AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-12-2015, 04:58   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Ali Bayramoğlu - Seçimin Üç Boyutu
Ali Bayramoğlu



Seçimin üç boyutu...


Sandığın önemli sonuçlarından birisi, siyasetin yeniden merkez kayması oldu. Haziran seçimlerinde MHP ve HDP'nin meclisteki ağırlığı, sistemi etkileme, hatta kilitleme güç, uç ve merkez kaç eğilimlerin önemine işaret ediyordu. Kasım'da ise uçların kısmen eridiğini ve merkezin güçlendiği gördük. Bu açıdan taşıyıcı, bir anlamda toplumsal yapıştırıcı olan siyasi aktörün AK Parti olduğu açıktır. Ayrıca değil mi ki, MHP ve HDP'nin kayıpları AK Parti'ye kaptırdıkları ya da oy kullanmayan seçmenlerden ileri gelmiştir.

Bu, ilk ve siyasi boyuttur.

İkinci boyut ise iradidir.

Kimi siyasi aktörlerin siyasi stratejileri başarılı, kimilerininki başarısız oldu. Bu durum, bu aktörlerin ve temsil ettikleri siyasi fikrin gücü ve meşruiyetini doğrudan etkiledi. Tayyip Erdoğan erken seçimleri isteyen, telkin eden, hatta zorlayan aktör olarak ortaya büyük bir bahis koymuş ve kazanmıştır. Zaten baskın olan siyasi ağırlığı ve meşruiyeti daha da artmıştır. Buna karşın Bahçeli'nin dili çözümsüzlüğü, siyasetsizliği ve faydacılığı temsil ettiği oranda, bu liderin ve partisinin ağırlığı ciddi şekilde azalmıştır. HDP ise benimsediği savaş ve savaşçı dilin faturasını ödemiştir.

Üçüncü boyut sosyolojiktir.

AK Parti'nin ülkedeki kurucu siyasi modeli ters yüz etmesiyle, verili toplumsal ve siyasal hiyerarşiyi ise değiştirmesiyle aktif hâle geçen belirleyici bir toplumsal dalga var karşımızda.

Bu dalgayı oluşturan toplumsal gruplar son AK Parti politikalarıyla elde ettikleri kazanımlara, ana demokrasi kriteri kıldıkları “eşitlenme politikaları”na sahip çıkıyorlar. Haziran seçimlerinde olduğu gibi zaman zaman tepki duymalarına, eleştirel olmalarına rağmen, Kasım seçimleri örneğinin gösterdiği üzere AK Parti iktidarını tehlikede olduğu her tekrar kuşatıyor ve savunuyorlar. Bu açıdan bu dalganın son gösterisi % 50 civarında oy oldu.

Bu boyutun bir de arka yüzü var. Bu arka yüz, modern, seküler, sol, liberal ve Gülen cemaati gibi sistemin içinde yer tutan bir tür muhafazakâr kesimlerden oluşuyor. Bunlardan kimisi bir dönem değişime direnci temsil etti. Kimisi ise bugün AK Parti politikalarının demokrasiyle çeliştiğine dair bir eleştirel duruşu temsil ediyorlar. Ancak ne olursa olsun, tek tek ya da cephe hâlinde oldukları yerde sayıyor ve sürekli kaybediyorlar. AK Parti'nin oy miktarı olarak büyümesi ya da küçülmesinde hiçbir etkileri olmuyor. Kürt hareketindeki payları % 2'yi geçmiyor.

Bunun temel nedeni “siyasetsizlik”... Ülkenin hâkim taleplerine, dokusuna, eğilimlerine oranla siyasetsizlik....

Siyasetsizliğin arkasında yatan ana öge ise kendi talep, değer sistemleri içine hapsolmak ve yerel hassasiyetlerden bunların demokrasiyle ilişkinden tümüyle uzak durmak ve sonuç olarak “anlamamak”...

Karşı dalgayı hiçbir şekilde anlamlandıramıyorlar. Bu dalgayı oluşturan kesimlerin seçmen davranışına anlam vermiyorlar. Kendi değer sistemlerinden yola çıkıyor, karşı tarafın davranışını mutlak saydıkları kimi evrensel değerlere oranla irrasyonel buluyor, en nihayet bu kesimlerin şu ya da bu şekilde “geri” olduğu, en azından demokrasi ve özgürlük hassasiyeti taşımadıkları hükmüne varıyorlar.

Bu onları sınıfsal ve elitist bir muhalefet refleksinin içine itiyor. Muhaliflikleri siyasi öneri, proje, tahayyül bakımından tümüyle içi boş, toplumun iç dinamiklerinin zayıf olduğunu düşünen ya da şikâyet eden bir muhalefet tipi oluşturuyor.

İktidardaki otoriter bir eğilimi, ataerkil bir siyaset tarzını diktatörlük ilan ederek, özgürlük alanı daralmasını özgürlüklerin imhası şeklinde açıklayarak, cemaat meselesinde olduğu gibi seçici algıyla ülke dinamiklerini, demokrasi ve toplumsal eşitlenme arasındaki ilişkiyi görmezden gelerek tutturdukları dil, sadece karşı dalganın biraz daha kabarmasına yol açıyor.

Ayrıca kimi haklı eleştirileri, otoriterleşme, keyfilik, kimlikçi siyaset gibi eleştirileri bu koşullarda hiçbir şekilde eko yapamıyor.

Kendi dünyaları içinde tutuklu kaldıkça temsil güçleri % 30'larda dolaşıyor.

Karşı dalgayı anlamadıkça, iki büyük kesim arasında köprü kurma politikalarına soyunmadıkça bu böyle devam edecek...

Kaynak

Yeni Şafak 04.11.2015

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi