AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 01-12-2008, 12:42   #1
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Alevi iftarı... Kim düşkün, kim pişkin? ( HASAN KARAKAYA )
Meşhur bir fıkradır... ünlü bir futbolcu, karısını öldürmekle suçlanıyordu!..
Futbolcu yakalanmıştı...
Ama "karısının cesedi" ortada yoktu..
Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi..
Futbolcu, "sanık sandalyesi"nde oturuyordu..
Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı ise, "jüriyi ikna etmeye" uğraşıyordu..
- "Sayın jüri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.. Buna az sonra sizler de inanacaksınız.. Neden mi? Bakın, şimdi 1'den 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karısı bu kapıdan içeri girecek..
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10..."
Bütün jüri kapıya döndü...
Kimse girmedi içeri.. Avukat bir savunma dehasıydı; öldürücü hamlesini yaptı..
- "Bakın siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz.. çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız.. İşte kararı verirken bunu düşünmenizi talep ediyorum.."
Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dâvâ bu şekilde sonuçlandı.
Mahkeme çıkışında avukat, "bayan jüri başkanı"na yaklaştı:
- "10'a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız.. Neden böyle bir karara imza attınız?"
- "Doğru" dedi jüri başkanı; "Evet, ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu!"
Bir fıkra da olsa, bu olay, "çarpıcı bir gerçeği" ifade ediyor!..
Hani; "Bakışlarınızın, karşınızdakini etkileyebilmesi için önce sizin içinizden geçmesi gerekiyor" diye bir söz vardır ya; bu da öyle bir şey işte!..
"İddia" ettiğiniz bir olaya "başkalarının inanması" için, ilk önce "kendinizin inanması" gerekiyor!..
Ortada bir "cinayet" var!..
Bunu "siz" işlemişsiniz!..
Ama, herkesten, "katilin başka birisi" olduğuna inanmasını bekliyorsunuz!..
Fakat, inanmıyorlar!.
çünkü, bunun böyle olduğuna, ilk önce "siz inanmıyorsunuz!"
İnanmıyorsunuz ki;
"Kapı"ya bakmıyorsunuz!..
çünkü, "gelecek kimse" olmadığını biliyorsunuz!..
Dolayısıyla, yakayı ele veriyorsunuz!.

MüSLüMAN GöZüYLE EHL-İ BEYT
Bu fıkrayı, "inanmadan yapılan" her işe uyarlayabilirsiniz.
Şahsen ben, bu fıkrayı "aktüel" bir olaya, evet "Erdoğan'ın iftarı"na ve ona gösterilen "tepki"lere uyarlamak istiyorum!..
Biliyorsunuz, dün akşam Türkiye'de bir "ilk" yaşandı... Abdal Musa Sultan Vakfı'nın finanse ettiği, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da "ev sahipliği" yaptığı bir "iftar yemeği" verildi Bilkent Otel'de!..
"Yemek sonrası tepkiler" elbette olacak... Olaya, "kimin, hangi pencereden baktığı" ortaya çıkacak.
Ancak, bana asıl ilginç gelen, "yemek öncesi tepki" gösterenler oldu!..
"12 Alevi dedesi"nin açıklamaları malûm...
"İftara katılanları düşkün ilân edeceğiz" dedi bazı "dede"ler!..
"Düşkün" ilân etmek demek; bir anlamda "yok saymak" demek!.. Yani, "dışlamak" demek, "konuşmamak, küsmek" demek!..
Sizin anlayacağınız;
"Kilise" tarafından "aforoz" edilmek gibi bir şey... Vakit'in dünkü 1. sayfasında "Alevi aforozu" diye bir başlık vardı ya, "olayı en iyi anlatan" isabetli bir başlıktı!...
Sahi, bu Alevi dedeleri, "kimi, niye aforoz" etmişlerdi!..
Yani, o iftara "ev sahipliği" yapan Başbakan Tayyip Erdoğan, bir "Müslüman" değil midir?..
"Alevilik de, İslâm'ın bir parçası" değil midir?..
O halde, bu "tefrika" neden?..
Bu "aforoz" etmeler, neyin nesi?..
Biliyorsunuz;
Kısa ve dar ifadesiyle Ehl-i Beyt demek, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz, Hz. Ali (r.a.) Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den oluşan "örnek aile" demektir.
Bunları bir örtünün altına alan Peygamberimiz, Cenab-ı Allah'a dua etmiş, onların tertemiz kılınmalarını, günah kirinden arındırılmalarını Allah'tan istemiştir.
Şu Peygamber buyruğu da Ehl-i Beyt'in dinimizdeki yeri ve değeri bakımından dikkat çekmektedir:
"Size iki şey bırakıyorum, bunları izlediğiniz sürece sapmazsınız; Kur'an-ı Kerim ve Ehl-i Beytim."

DüŞKüNLüK, LAİKLİĞİN NERESİNDE?..
Hâl böyleyken;
Bu "boykot"lar, bu "aforoz" etmeler, bu "düşkün" saymalar nedir Allah aşkına?..
O insanlar, "düşkün" ilân edilecek ne yaptılar?..
Hangi suçu işlediler?.. "Ahlâksızlık" mı yaptılar, "cinayet" mi işlediler yoksa eşlerini mi boşadılar?..
Bir "alevi dedesi" bilmez mi, "düşkün" ilân etmenin şartlarını?..
Hele de bu yemek;
"Devlet" ile "Alevi" vatandaşları barıştırmaya, kaynaştırmaya matuf bir yemek ise!.. Bunun, neresi suç?..
Bu "aforoz"a en sert tepki gösterenlerden biri de; Alevi iftarının finansörü Abdal Musa Sultan Vakfı Başkanı Ali Tören oldu... Tören, hükümetin Alevi açılımının ilk adımı olan "iftar" yemeğine karşı çıkanların Aleviler üzerinde baskı uyguladığına dikkat çekerek, "Marksist oluşumlar kendileri gibi düşünmeyen insanlar üzerinde baskı uyguluyorlar ve işi laik devlette asla yeri olmaması gereken aforoza kadar götürüyorlar. Laikliğin yılmaz savunucularının maskesi düştü. Dedelerin siyasetle, parayla işi olmaz, dedelerin görevi kamil insan yetiştirmektir... Allah'la, İslâm'la ilgili olmayan ve laikliğin savunuculuğunu kimseye bırakmayan dernekler bizi "siz laik değilsiniz" diye eleştiriyor... Laikliğin kalesi olduğu iddia edilen derneklerin şimdi laikliğin kesinlikle reddettiği 'düşkünlük' olgusuna sarılmasını anlamak mümkün değil."
Doğru bir tesbit... Hem "laik"liğe dört elle sarılacaksınız, hem de "laikliğin reddettiği" bir kavramla, yani "düşkün" kavramıyla "tehdit" edeceksiniz!..
Bu ne perhiz, bu ne turşu?!?..
Aynen, fıkradaki gibi;
Buna, "kendileri de inanmıyor" olmalı ki, işte böyle "kendilerini ele veriyorlar!"

ALİ’SİZ ALEVİLİĞE SARILANLAR!
Benim en çok dikkatimi ve ilgimi çeken hususlardan biri de, AK Parti'nin Alevi kökenli milletvekili Reha çamuroğlu'nun şu sözleri oldu:
"Başbakan Tayyip Erdoğan, bu iftarda Kerbelâ Şehitleri için bir tek Fatiha okursa dahi, yeter!..
çünkü bu, bugüne kadar olmamış bir şeydir!"
Düşünebiliyor musunuz;
Bugüne kadar birçok "iftar"lar verilmiş ama, "Kerbelâ Şehitleri"nin ardından bir "Fatiha" bile okunmamış!..
çamuroğlu'nun bu sözleri;
Alevilerin içine Marksistler'in ve Ateistler'in sızdığını, "Ali'siz Alevilik" diyenlerin kimler olduğunu pek güzel deşifre ediyor!..
Abdal Musa Sultan Vakfı Başkanı Ali Tören ise, bu "deşifre"yi şu sözlerle pekiştiriyor.
"Biz, bu iftar yemeğine; Aleviliği İslâm dışında görenleri davet etmedik!.."
Ve devam ediyor:
"Bu yemek Hazreti Peygamber’in torunu Hüseyin ve Hasan'ın yas yemeğidir, şahadet yemeğidir. Kendileri böyle bir yemeğin verilmesini uygun görmüyorlar. Kendileri Ali Sami Yen ve Abdi İpekçi'de cem töreni yaparlar. Ama 1000 kişilik yemeği çok görürler."

ET YOK, SU YOK, BIçAK YOK!
Kim ne derse desin, AK Parti Hükümeti, dün, bir "ilk"e imza atmıştır!..
"Bilkent'teki iftar"a bin civarında insanın katılması, orada "mersiye"lerle birlikte "sofra duası" yapılması, takdire şayan bir girişimdir!.
Hele hele;
Aleviler için "hassas" olan bir konuda "incelik" gösterilmesi de, bu yemeğin istismar amaçlı olmadığını göstermeye yeterlidir!..
Düşünebiliyor musunuz;
İftarlarını, genellikle "su" ile açan "Sünni" Müslümanlar, dün "Alevi anlayışına saygı" göstererek, "su" içmediler!.. Evet, sofralarda "su" yoktu!..
Yine "Alevilere saygı"dan dünkü iftar yemeğinde "etli yemek" de yoktu!..
Dahası, "bıçak" da yoktu!..
Söyleyin Allah aşkına;
Bunca inceliğe, bunca saygıya rağmen o yemeğe katılmamak, katılanları da "düşkün" ilân etmek, hangi inanca sığar?..
Haa, ortada "inanç" değil de "menfaat" ve "ideolojik saplantı" varsa, o başka!..
Ne yalan söyleyeyim;
Dünkü tabloyu gördükten sonra; "bazı Alevi dernekleri"nin, özellikle "Avrupa ülkeleri ve Anglikan kilisesi tarafından kullanıldığına" inanmaya başlayacağım!.. Kimbilir; ortada, "milyar dolar"lar döndüğünü söyleyenler, belki de haklıdır!..
Aksi halde; "uzatılan el"i geri çevirmek ve el uzatanları "düşkün" ilân etmek gibi bir "pişkinlik" sergilenmezdi!..
Uzun lâfın kısası;
İftara katılanlar, asla "düşkün" olamaz!..
Ama, katılmayanlar biraz "pişkin" geldi bana!..
öyle ya;
Söylediklerine, kendileri de inanmıyor!..
Eğer inansalardı;
Kendilerini bu kadar kolay ele vermezlerdi!..
Bu çağda, bu kafa!
Biliyorsunuz, bu ülkenin “dindar” insanları, yıllardır olmadık saldırılara maruz kaldılar.. Evlerinde “haremlik-selâmlık” oturdukları ve “kadın eli sıkmadıkları” için suçlandılar... Oysa, “dini bir hassasiyet”ti bütün bunlar... Ve ayrıca; hiç kimse kadınlarla birarada oturmak veya kadınların elini sıkmak zorunda değildi.
öyle ya; “Senin dinin sana, benim dinim bana!”
Gelin görün ki; bu insanlar; “bu çağda bu kafa!” denilerek, “yobaz” ve “gerici” ilân edildiler!..
Peki, “dini inancı” dolayısıyla veya “zehirlenme” kuşkusuyla, Sağlık-İş Başkanı Mustafa Başoğlu’nun ikram ettiği “çikolata”yı yemeyen İsrail Büyükelçisi Gabi Levi’ye ne demeli?..
Bu davranışın “nezâket, terbiye, görgü ve saygı” neresinde?..
Şu hâle bakın; adam “ikram” edilen çikolatayı yemiyor da, “cebinde getirdiği” çikolatayı yiyor!..
Ama kalıbımı basarım; ona hiç kimse “yobaz” demeyecek!..
Hiç kimse, “Bu çağda, bu kafa” diye aşağılamayacak!
çünkü bizim medyamız;
“Müslümansavar” ama “Müsevisever”dir!..

Hasan KARAKAYA / VAKİT 12/01/2008

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 01-12-2008, 12:43   #2
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Alevi iftarı... Kim düşkün, kim pişkin? ( HASAN KARAKAYA )
Ama kalıbımı basarım; ona hiç kimse “yobaz” demeyecek!..
Hiç kimse, “Bu çağda, bu kafa” diye aşağılamayacak!
çünkü bizim medyamız;
“Müslümansavar” ama “Müsevisever”dir!..



İşte bizim medyamız. Ama onlar da birgün yola gelecek...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 01-12-2008, 20:53   #3
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Alevi iftarı... Kim düşkün, kim pişkin? ( HASAN KARAKAYA )
Bir kez iyi bir şey yaptığımızda takdir görsek ne olur yani ? Diliniz mi , gönlünüz mü aşınır? (...Menfaat perdelerinizi yok sayarsak ) Burada birlik beraberlik içinde bu hoşluğa el uzatacaklarına ... :-X Neyse siz takdir edin veya etmeyin biz güzel şeyler yapmaya devam edeceğiz inşaAllah.

DURMAK YOK YOLA DEVAM


Medya medya medya... Çıkarılcılığın, iftiranın,menfaatçiliğin başrol oyuncuları..Din karşıtlığında önde giden bir avuç topluluk...(İstisnalar hariç tabi ki ) ..Düzelmesi ümidiyle inşaAllah

Teşekkürler Nusret
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-13-2008, 03:08   #4
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Alevi iftarı... Kim düşkün, kim pişkin? ( HASAN KARAKAYA )
Alıntı:
ümitli_bekleyiş Nickli Üyeden Alıntı
Bir kez iyi bir şey yaptığımızda takdir görsek ne olur yani ? Diliniz mi , gönlünüz mü aşınır? (...Menfaat perdelerinizi yok sayarsak ) Burada birlik beraberlik içinde bu hoşluğa el uzatacaklarına ... :-X Neyse siz takdir edin veya etmeyin biz güzel şeyler yapmaya devam edeceğiz inşaAllah.

DURMAK YOK YOLA DEVAM


Medya medya medya... Çıkarılcılığın, iftiranın,menfaatçiliğin başrol oyuncuları..Din karşıtlığında önde giden bir avuç topluluk...(İstisnalar hariç tabi ki ) ..Düzelmesi ümidiyle inşaAllah

Teşekkürler Nusret
Ah be Eda, sen de olmasan var ya... Neyse... Ben teşekkür ederim...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 01-13-2008, 20:33   #5
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Alevi iftarı... Kim düşkün, kim pişkin? ( HASAN KARAKAYA )
Dalga geçmeyelim lütfen :-[ : ;) Normalde kendi kendime yaptığım yorumları, buraya ekliyorum.İnsan tutamayınca içinde ...
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-13-2008, 22:40   #6
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Alevi iftarı... Kim düşkün, kim pişkin? ( HASAN KARAKAYA )
Alıntı:
ümitli_bekleyiş Nickli Üyeden Alıntı
Dalga geçmeyelim lütfen :-[ : ;) Normalde kendi kendime yaptığım yorumları, buraya ekliyorum.İnsan tutamayınca içinde ...
Estağfurullah, ne dalgası. Ben senin yorumlarına hayranım...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 01-13-2008, 22:48   #7
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Alevi iftarı... Kim düşkün, kim pişkin? ( HASAN KARAKAYA )
Ya sen ciddi ciddi dalga geçiyorsun.Kızıyorum ama > .Hayran oluncak neyi var ki ? Bildiğin sıradan kelimelerden oluşan, klasik cümleler ..Burada, böyle konularda engin bilgileri olan arkadaşlar varken bana mı kalmış hayranlık ;) Cahilin tekinin ,iki kelamı işte...
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-13-2008, 22:51   #8
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Alevi iftarı... Kim düşkün, kim pişkin? ( HASAN KARAKAYA )
Alıntı:
ümitli_bekleyiş Nickli Üyeden Alıntı
Ya sen ciddi ciddi dalga geçiyorsun.Kızıyorum ama > .Hayran oluncak neyi var ki ? Bildiğin sıradan kelimelerden oluşan, klasik cümleler ..Burada, böyle konularda engin bilgileri olan arkadaşlar varken bana mı kalmış hayranlık ;) Cahilin tekinin ,iki kelamı işte...
Sana öyle geliyor...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 01-13-2008, 23:02   #9
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Alevi iftarı... Kim düşkün, kim pişkin? ( HASAN KARAKAYA )
Yine de teşekkürler iltifatın için .Her ne kadar inanmakta güçlük çeksem de : ;)
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-13-2008, 23:08   #10
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Alevi iftarı... Kim düşkün, kim pişkin? ( HASAN KARAKAYA )
İnan inan. Rica ederim...
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi