|
![]() |
#1 |
![]() Alevilerin zulme uğradığı günlerde anma töreni yapan Alevi örgütleri, Hz. Ali (r.a.)'nin şehid edilişinin yıldönümü olan 28 Ocak'ta hiçbir etkinlik düzenlemedi. İstanbul Müftülüğü tarafından hazırlanan ve önceki gün bütün camilerde okunan “Hz. ALİ (R.A.)” konulu hutbede, Hz. Ali (r.a.)'nin şehadeti işlendi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılmasını talep eden Alevilerin, önderleri olarak gördükleri Hz. Ali'yi (r.a.) unutmaları ise dikkat çekici bulundu.
MARAŞ, SİVAS VE DERSİM'DE YAŞANANLARI ANAN ÖRGÜTLER, HZ. ALİ'NİN ŞEHADETİNİ UNUTTU! Alevi örgütleri, 19 Aralık ile 26 Aralık 1978'de Kahramanmaraş'ta meydana gelen olaylarda yaşananları protesto ediyor. Alevi örgütleri, 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli'nde gelen olaylarda ölen kişileri kitlesel eylemlerle anıyor. Tunceli'de 1937 yılında meydana gelen Dersim İsyanı ya da Dersim Katliamı olarak anılan olaylar da, Alevi örgütleri tarafından hatırlanıyor. Kahramanmaraş, Madımak ve Dersim'de yaşananlarla ilgili etkinlik düzenleyen Alevi örgütlerin, Hz. Ali (r.a.)'nin şehadetini unutması, “Alisiz Alevilik mi isteniyor?” şeklinde yorumlandı İSTANBUL MÜFTÜLÜĞÜ HUTBE HAZIRLADI Alevi örgütlerinin unuttuğu Hz. Ali'nin şehadetini İstanbul Müftülüğü unutmadı. İstanbul Müftülüğü tarafından hazırlanan hutbede, 28 Ocak, İslam tarihinde çok acı bir olayın, Hz. Ali (r.a.)'nin şehid edilişinin yıldönümü olduğu belirtilerek, şöyle denildi: “(…) Hz. Ali Efendimiz bundan 1349 yıl önce Miladi 661 26 Ocak'ta Kûfe'de sabah namazı kılarken Abdurrahman İbn-i Mülcem isimli bir haricî eşkıyası tarafından zehirli bıçakla yaralanmış, iki gün sonra da şehid olmuştur. (…) Hz. Ali İslam'la ilk müşerref olanlardandır. Daha çocuk yaşta Hak davete icabet etmiş, Mekke döneminin sıkıntılarını yaşamış, Medine'ye hicret etmiş, Resul-i Ekrem'le beraber seferlere iştirak ederek cihad meydanlarının bükülmez kılıcı olmuştur. Bu faziletlerinden dolayı Peygamberimizin (s.a.v.) medh-ü senalarına nail olmuş, Müslümanların gönlünde taht kurmuştur. Bir hadis-i şeriflerinde Peygamberimiz: “Ben kimin dostu isem Ali de onun dostudur” buyurarak ona olan derin muhabbetini ifade etmiştir. Efendimiz, Medine'de Ensar ve Muhacirleri kardeş yaparken Hz. Ali'ye kardeş vermemişti. Hz. Ali'nin buna üzüldüğünü görünce: “Dünyada ve ahirette senin kardeşin de benim” buyurmuştur. Hayber kalesinin düşmesi gecikince Rasulullah (s.a.v.): “Yarın sancağı öyle birine vereceğim ki Allah da Resulü de onu sever; o da Allah'ı ve Resulünü sever” buyurmuş, ertesi gün sancağı şerîfi Hz. Ali'ye teslim etmişti. Hz. Ali de bu şanlı görevin hakkını vermişti.” VAKİT
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() İstanbul müftülğünü kutluyorum, Hz.Ali efendimize rahmetle, minnetle anıyorum. Selam onun ve yolunda olanların üzerine olsun.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|