08-03-2009, 19:15 | #1 |
AKPARTi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Erzurum İl Kongresinde Konuştu
AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Canlara kıyarak, insan haklarını ihlal ederek, masum sivilleri haklarından mahrum ederek hiçbir ülke, hiçbir toplum huzura, istikrara, güvene kavuşamaz. Böyle bir asimilasyon peşinde koşan Çin yönetimine biz diyoruz ki: Bu asimilasyon bir şey kazandırmaz, bunlardan vazgeçin'' dedi. Başbakan Erdoğan, Cemal Gürsel Spor Salonu'nda düzenlenen AK PARTi Erzurum 3.Olağan Kongresine katıldı. İnsanın önemine vurgu yapan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Yeryüzündeki tüm insanların, tüm canların, tüm canlıların hakkını, hukukunu muazzez ve mukaddes görüyoruz. Etnik kökeni, milliyeti, dini, mezhebi, dili, rengi her ne olursa olsun, her bir insanın insanca yaşamaya, ihtiyaçlarını gidermeye, huzur, barış ve emniyet içinde yaşamaya hakkı olduğuna inanıyoruz. Dünyanın her neresinde olursa olsun, herhangi sebeple olursa olsun, masum insanların katledilmesinden dolayı bizim yüreğimiz sızlıyor. Gazze'de katledilen masumlar için yüreğimiz sızlıyor. Irak'ta katledilen masumlar için bizim yüreğimiz sızlıyor. Çin Halk Cumhuriyeti'nde Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de katledilen 150'den fazla insan, yaralanan binden fazla insan için de yüreğimiz sızlıyor ama biz, Türkiye olarak, bu acıları yüreğimize gömmüyoruz. Elimizi, kolumuzu bağlayıp tüm dünya gibi gelişmelere seyirci kalmıyoruz. Hakkı her zeminde, her fırsatta cesaretle dile getiriyor, insanlık adına üzerimize düşeni tüm gerekçeleriyle ve gereğiyle yapıyoruz. Urumçi'de 5 Temmuzda meydana gelen olayları Dışişleri Bakanlığımız çok yakından izliyor, gerekli açıklamaları yapıyor. Ankara'daki Çin Büyükelçiliği Maslahatgüzarı'nı Dışişleri Bakanlığımıza çağırdık, kaygılarımızı, endişelerimizi dile getirdik. Olayların bir an önce sonlandırılmasını, sorumluların derhal adalete teslim edilmesini istedik. Çarşamba günü Körfez ülkelerinin dışişleri bakanları İstanbul'da yayımladıkları bildiride, Uygur Türklerine yönelik saldırılara ilişkin endişelerini ifade ettiler. Perşembe ve Cuma günü İtalya'da katıldığım G-8 zirvesinde meseleyi gündeme taşıdım. Görüştüğüm liderlere kaygılarımı anlattım. BM Genel Sekreteri'ne, ABD Başkanı Sayın Obama'ya, Rusya Federasyonu'nun Başkanı Sayın Medvedev'e, aynı şekilde AB Dönem Başkanı'na, Libya Lideri Sayın Kaddafi'ye, hepsine bunları anlattım. Neler yapılması gerekir, neler yapmamız gerekir, bunun için hep beraber bazı adımların atılması gereğini anlattım. Fakat bakıyorum ki MHP lideri, kalkıp diyor ki: 'Burada da Sayın Başbakan one minute derse yanında oluruz'. Sayın Bahçeli, sanıyorum siz, bir zamanlar Çin seyahati yapmıştınız. O Çin seyahatini yaptığınız zaman orada da yine bir şeyler olmuştu. Şimdi bol keseden atıp tutuyorsunuz. Şöyle bir çıkartayım dedim ve Uygur Üniversitesinde 50 yıldır Uygur Türkçesiyle eğitim yapılırken, tam siz oraya seyahat ettiğiniz zaman ne yazık ki Uygur Türkçesi o dönemde yasaklandı. Soruyorum, ne yaptınız? O zaman Başbakan Yardımcısı'ydınız. Sesiniz çıktı mı?''
Konunun araştırılması talimatı verdiğini ve o dönemde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin nasıl bir tavır takındığını araştırdığını anlatan Başbakan Erdoğan, ''Ama şimdi kalkmışsın, hamaset yapıyorsun. Sayın Bahçeli, bize hamaset yapma. İcraat yap icraat, icraatını göreyim'' dedi. MHP liderine, ''O dönemde o bölgede kitaplar yakıldı. Ne yaptınız?'' diye soran Başbakan Erdoğan, böyle basit hamasetler, gösteriler yaparak siyasi rant peşinde koşulmaması gerektiğini belirtti. Kendilerinin kuru hamaset peşinde koşmadıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan :''Canlara kıyarak, insan haklarını ihlal ederek, masum sivilleri haklarından mahrum ederek hiçbir ülke, hiçbir toplum huzura, istikrara, güvene kavuşamaz. Böyle bir asimilasyon peşinde koşan Çin yönetimine biz diyoruz ki: Bu asimilasyon bir şey kazandırmaz. Bunlardan vazgeçin. Bizim Çin yönetiminden talebimiz bu. Böyle bir vahşete, ister Uygur Türkü olsun, ister Çinli olsun hiçbir zaman müsamaha ile bakamayız. Uygur Türklerinin yaşadığı acı, acımızdır. Oradaki akrabalarımız, oradaki kardeşlerimiz için diplomasi içinde uluslararası hukuk çerçevesinde ve var olduğumuz her platformda üzerimize düşeni yapacak, tüm insanlığı, tüm dünya ülkelerini, bu meseleye duyarlı olmaları noktasında aydınlatmaya devam edeceğiz.'' dedi. AK PARTi iktidarıyla birlikte Türkiye'nin gündemi belirlenen bir ülke olmaktan çıktığını belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin artık gündem belirleyen bir ülke olduğunu söyledi. ''Çetelerle, mafyalarla üzerimize geldiler, provokasyonlarla üzerimize geldiler, hukuku zorlayarak üzerimize geldiler, yalanla, iftirayla, karalamayla üzerimize geldiler ama bunların hiç birisi tutmadı ve milletimiz onlara gereken cevabı verdi'' dedi. COŞKUSUNU YİTİRENLER KENARA ÇEKİLSİNLER 7 yılda heyecanlarından hiç bir şey kaybetmediklerini belirten Başbakan Erdoğan, AK PARTi teşkilatlarını yıpratmak isteyenlerin, istekleriyle baş başa kaldıklarını söyledi. '' Karar da milletin, söz de milletindir dedik. Sağduyudan taviz vermedik, soğukkanlılığımızdan taviz vermedik. Hukuktan, demokrasiden, demokratik tavırdan, demokratik duruştan taviz vermedik. Omurgalı olduk, omurgalı davrandık. Hakem millettir dedik, millete gidelim dedik ve millet gereğini bütün seçimlerde yaptı. Bütün seçimlerde AK PARTi birinci parti oldu. Ve biz ne dedik biliyor musunuz? Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin diliyle seslendik: Hak şerleri hayreyler, zannetme ki gayreyler, Arif onu seyreyler; Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler. İşte şimdi de bu coşkuyla, bu heyecanla, bu anlayışla emin adımlarla geleceğe yürüyoruz. Teşkilatın içinde kendisini yorgun hisseden varsa, kendisini yorulmuş, heyecanını, coşkusunu kaybetmiş hisseden varsa rica ediyorum, onlar bir süre dinlenmeye çekilsinler. Kırılmayız. Teşkilat içinde hassasiyetlerini kaybetmiş, AK PARTi 'nin ruhunu, AK PARTi'nin ideallerini, AK PARTi 'nin ilkelerini yitirmiş olan varsa onlar da kenara çekilsinler. Şahsi makam hırsı, şahsi çıkar hırsı olanlar kendi meselelerini, milletin meselelerinin önünde gören varsa onlar kendilerine başka merciler, başka mevkiler arasınlar. 'Efendim ben seçimlerde aday olmadım, aday olmadığıma göre bunun hesabını başka bir noktada sorarım' düşüncesinde olanlar varsa bu da çok ciddi bir yanlıştır. Bu da bilesiniz ki direkten döner. Millet, bizim elimizden emaneti alıncaya kadar ya da bu bedendeki can emanetini sahibine teslim edinceye kadar hizmet etmeye devam edeceğiz. Onun için diyorum ki, teşkilatımız içinde uyum, koordinasyon son derece önemli. Bizi bölmeye, ayrıştırmaya, aramıza nifak sokmaya çalışanlara karşı hepimiz azami derecede dikkatli olmak zorundayız. Gazete manşetleriyle, köşe yazılarıyla, afaki yorumlarla, yanlış analizlerle partimiz üzerine oyun oynayanlara karşı uyanık olmak zorundayız. AK PARTi 'ye gönül vermiş her bir kardeşimden bu hassasiyeti bekliyorum. 29 Mart yerel seçimlerinden sonra muhalefet partileri bir kez daha yenilmiş olmanın mızıkçılığı ve hırçınlığı içindeler. Hükümeti oyalamak için, hükümetimizi yavaşlatmak, hizmetten alıkoymak için her türlü yola başvuruyorlar. Türkiye'nin güzide kurumlarını siyasete çekmek, kurumları istismar etmek, kurumlar üzerinden siyasi çıkar elde etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Seçim sürecinde üsluplarını nasıl düşürdüklerini, seviyelerini nasıl aşağılara çektiklerini, ağza alınmayacak kelimelerle, cümlelerle bu ülkenin Başbakanına nasıl hakaretler ettiklerini gördünüz. Şu anda bu hakaretlerinin bedelini yargı kararıyla ödüyorlar. 7 yıldır Türkiye'nin menfaatine, aziz milletimizin menfaatine olan her türlü girişime, her türlü reforma, her türlü yeniliğe karşı çıktılar.'' ÖNCE İMZA ATTILAR, SONRA KARŞI ÇIKTILAR Başbakan Erdoğan, konuşmasında, ana muhalefet partisi CHP'nin her fırsatta TBMM'de yapılan düzenlemelerin hayata geçirilmesine karşı çıktığını belirtti. CHP'nin ''iftira at, tutmasa da iz bırakır'' mantığı içinde hareket ettiğini ve yasal düzenlemelere karşı çıktığını ifade eden Başbakan Erdoğan, askere sivil mahkemede yargılanma yolu açan yasal düzenlemeye de değindi. Bu düzenlemenin, demokratikleşme adına atılan önemli bir adım olduğunu belirterek şunları söyledi:''Altına önce imza attılar, ardından karşı çıktılar. Gece yarısı baskını dediler. Peki senin milletvekillerin gece yarısı o parlamentoda ne iş yaparlar? Uyuyan milletvekillerini oraya niye gönderiyorsun? Kameralarda da gözüküyor. O anda oturumu yöneten Meclis Başkanvekili soruyor, kabul edenler el kaldırıyor, kabul ettiğini söyleyen kişi ertesi gün diyor ki 'bizi aldattılar'. Peki kabul ettin, bu el niye kalktı? Ve bu kişi grup başkanvekili. Söylenecek söz çok da, bize yakışmaz. Cumhuriyet tarihinde altında imzalarının bulunduğu bir yasal değişikliği Anayasa Mahkemesi'ne taşıyan bir muhalefet duydunuz mu, gördünüz mü? Siyaseti bunlar böyle yapıyorlar. Ama sorduğunuz zaman biz Cumhuriyet'ten daha eskiyiz diyorlar. Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına rahmet yağardı. Siz busunuz. Türkiye'nin lehine, Türk milletinin lehine olan bütün yasalara karşı çıktılar ve çıkmaya da devam ediyorlar. 2008 yılında tam 16 yasayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdılar. Onlara dedik ki; gelin Anadolu'nun yollarında siyaset yapın, gelin Trakya'nın yollarında siyaset yapın. Ama onlar ısrarla ve inatla mahkeme kapılarında, duruşma salonlarında siyaset yapmanın ısrarı ve inadı içindeler. Kendilerini Ankara'ya mahkum ettiler. Önümüze çıkan hiçbir engele takılıp kalmıyoruz. Gereksiz tartışmalarla, sanal mevzularla Türkiye'nin kaynaklarını, enerjisini heba etmedik, etmiyoruz. Gelin artık istismar siyasetini terk edin. Bu milletin hassas değerlerini, kutsal değerlerini istismar ederek, kimse siyaset üretmeye girişmesin. Bu aşamada muhalefete çok samimi olarak şu çağrıyı yapıyorum; milli duygular, milliyetçilik, etnik köken, etnik kimlikler, kurumlarımız, askerimiz, polisimiz üzerinden hiç kimse siyaset yapmasın. Gerginlikten çatışmadan, ayrışmadan, kamplaşmadan beslenen siyaseti hepimiz elimizin tersiyle itelim. Hizmette yarışalım, eser siyasetinde yarışalım. Gelin milletin dertlerine derman olma noktasında yarışalım. AK PARTi olarak hiçbir konuda kompleksimiz yok. Eleştiriye karşı asla ve asla tahammülsüzlüğümüz yok. Yeter ki eleştirilerin katkısı olsun. Yeter ki eleştiriler milletin menfaatine olsun. Biz hep ne dedik? AK PARTi kaybederse kaybetsin. Yeter ki milletim, ülkem kaybetmesin.''
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
akparti, başbakan recep tayyip, erdoğan, erzurum, genel başkanı, il kongresinde, konuştu, ve |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|