12-23-2013, 01:21 | #1 |
Ali Karahasanoğlu "27 Mayıs: Ağaç 17 Aralık: Rüşvet"
Gezi isyanında nasıl ki kendilerine “ağaç”ı kalkan yaptılar.. Nasıl ki, “Ağaçların kesilmesine destek mi veriyorsunuz” diyerek, “Gezi isyanını eleştirenleri” susturmaya kalkıştılar.. 17 Aralık’ta da.. Aynı oyunu oynuyorlar. Bu sefer “ağaç katliamı” bahanesi değil.. “Rüşvet ve yolsuzluk” bahanesi var.. İkisi de isyan.. İkisi de hükümeti devirme operasyonu.. İkisinde de kullanılan argümanlar, büyük çoğunluğu ile aynı.. Hatırlayın.. Gezi isyanında nasıl rüzgarlar estiriliyordu.. Ağaçlar kesilmesin diye parkta nöbet bekleyen öğrencilerin çadırlarının yakıldığı.. Arkasından gelişen olaylarda 500 yaralı olduğu tweetleri atılıyordu.. Yaralıların, 10’u da ağır idi... Palet altında kalan genç kız ölmüştü. Hamile kadın çocuğunu düşürmüştü. Daha neler neler.. Sonra ne çıktı? Hepsi palavra. Önemli olan ne idi? Sözüm ona “Bunlar eğitimli gençlik.. Sıradan gösterici değil” diye takdim edilenlerin içinden bir şapşalın tweetinde anlatıldığı üzere: “48 saat daha direnin. Avrupa Birliği toplanıyor, hükümeti görevden alacak.” Bu olayların önde giden savaşçıları olduğu gibi.. Sizden görünüp, “Ama Başbakan da fazla diktatörleşti.. Bu kadar da olmaz ki.. Gençler de haklı ama” türünden eleştirilerle, yangına benzin taşıyanlar vardı.. O günlerin üzerinden, yıllar geçmedi. Birkaç ay öncesinde idi,tüm bunlar.. Bugün ne oluyor? Yine benzer palavralarla.. “Yolsuzluk var” gerekçesi ile.. “Rüşvet verildi” gerekçesi ile.. “Saldırıya biraz daha devam edin, bakanlar istifa edecek. Ondan sonra Tayyip de gidecek” planı ile.. Hükümeti devirme operasyonu.. Doğan medyası için zaten bu, bulunmaz bir fırsat.. Bir de bunlara Gülen ekibi eklenirse.. Zannettiler ki.. Gezi isyanında gerçekleştirilemeyen.. “Rüşvet” gerekçeli operasyonla gerçekleşecek.. Palet altında genç kızın öldüğü yalanının yerine bugün ne var? “Bir bakana, 1.5 milyon dolar rüşvet verilirken görüntüler var..” yalanı.. Paletin altında kalan genç kız olmadığı gibi.. Haftanın sonunda görüyoruz ki,1.5 milyon dolar rüşvet alan bakan görüntüsü de yok.. “500 yaralı var, 10’u ağır” diyorlardı ya.. Şimdi bunun karşılığında ne yalanı var? “30 yaşında dandikten bir adam, milyar dolarlık altın ihracatı yapıyor.” Sonunda ortaya çıkıyor ki.. “30 yaşında, yeni yetme” dedikleri adam. Babadan dededen altın işi yapan, zaten bu işten zengin olmuş bir ailenin çocuğu.. Kara para dedikleri de, İran’dan alınan doğalgazın karşılığı.. Dün diyorlardı ki.. “Hamile kadına polis vurdu. Kadın çocuğunu düşürdü..” Şimdinin yalanı da, “Bir emniyet müdürü, Masak’a şikayet etti diye Osmaniye’ye sürüldü..” Bunun doğrusu ne çıktı? İş adamını kaymaklı bal olarak gören bir emniyetçi, avanta istiyormuş.. İş adamı da emniyete, bakanlığa şikayet etmiş. Bu sebeple emniyet müdürü, kovulacağına, sürülmüş! İyilik etmişler yani.. Daha neler neler.. Fatih Belediyesi’nin, Marmaray üstüne tehlikeli inşaat izni vererek, otel yaptırdığı iddiasını da.. Kendileri düzelttiler.. Henüz otel yapılmamış. Henüz inşaat bile başlamamış. Henüz ruhsat bile alınmamış.. İftiranın.. Yalanın bini bir para.. • 25 yıllık hukukçu olarak söylüyorum.. Şu ana kadar ortaya atılan iddialar içinde.. Bana tek ciddi gelen.. Zafer Çağlayan’a verildiği söylenilen 700 bin dolarlık saat. Bu saati, bakanın kolunda gösteren görüntüler.. Eğer bu doğru ise.. O saat haksız bir işlem için bakana verilmesini bırakın. Öylesine bile verilmiş olsa.. Onu da bırakın. Kendi kazancı ile bile almış olsa.. İnsaf yani.. 1.200 TL maaşla çalışan milyonların olduğu bir ülkede.. Bir bakan 1 milyon 400 bin liralık saati koluna takamaz.. Ama göreceğiz. Ya bu bilgi de yanlış çıkacak. Saatin o değerde olmadığı anlaşılacak.. Ya da o bakan, yolcu olacak..
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|