tabanına sosyal/ortak alanda daha fazla "özgürlük" sağlayacak muhafazakárlaştırma projesini adım adım hayata geçirmekti.

Ancak, "özgürlük" kelimesi üzerinde durmak lazım. Hayatiyetini İslam dini ile bulan ve katı bir ideoloji takip eden Milli Görüş’te "başkaları için doğrunun ne olduğunu" bilme iddiasıyla kendi görüşünü başkalarına dayatma arzusu da vardır. O halde "sosyal alanda özgürlük anlayışı"ndan kasıt, sadece kendi vazettiği yaşam tarzına müsaade edilmesi, hatta o yaşam tarzının genel kabul görmesidir.

Böyle bir katı ideolojik anlayışın özgürlükçü olması ise katiyen mümkün değildir!

Türkiye 4 yıldır bu gerçekle yaşamaktadır!

* * *

Bir günah olan zinayı dünyevi bir ceza ile mahkûm etme anlayışı, tüm bilimsel raporlara rağmen sonunda büyük bir kazayla biten hızlı tren inadı 3-4 yıl evvel yaşanmadı mı?

Hrant Dink’in cenazesine neden Erdoğan ve Gül’ün katılmadığı bugüne dek sorgulandı mı?

Geçen yıllarda 301’i kaldırmak için ne gibi manialar vardı?

AİHM’nin türban kararına Başbakan, "Bu işe ulema karışır!" derken liberal tepkiler neredeydi?

4 yıl Alevileri fark etmeyen Başbakan, nihayet bazı Alevi temsilcileriyle yemek yedi. Ama, sonra ne dedi? "Aleviler benden bir talepte bulunmadılar." Israrla Alevileri dışlayan bir anlayışın liberalliğinden şüphe eden kaç yazı kaleme aldı liberaller?


AKP’nin Kürt politikası nedir, kimler tarafından yürütülür, politikanın özü ümmet potasında erimek midir? AKP’ye yakın duran liberaller bugüne dek bu politikayı sorguladılar mı?

2 yıldır AB üyeliği için kılını kıpırdatmayan AKP’ye hangi liberaller tepki verdiler?

* * *

Ben, AKP karşında suspus olan liberal dostlarımı zaten son 3-4 yıldır anlamakta zorluk çekiyordum. Neyse ki aralarından bazıları nihayet durumun farkına vardılar. Bazıları ise iktidarla ara bozmanın olası zararlarını hálá hesap ediyorlar.
Dilerim, onlar da bir gün hesap yapmaktan vazgeçerler!

cüneyt ülsever

 

zümrüt isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 02-21-2008, 17:27   #2
Kullanıcı Adı
selahattin_ay
Standart AKP ve liberaller
bize iyi gelen size kötü geliyor
e tabi normal
cüneyt beyin de dediği gibi katı, ideolojik saplantılar peşindekilere herşey kötü geliyor.
selahattin_ay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-21-2008, 17:30   #3
Kullanıcı Adı
Mu-Alim
Standart AKP ve liberaller
Ben çekmedim. Hep destek tam destek. ;)

Dolayısıyla sadece bir söylenti. (:
Mu-Alim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-21-2008, 17:34   #4
Kullanıcı Adı
zümrüt
Standart AKP ve liberaller
Alıntı:
AKtunaHAN Nickli Üyeden Alıntı
Ben çekmedim. Hep destek tam destek. ;)

Dolayısıyla sadece bir söylenti. (:
söylenti olup olmadığını yakında ki seçimlerde ve bugün ki yayınlanan ankette görebilirsiniz ;)
zümrüt isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-21-2008, 17:35   #5
Kullanıcı Adı
selahattin_ay
Standart AKP ve liberaller
Alıntı:
AKtunaHAN Nickli Üyeden Alıntı
Ben çekmedim. Hep destek tam destek. ;)

Dolayısıyla sadece bir söylenti. (:
benim çok hoşuma gitti açıkçası
mehmet Altan dı galiba çok güzel yapıcı eleştiriler yönelmiş.
Avrupa birliğinden, reformlardan ekonomik kalkınmadan falan..
bunları değerlendirmek gerek..
Şu chp kendilerine özgü muhalefeti bıraksa da böyle siyaset yapsa şimdi 15 sene daha ileride idik kesinlikle
selahattin_ay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-21-2008, 17:36   #6
Kullanıcı Adı
selahattin_ay
Standart AKP ve liberaller
Alıntı:
zümrüt Nickli Üyeden Alıntı
Alıntı:
AKtunaHAN Nickli Üyeden Alıntı
Ben çekmedim. Hep destek tam destek. ;)

Dolayısıyla sadece bir söylenti. (:
söylenti olup olmadığını yakında ki seçimlerde ve bugün ki yayınlanan ankette görebilirsiniz ;)
ne araştırması arkadaşım
milliyet gazetesi doğan grubu yeni bir araştırma mı yapmış yoksa?
selahattin_ay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-21-2008, 17:38   #7
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart AKP ve liberaller


Meclis’in başörtüsüne özgürlük tanıması, aydınlar arasındaki tartışmaları da alevlendirdi. Bazı isimlerin bu süreçte AK Parti ile ters düşmesi, ‘liberallerle ittifak bitti’ yorumlarına yol açarken, asıl ayrışmanın aydınlar arasında olduğu görülüyor.

3 Kasım 2002 seçimlerinden bu yana gündemden inmeyen konulardandır, AK Parti’nin liberal demokrat aydınlarla ilişkisi. Erken seçimde tek başına iktidara gelen AK Parti’ye, seçimden sonra en büyük desteği liberaller verdi kuşkusuz. Partinin önde gelenlerinin ‘İslamcı’ geçmişiyle ilgilenmeyen, sadece icraatlarına odaklanan, kısacası yeni döneme ön yargısız yaklaşan liberaller, ilk yıllarda bu görüşlerini haklı çıkaracak bir siyasi tablo bulmanın keyfini çıkardı ilk dönemde. 58 ve devamındaki 59. hükümetlerin özellikle Avrupa Birliği (AB) yolundaki kararlı tutumu, siyasi reformlardaki ısrarı, Türkiye ekonomisinin uluslararası finans çevreleriyle entegrasyonu ve piyasa ekonomisin yerleştirilmesi, liberaller açısından son derece önemliydi.

2007 Temmuz seçimlerinden ezici bir üstünlükle tek başına iktidar çıkaran AK Parti henüz AB, siyasi reform süreci, küresel ekonomiye uyum ve piyasa ekonomisi gibi temel konularda olumsuz bir görüş açıklamadı. İcraatlardan geri adım yok. Seçimli ve krizli bir yıl olan 2007’de bu alanlarda bir yavaşlama yaşandığı bir gerçek; ama bunun telafi edileceği, yine iktidar mensupları tarafından vurgulanıyor. Buna rağmen son günlerde gazeteler ısrarla, liberallerle AK Parti arasındaki ittifakın sona erdiğini yazıyor. Ortaya sürülen gerekçe ise başörtü yasağının kaldırılması sürecindeki fikir ayrılıkları. Medyamıza bakılacak olursa, liberaller yasağın kalkması noktasında, AK Parti-MHP uzlaşmasından hoşlanmamış ve iktidar partisine verdikleri desteği kesmişlerdi. Acaba gerçekten durum bu mu yoksa medya her zamanki gibi süreci işine geldiği gibi mi yorumluyor?

KIRILMA NOKTASI ÜNİVERSİTEDE ÖZGÜRLÜK

Aslında ‘üniversitede türban’ tartışmalarından öte, bu tartışmayı alevlendiren husus, iki liberal aydın İhsan Dağı ve Şaban Çalış’ın öncülüğünde başlatılan ‘üniversitede özgürlük’ imza kampanyası oldu. Ankara merkezli Liberal Düşünce Topluluğu’na üye iki akademisyenin kampanyası farklı üniversitelerde ciddi destek buldu; ama kendilerini ‘liberal’ tanımına sokan bazı aydınlar bu bildiriyi imzalamadı. Bunlar genellikle sol kökenden gelen isimlerdi. Mehmet Altan, Şahin Alpay, Ahmet İnsel, Fuat Keyman ve Cengiz Aktar gibi… Hatta bu isimlerden bazıları üniversitede başörtüsünü serbest bırakan anayasa düzenlemesinde izlediği çizgi ve MHP ile ittifak noktasında AK Parti’ye ciddi tepki gösteriyordu. Onlara göre AK Parti bir süredir izlediği reformcu ve AB yanlısı tutumundan vazgeçerek, Ankara’ya teslim olmuş ve bununla da yetinmeyerek, tercihini ülkeyi demokratikleştirmek yerine dindarlaştırmaktan yana kullanmıştı!

‘Liberal aydın’ tanımı içinde değerlendirilerek, AK Parti ile yollarını ayırdığı söylenen kesimin önde gelenleri bir süredir bu meseleye kafa yoruyor. Ahmet Altan, Taraf Gazetesi’ndeki köşesinde bu konuya değinerek, “AB’ye üye, bireylerin özgürlüklerini tanımış, hukuka uyumlu ve devletini disipline etmiş bir toplumda yaşamak istiyorum. AKP bu yönde adım attığında ben ona yol arkadaşlığı ederim. Bu yoldan ayrıldığında da ona direnirim.” diyerek, aradaki ilişkinin sınırlarını kendince çizmişti. O zaman şunu sormak gerekiyor. AKP yoldan ayrıldı mı ve artık direniş zamanı mı?

Kendini ‘Marksist liberal’ olarak tanımlayan Mehmet Altan’a göre, bu sorunun cevabı evet; yani iktidar partisi reformcu çizgiden ayrıldı! Altan, partinin ilk iktidar döneminde yaptığı reformlar, dönüşümler ve Avrupa yolunda aldığı mesafenin halk tarafından onaylandığını, 22 Temmuz sonuçlarının, ‘bu istikamette devam et’ mesajı olduğunu vurguluyor: “Ancak seçimden bu yana ne demokratik reformlar, ne de AB yolunda olumlu bir adım atıldı. Tek olumlu hareket Ergenekon çetesinin ortaya çıkarılmasıdır.” 9. Uyum yasasının 2,5 senedir bekletilmesini eleştiren yazar, sivil anayasanın da rafa kaldırıldığını savunuyor. Aydınlarla AK Parti arasında ittifak kurulmadığının, sadece yolların kesiştiği noktalar olduğunun da altını çizerek, “Diğerlerine benzeyecekse neden destek verelim?” diye de soruyor. Altan, yeni dönemde iktidar partisinin icraatından da umutlu değil.

İTTİFAK HİÇ OLMADI Kİ!

İttifaktan ayrıldı haberlerinde adı geçen diğer entelektüel Şahin Alpay ise daha önce böyle bir ittifak yapıldığı değerlendirmelerini hayali bulduğunu söyleyerek, hiçbir dönemde özgürlükçü entelektüellerle AK Parti arasında bir ittifakın olmadığını belirtiyor. İktidar partisinin 2002-2005 arasında Türkiye için demokratikleştirici, özgürleştirici ve zenginleştirici bir rol oynadığı tespitini yapan Alpay da gelinen noktadan endişeli: “Ancak üyelik müzakerelerine başlama kararının alınmasından sonra, AK Parti âdeta reformcu enerjisini tükettiği izlenimini vermeye başladı. Ben önümüzdeki dönemde özgürlükler, demokratikleşme alanında yeni adımlar bekliyorum. Bu yönde attığı adımları canı gönülden destekleyeceğim, savsaklamalara ya da aksi yöndeki adımlara karşı çıkacağım.”

İttifaktan ayrıldı denilen diğer isim Cengiz Aktar, daha önce böyle bir ittifakın varlığını kabul ediyor ama hemen bir düzeltme yapıyor: “O ittifak çatladı. Beğensek de beğenmesek de bu böyle, koptu mu henüz bilmiyorum ama çatladı diyebilirim.” diyor. A Aktar’a göre bu çatlamanın tek gerekçesi iktidar partisinin AB yolunda yeni adım atmaması. AK Parti’nin bundan sonrası için reformist bir mecrada gideceğini gösteren kanıtlar vermesi gerektiğini, bunu yapmakta sürekli geciktiğini belirterek, bu durumun kendi gibi düşünen insanları endişelendirdiğini belirtiyor. Türbanın sivil anayasa ile çözülmesi yerine MHP ile işbirliği içinde çözüme kavuşturulmasını eleştiren Aktar, bütün özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor. Bundan sonra AK Parti’ye bakışını ise AB perspektifiyle belirliyor: “Benim destek vermem onun AB yolundaki adımları ile bağlantılıdır. Reformcu çizgiye geri dönsün, sonuna kadar desteklerim. Diğer arkadaşların da böyle düşündüğünü sanıyorum.”

İTİTFAKI AYDINLAR YAPTI, AK PARTİ DEĞİL

AK Parti ile ittifak tartışması, aydınların kendi arasındaki polemikleriyle de gündeme geliyor bir süredir. Gazete köşelerinde karşılıklı suçlamalar devam ediyor. Özgürlükçü denebilecek aydınlar âdeta fikrî bir bölünme yaşıyor. Tartışmanın taraflarından, gazeteci Yazar Ali Bayramoğlu, “Eğer böyle bir ittifak varsa aydınlar AK Parti ile ittifak yaptı, parti kimseyle ittifak yapmadı.” diyerek, konuya farklı bir bakış açısı getiriyor. Son günlerdeki tartışmaları, basının olayı işine geldiği şekilde yansıtması olarak değerlendiren Bayramoğlu’na göre, iktidarın ilk döneminde izlediği reformist politikalar, bir ittifak değil; fakat aydınlarla AK Parti arasında zımni bir uzlaşmaya sebep oldu. Şu anda tartışılan da bu uzlaşmanın bitip bitmediği.

Aslında tartışmanın bir parçası konumundaki aydınlar, bir siyasi parti değil. Kendi içinde bir bütünlükleri de yok. Daha çok özgürlükçü tavırlarıyla tanınıyorlar, ancak sonuçta bunlar henüz kendi aralarında tutarlı bir siyasi görüş üretebilmiş insanlar değil. Listede liberaller kadar sosyalistler, sosyal demokratlar, Marksistler ve radikal demokrat denebilecek insanlar var. Bu insanlar arasında da önemli fikir ayrılıkları var. Temelde hepsi özgürlükçü olmakla birlikte, özgürlük tanımları farklı. Ali Bayramoğlu da bu sebepten dolayı, bu süreçte AK Parti ile ittifakın bitmesinden ziyade, aydınlar arasındaki ayrımların netleştiğini düşünüyor. Etyen Mahcupyan, Kürşat Bumin, Gülay Göktürk, Ferhat Kentel, Erol Katırcıoğlu, İhsan Dağı gibi entelektüeller her koşulda başörtü yasağının kalkmasını savunan isimler. Bayramoğlu, kendini de bu listeye ekleyerek, bu isimlerin yasağı kaldırma yöntemini de meşru bulduğunu söylüyor. Özgürlükçü çizgide olup da bu süreçte AK Parti ile ters düşen aydınlar ise yasağın kaldırılma yöntemine tepkili. Bayramoğlu, “Bu süreç özgürlükçü aydınlar arasında bir ayrışmaya sebep oldu. AK Parti ile ilgili bir durum yok. Özgürlükler arasında hiyerarşi olmaz. Onu kaldıranlar değil, yasağın kaldırılması önemlidir.” diyor. Bayramoğlu, başörtü yasağının kaldırılması sürecinde AK Parti ile MHP arasında varılan uzlaşmanın, diğer aydınların iddia ettiği gibi 301 veya vakıflar yasası gibi konularda söz konusu olmayacağını düşünüyor. Yakında 301. maddenin Meclis gündemine geleceğini de belirterek, arada zımni bir koalisyon olmasını gerektirecek durum olmadığını söylüyor.

BUNLAR NE ZAMAN LİBERAL OLDU?

Liberal Düşünce Topluluğu’nun kurucularından, üniversitede özgürlük kampanyasının mimarı İhsan Dağı ise tartışmalara liberallerin karıştırılmasından son derece rahatsız. “Sosyalizmin çöküntüsü altında kalanlar ne zaman liberal oldu?” diye soruyor. Son yıllardaki tartışma konularında, olur olmaz yerde liberal sıfatı kullanılmasının, liberal aydınlara ciddi bir haksızlık olduğu kanaatinde. Özellikle İkinci Cumhuriyetçilere yönelik sert eleştirileri var: “Bence bunlar liberal değil. Türkiye’de özgürlükçü düşünceden beslenen liberallere haksızlık ediliyor. Sanki liberaller özgürlüğe, üniversitede serbestliğe karşıymış gibi bir hava ortaya çıkıyor. İkinci Cumhuriyetçiler, ‘memlekete özgürlük lazımsa onu da biz getiririz’ havasında. Birçoğu bizim bildiriye imza atmadı. Eskiden bazılarının, komünizm lazımsa onu biz getirir demesi gibi bir durum bu. Eski Marksist ve sosyalistler, memlekete liberallik lazımsa, onu da biz getiririz havasını bıraksın artık.” İhsan Dağı’ya göre aydınlar arasında, post Marksistler ile post Sosyalistler diye tanımladığı bir grup var ve bunlar kendi ideolojilerinin çökmesinden sonra liberalizme sığınıyor. Dağı, son tartışmalarda isimleri sık geçen Ahmet İnsel, Mehmet Altan, Cengiz Aktar ve Fuat Keyman gibi aydınların liberal olmadıklarını iddia ediyor ve liberaller adına konuşamayacaklarının altını çiziyor.

İhsan Dağı, AK Parti ile ittifak meselesine de açıklık getirerek, bütün yaptıklarının şu anda Türkiye’deki en ilerici partiyi desteklemek olduğunun altını çiziyor: “Şu anda Türkiye’nin en ‘ilerici partisi’ AKP. Peki, hangi anlamda ilerici? Demokratikleşme, insan hakları reformu, hukuk devleti, Avrupa Birliği ve dışı açılma noktalarında en ilerici. En az milliyetçi ve en az içe kapanmacı olan da bu parti. Bu sebeple Türkiye’yi daha demokratik kulvarda görmek isteyen, AB ile bütünleşmeyi öngören insanlar AK Parti’ye destek verdi. İttifak denilen budur.” Türkiye’de hâlâ içe kapanmacı bir koalisyon olduğuna da işaret ederek, gelinen noktada değişen tek şeyin AK Parti’nin demokratikleşme iradesinin zayıflaması olduğunu; ancak sürecin yavaş da olsa devam ettiğini belirtiyor. ‘Hükümet bu işleri artık bıraktı’ demenin büyük haksızlık olduğunu da hatırlatarak, “İçteki ve dıştaki bütün olumsuzluklara rağmen süreç devam ediyor. Eğer AK Parti bu işi bıraktı diyorlarsa buyursunlar bu projeyi destekleyecek bir aktivist bulsunlar. Bu süreci taşıyacak olanın hâlâ sadece iktidar partisi olduğunu görmeleri lazım.” diyor.

İhsan Dağı’ya göre Türkiye’de 2002-2007 arasında yaşananlara sadece reformlar ve hukukî metinler açısından bakmamak lazım. İktidarın son 6 yıllık zaman diliminde, milliyetçi-muhafazakâr tabanı AB fikri ile kucaklaştırdığına dikkati çekerek, ülkenin ekonomik, siyasal ve sosyal anlamda dünya ile bütünleştirildiğine işaret ediyor. Bunların en az reformlar kadar önemli kazanımlar olduğunu da vurgulayarak, şimdi eleştiri yapanların bu ayrıntıları da dikkate almasını öneriyor. İttifak ve ittifakın bitmesi noktasında ise İhsan Dağı, Ali Bayramoğlu’nun tespitlerine katılıyor. Gelinen noktada AK Parti ile liberaller arasında değil, aydınlar arasında bir ayrışma yaşandığını vurgulayarak, “Aslında bir ayrışma değil bu. Sadece liberal demokrat blok içindeki Kemalist tortuların su yüzüne çıkmasıdır.” diyor. Bunu da hayırlı bir gelişme olarak nitelendiriyor.

BEN DE 30 YAŞIMA KADAR KOMÜNİSTTİM!

Gazeteci Yazar Şahin Alpay, AK Parti’nin son icraatları ile eski Millî Görüş çizgisine geri döndüğü tartışmalarını yorumlarken, kendi fikrî macerasını aktarıyor. Başbakan Erdoğan ve Millî Görüş kökenli parti yöneticilerine yönelik bu eleştirileri saçma bulduğunu belirterek, “Hangimiz doğuştan demokratız? Hepimiz demokrasiyi tecrübeyle, hatalardan ders çıkararak öğreniyoruz. Örneğin ben 30 yaşıma kadar komünisttim, özgürlük ve demokrasinin önemini tecrübeyle öğrendim. Bence AK Parti de öğreniyor.” diyor. Türkiye’deki reform sürecinin 2005’ten itibaren duraksamasının, sadece Başbakan ve iktidar partisinin tavırları ile açıklanamayacağının altını çizerek, AB’den gelen olumsuz sinyaller, imtiyazlı ortaklık tartışmaları ve bundan cesaret alıp seslerini yükselten içerideki ulusalcı muhalefetin bunda önemli payı olduğunu vurguluyor: “Millî Görüş’ten AK Parti’ye geçiş, Türkiye demokrasisinin bir başarısıdır. Bu dönüşümün başını Başbakan Erdoğan çekiyor. Yanlış bulduğum beyan ve tavırlarını eleştirmekten geri durmuyorum, ama hatalardan ders çıkarmayı bilen bir siyasi olduğu için onu takdir ediyorum. AK Parti’nin bugüne kadar oylarını arttırmasının esas nedeni, ekonomiyi düze çıkarması ve demokratikleşme alanında attığı adımlar. Geleceğini de bu alanlardaki performansı belirleyecek.”

Zafer Özcan

  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-21-2008, 17:39   #8
Kullanıcı Adı
Mu-Alim
Standart AKP ve liberaller
Arkadaşım o anket Sonar'ın. Baktım, Ak Parti'nin oyu %39 küsür, CHP'ninki de 22lerde.

Sonar için hiç de fena bir sonuç değil. ;)
Mu-Alim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-21-2008, 17:47   #9
Kullanıcı Adı
selahattin_ay
Standart AKP ve liberaller
Alıntı:
AKtunaHAN Nickli Üyeden Alıntı
Arkadaşım o anket Sonar'ın. Baktım, Ak Parti'nin oyu %39 küsür, CHP'ninki de 22lerde.

Sonar için hiç de fena bir sonuç değil. ;)
tamam orda 39 hakkı 69 yani
selahattin_ay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-21-2008, 17:58   #10
Kullanıcı Adı
Mu-Alim
Standart AKP ve liberaller
Ne o arkadaşım, bilmiyoruz sandın sanırım kimin ne anket yaptığını, kimin ne yapmaya çalıştığını ve kimin "neci" olduğunu? ;)
Mu-Alim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi