Evet toplumsal hafızası ne kadar zayıf bir millet olduğumuzu biliyorum. Bu yüzden bu konuyu açmaya karar verdim.
Burada görülmesi gereken şey şu : Büyük skandal olacak alçaklıklar deşifre olduğu zaman hep cemaate sallanılıyor veya gündeme getirliyor ve onun gölgesinde bırakılarak asıl deşifre olan skandal gözden kaçırılmak isteniyor.

Örnekler;

1. CHP'li Önder Sav'ın telefonunu açık unutarak Bolu valisine direktifler verdiği deşifre olunca 'cemaat dinledi sızdırdı' diye açıklama yapmışlardı. Ama sonra Turkcell'inde gönderdiği kayıtlarla telefonunu açık unuttuğu ortaya çıkmıştı.





2. Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri Adıyamanlı bir gazetecinin tutuklanmasını Gülen cemaati hakkında yazdığı yazılara bağlamıştı. Halbuki onun sabıkasında olmayan suç yoktu;





3. Danıştay'a 2006 mayısında silahlı saldırı yapan ETÖ'nin adamı alparslan aslan büyük bir talihsizlik sonucu(!) yakalanınca basında 'nurcu şeyhten talimat aldığı' şeklinde haberler çıkmıştı. Ama o Salih Kuter'in hiçbir cemaatle ilişkisi olmadığını şeyh filan olmadığını söyledi. Zaten Alp. Arslanı ETÖ'ye bağlayan 10 tane köprü sonra ortaya çıktı.








4. Ergenekon davasında delil klasörlerindeki bilgiler + Tuncay Güney'in açıklamaları yayınlanmaya başlanında başta Hürriyet olmak üzere diğer ortakları ''Rusya'dan Gülen'e darbe'' , ''Rusya, Gülen Cemaatinin kökünü kazıdı'' diye 1 sayfadan girdiler. Halbuki herhangi dava açılmamıştı F. Gülen'e;






5. Başta ETÖ'nün üst düzey yöneticiliğinden tutuklanan DOĞU PERİNÇEK ve diğerleri gözaltıları olduğu zaman 'Poliste F tipi örgütlenme' başlıklı CHP'li sözleri çıktı basında. Perinçeklerin telefon görüşmelerindeki konuşmaları yayınlamadan böyle verdiler;




6. Ocak 2009'da ETÖ'nün 10. dalgası oldu ve yüksek rütbeli devletin tepesinde 'görev almış' askerler bürokratlar gözaltına alındı. Hemen ardından ''YÜZYILIN OLAYI FETHULLAH FÜLEN'' diye kocaman manşetlerle çıktı günlerce ETÖ'nün gizli bülteni bir gazete.







7. Tuncay Güney, Veli Küçük'le beraber olduğu zaman yapılanlardan bağlantılardan hatta ergenekonun çekirdek kadrosundan bir daha bahsetmişti. Kanal D haber bunları doğru dürüst göstermek yerine ''Gülen'den hiç bahsetmiyor'' diye vermişti haberi. Yani gene Gülen'i araya karıştırmaya kalkmışlardı, Türkiyenin en çok sevilen güvenilen birisini araya katarak asıl skandal bağlantıları deşifreleri gözden kaçırtmaya çalışmışlardı;







8. Mart 2009'da ETÖ davaları kabul edilmiş örgütün terör örgütlerini kullandığı yönettiği, darbe planları yaptığı, suikastler yaptığı gibi korkunç suçlamalardan yargılanmasına başlanacaktı. İddiaanmedeki suçlamalar deliller, güvenilir basında ve televizyonlarda hafta boyu gösterildi. O haftanın sonundada şu haber çıktı HABERTÜRK ve SÖCZÜ'de, yani gene milletin öğrenmesinden korktukları skandalları Gülen'i karalama haberleriyle gizlemeye kaktılar;





Bunların yanında şunuda unutmayalım. Sadece Gülen haberleriyle skandalları ihanetleri gözden kaçırmaya çalışmadılar. Bu sıralarda PKK hep saldırıyordu hep şehitler veriyorduk. Onun içinde ayrı bir başlık açılabilir, iddianemelerin özellikle kabul edildiği gün, poyrazköy cephanelikleri ortaya çıkarıldığında, Zir vadisindeki cephanelikler vs hep şehitler verdik.


9. Ve klasik taktiğin son versiyonu HANEFİ AVCI'dan geldi. Şamil Tayyar bu konuda bildiklerini anlattı ve müthiş bir deşife yaptı. Bu kitabI yazmasının sebebi TUTUKLANACAĞINI ANLADIĞI İÇİN, ÖĞRENDİĞİ İÇİN, GENE DİKKATLARİ ASIL SKANDAL İHANETE DEĞİL CEMAATE ÇEVİRMEK İÇİN YAZDI. BÖYLECE GÖZDEN KAÇIRACAKTI.



Zaten statükocu MHP, CHP, İP, TKP, Doğan Medyası bir kaşık suda boğmaya hazırlar cemaatkeri dindar insanları. Hemen akabinde hemekki Avcı haklıymış diye sürmanşetten verdiler dediler. Yani gene asıl ihanet skandal deşifreyi, cemaati araya katarak gizlemiş oldular.